ABD’nin CHP’ye atadığı kayyum: Jeremy Rifkin
Rifkin, ülkelerin bölünmesi konusunda deneyimli. Katalonya Başbakanı Carles Puigdemon, bağımsızlık referandumu sürecinde 50 bin euro ücret vererek Rifkin'i bir konferansa davet etti. Rifkin konuşmasında Katalonya'nın İspanya'dan ayrılması için neler yapılması gerektiğini anlattı.
Konferanstan sonra ayaklanma başladı. İspanya hükûmeti referandumu tanımadı, Rifkin kovuldu.
CHP 3 Aralık 2022 günü İstanbul'da “vizyon toplantısı” diye de bilinen “İkinci Yüzyıla Çağrı” etkinliği düzenledi. Bu 70 danışmanın önde geleni olan Prof. Dr. Jeremy Rifkin, ABD'nin CHP'ye atadığı kayyum olarak nitelenebilir.
PKK'ya yardım ve yataklık eden HDP'li belediyelere kayyum atanmasına şiddetle karşı çıkan Bay Kemal, ABD'nin partisine kayyum atamasına gıkını bile çıkarmadı.
CHP Eski Milletvekili Mehmet Sevigen açıkladı: "Jeremy Rifkin'i CHP'ye (Kemal Bey'e) ABD Ankara Büyükelçisi Jeffrey Flake tavsiye etti. (Rifkin ile) tanıştıktan 1 ay sonra (Kemal Bey) Türkiye'nin ekonomisini bu adama emanet etti."(1)
Şaşılacak bir şey yok. Biden taa Amerika'dan telefon edip: "Mr Kemal, Rifkin'i partinize kayyum tayin ettim." diyecek değildi ya... Mesajı Büyükelçi ile göndermesi çok doğal.
ROCKEFELLER BAĞLANTISI
Jeremy Rifkin, Rockefeller ailesinden çeşitli tarihlerde para desteği almış. FOET (The Foundation on Economic Trends = Ekonomik Eğilimler Vakfı) Kurucu Başkanı Rifkin, operasyonlarını bu vakıf üzerinden yürütüyor.
www.foet.org sitesinde "DONATIONS =Bağışlar" bölümünde "Siyonist Para Baronları" olarak adlandırılan Rockefeller Ailesi'ne ait 3 kuruluştan bağış aldığı görülüyor.(2)
SİYASET ÜSTÜ IMF EKONOMİSİ
ABD Kemal Derviş'i Ecevit Hükûmeti'ne kayyum atamıştı. IMF programını acımasızca uygulayan Derviş, Ecevit'in telefonlarına ABD ziyareti sırasında yanıt bile vermeye gerek görmüyordu. O derece siyaset üstü idi.
Toplantıda konuşan 5 danışmanın üçü ABD'den, ikisi de Ankara'dan video bağlantısı ile konuşma yaptı. Danışman seçildikleri partinin bu önemli toplantısına katılma gereği bile duymadılar. Siyaset üstü olduklarını gösterdiler.
“Siyaset üstü” kavramı, ABD'nin, IMF'nin isteklerinin yerine getirileceğini ifade ediyor. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında ABD tak diyecek, CHP şak yapacak. Vizyon Belgesi diye önümüze sürülen bu.
ABD'de yaşayan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, ekonomi konusunda sorulan her soruya “IMF'siz olmaz” diye yanıt veriyor. Derviş ekonomisinin Rifkin önderliğinde devam ettirileceği buradan görülüyor.
YENİDEN PKK AÇILIMI SÜRECİ
Ekonominin düzeltilmesi için PKK ile Açılım Süreci'nin yeniden başlatılması söz konusu. Acemoğlu, 2015'te bu sürecin bitirilip PKK'yı açtığı hendeklere gömme harekâtı başlayınca "Çözüm Süreci'nin (PKK Açılımı) bitmesi ekonomi için felaket olur" vecizesiyle PKK'ya kalkan olmuştu. Haliyle Altılı Masa iktidarında yeniden Çözüm Süreci uygulanarak ekonomi kurtarılacaktır.
Rifkin, ülkelerin bölünmesi konusunda deneyimli. Katalonya Başbakanı Carles Puigdemon, bağımsızlık referandumu sürecinde 50 bin euro ücret vererek Rifkin'i bir konferansa davet etti. Rifkin konuşmasında Katalonya'nın İspanya'dan ayrılması için neler yapılması gerektiğini anlattı. Konferanstan sonra ayaklanma başladı. İspanya hükûmeti referandumu tanımadı, Rifkin kovuldu. (3)
Benzer konuşmayı HDP toplantısında da yapabilir.
