Afro-Türkler vatan müdafaasında (1914-1922)
Vatanın asil evlatları olarak her sahada Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmetleri olan Afro-Türkler biraz da Avrupa ülkelerindeki gibi ırkçı muamelelere maruz kalmadıkları için Türkiye'de sinemadan müziğe, askeriyeden ticarete her sahada kendilerini gösterebilmişlerdir
Osmanlı bakiyesi Afrika kökenli Türklerin Anadolu’daki varlıkları Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar gider.(1) Fatih Sultan Mehmet’in meşhur fetih tablosunda en önde duran askerlerden Afrika kökenli bir cengaver Afrika kökenli olan ve zamanla Osmanlı toplumunda Türkleşen, Afro-Türk olan halkın Anadolu’da ne kadar köklü bir geçmişlerinin olduğuna işaret eder.(2) Osmanlıca belgelerde genel olarak Arap yada Zenci tabirleriyle karşımıza çıkan Afro-Türkler Osmanlı Devleti’nin 1517 yılında Afrika ile olan münasebetleriyle Anadolu’da tam manasıyla varlık göstermeye başladılar.
AFRO-TÜRKLERİN ANADOLU SERÜVENİ
Afro-Türklerin Osmanlı sarayından esnafına kadar özellikle Yeniçeri ordusunda kayda değer bir yeri olduklarına dair elimizde yüzlerce belge mevcuttur. Tapu Tahrir defterlerinden anlaşıldığına göre Afrika kökenli vatandaşların Osmanlı topraklarında iskan edilmelerinin en baştaki nedeni, Turgut Reis döneminden bu yana Osmanlı donanmasında vazifeli olup emekli olan denizcilerin Batı Anadolu’ya yerleştirilmiş olmalarıdır.(3) Bu vesileyle özellikle İstanbul’un fethinden 20. yüzyılın başlarına kadar İzmir, Muğla, Aydın gibi vilayetlere iskan edilmişlerdi. Afrika’dan Anadolu’ya göçlerin bir diğer sebebi ise Kuzey Afrika’da Osmanlı idaresi altındaki toprakların elden çıkmasıyla Anadolu’ya göçen bazı AfrikalI aileler yine Ege ve Akdeniz sahillerine yerleştirilmişlerdi. 1830 yılında Cezayir’in elden çıkmasıyla Cezayirli ailelere derhal vatandaşlık verilip Mersin, Adana ve Şam’a yerleştirildikleri vakidir.(4) Bir diğer iskan hareketi ise 1833 yılında köleliğin kaldırılmasından sonra Osmanlı Devleti’nin Afrika’daki sınırlarında dolanan gemilerdeki kölelerin bir daha esir edilmemeleri için Batı Anadolu’ya yerleştirilmeleri sonucu İzmir ve Aydın vilayetlerinden bazı köylere Afrika kökenli aileler yerleştirildiler.(5) Günümüzde Afro-Türklerin çok az kesimi ise saraya alınan harem ağalarının torunlarıdır ki, bunlar yukarıda bahsedilen sebeplerden dolayı Anadolu’ya gelenlerin ancak %5’ini teşkil ederler.
