“Aç kalırız” uyarısı : Çiftçiye bekleyin demeyin borç beklemez
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, Lozan Barış antlaşmasının 100. yılını kutladı. Erzincan’da çiftçinin tüccarın insafına bırakıldığını söyledi.
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül,, Meclis’te Lozan Barış antlaşmasının 100. yılına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sarıgül, açıklamasında şunları kaydetti:
LOZAN OLMASAYDI CUMHURİYET OLMAZDI
“Dün Erzurum’da, Erzurum Kongresinin 104. Yıldönümü törenlerine katıldım. Bugün Lozan Barış antlaşmasının 100. yılını kutluyoruz. Lozan Antlaşması efsanelere konu olmuş ve çok tartışılmıştır. Lozan olmasaydı ne olurdu? Lozan olmasaydı cumhuriyet olmazdı. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmamıza imkân veren anlaşma Lozan antlaşmasıdır. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfus cüzdanı, tapu belgesi olarak adlandırılır. O nedenle de cumhuriyeti içine sindiremeyenlerle Lozan’ı içine sindiremeyenler aynı kesimlerdir.”
YANLIŞ YAPIYORLAR OLAN ÇİFTÇİYE OLUYOR
Erzincan hububat çiftçisinin zor durumda olduğunu da kaydeden Sarıgül, şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Erzincan’da da TMO çiftçinin elindeki ürünü almıyor. Çiftçi buğdayını tüccara satmak zorunda kalıyor. Bunlar hep yanlış politikaların neticesidir. İhtiyaçtan fazla buğday ithal ettiler, depolar doldu, şimdi Türk çiftçisinin elindeki ürünü alamıyorlar. Çünkü yerleri yok. Buradan Tarım Bakanlığı ve TMO yetkililerine sesleniyorum. Ne yapıp edin çiftçinin elindeki ürünü alın. İthalat ofisi gibi çalışmayı bırakın. Rus ve Ukrayna çiftçisine değil Türk çiftçisine hizmet edin. Türk çiftçisini koruyun. Çiftçiye bekle demeyin. Çiftçinin borcu var bekleyemez. Çiftçiyi tarlaya küstürmeyin. Çiftçi tarlaya küserse aç kalırız. Paramız var dışarıdan alırız diye güvenmeyin. Dünyanın bin türlü hali var. Gıdada ve enerjide dışa bağımlılık olmaz. Şu çiftçi sözünü unutmayın: Tarımı hor gören, yarını zor görür.”
MERDAN YANARDAĞ’IN TUTUKLULUĞU
Sarıgül, Basın Özgürlüğü için Mücadele Gününe ilişkin de konuştu:
“Basının özgür olmasını sağlayan demokrasi, demokrasinin gerçek manada işlemesini sağlayan da basındır. Bu açıdan demokrasi ve basın özgürlüğü birbirinin ayrılmaz parçası ve tamamlayıcısıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak demokrasiye sahip çıkmaktır. Gazetecinin düşüncelerine katılırsınız katılmazsınız o ayrı bir konudur. Ama bir gazeteciyi düşüncelerini açıkladı diye cezalandırırsanız orada demokrasiden bahsedemezsiniz. Son yıllarda ve özellikle son günlerde yaşanan budur. İktidar Merdan Yanardağ, üzerinden kamuoyuna gözdağı vermeye çalışıyor. Buna herkesin karşı çıkması lazım. Gazeteciliği, basın ve ifade özgürlüğünü herkesin savunması lazım. Gazetecilerin, hiçbir şeyden korkmadan ve baskı görmeden mesleklerini yapabilmeleri lazım.”