Sonuçta Rifkin kendine özgü programı olan bir kişi değil. ABD'nin çıkarları doğrultusunda görüş ve davranış gösteriyor, yeni tip anarşizm gibi o çıkarlara uygun teoriler geliştiriyor.
EKONOMİ UYGULAMALARI
Rifkin, Portekiz ve İspanya'nın ekonomilerini çıkmaza soktu. Daron Acemoğlu da Paşinyan'ın “Gel ekonomimizi kurtar” çağrısı üzerine gittiği Ermenistan'ın ekonomisini daha da kötü duruma sokarak ABD'ye geri dönmüştü.
ABD, dost veya düşman farkı gözetmeksizin diğer ülkeleri her yönden zayıflatmayı amaçlıyor. Amaç karşısında bölgesel veya küresel bir rakip görmemek. Zayıf olsunlar ki, ABD'ye muhtaç olsunlar ve denetimden kurtulmasınlar.
KÜRESEL ISINMA, YEŞİL ENERJİ, KARBON AYAK İZİ
ABD emperyalizmi yıllardır "Küresel Isınma", "Karbon Ayak İzi", "Yeşil Enerji" masalları ve dayatmalarıyla diğer ülkelerin gelişmesine çelme takmaktadır.
Havaya karbondioksit salınımının küresel ısınmaya neden olduğunu, bunu önlemek için kömür ve petrol gibi fosil yakıtların kullanımının azaltılması gerektiğini, rüzgar, güneş gibi yeşil enerji denilen kaynaklara yönelmek gerektiğini söylemektedir.
Bu yüzden her ülke fosil yakıt kullanımını beli sürelerde belli miktarlarda düşürme sözü vereceklerdi.
Aslında ABD yüz küsur yıldır en fazla karbon salınımı yapan ülkedir. Geri kalmış ülkelerde henüz sanayi yok iken istediği gibi fosil yakıt kullanmış, atmosferi kirletmişti. Şimdi geri kalmış ülkelerin gelişimini engellemek için bu yolu deniyor.
"Paris İklim Anlaşması" ile bu görüşünü diğer ülkelere kabul ettirmeyi başarmıştı. Yeşiller Partisi gibi çevreci örgütler de ABD'nin bu siyasetine yardımcı olmaktadır.
ABD, Avrupa ülkelerini ikna etme çabasında Avrupa Birliği'ni kullanmaktadır. Brüksel'deki bürokratlar bu çabalara destek olmaktadır.
Günümüzde kişi başına yıllık karbon dioksit salınımı ABD'de 15,5 ton, Rusya'da 12,5 ton, Çin'de 8,1 ton, AB'de 6,5 ton, Türkiye'de 6,1 ton, Hindistan'da 1,9 ton. Görüldüğü gibi ABD hâlâ kişi başı en fazla salınım yapan ülke. (4)
"Şu anda fosil yakıtları kullanarak inşa ettiğimiz 200 yıllık bir sanayi devriminin faturasını ödüyoruz." diyor Rifkin. O inşayı emperyalist ülkeler yaptı. Geri kalmış ülkeler daha yeni başladı. Adil olmak istiyorsanız önce ABD ve AB fosil yakıttı bıraksın, geri kalmış ülkeler size yetişince ileride bıraksınlar fosil yakıtı.
Rifkin, son on yıldır Avrupa Birliği'ne ekonomi, iklim değişikliği ve enerji güvenliği alanlarında danışmanlık hizmeti veriyor. Ayrıca AB Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve birçok AB ve Asya ülkesinin devlet başkanına danışmanlık yapıyor.(5)
Rifkin, Alman Şansölyesi Angela Merkel'in de danışmanı idi. Nükleer santralleri kapattırdı. Almanya doğal gaz bağımlısı oldu. Şimdi Alman Meclisi'nde kaloriferler kapanıyor.(6)
Fransa ve İngiltere de kömür santrallerini kapattı. Rus doğal gazı sorunu dolayısıyla şimdi bir yandan kömür madenlerini yeniden işletmeye açmaya, bir yandan da ABD'den pahalı doğal gaz almaya başladılar.