Osmanlı Devleti’nde ırkçılık gibi bir mefhum olmadığı için bu ailelerden okuyup pilot, doktor, öğretmen hatta müzisyen veya sinema sanatçısı olanların birçoğu yakın zamana kadar Türk toplumunda tanınan simalar olarak yer ettiler. İşte bu Afro-Türklerin torunları vatan belledikleri Anadolu’yu Birinci Dünya Harbi’nde ve Kurtuluş Savaşında canları pahasına müdafaa ettiler. Bunların sadece önde gelen birkaç simasını burada anmak Afro-Türklerin vatanperverlikleri hakkında bize önemli ip uçları verecektir.(6)
BİRİNCİ CİHAN HARBİNDE AFRO-TÜRKLER
Şüphesiz Afro-Türklerin Birinci Dünya Savaşı’nda tam olarak ne kadar yekün teşkil ettiklerini bilmemize imkan yoktur. Fakat Afrika kökenli vatandaşlarımızdan Türk tarihine damga vurmuş belli başlı simaların Cihan Harbi’ndeki rollerini belgeler ışığında ortaya koymak mümkündür. Mesela, Arap Ali oğlu, Arap Ahmet oğlu, Arap Hacı Ahmet oğlu, Arap Hüseyin oğlu, Zenci Süleyman oğlu, Zenci Mesude oğlu ve daha nice Afrika kökenli Osmanlı vatandaşının Cihan Harbi’nde vatan müdafaasına katıldıklarɪ arşiv belgelerinden anlaşılmaktadɪr. Bunların başında herhalde Pilot Ahmet Ali Çelikten gelir. İzmir doğumlu olan Ahmet Ali önce Bahriye Nezaretine bağlı Tayyare okulunda okumuş ve Birinci Cihan Harbi’nde Berlin’de eğitim almıştı. Kardeşi Ali’yi Çanakkale Muharebesinde şehit vermişti. Pilot Ahmet Ali Çelikten’in etkin faaliyetleri Cihan Harbi’nden sonra Kurtuluş Savaşında da devam etmiştir.(7) Birinci Cihan Harbinde başka bir kahraman Afro-Türk cesaretiyle ünlü Er Zenci İsmail'dir. Dönemin gazetelerinde Zenci İsmail diye geçen kahraman askerin düşmanın elinden bir makinalı tüfeği aldığı rapor edilmişti. Türk ordusunda Zenci İsmail gibi birçok Afrika kökenli Osmanlı askeri bulunmaktaydı. Resimlerde benzer birçok Afro-Türk'ün Cihan harbine katıldıkları ve kahramanca savaştıkları anlaşılmaktadır. Cihan Harbinde dikkat çeken bir başka gelişme ise Afrika'nın önde gelen liderlerinden Sudanlı Zenci Musa veya Libyalı Şeyh Senusi'nin bizzat Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti yanında vazife almış olmalarıdır. Yine Darfur Hakimi Ali Dinar'ın Cihat çağrısına uyup Sudan'da İngilizlerle girmiş olduğu mücadele birçok cephesiyle tarihe geçmiştir.(8) Kurtuluş Savaşı'nın belki Afro-Türklerin en önemli siması Piyade Yüzbaşı Dayı Mesut'tur. Dayı Mesut İstanbul'un işgalinde Karakol Cemiyeti ile hareket ederek Milli Mücadele döneminde büyük hizmetler yapmıştır.
KURTULUŞ SAVAŞINDA AFRO-TÜRKLER
Mondros Mütarekesi’nin imzalanması ve uygulamaya konulması ile birlikte İtilaf Devletleri işgallere başlamışlardı. Mütareke hükümlerine dayanarak yapılan bu işgaller neticesinde Rum ve Ermeni çeteleri de düşmanca bir faaliyet içerisine girerek Türk halkɪna saldɪrɪyorlardɪ. Osmanlı Hükümeti, bu durum karşısında sessiz bir tutum sergilemiş, memleketin kurtuluşunun ancak mütareke hükümlerinin uygulanması ve işgal kuvvetleri ile iyi ilişkiler kurulmasıyla sağlanacağına inanıyordu.(9) O tarihlerde bazı vatanperver askerler tarafından kurulan Karakol Cemiyeti, öncelikle Rum ve Ermeni çetelerinin Türk halkına yaptığı zulümlerin önüne geçmek için kurulmuş ve bu doğrultuda çalışmalarını yürütmüştü. Karakol Cemiyeti adı altında faaliyet gösteren bu teşkilatta ayrıca Gebze mıntıkasında Afrika kökenli bir kahraman Piyade Yüzbaşı Dayı Mesut Bey (Gürbüz) bulunmaktaydı. Özellikle teşkilat olarak Karakol Cemiyeti, düşman işgali altındaki İstanbul’dan Anadolu’ya silah ve cephane sevk etmiştir. Yenibahçeli Şükrü Bey’e bağlı olarak, Kadıköy mıntıkasına Orhan Veysel, Gebze’ye Dayı Mesut (Gürbüz), Şile’ye Yusuf Ziya (Şahap), Kartal’a İhsan, Beykoz’a Murat (Korsan) ve Kefken’e de İpsiz Recep kumandan olmuştur.