AfD milletvekili tarih verdi: 2024'te değişecek

Almanya için Alternatif Partisi (AfD) Federal Yönetim Kurulu Üyesi, Avrupa Parlamentosu Milletvekili, Dr. Maximilian Krah dünyada yaşanan siyasi gelişmeleri Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi. Elbette öne çıkan konu başlıklarından birisi Rusya-Ukrayna, İsrail-Filistin arasındaki savaş oldu. Avrupa ülkelerinin liderlerinin ABD’nin yanında yer almasını eleştiren Krah, “Brüksel ve Berlin'deki iktidardaki politikacılar kendi çıkarlarını savunmuyor, Washington'un çıkarlarının temsilcileri olarak hareket ediyorlar.” dedi.
2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AfD’nin liste başı adayı olan Krah, Batı’nın kaybettiğini çok kutuplu bir dünyanın oluştuğunu söyledi.

ALMAN HÜKÜMETİ DÜŞÜNCESİZCE TARAF TUTTU

2023’ün öne çıkan konuları Filistin ile İsrail arasındaki savaş ve Rusya-Ukrayna savaşı oldu. Bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Savaşları genellikle kriz ve zayıflığın bir ifadesi olarak değerlendiriyorum. Zayıf bir düzen; savaş ve kaosa yol açar. Uluslararası düzen zayıfladı; köklü değişikliklerle karşı karşıya. Batı, Ukrayna'da "kalpgahı "(*) kontrol ederek Rusya'yı Avrupa'nın dışına itmeye çalışıyor. Rusya'nın bunu kabul etmeyeceği ve savaşın patlak vereceği öngörülebilirdi. Bu savaş özellikle Almanya için bir felakettir. Çünkü bu şekilde Rusya ile geleneksel olarak iyi olan ilişkilerimiz bozuldu ve enerji ithalatımız kesildi. Gazze'deki savaş da Gazze ise Avrupa'ya yeni bir mülteci akını ve tüm bölgeyi istikrarsızlaştırma riskini barındırıyor. Almanya ve Avrupa bu savaşları önlemede ya da sınırlandırmada başarısız oldu ve daha da kötüsü, Alman hükümeti ve AB düşüncesizce taraf tuttu ve böylece kendilerini barış yapıcıları olmaktan çıkardılar.

BRÜKSEL VE BERLİN KENDİ ÇIKARLARINI SAVUNMUYOR

Avrupa nasıl bir yıl geçirdi. Rusya’ya yaptırımlar sonrası yaşanan krizler kıta ülkelerini nasıl etkiledi?

Avrupa 2023'ü kaybetti. Bu durum Brüksel ve Berlin’deki yanlış politikaların bir sonucudur. Almanya ve AB, ABD'nin çatışmalarına sürüklenmeye izin veriyor ve bedelini ödüyor: Rusya yönelik yaptırımlar bize Ruslardan daha fazla zarar veriyor. Kuzey Akım boru hattının yok edilmesi Alman sanayisinin rekabet gücünü tehlikeye atıyor ve buna Çin ile ekonomik bir savaş da eklenirse, Almanya bir sanayi merkezi olarak kaybedilecek. Brüksel ve Berlin'deki iktidardaki politikacılar kendi çıkarlarını savunmuyor, Washington'un çıkarlarının temsilcileri olarak hareket ediyorlar. Sol-liberal "Politico" gazetesi Ursula von der Leyen hakkında şöyle diyordu: "Avrupa'nın Amerikan Başkanı".

AVRUPALI ELİTLER ABD’YE BAĞIMLI

Avrupa’nın önde gelen ülkeleri siyasi olarak ABD ile birlikte hareketti. Bunun Avrupa’ya ne getirisi oldu?

