05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD’nin gelecekten beklentisi: Karanlık ve trajedi

ABD’de dört yılda bir hazırlanan Ulusal İstihbarat Konseyi raporu yayımlandı. ‘Küresel Eğilimler 2040’ adıyla yayımlanan metinde 5 farklı senaryo bulunuyor. Rapor ayrıca Türkiye’de milliyetçiliğin güç kazanarak devam edeceğini vurguluyor.

ABD’nin gelecekten beklentisi: Karanlık ve trajedi
A+ A-
Orçun Göktürk

ABD Ulusal İstihbarat Konseyi “Küresel Eğilimler 2040 Raporu” önceki gün açıklandı. 1997’den bu yana dört yılda bir hazırlanan ve bu yıl yedincisi yayımlanan raporda, gelecek 20 yıllık süreçte ABD ve dünyayı etkileyebilecek uluslararası stratejik gelişmelerle ilgili tahminler yer alıyor.

ABD istihbarat yetkilileri raporda, Kovid-19 salgınının ekonomik eşitsizliği derinleştirdiğini, hükümet kaynaklarını zorladığını ve milliyetçi duyguları körüklediğini yazarak, dünyanın geleceğinin Atlantik sistemi açısından özellikle “karanlık” bir resmini çiziyor.

SENARYO 1: DEMOKRASİLERİN RÖNESANSI

Raporda ilk senaryo olarak geçen ve toplam 5 senaryo içinde ABD ve Atlantik sistemi için tek olumlu olan “Demokrasilerin Rönesansı” senaryosuna göre:

2040’larda ABD’nin ve müttefiklerinin küresel düzenin önderi olduğu ve demokrasilerin yeniden dirilişine şahit olacağı bir dünya olacak.

ABD’de ve diğer ‘demokratik’ toplumlarda kamu-özel ortaklıkları tarafından desteklenen hızlı teknolojik gelişmeler küresel ekonomiyi dönüştürecek, gelirler artacak ve dünya çapında milyonlarca insanın yaşam kalitesini iyileşecek.

Dünya genelinden ABD ve Avrupa’ya bilim insanlarının önderlik ettiği bir beyin göçü dalgası yaşanacak.

Rusya ve Çin’de toplumsal baskılar artacak ve bu da yenileşmeyi bastıracak, buralarda teknolojik ilerleme duracak.

2030'ların ortalarına gelindiğinde, ABD ve Avrupa, Asya'daki müttefikleri ile yapay zekâ, robotik ve nesnelerin interneti, biyo-teknoloji, enerji depolama ve yoğun kimyasal madde üretimi dâhil olmak üzere çeşitli teknolojilerde yerleşik küresel liderler olacak.

Yıllarca yerine getirilmeyecek olan Çin vaatleri, Brezilya, Endonezya, Hindistan ve Nijerya da dâhil olmak üzere en kalabalık ülkelerden bazılarını şeffaf demokrasiyi tam olarak kucaklamaya itecek.

Rusya eski Sovyet devletlerini tehdit edecek, Çin ise Güney Çin Denizi’nde tehlikeli adımlarını sürdürecek. Her iki tehdit de ABD ve NATO ittifakına karşı doğrudan şiddet uygulamaktan kaçınacak.

SENARYO 2: BAŞIBOŞ DÜNYA

Raporda ikinci senaryo ise ilkine göre Atlantik sisteminin ya da Rusya ve Çin’in önder olamadığı, başıboş, kendi halinde (adrift) bir dünya öngörülüyor. Bu senaryoya göre Çin küresel lider olamayacak ancak ekonomisi 2030’a kadar ABD’yi geçecek, uluslararası sistem ise “kaotik ve değişken” olacak. Senaryoda ayrıca şunlar belirtiliyor:

OECD ülkeleri yavaş büyüme oranları ve artan toplumsal bölünmelerden muzdarip olacak.

Gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfus, yüksek ulusal borç, iklim felaketleri ve eğitim, altyapı, bilimsel araştırmalar gibi alanlarda harcamalar öncelik olamayacak.

Pek çok ülkede halkın hayal kırıklığı ve protestoları artacak, ancak parçalanmış ve rekabet halindeki muhalefet hareketleri net talepler ve hedefler üzerinde anlaşamayacak.

Sosyal medyanın şekillendirdiği kutuplaşmış toplumlar, daha fazla siyasi çıkmaza ve politikada korkunç dalgalanmalara yol açacak.

Çin ekonomisi 2030’lara kadar ABD ekonomisini geçerek dünyanın en büyük ekonomisi haline gelecek. Pekin, yeni bir küresel düzen oluşturmaya çalışmak yerine, endüstrileri teşvik etmeye ve kalkınma hedeflerini ilerleten teknoloji standartlarını belirlemeye odaklanacak, küresel sorunlara liderlik etmeyi göz ardı edecek.

Kuzey Amerika ve Avrupa'yı, çoğu kişinin 1990'larda Japonya'nın "kayıp on yılı"na benzettiği yavaş bir büyüme dönemine sürüklenecek.