(10) Menzil hattının kurulması işi ile birinci derecede Kadıköy’de inzibat zabiti olarak görev yapan Afrika kökenli Yüzbaşı Dayı Mesut ve Maltepe Endaht Mektebi’nden Yavuz Fehmi Bey ilgilenmekteydi. 1920 yılının 25 ve 26 Mayıs aylarında Hendek ve Düzce kontrol altına alınmış ve 27 Mayıs’ta Bahçecik’e girilirken Dayı Mesut da Kandıra’ya yönelmiş ve burayla irtibatı yeniden tesis etmişti. Durum giderek Kuvayı Milliye lehine dönerken İngilizler’in de Kuvayı İnzibatiye’ye inancı, söz konusu kuvvetler arasından Kuvayı Milliye’ye iltihakların artmasıyla sarsılmıştı. Kuvayı İnzibatiye’nin bir de topçu birliği bulunmaktaydı. Ayrıca Hereke ve Gebze’de Ermeni çeteler bulunmaktaydı. Buna karşı Milli Kuvvetler’in dağılımında, başına Süvari Kaymakamı Atıf Bey’in getirildiği 24. Fırka’nın 70. Alayı Solaklar mevkine, 143. Alay Hasanpaşa mevkine, Gökbayrak Milli Taburu Tepeköy mevkiine, Dayı Mesut’a bağlı kuvvetler Ağaköy mevkiine, Mülazım İbrahim Efendi komutasındaki süvari müfrezesi Yarımca üzerine, diğer müfrezeler Gebze ve Hereke’ye taarruz edecek şekilde yerleştirilmişlerdi. 14 Haziran sabahı Kuvayı İnzibatiye birlikleri İzmit- Sapanca yolu üzerinden taarruz için harekete geçtikleri sırada, Ali Fuat Paşa’nın emriyle aynı anda baskın şeklinde Kuvayı Milliye’nin taarruzu başladı.(11) İstiklal Savaşı’nda Yüzbaşı Dayı Mesut’un hizmetleri son derece önemli olsa da ne yazık ki halen etraflıca ele alınmamıştır. Kurtuluş savaşının bir diğer önemli siması Afro-Türklerden Mavro Ali Osman Efe’ydi. Bergama'nın Alibey'li köyünden Arap Ali Osman Efe, 12 kişiden oluşan çetesiyle Yunanlılar arasında "Mavrolar" diye korku salmıştı. Cesaretiyle tanınan Arap Ali Osman Efe İzmir'in işgalinde milis kuvvetleriyle Yunan birliklerine baskınlar yapıp onları pusuya düşürmüştü. Bu sebeple Yunan birlikleri tarafından arandığı, hatta başına 300.000 drahmi ödül konduğu söylenir. Kuvay-i Milliye karargahından kendilerine katılmaları istenince Soma'ya giden Ali Efe, orada Batı Anadolu'nun Yunan işgalinden kurtarılması için gizli toplantılara katılmıştı. Bir gün Yunanlıların işgal ettiği Bölcek köyüne giderken köyde Yunanlılar tarafından Sarı Yüzbaşı diye çağrılan Giritli Rum askerlerle Yunanlılar pusuya yatmış intikam almak için Mavroları bekliyorlardı. Karşılıklı çatışmada Arap Ali Efe yaralanmış iki askeri de şehit olmuştu. Arap Ali Efe'nin öldüğünü zanneden diğer askerleri ise geri çekilmişlerdi. Ağır yaralanan Ali Efe, sürünerek bir mısır tarlasına girmiş, yaralı olduğu halde kendisini takip eden 3 Yunan askeriyle bir subayı öldürmüş ve kaçmayı başarmıştı.(12)
Arap Ali Efe, iyileştikten sonra 200 kişilik bir kuvvet toplayarak Balıkesir' deki Yüzbaşı Kemal Bey'in emrine girmişti. Kuva-yı Milliye ordusunda Yunanlılara karşı verdiği hizmetler, daha sonra da devam etti. Kurtuluş Savaşından sonra Gazilik madalyasına layık görülerek mükafatlandırılmıştı. Söylentiye göre, pusudan hemen önce Bölcek köyünden yolda ihtiyar bir kadının buğday çuvalını zorla taşıdığını görünce Arap Ali Efe, ihtiyar kadının haline acıyıp “Ana, ben taşıyayım” demiş, heybeyi alıp yürürken ileride kendisine pusu kuran Yunan devriyesinin tuzağına düşmüştü. Kendini mısır tarlasına atan Ali Efe'nin kanına bulanmış buğdaylar toplanıp ve ekilmiş ama tarlanın o köşesinde boy veren buğdaylar diğerlerinden daha bereketli ve renkleri kırmızı olmuştu. Ali Efe’nin kanıyla boyanmış buğdaylar için yapılan güfte yıllar sonra bestelenmişti.
Kırmızı buğday ayrılmıyor kanından,
Can bulaşmış Ali Osman Efe' nin canından,
Kurşun girmiş Efemin dört bir yanından...
