05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD’nin korkusu: Çin ve Rusya ortaklığı

Foreign Affairs’te yayımlanan analizde ABD’nin Çin ve Rusya işbirliğine karşı mücadele şansı olmadığı tespiti yapıldı. Uzmanlara göre ABD ya iki ülke karşısında tamamen diz çökecek ya da Rusya’yı tarafsızlaştırmak için tavizler verecek.

ABD’nin korkusu: Çin ve Rusya ortaklığı
A+ A-
Ali Çağlar Sönmez

ABD dış politikalarının üretildiği Dış İlişkiler Konseyi’nin (Council on Foreign Relations-CFR) yayın organı Foreign Affairs dergisinde yayınlanan 3 Mayıs tarihli makale, ABD’nin Rusya ve Çin’in yükselen işbirliği karşısındaki tedirginliğini gözler önüne seriyor. Uzmanlar Andrea Kendall-Taylor ve David Shullman imzalı makalede “Yükselen ortaklıkla nasıl mücadele edilir” sorusuna cevap aranıyor.

‘İŞBİRLİĞİ ÜST SEVİYEYE TAŞINDI’

Uzmanlar makalede geçen haftalarda ABD ve Çin arasında gergin geçen Alaska görüşmelerinin hemen ertesi günü yayınladığı Çin ve Rus Dışişleri Bakanlarının “küresel düzen için yeni bir alternatif” başlıklı ortak bildiriyi işaret ediyor. Dahası bildiride verilen ortak mesajların ötesinde iki ülkenin eşzamanlı olarak askeri adımlar attığına vurgu yapılıyor:

“Rusya, görüşmeden birkaç sonra Ukrayna sınırı boyunca asker toplamaya başladı. Rusya’nın bölgeye yığdığı asker sayısı, Moskova'nın 2014'te Kırım'ı ilhak etmesinden bu yana görülen en büyük sayı. Aynı zamanda Çin, Tayvan'ın hava savunma tanımlama bölgesine son 25 yılın en büyük amfibi ve hava saldırı tatbikatlarını düzenledi. Bu askeri hamleler, Washington'da Çin-Rusya işbirliğinin potansiyeli hakkındaki endişeleri yeniden alevlendirdi.”

Uzmanlar makalede, Çin’i “en büyük rakip” ilan eden Biden yönetimine Rusya’yı göz ardı etmemesini öneriyor ve iki ülkenin savunma sanayi alanındaki işbirliğine dikkat çekiyor:

“Rus-Çin ilişkilerinin bugüne gelmesinde Rusya’nın Çin’e sattığı gelişmiş silahlar etkili oldu. Bu gelişmiş hava savunma ve denizaltı teknolojileri Çin’in Hint-Pasifik’te ABD’ye karşı duruşunu güçlendirdi. Dahası, iki devlet, sonunda Birleşik Devletler'in tek başına yapabileceğinden daha hızlı inovasyon yapmalarına izin verebilecek teknolojik işbirliğini geliştirdiler.”

‘İKİSİ BİRDEN BOYUMUZU AŞAR’

İki ülkeyle eşzamanlı mücadele etmenin ABD’nin gücünü, kaynaklarını ve dikkatini böleceğini belirten uzmanlar, Rusya ve Çin’in birlikte ABD için “büyük lokma” olduğunu ifade etti:

“Son birkaç haftanın olayları şunu açıkça ortaya koyuyor: Washington şimdi bir rakibe cevap verirken diğerini de hesaba katmak zorunda. İki ülkenin birbirinin eksik noktalarını tamamlaması (askeri ve ekonomik anlamda) onları güçlerinin ayrı ayrı toplamından daha büyük bir tehdit haline getiriyor. Çin veya Rusya’dan birinin istikrarını bozan her hareket artık iki ülkeyi birden hesaba katmalı.”

‘NE YAPMALI?’

Biden yönetiminin ABD’nin rakipleri Çin ve Rusya’ya karşı demokrasi ve özgürlükler temelinde “ideolojik mücadeleyi” temel aldığını belirten yazarlar bu yöntemin gerekli olduğunu fakat tek başına yetersiz kalacağını aktarıyor:

‘YA TAM MAĞLUBİYET YA TAVİZ’

“Biden’ın demokratik siyasi sistemleri güçlendirme çabaları, Çin ve Rus yönetimleri üzerinde şüphe yaratacak ve girişimlerine zarar verecektir. Yine de ABD stratejisini yalnızca demokrasiyi korumaya dayandıramaz. Çünkü Çin ve Rusya sadece dünya görüşlerinin uyumuyla değil, aynı zamanda kaynaklarının ve yeteneklerinin tamamlayıcılığıyla da birbirlerine bağlandılar.”

Makalede ABD’nin Rusya stratejisinin çok sert olduğu ve bu nedenle artık Rusya’nın Batı’da kendine ekonomik bir gelecek görmediği tespiti yapılıyor. Rusya’nın günden güne Çin ile daha güçlü bağlar kurmaya “itildiğini” değerlendiren yazarlar Rusya’ya karşı sert yaptırımlara devam etmenin Çin- Rus ilişkilerini daha da kuvvetlendirebileceği konusunda Biden yönetimini uyarıyor. Rusya’yı Çin’e karşı tarafsızlaştırmak ve işbirliğini zayıflatmak için uzmanlar Washington’ın Rusya’ya karşı bazı tavizler vermesini öneriyor:

“Bu ilişkinin temelini bozmak için, Washington'un Moskova'ya, Birleşik Devletler ile bir dereceye kadar işbirliğinin Pekin'e bağlanmaktan daha kazançlı olduğunu göstermesini gerektirecektir. Moskova’ya karşı böyle davranmak Çin-Rusya işbirliğini tamamen ortadan kaldırmayacak fakat ABD için en kötü sonucu engelleyebilir.”

Yazarlar Rusya’yı “kazanmak” için mevcut bir zemin olmadığını fakat bir yerden başlamak gerektiğini belirtiyorlar. Diyalog için önerdikleri tavizlerin başında İran’ın nükleer programının tekrar değerlendirilmesi, Afganistan’da kalıcı barışın sağlanması ve Kuzey Kutup bölgesinde silahlanma konusunda düzenlemeler yapılması var. Makalede, Rusya ve Çin arasındaki en ufak çıkar çatışmasın dahi değerlendirilip ilişkide çatlaklar yaratılması öneriliyor.

Tüm tavizlere rağmen Putin’i Çin ile yakınlaşmasından vazgeçirmenin mümkün olmadığını değerlendiren uzmanlar, Putin’e yakın devlet yöneticilerini ikna etme yolunu işaret ediyor. Uzmanlar tüm önerilerine rağmen Rus-Çin ilişkilerini engelleme konusunda karamsar bir tasvir yapıyor. Öyle ki, uzmanlara göre Washington’ın yapılabileceği en iyi şey işbirliğini geciktirerek, Putin ve Xi Jinping’den sonra göreve gelecek liderlerin daha nötr bir yol izlemesini umut etmek.

Çin Rusya ABD ortaklık Korku foreign affairs