A’dan Z’ye sıtma
DOÇ. DR. FEHMİ KATIRCIOĞLU
Sıtma, geçmişi oldukça eskiye dayansa da halen ölüme neden olan bulaşıcı bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre her yıl yaklaşık 230 milyon kişi sıtma paraziti ile enfekte oluyor ve 400 bini aşkın kişi hayatını kaybediyor. Yaygın olarak tropikal ve subtropikal bölgelerde görülen sıtma vakalarının daha çok Afrika kıtası için tehdit oluşturduğu söylenebilir. Ülkemizde ise 2010 yılından itibaren yerli sıtma vakası kaydedilmemiştir. Vakaların tamamının yurtdışı kaynaklı veya nüks vakalar olduğu gözlemlenmiştir. Sıtma hastalığıyla mücadelede en yüksek riskli grup 5-6 yaş grubundaki çocuklardır.
TEK HÜCRELİ PARAZİT
Enfekte dişi Anofel cinsi sivrisineklerin ısırmasıyla taşınan tek hücreli Plasmodium paraziti sıtmaya neden oluyor. İnsandan insana doğrudan temasla, cinsel yolla bulaşmayan hastalık, kan nakli, organ nakli, enfekte şırınga kullanımı ve hamilelikte plasenta aracılığıyla hastalığın bebeğe bulaştırılması şeklinde görülüyor. Parazitin alyuvarları ve karaciğer hücrelerini ele geçiriyor. Tedavi edilmezse ölümcül olabilen sıtma, yaygın olarak nöbetler halinde ateş ve titremeye neden oluyor. Belirtiler çoğunlukla 10 gün ila 4 hafta arasında ortaya çıkıyor. Dünyadaki sıtma vakalarının yaklaşık yüzde 93’ü Afrika kıtasında görülüyor.
İLK HEDEF KARACİĞER
Parazitin hayat döngüsünü tamamlayabilmesi için hem Anofel cinsi sivrisinekte hem de insan vücudunda belirli süre konaklaması gerekiyor. Hastalığın yayılması, paraziti taşıyan hayvanın kan emerken sporozoit adı verilen yapılar aracılığıyla bu paraziti kan dolaşımına aktarmasıyla başlıyor. Bu sporozoitler insanlarda doğrudan karaciğere saldırıp ve hücreleri hızlı bir şekilde enfekte ediyor. Karaciğerde belirli bir erginliğe ulaşan bu yapılar, daha sonrasında tekrar kan dolaşımına katılarak bu sefer de alyuvar adı verilen kan hücrelerini enfekte ediyor. Bu sırada, sıtma hastalığının belirtileri ortaya çıkmaya başlıyor. Ortaya çıkan bu belirtiler insan kanında sıtma hastalığına sebep olan parazitin hem erkek hem de dişi olarak insan vücuduna yerleştiğini gösteriyor. Bu durum da parazitin insan vücuduna yerleşerek burada üremeye başladığı anlamına geliyor.
YÜKSEK ATEŞ VE TİTREME
Tüm sıtma vakalarında ortak olarak görülen belirtiler; yüksek ateş, titreme, üşüme ve terlemedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de bu belirtilere eşlik edebilir. Hastalığın ağır seyrettiği vakalarda ise baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, iştahsızlık ve şiddetli titreme gibi belirtiler de görülebilir. Hastalığın ciddi bir organ yetmezliği problemine neden olmadığı durumlarda, hastanın mevcut tedavi yöntemleriyle tamamen sağlığına kavuşması mümkündür.
Sıtma belirtileri, akut ateşli hastalıklarla büyük ölçüde benzerlik gösterdiğinden, riskli ülkelere son 1 yıl içerisinde seyahat edilmiş olması, hastalık ihtimalinin göz önünde bulundurulmasını gerektirir. Parazitin hangi türden olduğunun belirlenmesinin ardından, tedavi planının oluşturulması da farklı etkenlere bağlı olarak gerçekleşir.
RİSKLİ BÖLGELERE SEYAHAT HALİNDE
Riskli bölgelere seyahat ederken bulaş riskini en aza indirmek hayati önem taşır. Sıtma parazitini taşıyan sivrisineklerin ısırığından korunmak için riskli bölgelerde uyurken cibinlik kullanılması oldukça basit ancak en etkili korunma yöntemlerinden biridir.
Hamilelikte sıtma tutması hem anne hem de bebek için ciddi sonuçlar doğurabilir. Yapılan araştırmalara göre, bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle, sıtma hastası hamile bireylerde belirtilerin normalden çok daha ağır seyrettiği gözlemlenmiştir. Sıtma hastalığının erken teşhis edilemediği durumlarda, hastalık, erken doğum veya düşüğe neden olabilir. Doğumdan sonraki süreçte ortaya çıkabilen lohusalıkta sıtma tutması da annelerde görülebilen durumlar arasında yer alır. Emzirme döneminde sıtmaya yakalanan annelerin tedavi süreci konusunda yapılan araştırmalar ilaç kullanımının bebeğe zarar verip vermediği konusunda yetersiz kalmıştır. Ancak, yine de lohusa dönemindeki annelerin ilaç kullanmasının bebeğin sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik göstereceği söylenebilir.
AŞISI YOK
Çoğu hastalığın tedavisinde en etkili koruyucu yöntem olan aşılama, sıtma hastalığı için henüz mümkün değil. Sıtma hastalığına karşı ortak bir aşının geliştirilmesinin önündeki en büyük engel, enfeksiyon sonucu oluşan yapının kendisinin ve yapının gelişim sürecinin oldukça karmaşık olması. Hastalığa neden olan parazit, insan vücudunda bağışıklık sistemiyle savaşır ve bu sırada sürekli olarak kendi yüzeyini değiştirebilir. Aşı araştırmalarında üzerinde durulması gereken temel konu, parazitin bu değişikliğine karşı sürekli farklı şekillerde cevap vermeye çalışan bağışıklık sistemimizin karmaşık yapısıdır.