1951 yılında Bergama'da ölen Afro-Türklerden İstiklal Harbi Gazisi Arap Ali Osman Efe Bergama şehir mezarlığına gömülmüştür. Mezar taşında korku nedir bilmez Alibeylili Osman Efe yazmaktadır.(13)
OSMANLI BAKİYESİ AFRO-TÜRKLER
Afrika kökenli Türklerin, Türkiye Cumhuriyetine katkıları Cihan Harbi ve İstiklal savaşıyla sınırlı değildir. Vatanın asil evlatları olarak her sahada Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmetleri olan Afro-Türkler biraz da Avrupa ülkelerindeki gibi ırkçı muamelelere maruz kalmadıkları için Türkiye'de sinemadan müziğe, askeriyeden ticarete her sahada kendilerini gösterebilmişlerdir. 1960'ların en nadide sinema sanatçılarından Zenciye Şirin, 1970lerin en iyi ses sanatçısı ödülü alan Esmeray veya 1980lerin Türkiye başpehlivanı seçilen Mustafa Yıldız gibi daha nice Afrika kökenli vatandaşımız, Türk toplumuna her bakımdan ayak uydurmuş ve ve çeşitli sahalarda hizmet etmişlerdir.(14) Ege şiveleri ve tarihteki yerleriyle artık Anadolu’nun yerlileri olmuş olan Afro-Türklerin, Birinci Dünya Harbi ve Kurtuluş Savaşı'ndaki katkıları ise Türk tarihinin şerefli sayfalarında yerini almıştır.
DİPNOTLAR:
- (1) Mustafa Olpak. 2013. "Osmanlı İmparatorluğu'nda Köle, Türkiye Cumhuriyeti'nde Evlatlık: Afro-Türkler". Ankara Üniversitesi SBF
Dergisi. 01 (68): 123-141.
- 2) Vurucu, İlayda, and İlhan Çamiçi. 2013. İzmir'de yaşayan Afro Türkler. İzmir: Altın nokta.
- (3) Seyfi, Ali Riza. 1911. Turgut Reis. İstanbul: İkbal Kütüphanesi.
- (4) https://uwidata.com/12199-turkish-diversity-in-western-media-misrepresenting-afro-turks-as-a-political-game/, 17 Ekim 2020
tarihinde erişildi.
- (5) CDA, DH.MKT. 124\21, H-16-03-1311, İzmir'de bulunan eski Sanayi Mektebi binasının zenci esirlerin ikameti için misafirhane olarak
tamirinde ve esirlerin iaşelerinin temininde gerekli olan meblağın Aydın vilayeti emvalinden tesviyesi ve masraf defterinin de Maliye Nezareti'ne gönderilmesi gerektiği.
- (6) Halim Gençoğlu, 2020, Türk Arşiv Kaynaklarında Türkiye-Afrika, Ankara, SY. yayınevi.
- (7) Dünya'nın ilk Afrika Kökenli Savaş Pilotu Ahmet Ali Bey - First African Military Pilot of the World, https://docplayer.biz.tr/197620972-
Dunyanin-ilk-siyahi-savas-pilotu-ahmet-ali-celikten-dr-halim-gencoglu-cape-town-universitesi-abstract.html, 22 Aralık 2020 tarihinde erişildi.
- (8) Spaulding, Jay. 2011. An Islamic alliance: ‘Ali Dinar and the Sanusiyya, 1906-1916. Evanston, Ill: Northwestern University Press.
- (9) Gökbilgin, Mehmed Tayyib. 1965. Millî Mücadele başlarken 2. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
- (10) Fethi Tevetoğlu, Millî Mücadele Yıllarındaki Kuruluşlar, İkinci Basım, TTK, Ankara–1991
- (11) Özkaya, Yücel. 2011. İstiklal harbinde yararlı ve zararlı cemiyetler. Ankara: Atatürk Araştırmaları Merkezi: Ahmad, Feroz, and
Bülent Şenses. 2018. Karakol Cemiyeti.
- (12) Eriş, Eyüp. 2011. Kermeslerle Bergama Yakın Tarihi. Bergama, İzmir: Bergama Belediyesi.
- (13) http://docs.neu.edu.tr/library/6298841726.pdf, 21 Ekim 2020 tarihinde erişildi.
- (14) Halim Gençoğlu, 2020, Türk Arşiv Kaynaklarında Türkiye-Afrika, s.411, Ankara, SY. yayınevi.