SENARYO 3:İKİ KUTUPLU DÜNYA

Diğer bir senaryo ise raporda “Rekabetçi Birlikte Yaşama” adıyla değerlendiriliyor ve geçmiş dönem ABD-Sovyetler iki kutuplu bir dönemin bu sefer ABD-Çin arasında dünyayı şekillendirebileceği olarak belirtiliyor. Fakat eskisinden farklı olarak bu seferki çift kutuplu dünyada ABD ve Çin arasında ekonomik bağımlılığın yeniden oluşturulduğu “sağlam bir ticaret ilişkisi” üzerinden rekabetçi bir yapının oluşacağı ifade edilmiş. Raporda ayrıca bu senaryoya göre iki ülke arasında ise savaş riskinin düşük olacağı tahmininde bulunulmuş. Üçüncü senaryoda öne çıkan tahminler ise şu şekilde:

Kovid-19 krizinden yavaşça bir toparlanma ve 2020'lerin sonlarına doğru artacak olan ABD-Çin ticaret savaşından sonra bastırılmış talep ve düşük performans gösteren ekonomilere yönelik yaygın bir hayal kırıklığı oluşacak; OECD ülkelerinde ise büyümeyi teşvik etmek için pazar odaklı ekonomik politikaların yeniden canlanmasına yol açacak.

2031'de Kanada'da toplanan G7, ekonomik teşvik ödemeleri, serbest ticaret ve yatırım, modernize edilmiş vergiler ve azalan düzenlemeler için planları onaylayacak.

Avrupalılar, güçlendirilmiş AB kurumları altında yeni bir ticaret serbestleştirme turunu kabul edecek.

Petrol fiyatlarının yıllardır düşmesiyle zayıflayan Putin sonrası Rusya, yeni G7 ekonomik konsensüsünü ve Brezilya ve Hindistan da dâhil olmak üzere yükselen ekonomileri destekleyecek.

Çin, OECD modelini reddedecek ve devlet öncülüğünde, kapalı sistemine bağlı kalacak, ekonomik büyüme ve ticarete öncelik verecek.

Çin ve ABD, biri devletin yönlendirmesi, otokratik kontrol ve kamu gözetim teknolojilerine, diğeri özel girişim, demokrasi, kişisel özgürlüğe ve diğerine dayanan, zıt yerel sistemler altında pazar ve kaynaklar için rekabet eden rakip "ortak değer topluluklarını" oluşturacak.

SENARYO 4: ÇOK KUTUPLU DÜZEN

Bu senaryoya göre 2040 yılında dünya, ABD, Çin, AB, Rusya ve birkaç bölgesel güç üzerinde yoğunlaşan ve kendi kendine yeterlilik, dayanıklılık ve savunmaya odaklanan çeşitli büyüklük ve güçte birkaç ekonomik ve güvenlik bloğuna bölünmüş olacak. Ayrı siber-egemen bölgelerdeki bilgi akışları, tedarik zincirlerinin yeniden yönlendirileceği ve uluslararası ticaretin kesintiye uğrayacağı bir düzen olacak. Savunmasız olan gelişmekte olan ülkelerin bazıları başarısız devletler haline gelecek.

Küresel sorunlar, özellikle iklim değişikliği, hiç değilse dikkatli bir şekilde ele alınacak.

SENARYO 5 TRAJEDİ VE SEFERBERLİK

Raporda en kötümser senaryo olarak “Trajedi ve seferberlik” adıyla yayımlanan beşinci senaryoya göre AB ve Çin’in liderlik ettiği bir dünya düzeni oluşacak ve burada iklim değişikliği, yoksulluk, kaynakların tükenmesinin neden olduğu küresel felaketler oluşacak. Zengin ülkeler ise yoksulların kriz yönetmelerine yardımcı olmaya çalışacak, bunun için geniş yardım programları geliştirecek. Senaryoda öne çıkan diğer tahminler ise şöyle

Devam eden kıtlıklar, çevresel sorunları ele almak için cesur sistemik değişimi savunan küresel bir hareketi katalize edecek.

Dünyanın dört bir yanında, Kovid-19 salgınıyla şekillenen ve yiyeceğin bitmesi tehdidiyle travma geçiren genç nesiller, reforma karşı direnişi aşmak için sınırların ötesinde bir araya gelecek, eski nesilleri gezegeni yok etmekle suçlayacak.

Yeşil partilerin 2034 ile 2036 yılları arasında birçok Avrupa ülkesinde demokratik seçimleri süpürecek ve bunun ardından AB, uluslararası yardım programlarını büyük ölçüde genişletecek. AB, 2050 yılına kadar BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini karşılamak için yeni bir hedef tarih belirlemek için Birleşmiş Milletler (BM) içinde bir kampanya başlatacak.

Çin, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) yeni bir ulusal-vatansever misyonu olarak uzun süredir savunduğu küresel yeniden yapılanma türü olarak tasvir ettiği AB çabalarına desteğini açıklayacak.

Rusya ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'ndeki bazı devletler değişime direnecek ve bazı topluluklar yeni küresel düzenin, ahlaki olarak geleneksel değerleri ve kendi sistemlerini tehdit ettiğini söyleyecek.

Aşırılık yanlıları, siber saldırılara ve terörizme başvuracak. İran, Rusya ve bazı Arap ülkeleri gibi güçlü enerji kaynaklarına sahip devletler, uzun süreli bir siyasi ve sosyal çatışmaya yol açma tehdidinde bulunan yıkıcı siyasi hareketlerle karşı karşıya kalacak.

ABD Rusya Türkiye AB global trends senaryo gelecek tek kutuplu düzen demokrasi iklim krizi