ABD’nin Doğu Türkistan ayrılıkçıları İsrail’in yanında
ABD, yaratmak istediği, kendi varlığına hizmet eden dünya teorisini, kurgu görüntüler, çarpıtılmış tarih, satın alınmış akademisyen ve gazeteciler ile inşa etmeye çalışıyor. Batılıların algısına servis yapan hesaplar, asılsız veya çarpıtılmış haberleriyle Türkiye ve Çin’i aynı anda hedef alıyor
Emperyalizmin en güvendiği silahı kiralık medya, Amerika destekli Siyonizm’in işlediği insanlık dışı suçları mazur gösteremiyor. Her eyleminde duygu ve değer sömürüsü üzerine inşa edilmiş kurgular yaratan ABD, dünyanın dört bir köşesinde duygu ve değerler tarafından mahkum edilmiş durumda. Bu berrak mahkumiyete rağmen ABD, aynı arsızlıkla dişlerini geçirmeye çalıştığı ülkeleri itibarsızlaştırmak için yalan makinasını açık tutuyor. ABD tarafından fonlanan birçok hesap, Filistin’de işlenen insanlık suçuna yönelmiş gözleri, sözde Uygur mağduriyetine yönlendirme çabası içerisinde. Sözde Müslüman(!) Doğu Türkistan ayrılıkçılarının İsrail’in yanında tavır alması ise rastlantı değil(1). “Uygurlar baskı altında aç bırakılıyor” gibi asılsız haberler yayan bir internet sitesi; “Ümmet, bazı Uygur örgütlerinin İsrail hükümetine verdiği desteği merak ediyor olabilir…” girizgahıyla konuya giren bir makale ile Doğu Türkistan ayrılıkçılarının İsrail’e verdiği desteği bin bir dereden su getirerek açıklamaya çalışıyor. Makalede, Doğu Türkistan ayrılıkçılarının ABD ve İsrail’den aldığı fonlardan da söz ediliyor (2).
ABD’NİN ÇİN’İ İTİBARSIZLAŞTIRMA PLANI
2018'de eski üst düzey ABD yetkilisi Lawrence Wilkerson, CIA'nın "Çin'i istikrarsızlaştırmak isteyebileceğini, bunu yapmanın en iyi yolunun ise Uygurlar üzerinden bir huzursuzluk çıkarmak ve onların yanında yer almak” olduğunu açıkça ifade etmişti(3).
Batının kurgu görüntülerle “toplama kampı” olarak sunduğu, Çin’in Sinciang eyaletinde bulunan halk eğitim merkezleri, 1990 yılında başlayan ve 2015’e kadar belirli aralıklarla tekrar etmiş terör eylemlerine karşı bir önlem olarak, bölge halkını bilinçlendirmek ve halkın sosyal hayatını canlandırmak için açılmıştır. Bu eğitim merkezleri, belli sanat ve mesleklerde yetkinlik sahibi vatandaşlar yetiştirmiş, bölgenin sosyoekonomik düzenini gözle görülür derecede iyileştirmiştir (4).
Sosyal medyada “mağdur” olarak tanıtılan Uygurlar, Batı kurgularının esir aldığı Çin vatandaşlarıdır. Amerika’da röportaj veren Doğu Türkistan ayrılıkçılarının mağduriyeti, farklı ülkelere kaçan veya kaçırılan FETÖ mensuplarının mağduriyetiyle aynıdır. Düşünce kuruluşu “China Watch Institute” tarafından 30 Nisan 2021’de paylaşılan, Doğu Türkistan ayrılıkçıları ile Batı ülkelerindeki bazı kişi ve kuruluşlar arasındaki bağlantıların araştırıldığı rapor, Çin’e karşı yürütülen kara propaganda ile ilgili daha fazla detay sunmaktadır(5).
TÜRKİYE VE ÇİN AYNI ANDA HEDEF ALINIYOR
Özellikle bizim açımızdan uyandırıcı başka bir ayrıntı ise; 9 Ekim 2019’da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK/YPG ve DAEŞ’e karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı’nı “Türkiye Suriye’yi işgal ediyor” başlıklarıyla servis eden hesapların, Çin’deki halk eğitim merkezlerini “Çin’in gizli toplama kampları” olarak sunması(6). Batılıların algısına servis yapan hesaplar, asılsız veya çarpıtılmış haberleriyle Çin ve Türkiye’yi aynı anda hedef alıyor. Bize bu haberlerin, Çin’i karalayanları yansıtılırken, Çin’e ise, bize karşı hazırlananları ulaşabiliyor veya ulaştırılıyor. Öyle ki, Türkiye hakkında bilgi edinmek isteyen Çin vatandaşları da batı kaynaklarındaki bu yalanlardan payını alarak “Türkiye Suriye’ye neden savaş açtı?”, “Türkiye’de kaos devam ediyor mu?”, “Kürt sorunu tam olarak nedir?” gibi sorular sorabiliyor.