Bütün bu iklim masalları ve arkasından Ukrayna'nın Rusya üzerine sürülmesi Avrupa'nın ABD gazına bağımlı konuma gelmesini sağladı.
İNEKLERİN GAZ ÇIKARMASI SORUNU
İklim masalı yalnızca fosil yakıt kullanımı ile sınırlı değil. İnek, keçi, domuz ve tavukların sera gazı salınımı da masalın bir başka yönü. Bill Gates: “İneklerin çıkardığı gazlar dünyanın en büyük sorunlarından biri” dedi.(7)
Neden? Çünkü muhteremler yapay et üretecek, yapay etin satılabilmesi için inek sayısının azaltılıp inek etinin fiyatının artması gerekiyor.(8)
"İnekler çok fazla gaz çıkarıyor, azot, metan, amonyak salınımı artıyor" diyerek Hollanda'da inek sayısının yüzde 30 - 50 oranında azaltılması için harekete geçildi. Tavuk, keçi ve domuz sayıları da azaltılacak.(9)
Bu amaçla hayvanların otladığı araziler zorla kamulaştırılacak. Bu zorlamaya isyan eden çiftçiler inekleriyle birlikte Hollanda Meclisi'ni bastılar.(10)
Hem gelişmekte olan ülkelerin, hem de Avrupa'nın ekonomik gelişme, askeri açıdan da ABD vesayetinden kurtulma çabaları bu gibi yollarla engelleniyor. Ülkeler iç zorluklarla karşı karşıya getiriliyor, ABD'nin yediği nanelerle uğraşmaya mecalleri kalmıyor.
KARBON AYAK İZİ
Ülkelere ve şirketlere karbon ayak izi notu verilecek. Sera gazı salınımı istenen düzeyde olamayan ülkelerden veya şirketlerden mal alımı kısıtlanacak. Böylece serbest ticaretin önüne bir engel daha çıkarılmış olacak.
Kişilerin de karbon ayak izi sürülecek. Örnek olarak et konusunu görelim:
Gelecekte her ticari eylemin dijital ortamda (kredi kartı gibi) yapılması planlanıyor. Yapay et yalnızca fiyatından dolayı değil, yumuşak baskı yolu ile de tercih edilir hale getirilecek. Doğal eti istenen miktardan fazla alanlara çeşitli zorluklar çıkarılacak. Örneğin bir lokantaya ve bir otele alınmayacaksınız, veya o yıl izninizi kullanamayacaksınız, iş başvurularınız geri çevrilebilecek: “Kusura bakmayın, karbon ayak iziniz çok yüksek.”
Yapay et yalnızca bir örnek. Emperyalist sömürüyü devamlı kılabilmek için planladıkları düzen bu.
Jeremy Rifkin: “İnsanlar hayvancılıktan tamamen vazgeçmeli.”(3)
YENİ ANARŞİZM: MÜŞTEREKÇİLİK
Rifkin, ABD çıkarları doğrultusunda teorisyen olmaya soyunmuş. Yeni nesil endüstri devriminin müşterekçilik getireceğini savunuyor.
Sayfalar dolusu laf kalabalığını süzgeçten geçirdiğimizde elimizde kalan şu: Yeni teknolojiler, yeni endüstri devrimi devletin zayıflatılmasını, müşterekler (ortaklar) toplumu kurulmasını dayatıyormuş. Ortak menfaatler etrafında birleşen cemaatlere müşterekler deniliyor.
Sonuç olarak Rifkin'in amacı, Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda diğer ülkelerde devlet kurumlarının zayıflatılması, ABD hegemonyasına karşı direnme mevzisi olan milli devletin zaafa düşürülmesi olarak karşımıza çıkıyor.
TEORİ Dergisi Yazı Kurulu Üyesi Kuntay Gücüm, bu yeni anarşizm teorisini (dayatmasını) kapsamlı olarak inceledi.(11)
Rifkin'in CHP iktidarına vereceği en önemli vizyon işte budur: Türk devletini zaafa uğratmak.
DİPNOTLAR:
(4) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59088481
(6) https://habermotto.com/alman-meclisinde-soguktan-battaniye-dagitilmasi
(7) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-47280483
(8) https://www.ensonhaber.com/saglik/dunyada-ve-turkiyede-yapay-et-uretimi
(9) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58507087
(11) https://www.aydinlik.com.tr/haber/jeremy-rifkin-ve-yeni-anarsizm-musterekcilik-353862