23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Abdullah Gül döneminde Dışişleri Bakanlığı bizi çelmeledi’

Hürriyet Gazetesi 28 Haziran tarihinde “Elif, Amal’ı Yendi” sürmanşetiyle çıktı. Haberde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) Perinçek-İsviçre Davası süreci emekli Büyükelçi Tunç Üğdül’ün hatıralarını yazdığı “Diplomasi Cephesi” kitabından aktarıldı

‘Abdullah Gül döneminde Dışişleri Bakanlığı bizi çelmeledi’
A+ A-

Haberde Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in mücadelesi gizlendi. AİHM başarısına Türk diplomatların imza atıldığı anlatıldı. Oysa Dışişleri Bakanlığı, Perinçek’in AİHM başvurmaması için baskı yapmıştı. Hukuk zaferine giden süreçteki bilinmeyenleri Perinçek, Ulusal Kanal’daki Çıkış Yolu programında açıkladı.

"Elif, Amal’ı nasıl yendi?" Hürriyet Gazetesi’nin bahsettiği Elif, Dışişleri Bakanlığı’nda görevli Büyükelçi Elif Ülgen. Amal ise Ermenistan’ın avukatı Amal Clooney, ünlü aktör George Clooney’nin eşi. Haberde Elif Ülgen sayesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin İsviçre’yi mahkûm ettirdiği iddia edildi. Kaynak olarak da Emekli Büyükelçi Tunç Üğdül’ün 40 yıllık hatırlarını yazdığı ‘Diplomasi Cephesi’ adlı kitabı gösterildi.

Konu Perinçek-İsviçre davasıydı. Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek, 2005 yılında İsviçre’nin Lozan kentinde “Ermeni soykırımı uluslararası emperyalist bir yalandır” dediği için İsviçre’de mahkum olmuştu. Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyan, Perinçek, binlerce belgeyle Türkiye’nin 1915 yılında vatan savunması yaptığını dünyaya anlattı.

Ancak Hürriyet Gazetesi, Emekli Büyükelçi’nin anılarına dayanarak Türkiye’nin AİHM’deki İsviçre’yi mahkûm ettiren başarıya o dönem kendisinin müdürlüğünü yaptığı dairenin müdür yardımcısı Elif Ülgen’in önderlik ettiğini yazdı. Sağır sultanın bile bildiği tek gerçek var, o da AİHM’de İsviçre Doğu Perinçek ve Talat Paşa Komitesi’nin mücadelesiyle mahkûm oldu.

‘TÜRKİYE-İSVİÇRE DAVASI’ DEĞİL, ‘PERİNÇEK İSVİÇRE DAVASI’

Haberde emekli Büyükelçi Tunç Üğdü’ün “Bizim hukuk ve bakanlık ekibimizi yenemediler. Üstüne üstlük Genel Müdür Yardımcımız Elif Ülgen’in güzelliği Amal Clooney’yi bir de bu alanda çok geride bıraktı” diye yazdığı aktarıldı. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek haberin magazinsel yönü ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Orada bir güzellik kraliçesi seçimi yapılmadı. Galiba sayın büyükelçimiz yanlış dava salonuna girdi. Hürriyet gazetesi magazin haberi yapmak istemiş diye anlaşılıyor. Elif Hanım Dışişleri Bakanlığımızın önemli bir yöneticisi. Ona saygı duyuyoruz. Fakat AİHM’deki dava bir Türkiye-İsviçre davası değildi, Perinçek-İsviçre davasıydı. Resmi metinlerdeki adı budur. Bütün dünyadaki adı budur. Büyükelçi Tunç Üğdül mutlaka yüksek hukuk bilgisine sahiptir, bu davanın adını bilmemesi düşünülemez. Ben Hürriyet gazetesinin magazin uğrunu böyle bir haber yapmış olabileceğini düşünüyorum. Bu davanın Perinçek-İsviçre davasıdır, çünkü davayı Perinçek açtı, Türkiye değil.”

