ABD'nin unutamadığı gün: 1 Mart!
1 Mart 2003 ABD Tezkeresi kısa yoldan sözde 'Kürdistan’ın ABD koruması altında çabucak inşasını hedefliyordu. TBMM bu planı çöpe attı...
Irak işgali için iktidar yapılan AKP, gelir gelmez ABD'nin Irak Tezkeresi'yle karşılaştı. Abdullah Gül başkanlığındaki hükümet, tüm imkânlarını kullanark 1 Mart 2003 Tezkeresi'nin geçmesine çalıştı. Irak'a, Türkiye üzerinden cephe açmayı düşünen ABD, Türkiye'nin Güneydoğu'suna 65 bin asker konuşlandıracak, liman ve havaalanlarını da kullanacaktı. Türkiye'nin bir anlamda işgali demek olan Tezkereye karşı harekete geçen İşçi Partisi (Vatan Partisi), Ulusal Kanal ve Aydınlık yayınlarıyla Türkiye halkının sesi oldu. Tezkere reddedilince halkımız rahat nefes aldı. Hükümet ise, Hürriyet'in 2 Mart tarihli manşet haberindeki fotoğrafın durumuna düştü.
TEZKERE NEYİ HEDEFLİYORDU?
1 Mart 2003 ABD Tezkeresi kısa yoldan Diyarbakır’dan Musul-Kerkük’e uzanan bir Kürdistan’ın ABD koruması altında çabucak inşasını hedefliyordu.
Türkiye bu plana direndi… TBMM 1 Mart Tezkeresi ve planı çöpe attı…
Oysa ABD, BOP planını Erdoğan üzerinden AKP iktidarı aracılığı ile gerçekleştirmeye çalışıyordu.
15 TEMMUZ 1 MART'IN İNTİKAMI...
Emekli Kurmay Albay Ziya Burcuoğlu, 1 Mart Tezkeresi'nin kabul edilmemesiyle ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: 15 Temmuz darbe girişiminin ABD destekli bir terör olayı olduğunu öne sürerek, “Bu tamamen, 1 Mart tezkeresinin intikamıdır. 1 Mart 2003 yılında ABD Irak’a Türkiye üzerinden girecekti. Ancak tezkere meclisten geçmedi. Bunun suçlusu olarak askeri gördü ve FETÖ’yü kullanarak bunu gerçekleştirdi. Bu bir nevi 1 Mart tezkeresinin de intikamıdır.
BASINA PARA DAĞITILDI İDDİASI
Tezkere öncesi ABD'nin Türkiye'de 125 milyon dolar dağıttığı yazıldı. Hürriyet gazetesi başyazarı Oktay Ekşi 18 Şubat 2003 günü yazdığı yazıda “Amerikalılar artık nezaketi bırakmış görünüyorlar” diyerek tanıştığı bir ABD'li diplomatın şu sözlerini aktardı: “İsteklerini Aralık ayında Türkiye'ye iletirken bunu bir 'rica' şeklinde değil daha 'dayatmacı' bir ifade ile söylediklerine çoktan pişman olmuşlar. Şimdi ya bu ayın 18'ine kadar Meclis'ten gerekli izni çıkartırsınız, yahut 50 yıllık dostluğu unutursunuz.”
ANAYASA SUÇU
İP Genel Başkan Yardımcısı Suphi Karaman, Anayasanın 92'nci imaddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle 18 Şubat günü Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Sözkonusu maddeye göre Türkiye'de yabancı asker bulundurulmasına ancak milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde izin verilebileceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer de BM kararı olmadığını hatırlattı. ABD'liler, tezkere çıkmadan 5 Şubat günü İskenderun'a gelerek üs ve limanlar için çalışmaya başladı. Asker çıkardı. Güneydoğu illerinde depolar kiraladı.
IRAK'A MÜDAHALE BÖLÜNME GETİRİR
Zamanın Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, 25 Aralık 2001 günü yaptığı açıklamada, “Irak'a müdahale bölünmeyi de beraberinde getirir. Bunu, Türkiye'nin yanı sıra İran ve Rusya da istemez. Körfez Savaşı'nda Türkiye'nin kaybı daha ziyate ekonomikti. Bu kez büyük olur. Kürt Devleti'nin kurulması göndeme gelebilir” uyarısında bulundu.
