‘Ahmet Karatepe Parti’nin pusulasıydı’

Eskişehir’de 60 yıldır soluksuz devrim mücadelesi veren Aydınlık hareketinin köklerinden Ahmet Karatepe, önceki gün Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinden son yolculuğuna uğurlandı. Cenazesine ailesinin yanı sıra, çok sayıda dava arkadaşı ve öğrencisi katıldı. Dün gazetemizde yaşamını anlattığımız Karatepe’yi, dava arkadaşlarının anlatımlarıyla tanıtmaya devam ediyoruz.

‘İYİ BİR DEVRİMCİ, ÖĞRETMEN VE İNŞAAT USTASI’

TEMEL ARAS- Vatan Partisi Eskişehir Eski İl Başkanı: Ahmet hocamla ilk kez 1975’de tanıştık. Tepebaşı Halk Derneği ve Türkiye İşçi Köylü Partisi kurucusu olduk birlikte. O kurucu il başkanıydı, ben il sekreteriydim. 80'e kadar böyle sürdü. Sonradan ben kamuda görev aldım. Emekli olunca tekrar partide resmi görev aldım. Ama o ilk parti kuruculuğundan ölünceye kadar resmen ve fiilen mücadele içindeydi. Öğretmendi, öğretmenliği bırakıp gelmişti. Mustafi öğretmen yani. Fakat aynı zamanda da inşaat ustasıydı. İşini de her zaman büyük bir ustalıkla yaptı. Bizim ondan gördüğümüz, öğrendiğimiz, yapılacak işte, eylemde imkânsız diye bir şey tanımazdı. Ne bir mazeret ne bir engel.

Çeşitli olaylarda hemen doğru tutumu alırdı, bize de gösterirdi. Yani bu iki çizgi mücadelesi olsun, başka işler olsun. Ortalık karıştığı zaman, bir zorluk olduğu zaman biz Ahmet Hoca'ya bakardık. Yani adeta bir ‘pusula’ gibi. Ne yapacak, ne diyecek. İyi bir inşaat ustasıydı. İnşaat ustalarının kullandığı şakul gibiydi. Doğru işleri seçmede, bulmada öyle bir ölçüydü bizim için. Uzun yıllar hiç sarsılmadı, umutsuzluğa düşmedi, zor koşulların insanıydı. Sadece Eskişehir değil, Kütahya, Bilecik tek başına bir ordu gibi giderdi. Ulusal Kanal’ın oralarda kurulmasına öncülük etti. Hasta yatağında bile geciktirirsek ‘benim Aydınlık’ım Teori’m nerede kaldı?’ diye kızardı. 20'li yaşlardaydık, O bir kitapevi açmıştı. Aydınlıkçıların toplandığı bir yerdi. Sonradan bu örgütlü mücadele partiye dönüştü. Anlatılacak ona dair çok şey var. Onu daima mücadelesi ve bize öğrettikleriyle hatırlayacağız.

‘ESKİŞEHİR’İN DEVRİMCİ TARİHİNİ YAZMAK ONSUZ OLMAZ’

MUSTAFA ERDÖNMEZ- Vatan Partisi Eskişehir Eski İl Başkanı: Devrimci kişiliği, cesaretli kararlı ve fedakarlığı ile örnek bir devrimciydi. Devrimci mücadelenin ve partimizin bilge kişisiydi. Çok okuyan, tartışmasını bilen, bildiklerini aktarmakla mutlu olan, bunun semeresini görünce gözleri parlayan, ufkumuzu açan bir öğretmendi. Planlı ve disiplinli olmanın başarının anahtarı olduğunu sürekli vurgulayan bir mücadele insanı, iyi bir örgütçüydü. 70'li yılların devrimci esintisini kuvvetlendiren, günümüze taşıyan yoldaşımızdı. Kendisinden çok şeyler öğrendik. Onu unutmayacağız.

Onu Eskişehir'in devrimci ve demokrat kamuoyu çok iyi bilir ve tanır. Çünkü her eylemde, her toplumsal harekette mutlaka Karatepe vardır. Ve Eskişehir’in devrimci tarihini yazmak Karatepe'siz olmaz. Şimdi bir gün caddede yürüyorum. Yanıma bir kişi yaklaştı. Dedi ki ‘şu ileride yürüyen kişiyi tanıyor musun?’ Bir baktım, sırtında sarı pardüse ile ilerleyen, önümüzde yürüyen Ahmet Karatepe'den başkası değildi. Tabii ki kişinin bizi tanıdığını tanıdığı belli ama ben onu tanımıyordum. Dedi ki ‘bu adam dimdik, yalansız ve ödünsüz biri. Ben böyle bir adamı başka yerde görmedim.’ İşte Karatepe böyle bir insandı. Böyle bir devrimciydi. Ruhu şad olsun. Unutmayacağız, mücadelemizde yaşayacak.