HÜKÜMET VE DIŞİŞLERİ DESTEK OLMADI, AKSİNE BİZİ ÇELMELEDİ

Perinçek, Abdullah Gül’ün bakan olduğu dönemde Dışişleri Bakanlığı’nın soykırım yalanını AİHM’ye taşınmaması için yoğun baskı yaptığını anlattı:

“O zaman Dışişlerimizin başında Abdullah Gül vardı ve Türkiye hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı bu davayı açmamızı bize ağır baskılar yaparak önlemeye çalıştı. Dışişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği birçok büyükelçi o zaman bize gelip, “Sakın bu davayı açmayın. Türkiye sizin arkanızda olmayacak. Bu davayı zaten kaybedeceksiniz. Davayı kazanma ihtimaliniz yüzde 1 bile değil, yüzde 99.9 kaybedeceksiniz. Böylece ‘Ermeni soykırımı’nı hukuki kayıtlara geçirmiş olacaksınız.’ dediler. Hükümetin ve Bakanlığın tutumu buydu.”

‘DÖNEMİN ADALET BAKANI BİZİ VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞTI’

“Bizzat dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek bize telefon etti. Benden çekindikleri için yöneticimiz Ferit İlsever’i arayıp ‘Doğu Perinçek’i razı et. Davayı kazanma şansınız yok’ dedi. Dahası, İsviçre Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılandığımız gün, yani duruşma günü, dönemin Adalet Bakanı İsviçre’ye geldi. İsviçre’de ‘bu davayı açan Doğu Perinçek zaten bizim muhalifimizdir” diye açıklama yaptı. Yani İsviçre’ye ‘Doğu Perinçek’i mahkum edin. Biz onunla beraber değiliz’ dedi. Bakanın bu açıklaması İsviçre devlet televizyonunda birinci haber oldu. O süreçte yaptığımız Lozan Mitingi’ni hükümet desteklemek bir yana, çelmelemeye çalıştı.”

‘BÜYÜKELÇİLİĞİMİZ BİZE KARŞI PROPAGANDA YAPTI’

“Berlin’de yapacağımız yürüyüşten önce hükümet başkanı Berlin Büyükelçimizi arayıp ‘Doğu Perinçeklerin arkasından yürümeyeceksin’ dedi. Dahasını söylüyorum: Biz Berlin’de yürüyüş yaparken Berlin Büyükelçiliğimizin içindeki duvarlarda Diyanet İşleri Bakanlığı’na bağlı camilere ve derneklere ‘Perinçek’in yürüyüşüne katılım olmayacak’ yazan afişler vardı. Elçilik görevlileri, camilere ve Türklerin bulunduğu kahvelere giderek oradaki insanlara yürüyüşe kesinlikle katılmamalarını söylediler. AK Parti hükümeti arkamızda durmadı, aksine yürüyüşe katılım olmaması için propaganda yaptı. Soruyorum şimdi, hükümet ve Dışişleri Bakanlığı mı bu davayı kazanmış?”

‘DENKTAŞ İLE PERİNÇEK’İ CIA AJANI İLAN EDECEĞİZ’

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, AK Parti’nin yanı sıra CHP’den de baskı yapıldığını açıkladı. Perinçek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile sohbetini aktardı: “Rahmetli Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş hem CHP hem AK Parti’nin kendisine şunları söylediğini anlattı: ‘Doğu Perinçek’in bu davayı açmaması lazım diyor. Doğu Perinçek’in size hürmeti var, bir tek siz önleyebilirsiniz. Bu dava kesinlikle kaybedilecek ve Türkiye’nin Ermeni soykırımı yaptığı mahkeme kararı haline gelecek. Bunun sonunda da biz Doğu Perinçek’i ve sizi CIA ajanı ilan edeceğiz.’ Ben Cumhurbaşkanımız Denktaş’a davayı kazanacağımızı söyledim. Bana ‘Sahi mi söylüyorsun?’ diye sordu. ‘Evet. Size yarın bir bilgilendirme sunumu yapalım bu konuda’ dedim ve kendisine bir sunum yaptık. Sunumun ardından Sayın Denktaş, ‘Allah yardımcımız olsun, rastgele. Ben kazanacağımıza inanıyorum’ dedi.”


Dışişleri ‘davayı açmayın’ baskısı yaptı

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in AİHM ve AİHM Büyük Daire’deki davasındaki avukat Mehmet Cengiz, o dönem ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Biz AİHM’de bu davayı açmaya karar verdiğimizde birçok kez beni Dışişleri Bakanlığı’ndan aradılar. Karar aleyhimize çıkar, tescil ettirmiş olursunuz, davayı açmayın, yapmayın, etmeyin diyerek baskı yaptılar. Biz bunları dinlemedik, davayı açtık. Baktılar ki dava iyi gidiyor ondan sonra müdahil oldular. Çünkü başka ülkeler de müdahil olmuştu. Bizim Dışişleri Bakanlığı da mecburen müdahil oldu.”

