Adıyaman’da yerel basın büyük zorluk yaşıyor

6 Şubat depremlerinin üzerinden yaklaşık 1,5 yıl geçti. Depremde en büyük darbeyi yiyenlerden biri de yerel basın oldu. Zaten artan maliyetler karşısında can çekişen yerel basın, depremden sonra da kendi başına kalmış. Taleplerini birçok kere iletmelerine rağmen sonuç alamamışlar.

Yerel basın için yapılan konteynerler henüz tamamlanmamış. Çevre düzenlemesi ve çatı da yok. Hatta iki hafta önceki yağışta bütün konteynere su basmış. Üstüne üstlük, yerel basına verilen yerin hemen arkasında hasarlı binalar var. Çatlaklar bakınca rahatlıkla görülebiliyor. Herhangi bir önlem yok. En ufak sarsıntıda, üstlerine yıkılma tehlikesi var.

Adıyaman’da 101,7 frekansında yayın yapan Radyo Tek’in Yönetim Kurulu Başkanı Zeynal Selahattin Alptekin ile son durumu konuştuk. Birçok radyonun stüdyo yayınını kestiğini belirten Aytekin, “Ulusal basına öz evlat, bize üvey evlat muamelesi yaptılar.” dedi.

-⁠ ⁠Öncelikle geçmiş olsun. Yeni yeni buraya yerleşiyorsunuz. Nasıl durumlar?

Ben bunu söylediğim zaman itiraz ediyorlar da, Adıyaman’da ulusal basın öz, yerel basın üvey evlat durumunda. Depremden sonra ulusal basına, ajanslara her türlü imkan sağlandı ama bize sağlanmadı. Şu anda kendi bütçemizle ayakta duruyoruz. Devletten hiçbir yardım ve destek yok. Olduğu gibi kendi imkanlarımızla… Artık nereye kadar giderse… Ona bakacağız işte.

- Ne kadardır yayın yapmıyorsunuz?

Ben depremin 34. Günü normal stüdyo bazlı yayına geçtim çadırda. 5 ay çadırda yayın yaptım. Ondan sonra basın sitesinde yer verdiler. Gökmen Çiçek, Koordinatör Vali gittikten sonra. Orada da 5-6 ay yayın yaptık. Ondan sonra oranın yıkılacağı söylendi. Boşaltın dediler. Bizi boşalttılar. Kurban Bayramı’ndan bu yana stüdyo bazlı yayınımızı kestik. Normal düz yayındayız şu anda. 9 tane yayın yapan kişi var. Bizim radyo da ağırlıklı olarak haber yayınlıyor zaten.

- Kış da geliyor. Yaşadığınız sorunlar var mı? Bir an önce yapılmasını istediğiniz şeyler var mı?

Buranın bir an önce bitmesini istiyoruz. Daha etrafı çevrilecek, üstüne çatı yapılacak. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ile görüştük. Konuyu ilettik. O da dedi, “Hiç sıkıntı değil, gereken neyse yaparız.” İşte önümüzdeki hafta etraf çevrilecek. Ondan sonra da hemen direkt çatı işine başlayacaklar.

Geçen hafta bir yağmur yağdı, konteynerlerin yüzde 80’i su içinde kaldı. O yüzden sıkıntı had safhada. Gelen konteynerler de sağlam değildi zaten.

- ⁠Bir plansızlık mı söz konusu?

Her şey plansız. Normalde yardımı hak edenler yardım almadı. Ama hak etmeyenler oluk gibi aldı.

- ⁠Benim de dikkatimi bir şey çekti konteyner kentleri gezerken. Mesela konteyner kentlerin önünde Mercedes’i, TOGG’u olanları gördüm. Lüks araçlar vardı.

Haddinden fazla böyle bir durum var. Konteyner kentte kalıyorlar, bindiği arabalar iki buçuk, üç milyon liralık arabalar.

- ⁠Bu haksızlıklar nasıl giderilir sizce?

Bunu kaç sefer bile getirdik. Bize söyledikleri tek kelime, adamlar hak etmiş. Evet tamam. Evi zarar görmüş olabilir. Benim tanıdığım da var. Evi zarar gördü. Kendi emekli, oyuncak dükkanı var. Hanımı emekli devletin başka bir kurumunda çalışıyor. Gitti ev tuttu, dayadı döşedi. Eşyasını yerleştirdi ama hâlâ konteynerde. Çünkü konteynerlere yardım gidiyor. O yardımı alıyorlar haksızlıkla.

O yardımı alıyorlar. Elektrik bedava, su bedava. Ama malzemelere, yardıma muhtaç olanlar da çevre sokaklarda, varoş kesimlerinde, oralarda hâlâ rezillikler devam ediyor. Normalde o yardımları onların alması gerekir. Ama tersine işte. Tersine.

- ⁠Çok teşekkür ederim.

Sağ olun.