‘İKİ ÇİZGİ MÜCADELELERİNDE ŞAŞMAZ DOĞRUCU’

HÜSEYİN KARANLIK-Vatan Partisi İşçi-Sendika Bürosu Başkanı: Yarım asırlık çınar. Hiç arasız, fasılasız 60 yıl. Her koşulda en zor görevlerin altına aşkla giren, adeta tekeden süt çıkararak işini başarıyla sonlandıran, bütün iki çizgi mücadelelerinde şaşmaz bir şekilde doğrunun arkasına geçen seçkin bir kadromuz. Aile boyu partili, yılmaz, yorulmaz bir partili. Anısı bizlere güç veriyor, verecek.
Prof. Dr. Can Ayday-Eskişehir Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı: Ahmet Karatepe, Partimizin bir neferiydi. Ben Ankara’dan Eskişehir’e yerleştiğimde onu tanıdım. Eskişehir’de olmazsa Kütahya’ya gidiyordu. Gidip oralarda partiyi kuruyordu. Hiçbir zaman bahane üretmez, parti nerede görevlendirse orada olurdu. Uzun süredir kanserle mücadele ediyordu. Büyük bir değeri kaybettik.

‘KİMYASINI TOPLUMUN KİMYASIYLA BİRLEŞTİREN DAVA ADAMI’

YUNUS EMRE ÖZGÜN -TGB Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı: Başımız sağ olsun. 68'li kimya öğretmeni. Kimyasını toplumun kimyasıyla birleştiren, yuvasını kuracağı düğün parasını toplumun yuvası ve düğünü için feda eden namus dağı. İçi Türk devrimiyle fokurdayan yanardağ! Bilmenin ve yapmanın usanmaz komutanı! Tembellikle, memurlukla, lafla uzlaşmaz, bozgunculuğa fırsat vermez emek komandosu! Devrimin kimyasını öğretti sayısız bilince. Eğilip bükülmeden geçen bir ömür nasıl olur ondan gördü binlerce göz. Kanseri bile terbiye edip ayakta kalmasına razı bıraktı.

Sokakta TGB flaması, elinde TGB yayını, televizyonda gazetede TGB faaliyeti gördü mü gözlerinin içi gülerdi. Çalışkan TGB'liyi evladı bilir, davudi sesi, demir avcuyla şımartmadan severdi. Devrim hasretiyle göğsünden fırlayacak gibi atan yüreğini kütüphanelere sığmaz bilgisiyle yatıştırırdı. Bir gün okumadan geçmediği kağıtlı mürekkepli Aydınlık'ın sayfalarına Anadolu kartalı gibi deler gibi bakar, hata affetmezdi. Ne mutlu bize; duruş, bakış, tutuş öğrendik. Azarını yedik de cahilliğimizi bildik. Omzunu hissettik doğru yolda olduğumuzu anladık. Onla tanıdık güveni, onla emindik kendimizden kavgada. Partisiz bilimsel sosyalist olunmayacağını; Parti binasından, masa başından, koltuktan sloganlarla devrim yapılmayacağını soktu kafamıza. Böyle adam ölür mü hiç? Ölüm ölür böyle adam ölmez.

‘DİSİPLİNİ YÜZÜNDEN ONA STALİN AHMET İSMİNİ TAKTIM’

CAN HACIOĞLU-Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir Şube Başkanı: Ben 40 yıldır kendisini tanıyorum. Türkiye İşçi Köylü Partisi'nin Eskişehir il başkanı. Daha önce öğretmenliği bırakarak devrimci mücadeleyi atıldı. Kitap ev açtı başlangıçta. Sonra bir dernek kurdu Eskişehir'de. Türkiye İşçi Köylü Partisi'ne giden süreçte insanlara Halkın Sesi, Aydınlık ulaştırdı. Sadece Eskişehir'de değil, Bilecik ve Kütahya'da dahildi. Bölgede bilinen bir devrimciydi. O, Türkiye İşçi Köylü Partisi'nin il başkanı olduğunda partiyi Eskişehirlilere tanıttı. Bilecik, Kütahya'da partinin kurulmasını sağladı. Oraları da örgütledi.

O zaman ben zaten Bilecik'te yaşıyordum. Daha sonra 12 Eylül olunca öğretmenliğe dönmek istedi. Ama 12 Eylül rejimi izin vermedi. Hayatını kazanmak için kahvecilik yaptı. Kitapevi açtı, kahvede de ocakçılık yaptı. İnşaatlarda çalıştı, iyi bir inşaat ustasıydı. Sosyalist Parti, İşçi Parti kuruluşlarına katıldı. Daha sonrasında Vatan Partisi. Çalışkan bir insandı. Disiplini çok severdi. Herkes onun disiplininden korkardı. Ben ona Stalin Ahmet ismini taktım. Bu çok ilgi gördü partide. Sert mizacının yanında pamuk gibi bir kalbi vardı. Onu hiç unutmayacağım.

DOĞAN AKAOĞLU- Vatan Partisi Üyesi: Koskoca 50 yıl! Tepebaşı Kültür ve Dayanışma Derneği, Tepebaşı Halk Derneği, Yıldız Kitabevi… Her şey film şeridi gibi geçiyor önümden. Dostluk, yoldaşlık, cesaret… Çok üzgünüm, başımız sağ olsun.