Adalet Bakanı: BM güvenlik değil ‘savaş konseyi’
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve onun bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerin Gazze’de uygulanmadığını vurguladı. Konseyin huzuruna getirilen ateşkes önerilerinin ABD'nin vetosuyla reddedildiğini hatırlatan Tunç Güvenlik Konseyinin adeta ‘savaş konseyi’ gibi hareket ettiğini belirtti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Antalya’da Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi'nde düzenlenen Antalya Adli Tıp Günleri Toplantısı'na katıldı.
Filistin konusunun yüreklerini yaraladığını vurgulayan Tunç, “Filistin'de gerçekleştirilen katliamı lanetliyoruz. Orada bir insanlık suçu işleniyor, orada bir savaş suçu işleniyor. Maalesef dünyanın gözü önünde gerçekleştiriliyor.” dedi.
ATEŞKES ÖNERİSİNİ ABD VETO ETTİ
Tunç, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve onun bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerin hiç uygulanmadığını vurgulayarak, konseyin huzuruna getirilen ateşkes önerilerinin ABD'nin vetosuyla reddedildiğini belirtti. Güvenlik Konseyinin insanlığın barışı ve huzuru için mücadele etmesi gerekirken, ateşkes önerisini reddederek adeta sanki "savaş konseyi" gibi hareket ettiğini belirten Tunç, şöyle devam etti:
“Bütün dünyanın gözü önünde bunlar gerçekleştiriliyor. Cenevre Sözleşmesi'nden tutun da savaş hukukuyla ilgili insanlığın özellikle devletlerin bu sözleşmelere imza atan ülkelerin, uyması gereken bütün uluslararası ilkeler, sözleşmeler maalesef ayaklar altına alınıyor ve bütün dünyanın gözü önünde. Türkiye olarak orada ateşkesin sağlanması, saldırıların durması, çocukların katledilmemesiyle ilgili mücadelemizi Sayın Cumhurbaşkanı'mız başta olmak üzere, dışişleri bakanımız ve tüm ülke olarak mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra da Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
BAĞIMSIZ FİLİSTİN
“Burada bir soykırım olduğunu, burada bir savaş suçu işlendiğini söylemeye devam edeceğiz. Oradaki sorunun kalıcı çözümünün, özellikle Filistin halkının bağımsız bir devlete kavuşması gerektiğini ve bunların hakkı olduğunu da söylemeye devam edeceğiz. Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulmalı ve orada iki devletli bir yapı oluşturulmalı. Yoksa bu sorun ilanihaye bu şekilde devam eder ve çocuklar katledilmeye devam eder. Çocukları korumak, insanlığın görevi. Yaşlıları korumak insanlığın görevi. Ama maalesef bütün dünyanın gözü önünde hastane bombalanıyor ve 500'den fazla sivil insan kaybediliyor. Bu gerçekten kabul edilebilir bir durum değil.”
HAKİM SAVCI SAYISI 24 BİNE ULAŞTI
Tunç, gerek yargı teşkilatının fiziki kapasitesi gerek teknoloji imkanlarının sunulması ve gerekse de mevzuatın çağın gereklerine uygun hale getirilmesi anlamında da çok önemli mesafeler aldıklarını kaydetti. “Tabii ki bunlar yeterli değil.” diyen Tunç şöyle devam etti:
“Bunların iyi uygulanması, mevzuatın iyi uygulanması, o fiziki kapasiteden daha fazla yararlanabilmesi de elbette ki uygulayıcılarımızın elinde. Uygulayıcılarımızın da kapasitesini arttırmanın gayreti içerisinde olduk. Bugün bundan yirmi yıl önce 7-8 bin hakim savcımız vardı. Bugün 24 bin hakim ve savcımız var. Hukuk fakültelerimizdeki eğitim kalitesini artırma noktasındaki çalışmalarımız devam ediyor. Hukuk fakültesinden mezun olan kardeşlerimizin avukat ve hakim ve savcı olabilme için bir ön eleme, mezuniyetten sonra hukuk mesleklerine giriş sınavını getirdik.
HAKİM SAVCILIK ŞARTLARI
“2024'ten itibaren uygulanmaya başlayacak. Bir avukat meslektaşımız avukatlık stajına başlayabilmek için artık hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması gerekecek. Bir ön aşama olacak. Hakimlik ve savcılık sınavına girebilmek için de yine hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması gerekecek. Bundan sonra artık hakim ve savcı adaylığı yok. Bundan sonra hakim ve savcı yardımcılığı var. İki yıllık stajla hakimlik mesleğine kabul edilirken artık üç yıl boyunca hakim ve savcı yardımcısı olarak, tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında usta çırak ilişkisi şeklinde yetişecekler ve adalet akademimizde de uzun süren bir eğitim görecekler. O eğitimler sırasında da farklı sınavlara tabi tutularak üç yılın sonunda Hakimler ve Savcılar Kurulumuzun önüne gelip mesleğe kabul aşamasına gelmiş olacaklar. Bu da yargıda, insan kalitemizi arttıracak önemli hususlar.”
YENİ ‘SİVİL’ ANAYASA
Yeni Anayasa vurgusu da yapan tunç şu ifadeleri kullandı: “Sadece darbecilerin yazmış olması bile meşruiyet noktasındaki sorunu ortaya koyuyor. O nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde inşallah 28. yasama döneminde bir uzlaşma sağlayarak ve bu uzlaşma gereğince de partilerimiz oturup bütün toplum kesimlerinin de görüşlerini alarak yeni, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı inşallah milletimizin onayına sunmak nasip olur. Bu anlamda o zaman Cumhuriyet'imizin yüzyılını bırakan, geride bırakan Türkiye, ikinci yüzyıla girerken demokratik bir anayasayla inşallah yoluna devam eder."