Avukat Cengiz, AİHM’deki Perinçek-İsviçre davasında Dışişleri Bakanlığı adına bir kişinin lehte konuştuğunu ancak sıradan ifadeler kullandığını vurguladı. Dışişleri Bakanlığı’nın İsviçre mahkûmiyetini “düşünce özgürlüğüne indirgemeye çalıştığını” belirten Cengiz, “oysa davada 1915 olayları, Yahudi soykırımı ile karşılaştırarak tahliller yapıldı. 1915 olaylarının bir soykırım olmadığı kararına varıldı” dedi.

Adım adım zafer giden yol

18 Nisan 1987: Avrupa Parlamentosu (AP), “Türkler Ermenilere soykırım yaptı” kararını aldı. AP, benzer kararlara 15 Kasım 2000 ve 28 Şubat 2002’de de imza attı.

2 Mayıs 2005: Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, İsviçre’de bir panelde “Ermeni soykırımı diye bir olay gerçekleşmemiştir” dediği için hakkında soruşturma açıldı.

7 Mayıs 2005: Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek İsviçre’ye gitti. Lozan Antlaşması’nın yapıldığı sarayın merdivenlerine çıkarak, “Ermeni soykırımı iddiası tarihsel bir yalandır, uluslararası bir yalandır, emperyalist bir yalandır” dedi. Perinçek; 2005 yılının Mayıs, Temmuz ve Eylül aylarında İsviçre'nin Lozan, Opfikon ve Köniz şehirlerinde verdiği konferanslar sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun 1915 ve sonraki yıllarda Ermeni azınlıklara yönelik sözde soykırım suçu işlediğini reddetmiş, bunun "uluslararası emperyalist bir yalan" olduğuna dair ifadeler kullanmıştı.

15 Temmuz 2005: İsviçre-Ermenistan Derneği, Perinçek hakkında suç duyurusunda bulundu.

29 Haziran 2005: ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi’nde “soykırım” kararı alındı.
22 Temmuz 2005: KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş liderliğinde 250 Türk aydını “Lozan 2005” eylemini başlattı.
23 Temmuz 2005: “Lozan 2005”in ilk toplantısı, Winterthur kentinde yapıldı. Konuşmaların ardından Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek İsviçre polisi tarafından gözaltına alındı. Perinçek, Winterthur Savcılığında sorgulandı.
24 Temmuz 2005: Lozan’da 5 binin üzerinde Türk’ün katılımla yürüyüş ve miting yapıldı. Mitingten sonra Lozan Antlaşması’nın imzalandığı tarihi sarayda “Lozan 2005”in ikinci toplantısı düzenlendi. “Lozan 2005” eyleminden sonra, “Ermeni Soykırımını Tanıma” karar tasarısı, İsviçre Senatosu gündeminden çıkartıldı.

18 Ocak 2006: Talat Paşa Komitesi İstanbul Pera Palas’ta KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başkanlığında tarihi bir toplantı yaptı. Toplantıda Alman Meclisi’nin 16 Haziran 2005 tarihinde aldığı “Ermeni katliamını tanıma kararı”nın kaldırılması ve “Soykırım iddialarının Alman ders kitaplarından çıkartılması” için yapılması gerekenler görüşüldü. İsviçre’den sonra Almanya’da da eylem yapılması kararlaştırıldı. Yürüyüş ve miting tarihi olarak 18-19 Mart 2006 günleri belirlendi.
18-19 Mart 2006: Talat Paşa Komitesi, Talat Paşa’nın katledildiği yerde yürüyüş ve miting düzenledi. Eyleme Alman ve Türk Hükümetlerinin bütün engelleme çabalarına rağmen on bin Türk katıldı.

27 Eylül 2006: Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Talat Paşa Komitesi’nin “kınanması” ve Türk Hükümeti tarafından “ortadan kaldırılması” çağrısı yaptı.