Avrupalı elitlerin ABD çıkarlarına olan heveslerinin kaynağı, bu insanların kendilerini kendi uluslarından çok ABD ile özdeşleştirmelerinde yatıyor. Avrupalı merkez sol politikacılar vatanseverlikten ve aynı zamanda ABD’den bağımsız hareket edebilme yeteneğinden de yoksun. Joe Biden "Amerika dünyaya liderlik etmek için geri döndü" dediğinde herkes rahatlamıştı. ABD, bir küresel düzen adına hareket ediyormuş gibi davranıyor ve Avrupalı politikacılar da buna inanmaktan mutluluk duyuyor. Bu sayede her şeyin, Avrupa’nın zararına; sert, güç ve ekonomik çıkarlarla ilgili olduğunun farkına varmıyorlar.

Avrupa’da sağcı partilerin yükselişte olması ve hatta iktidar olmasını nasıl anlamak gerekir?

Bu eleştiriler sadece siyasi sağdan geliyor, yani benim gibi kişilerden. Köleliğin sonuçları daha da netleştiği için, giderek daha fazla insan argümanlarımızı kabul etmeye hazırlanıyor. Bir şey açıklığa kavuşturulmalıdır: Dış politika, iç politika seçeneklerini belirler. Rusya ile saçma sapan bir çatışmaya zorlandığımız ve kendi ‘müttefiklerimizin’ Kuzey Akım doğal gaz boru hattını havaya uçurduklarını izlemek zorunda kaldığımız sürece, etkili bir iç sanayi politikası yürütemeyiz. Dış politika ve ülke içindeki krizler -ekonomik kriz, göçmen krizi, ama aynı zamanda bu korkunç LGTBQ dalgası-her geçen gün daha açık hale geliyor. Bu iyi bir şey, çünkü sorunu çözmenin tek yolu budur.

ALMANYA 2024'TE SİYASİ OLARAK DEĞİŞECEK

2024 için öngörünüz nedir? Nasıl bir dünya ve Avrupa görüyorsunuz?

2024'e çok iyimser giriyoruz. Avrupa seçimleri 2021'den bu yana ilk ulusal seçimdir ve 2025 Federal Meclis seçimleri için bir test niteliğinde ve biz de yüzde 20'nin üzerinde bir oranla en azından en güçlü ikinci kuvvet haline gelmek, yani tüm iktidar partilerinden daha güçlü olmak istiyoruz. Saksonya, Thüringen ve Brandenburg’da AfD en güçlü parti haline gelecek. Dolayısıyla Almanya 2024'te siyasi olarak değişecek ve AfD güçlü ve varlık gösteren bir siyasî hareket olacak. AB genelinde de sağ partiler siyasi alanda devrim yaratacak. Örneğin, Fransa'da RN'nin ve Avusturya'da FPÖ'nün seçimlerde güçlü güçler haline gelmesini bekliyorum. Bu durum, politikalarını değiştirmeleri için hükümetler üzerindeki baskıyı büyük ölçüde artıracaktır.

GELECEĞİN DÜNYASI ÇOK KUTUPLUDUR

Dünya temelden değişiyor. Önümüzdeki yılların belirleyici yönelimi küresel Güney'in uyanışıdır. Batı egemenliği sona erdi; geleceğin dünyası, çok kutupludur. Yani ortak coğrafya, tarih, kültür ve ilgi alanlarına dayanan geniş alanların yan yana var oldukları bir dünya. ABD küresel bir süper güç olma statüsünü kaybedecek ve çeşitli büyük bölgeler kendilerini onun hakimiyetine karşı savunacaklardır. Avrupa’nın mevcut elitlerinin Avrupa’yı böylesi bir büyük alana dönüştürmek ve geleceğin dünyasında kendine ait bir kutup haline getirmek için ne cesareti ne de vizyonu var. Türkiye bu konuda çok daha vizyoner ve halihazırda Orta Asya'da geleceğin siyasi ve ekonomi yapılarını oluşturuyor.

Scholz’un koltuğu sallanıyor Avrupa

Avro yeniden tasarlanıyorAvrupa

Almanya 2023’ü yüzde 3,7 enflasyonla kapadıAvrupa