Yazıda “Doğu Türkistan ayrılıkçıları” olarak bahsettiğimiz terör yapılanmaları hakkında bir ek daha yapmak gerekir: Türkiye’nin doğusunda Kürdistan diye bir yerin olmadığı gibi, Çin’in batısında Doğu Türkistan diye bir yer yoktur. Kendilerine “Türkistan İslam Partisi” diyen terör örgütünün isimlendirilme biçimi, “Kürdistan İşçi Partisi” yani PKK’nınki ile aynı. Bu terör örgütlerinden bahsetmek bile, isimlerinde geçen yerlerin olabilme ihtimalini algılara yerleştiriyor. Halbuki, hangi Kürdistan? Hangi işçi? Aynı soruları Türkistan İslam Partisi için sormak mümkün. Gelin görün ki, kurmaca Kürdistan’ın da, kurmaca Doğu Türkistan’ın da allı şallı Wikipedia sayfaları var, üstelik düzenlenme biçimleri fazlasıyla benzerlik gösteriyor(7).
ABD, yaratmak istediği, kendi varlığına hizmet eden dünya teorisini, kurgu görüntüler, çarpıtılmış tarih, satın alınmış akademisyen ve gazeteciler ile inşa etmeye çalışıyor. Atlantik düzenine teslim olmayan devlet, ekonomi ve halklar arasındaki diplomasiye zarar vermek için yaratılan kurgular, her türlü tutarsızlığı “gerçek” kılma hikmetine sahip “para” sayesinde kamuoyuyla buluşuyor. Bu kurgulara maruz kalan bizler için Sokrates’in “üçlü süzgeç testi” tam anlamıyla bir panzehir etkisi yaratamasa da bağışıklığımızı artıracak niteliktedir.
SOKRATES’İN ÜÇLÜ SÜZGEÇ TESTİ
Bir gün Atinalı bir vatandaş Sokrates’e: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” der.
Sokrates: “Bir dakika bekle” diye cevap verir ve devam eder: “Bana bir şey söylemeden önce söyleyeceğin haberi küçük bir testten geçirmeni istiyorum. Buna, Üçlü Süzgeç Testi deniyor.”
Adam merakla: “Haberi test etmek mi?” diye sorar.
“Doğru” diye devam eder Sokrates. “Benimle arkadaşın hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğin hakkında düşünmek iyi bir fikir olabilir. Üçlü Süzgeç denmesinin sebebi, bu testin kendine sorman gereken üç sorudan oluşuyor olması. Birinci süzgeç: Gerçek süzgeci. Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam olarak gerçek olduğundan emin misin?”
Adam: “Hayır, aslında bunu sadece duydum.” der.
Sokrates: “Öyleyse, bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun… Şimdi ikinci süzgeci deneyelim, yani iyilik süzgecini. Arkadaşın hakkında bana söylemek istediğin şey, iyi bir şey mi?” diye sorar.
Adam Sokrates’e: “Hayır, tam tersi” diye cevap verir.
Sokrates: “Öyleyse onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir süzgeç daha kaldı. İşe yararlılık süzgeci; bana arkadaşın hakkında söyleyeceğin şey benim için yararlı mı?” diye sorar.
Adam şaşırarak: “Hayır. Pek sanmıyorum.” der.
Sokrates: “Eğer söyleyeceğin şey doğru, iyi veya bana faydalı değilse, bana niye söyleyesin ki!” diyerek olay yerinden uzaklaşır.
SONUÇ Eğer dünyayı yönetmeye kafayı takmışsanız ve elinizdeki tek güç para ise, elinizde hazır para varken ABD gibi kendinizi taçlandırabileceğiniz bir paralel evren yaratmayı deneyebilirsiniz. Ancak eğer gerçeği her şeyin üzerinde tutuyorsanız, o zaman kaçınılmaz olarak ABD ve oligarşik hakimiyetin başına bir şey getireceksiniz demektir.
KAYNAKLAR
(1) https://twitter.com/SalihHudayar/status/1711086327528112500 https://twitter.com/SalihHudayar/status/1733225111824617688 (2) https://muslimmatters.org/2023/10/19 /why-uyghurs-cannot-unconditionally-support-palestinians/ (3) https://www.youtube.com/watch?v= graT0jQNkzw&t=59s (4) https://news.cgtn.com/news/2020-08-25/Lies-and-truth-Vocational-education-and-training-in-Xinjiang-TeSMTJq2gU/index.html (5) https://www.chinadaily.com.cn/a /202104/30/WS608b4036a31024ad0babb623.html (6) https://www.politico.eu/article/8-questions-about-turkeys-incursion-into-syria-answered/ https://www.youtube.com/watch?v=oUeXaPaKF50&t=37s https://www.youtube.com/watch?v=cMkHcZ5IwjU&t=359s (7) https://en.wikipedia.org/wiki/Kurdistan https://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fu_T%C3%BCrkistan