MİLLETVEKİLLERİ TEHDİT EDİLDİ
Tezkere öncesi AKP'li milletvekilleri yakın markaja alındı. İknâ edilmeye çalışıldı. ABD elçisi bile Meclis kulislerine gelerek nabız yokladı. O günlerde bir AKP'li Aydınlık'a “Cüneyt Zapsu, Amerikan askerlerinin Türkiye'ye gelmesine karşı çıkan bakanları üstü kapalı tehdit etti. 'Elemizde sopa var ha' dedi.” ABD'liler tezkereyi 'cepte keklik' sanıyorlardı. Tayyip Erdoğan, AKP grubunda yaptığı konuşmada “Hayır derseniz Doğu Perinçek'e oy vermiş olursunuz” dedi. Tezkere geçmeyince Abdullah Gül'ün yerine, Erdoğan Siirt'ten oldu bittiyle aday yapıldı ve daha sonra özel yasayla uçuş koridoru açıldı ve Irak halkının üzerine tonlarca bomba yağdırıldı. Tezkereye en açık tavır alan Ertuğrul Yalçınbayır, Nevzat Yalçıntaş, Abdüllatif Şener ve Turhan Çömez gibi AKP'li vekiller 2007'de aday bile yapılmadı. Tezkerenin red edilmesi başta Arap dünyasında olmak üzere Asya ülkelerinde Türkiye'ye büyük itibar kazandırdı. Rusya lideri Putin, “Şaşırmadım. Türkiye'den böyle bir karar zaten bekliyordum” dedi.
TEZKERECİ BASIN NELER YAZDI?
Irak işgali öncesi ve sonrası 'Tezkere medyası'nda köşeleri tutan yazarlar hararetle ABD işgalini savundular:
Mehmet Barlas: “Amerikalı uzmanlara göre, Türkiye Amerika'ya kesin olarak 'Hayır' derse, Akdeniz'deki birliklerin Basra'ya nakledilmesi, işi 1,5 hafta uzatacak. Ancak Ankara'dan gelen haberler, Türkiye'nin 'Hayır' demesi ihtimalinin azaldığını gösteriyor. Demek 3 Mart'tan itibaren savaşı bekliyoruz.” (Akşam, 24 Şubat 2003)
M.Ali Birand: “TBMM reddederse ne olur? Hele tek partinin hakim olduğu bir Meclis'ten red oyu çıkmasının faturası kime kesilir? AKP iktidarına mı, yoksa Türkiye'ye mi? Bence öncelikle AKP'ye kesilir. Ardından da, Türk-Amerikan Stratejik Ortaklığına son gelir. Türk ABD ilişkileri sürer, ancak eski yakınlık biter. Türkiye, Kuzey Irak'ta etkinliğini kaybeder ve Kürt sorunu yeniden kabarır. Ekonomik göstergeler hemen bozulur.” (Hürriyet, 26 Şubat 2003)
Hasan Cemal: “Soğukkanlı, akılcı düşünme zamanı! Savaşa karşıyım. Barışçı çözümden yanayım. Ancak Türkiye'nin çıkarlarıyla real politika, tezkerenin TBMM'den geçmesini gerektiriyor sayın milletvekilleri...” (Milliyet, 27 Şubat 2003)
Ertuğrul Özkök: “Soruyorum, bu bölgede bizi, “Saddam'ı kurtarmaya çalışan ülke” veya daha da kötüsü “Saddam'ı kurtaran ülke” olarak nasıl bir gelecek bekliyor? Veya Saddam'ın artık ebediyen komşu olmadığı bir gelecek? TBMM'nin bugünkü tercihi, savaşla barış arasındaki tercih değil, işte yukarda belirttiğim ihtimaller arasındaki tercihtir.” (Hürriyet, 27 Şubat 2003)
Güngör Mengi: “İktidarda hangi parti olsa bu mecburiyetin sorumluluğunu yüklenecekti. Çünkü öncelik Türkiye'nin çıkarı ve geleceğidir. Böylesine hayati bir dönemeçte AKP'nin iktidarda olması kaderin oyunudur belki ama Türkiye'yi kayıran bir oyunudur. İyi yürütülen bir pazarlığın galibiyeti, AKP'nin son dakikada kendi kalesine atacağı bir golle kaybedilirse yıkıcı bir rezalet olur.” (Vatan, 24 Şubat 2003)