23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aileyi koruyacak yasa için buluşalım

Büyük Aile Platformu, LGBT dayatmasına karşı buluşmaya hazırlanıyor. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Nuriye Kadan ve Hukukçu-Yazar Cüneyd Altıparmak, vatandaşlara “Gelin ülkemizi ve aile kurumumuzu hep birlikte koruyalım.” çağrısı yaptı.

Aileyi koruyacak yasa için buluşalım! Aileler Saraçhane’den Meclis’e seslenecek
EYLÜL YILDIRIM

Türkiye'de artan LGBT dayatmasına karşı aileler mücadeleyi büyütüyor. Büyük Aile Platformu 17 Eylül saat 15.00’da İstanbul Saraçhane Meydanında buluşacak. Platformun bileşenlerinden Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) tüm aileleri büyük buluşmaya çağırıyor. CKD Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nuriye Kadan ve Hukukçu ve yazar Cüneyd Altıparmak’la hem buluşmayı hem de dayatmanın önüne geçmek için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeleri konuştuk.

Rusya, Macaristan, Brezilya ve birkaç ülkede, kitle iletişim araçları, internet, reklam, edebi eser ve sinema yoluyla LGBT propagandası yapılması yasaklanıyor. Uyulmaması halinde çok yüklü miktarda para cezası hatta bazı ülkelerde hapis cezası veriliyor. Bazı ülkeler ise bu dayatmaya boyun eğip yasaları yürürlükten kaldırıyor. Türkiye’de henüz bir düzenlemeye gidilmedi. Aynı zamanda İzmir Büyük Aile Platformu Başkanı ve Sözcüsü de olan Nuriye Kadan, hızla bir düzenleme yapılması, hatta yeni bir yasa hazırlanması gerektiğini vurguladı.

‘YALNIZCA DÜZENLEME YETMEZ TAKİP DE EDİLMELİ'

Aileyi koruyacak yasa için buluşalım - Resim : 1

Türkiye'de dayatmanın arttığını hatta çocukların bile cinsiyet değiştirme masasına yatırılmaya başlandığını hatırlatan Nuriye Kadan şunları söyledi: “Artık geldiğimiz noktada çocuklar Medeni Kanun'daki yaşa bile erişmeden, geriye dönüşü mümkün olmayan birtakım ameliyatlarla istismar ediliyor. Durumun vahameti buradan belli. O yüzden ülkemizde bu yeni yasa döneminde ivedilikle bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Öncü Kadın Hukuk Komisyonu bir yasa teklifi hazırladı. Bu yasal düzenleme içerisinde bizim de mutlaka katkılarımız olacaktır.

“Bu propaganda, bu dayatma, kitle iletişim araçlarıyla, pek çok sosyal medya propagandasıyla, dizilerle, akademide yapılabiliyor. Ne kadar başarılı olursa olsun içinde LGBT birey geçmeyen makaleniz akademide onay almıyor, senaryonuz kabul edilmiyor. İşte bu yüzden yasal düzenleme şart diyoruz. Ama pek tabii takibinin yapılması, sıkı denetime tabii tutulması lazım. Kökünün kazınması gerekiyor.”

'HEPİMİZE GÖREV DÜŞÜYOR'

Bu durumun sadece hukuki yollardan çözülemeyeceğini ifade eden Kadan, şunları ekledi: “Yeni bir yasal düzenleme getirdiğimizde bile 'para cezası verdik, bitti' diyemeyiz. Bu durumun bir de kültürel boyutu var. Burada kimlere görev düşüyor? Esas sorumluluk küçük yaştan itibaren aileye ve aile kurumuna, okullara düşüyor. Milli Eğitim Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının kendi içinde düzenlemeler yapması gerekiyor. Yani sadece kurum ve kuruluşlara değil, topyekûn tüm Türk milletine, hepimize düşen görevler var. Kültürel olarak büyük bir bombardıman altındayız. Şarkılarda, dizilerde, çizgi dizilerde, kitapda, makalelerde… Her yerde Batı’nın yozlaşmış kültürünün dayatmasını görüyoruz.”

