Aile hekimleri iş bıraktı: Performansı dayatıyorlar

Yüzlerce aile hekimliği çalışanı, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde “eziyet yönetmeliği” olarak tarif ettikleri, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’e karşı açıklama yaptı. Aile hekimleri 3 günlüğüne iş bıraktı!

Hekimler, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları itirazlarına kulak kapayan Sağlık Bakanlığını protesto etti. 5-6-7 Kasım’da iş bırakan aile hekimliği çalışanları talep ettikleri iyileştirmeler olmazsa, eylemlerin devam edeceğini duyurdu.

Açıklamada “Emek bizim söz bizim”, “Bakan bırak işimizi yapalım”, “Sağlıkta performans ölüm demektir” sloganları atıldı.

Hekimler, yeni yönetmeliğe puanlamaya dayalı performans dayatması; maaş ödemelerinin karmaşık matematik hesaplarına indirgediği; iş güvencesini keyfiyete bağladığı; muayene sürelerini birkaç dakikayla sınırlayacağı ve koruyucu sağlık hizmetlerini aksatacağı gerekçesiyle itiraz ediyor.

‘KULAK TIKAMA LÜKSLERİ YOK’

10’u aşkın sendika ve dernek adına açıklamayı İstanbul Aile Hekimliği Çalışanları Genel Sekreteri Sercan Ahmet Uluç yaptı. İstanbul Sağlık Müdürlüğü önünde yaptıkları açıklamayı ve 19 Ekim’de Ankara’da binlerce kişiyle yönetmeliğe karşı çıktıkları mitingi hatırlatarak konuşmasına başlayan Uluç, “Ancak görüyoruz ki bakanlık bizi de tepkilerimizi de dikkate almamayı seçti ve yönetmelik 30 Ekim’de aynı şekilde onaylanıp Resmi Gazete’de yayınlandı. Bakanlığın bizim tepkilerimize kulak tıkama gibi bir lüksü yoktur.” dedi.

MÜCADELELERİ HATIRLATTILAR

Uluç, şöyle devam etti: “Çünkü bu ülkede birinci basamak sağlık hizmetini veren bizleriz, emeği veren bizleriz! Biz emek verenlerin sesini yok sayarak bu ülkede ‘koruyucu hekimliği şöyle iyileştireceğim böyle güzelleştireceğim’ demek sadece lafügüzaftır. Bu kulak tıkama ilk kez olmadı. Acil nöbetleri, cumartesi nöbetleri ve en son ceza yönetmeliği bize rağmen uygulanmaya çalışıldı. Kanuna yazıldı. Sözleşme feshi noktasına gelen binlerce aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı oldu. Sonuç ne oldu? Sözleşmelerini feshedemediniz ve geri adım atmak zorunda kaldınız. Bu tecrübeleri hatırlatmak mı gerekiyor.

İTİRAZLARINI SIRALADI

“Emeğinizi yok sayıyoruz, temel ücretlerinizi de düşürüyoruz ama imkansız teşvik taleplerimizi yaparsanız ve belki bu kaybı telafi ederseniz yönetmeliğini’ kabul etmiyoruz. ‘6 ayda bir gelmeyen kişilere ulaşın onlara zorla sağlık hizmeti verin’ yönetmeliğini kabul etmiyoruz. ‘Vatandaşa sorumluluk veremedik; hastaların peşinden siz koşmak zorundasınız’ yönetmeliğini kabul etmiyoruz. ‘Hastayı sanki müşteri gibi her şekilde memnun etmek zorundasınız’ yönetmeliğini kabul etmiyoruz. ‘Ağzınla kuş tutamazsan sözleşmeni yenilemem ve iş akdine son veririm' diyen bu tehdit yönetmeliğini kabul etmiyoruz.

Matematik sınırlarını zorlayıp aklımızla ve emeğimizle dalga geçen bu formül yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Yazdığımız reçeteye bile karışan bu yönetmeliği kabul etmiyoruz.

‘GERİ ADIM ATILMAZSA DEVAM’

“Biz daha testi kırılmadan uyarımızı yaptık. ‘Bu yönetmelik olmamış atın çöpe’ dedik atmadınız. Sesimizi duymadınız, duymak istemediniz. Biz de anayasal hakkımız olan iş bırakma hakkımızı kullanıyoruz ve 5-6-7 Kasım tarihlerinde 3 gün iş bırakıyoruz. Bu 3 günlük iş bırakmanın tek sorumlusu bakanlıktır. Geri adım atılmazsa bu iş bırakmalar devam edecektir. Biz emek üretenler olarak bu eziyet yönetmeliğini kabul etmiyoruz ve asla da etmeyeceğiz.”