15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Ailede güven uyandıran adımlar atılmalı’

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt, ailenin desteklenmesi ve doğurganlığın teşviki konularıyla ilgili Aydınlık'ın sorularını yanıtladı

‘Ailede güven uyandıran adımlar atılmalı’

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt, ailenin desteklenmesi ve doğurganlığın teşviki için bahsedilen ama henüz detayları açıklanmayan başka adımlar atılmasını beklediğini söyledi.

Eryurt, daha önce farklı platformlarda, komisyon toplantılarına da katılarak uzman görüşü sunan isimlerden biri. Eryurt, sorularımızı yanıtladı.

AÇIKLANMAYAN ADIMLARI BEKLİYORUZ

Doğurganlık oranındaki düşüş karşısında acilen ne yapılması beklenir?

Çalışan kadınlar için kreş ve ücretsiz bakım desteği sağlanacaktır ama detayları paylaşılmamış gördüğüm. Doğum izni süresi de henüz açıklanmadı. Şu an nakdi destek açıklandı. Aile ve Gençlik Fonu kapsamında daha önce deprem illerinde uygulanan, daha sonra doğum oranlarının en düşük seviyede olduğu 3 ili kapsayacak şekilde genişletilen evlilik kredisi Türkiye genelini kapsar hale geldi. 150 bin lira kredinin günümüz koşullarını, yeni bir ev kurulması için ihtiyaç duyulan bütçeyi düşünürsek evlenmeyen gençlerin evlenme kararı almalarında ne kadar etkili olur bilemiyorum. Ama Türkiye geneline yaygınlaştırılması olumlu bir adım kuşkusuz.

‘NAKDİ YARDIM GEÇİCİ ETKİ YARATIR’

Çocuk yapmayı teşvik eder mi bu önlemler?

Çocuğun maliyetini artıran temel unsur aslında yüksek meblağlı kreş fiyatları, sonraki yaşlarda özel okul ücretleri. Zaman içinde özel eğitim kurumları çok hızlı arttı. Aileler artık kredi çekerek çocuklarını özel eğitim kurumlarına göndermeye başladılar. Bu her eğitim düzeyi için, okul öncesi için de örgün eğitim sürecinde de giderek yaygınlaşan bir durum. Eğitim ücreti aileler için çok önemli bir maliyet haline gelmeye başladı. Bu açıklanan rakamlar bunları karşılayacak gibi görünmüyor.

Doğum yardımlarında da ilk çocuk için tek seferlik 5000 liralık bir destek açıklanmış durumda, önceki yıllardaki çeyrek altın tutarındaki desteğe yakın bir rakam. Bereket, Türkiye'de evlenen çiftler ilk doğumu genelde yapıyorlar. Avrupa'daki gönüllü çocuksuzluk eğilimi bizde ortaya çıkmış değil henüz, çok teşvik gerektirmiyor diye düşünülmüş anlaşılan. Halihazırda çocuk yardımı olarak 0-6 yaş çocuk için 500 lira ödeme zaten yapılıyor çalışanlara. İkinci çocuk için 5 yaşını tamamlayana kadar 1500 lira her ay destek verilecek bundan sonra, ikinci çocuk için 1500 lira, davranış değişikliği yaratır mı ona dair tereddütlerim var. Üçüncü çocuk için de 5000 lira destek açıklandı.

Uluslararası tecrübeden edindiğim gözlem, nakdi yardımların geçici süreyle davranış değişiklikleri yarattığı, yani zaten çocuk sahibi olacak çiftlerin bunu biraz daha erken yapmalarını sağladığı yönünde.

‘KURUMSAL GÜVENCELER GEREKTİRİYOR’

Kalıcı politikalar kreş desteğinde olduğu gibi kurumsal güvenceleri gerektiriyor. İnsanlarda, kalıcı olduğu konusunda güven uyandıran adımlar atılmalı. Daha net bir fikir edilebilmemiz için yeni politikaların açıklanmasına ya da açıklanmayan politikaların netleşmesine ihtiyacımız var.

Öte yandan bu politikalar hayata geçirilirken önemli olan toplumun yekpare bir bütün olmadığını, farklılaşan ihtiyaçların, farklılaşan isteklerin, arzuların olduğunu görmek lazım. Doğru kaynağı ihtiyaç sahibiyle, doğru nüfus gruplarıyla buluşturmak önemli. İstediğinden az çocuk sahibi olan nüfus gruplarına ulaşacak adımların atılması önem taşıyor.

‘GELİŞİM SÜRECİNİN BÜTÜNÜNÜ KAPSAMALI’

Bebek bakım ve kreş hizmetinin kamu tarafından karşılanması yeterli mi?

Çocuğun gelişim sürecinin bütününü kapsayan, birbirini takip eden politikaları hayata geçirmek önemli. Çocuk 0-2 yaşta kreş dönemine geçecek, anaokul çağına gelecek, ardından okul çağına gelecek, ardından mezun olacak, istihdama dair kaygılar olacak, evlenecek... Burada boşluk bırakmadan sürecin bütününü kapsayan kesintisiz politikalara ihtiyaç var. Dolayısıyla sürecin genelinin bu açıdan gözden geçirilmesi gerekir.

Fransa örneğini başarılı bir örnek olarak anlatıyorum. Üç yaş üzeri için zorunlu anaokulu uygulaması var. Kreşler çok yaygınlaşmış durumda, olamadığı yerlere mobil kreşler hayata geçirmişler.

Kurumsal düzenlemeler toplumun geneli tarafından görünebilir, deneyimlenebilir hale geldiği ölçüde insanlar bu politikaların kalıcı olacağına kanaat getirip, ondan sonra çocuk sahibi olup olmama yönündeki kararlarını değiştirebilirler. Ama sürekliliğinin olup olmayacağından şüphe duyulan maddi destekler çok karar değiştirici olmayabilir çiftler için.

‘ÜCRETSİZ DOĞUM İZNİ BİR YIL OLMALI’

Türkiye için ideal bir doğum izni süresi ne olabilir?

Bir yıla çıkarılmalı. Bebek ilk altı ayda tamamen anne sütüne bağımlı olduğu için, ilk 6 ayı annelik izni şeklinde, ikinci 6 ayının da çiftin kararına bağlı olarak annenin veya babanın kullanabildiği bir izin hakkı olmalı. Pakette yok ama olmasını bekliyoruz. Sonrasında da ücretsiz izin olarak yine işe dönme garantili bir veya bir buçuk yıl daha sağlanmalı. Bunlar henüz açıklanmadı, demek ki üzerine çalışmalar devam ediyor.

‘ÖZEL SEKTÖRDE DE KAMU DÜZENLEYİCİ OLMALI’

Kamu önemli. Kamunun sunduğu desteklerin yanı sıra özel sektördeki çalışma koşullarının düzenlenmesi, denetlenmesi açısından da önemli bir rolü var. Özel sektörde çalışan özellikle kadınların çok önemli sorunları var. Haklarını da sınırlı ölçüde kullanabiliyorlar. O yüzden kamunun yine o özel sektör içinde düzenleyici olması, yaptırımları devreye sokucu adımlar atması da önemli görünür.

Aile Doğum çocuk