6 Mart 2007: İsviçre Doğu Perinçek’in yargılanmasına karar verdi. İlk duruşma 6 Mart 2007’deydi.

13 Ocak 2007: Talat Paşa Komitesi Rauf Denktaş başkanlığında Yıldız Teknik Üniversitesi Senato Salonunda toplandı ve “Doğu Perinçek’in Lozan’daki mahkemesine kitlesel katılma ve dayanışma” kararı aldı.

4 Mart 2007: Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ermeni ve Rus arşivlerinden oluşan 90 kilo belgeyle Lozan’a hareket gitti. 164 aydın Perinçek’i İsviçre’de yalnız bırakmadı.

6 Mart 2007: 3 gün süren duruşmalar sonunda 9 Mart 2007'de Lozan Sulh Ceza Mahkemesi, davacı tarafı haklı buldu ve Doğu Perinçek'in İsviçre Ceza Yasası'nın 261. maddesinin 4. fıkrasını tanımlayan “ırksal ayrımcılıktan” suçlu olduğuna karar verdi. Perinçek, kararı "emperyalist bir kinin ürünü" olarak değerlendirdi ve kararı temyiz edeceklerini duyurdu.

13 Haziran 2007: Perinçek, Lozan Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararını üst mahkeme olan Vaud Kantonu İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. İstinaf Mahkemesi Perinçek'in temyiz başvurusunu reddetti.

12 Aralık 2007: Perinçek, Vaud Kantonu İstinaf Mahkemesi kararını İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi'nde temyize götürdü. Federal mahkeme, Perinçek'in başvurusunu reddetti.

28 Şubat 2012: Fransa Meclisi’nin 12 Ekim 2006’da gündeme aldığı “Ermeni soykırımını inkar edenleri cezalandıran” yasa tasarısını Fransa Anayasa Konseyi tarafından “anayasaya aykırı” olduğu gerekçesiyle iptal edildi. Buna rağmen bir kez daha önerildi. Bu kez de AİHM’nin Perinçek-İsviçræe Davasında Perinçek lehine verdiği karar dolayısıyla uygulanamadı.

10 Haziran 2008: Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10’uncu maddesine dayanarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde İsviçre'ye karşı dava açtı.

17 Aralık 2013: AİHM, Perincek - İsviçre davasında kararını AİHS’nin "İfade Özgürlüğü" başlıklı 10’uncu maddesinin İsviçre mahkemeleri tarafından ihlal edildiğine oy çokluğuyla hükmetti. Mahkeme gerekçeli kararında, kendisine yapılan başvurunun, Ermeni halkını hedef alan eylemlerin gerçek olup olmadığına veya hukuken soykırım olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğine ilişkin olmadığını açıkladı. Ayrıca, "Ermeni soykırımı iddiaları ile Yahudi soykırımının birbirleriyle karşılaştırılamayacağına” hükmetti.

17 Mart 2014: İsviçre hükümeti AİHM’nin Perinçek –İsviçre kararına itiraz etti. Davanın esastan görülmesi için AİHM’in temyiz organı olan Büyük Daire'ye başvurdu.

3 Haziran 2014: AİHM Büyük Dairesi, İsviçre'nin başvurusunu kabul etti.

28 Ocak 2015: AİHM Büyük Dairesi’nde ilk duruşmasında taraflar savunma yaptı. Ergenekon tertibi nedeniyle yurt dışına çıkış yasağı olan Perinçek, ilk oturuma yazı savunma sundu. 28 Ocak'taki duruşmayı izleyen Türk heyetinde Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri Şaban Dişli, Egemen Bağış; Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Gülsün Bilgehan, Haluk Koç, Deniz Baykal ve Süheyl Batum yer aldı.

15 Ekim 2015: AİHM Büyük Dairesi’ndeki 2. duruşmada davaya taraf olan Ermenistan'ı, Ermenistan Başsavcısı Gevorg Kostanyan, Avustralyalı avukat Geoffrey Robertson ve avukat Amal Clooney temsil etti.

17 Aralık 2013: Büyük Daire, AİHM 2’nci Dairesi'nin verdiği hükme uydu. İsviçre'nin itirazı 7'ye karşı 10 oyla reddedildi. “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır. Ermeni soykırımı uluslar arası, tarihsel bir yalandır” sözleri gerekçesiyle mahkûm edilen Doğu Perinçek'in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.

Doğu Perinçek Abdullah Gül AİHM perinçek