'GELİN AİLE KURUMUMUZU HEP BERABER KORUYALIM'

Önceliklerinin aile kurumunu korumak olduğunu vurgulayan Kadan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü ailenin korunmaması demek, o ulus milletlerin ve ülkelerin parçalanması demek. Bu dayatmanın amacı bireyselliği ortaya çıkararak aile kavramını ve aile kurumunu yok etmek. Bizim değerlerimiz, kültürümüz, geleneklerimiz, aile üzerine. Eğer siz bu aileyi parçalarsanız milleti de parçalarsınız. Eğer çocuk istismarını önlemek istiyorsanız, kadına gerçekten değerinin verilmesini istiyorsanız, bu mücadelede olmanız lazım. Bu bir nefret söylemi değildir. Bizim kişilerle derdimiz yok. Bizim derdimiz, bize dayatılmaya çalışılan yozlaşma ve çürüme. İşte bu yüzden bu mitinge çok önem veriyoruz. Yapacağımız miting, bu yasanın çıkartılmasına da vesile olacak. O yüzden katılımın çok güçlü olması gerekiyor. Kadınları kafese kapatan, çocuklara istismar eden, kültürümüzü çürüten bu dayatmaya karşıyız. 17 Eylül saat 15.00’da Saraçhane Meydanında LGBT propagandasına hep beraber dur diyoruz!”

FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL DAYATMA

Aileyi koruyacak yasa için buluşalım - Resim : 2

Hukukçu ve yazar Cüneyd Altıparmak, yapılan propagandanın bir düşünce özgürlüğü değil bir dayatma olduğunu vurguladı. Altıparmak şöyle konuştu: “Şu anda dünyadaki ‘ana akım’ hukuki durum, marjinal cinsel kimliklere dair yapılan açıklamaların tamamını, bilimsel bir zeminde olsa bile, ‘ayrımcılık yasağı’ çerçevesinde değerlendiriyor. Durum böyle olunca psikolojik, biyolojik, tıbbı bir dayanağı olan birtakım gerçekleri söylemek bile imkansızlaşıyor.

“Dolayısıyla hukuki olarak bu konuda özgürce bilimsel gerçeklerin konuşulabilir olmasının önünü açmak için hukuki bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Örneğin en son YouTube, Yenişafak Gazetesi’nin dijital platformunun; alanında uzman bilim insanları ile röportajlar yaparak hazırladığı bir belgeseli yalnızca bu gerekçe ile yayından kaldırdı ve kanalı kapattı. Bir yanda kendi marjinal cinsel kimliklerini özgürce dile getiren bir yapı, öbür yanda ise buna karşı düşünceleri olanların ifade edemediği bir ortam. Bunun neresi fikir özgürlüğü olabilir ki?

“Türk toplumunda homofobik bir durum, refleks olduğunu asla düşünmüyorum. Toplumda bu haliyle yaşayan birçok isim var. Salt bu gerekçe ile kimsenin taciz edildiği, şiddet gördüğü de vaki değil. Başkaca adi vakalar, uyuşmazlıklar bu yönde yansıtılıyor. Meselenin kırıldığı nokta, bunun bir dayatmaya dönüşmesidir. ‘Sözde Onur’ yürüyüşleri, propagandalar, tehditler ve dijital topluluk kuralları aracılığıyla marjinal cinsel kimliklerin bir toplumsal yapıya zorla kabul ettirilmeye çalışılması burada bizim karşı durduğumuz noktadır. Bu yönelimin bir dayatmaya dönüştürülmesinin önüne bir hat çekmek gerekiyor. Herkesin istediği biçimde yaşama hakkı var ama bunu başkalarına, özellikle de çocuklara, empoze etme ve dayatması söz konusu olmamalı.

“Diğer yandan aile konusunun altını çizen ve erkek ile kadın arasında olabileceğini tahkim eden düzenlemelere ihtiyaç var. Hatta bu konunun anayasal düzlemde ele alınması lazım. Öte yandan çocukların cinsiyet değişimi meselesi ile ciddi istismarlara sebebiyet veriliyor. Bu konuda kurumların sınırlandırılması ve uygulama yönetmeliğinin ortaya konması lazım ki herkes istediği gibi bu sürece adım atmasın ve hatta çocukların istismar edilmesinin önü kapatılsın. Özellikle internet ve sosyal medyada tüm hususlar ile ilgili birtakım düzenlemelere gidilmesi de ayrı bir ihtiyaç olarak önümüzde duruyor.”

LGBT Çocuk istismarı aile kurumu yasal düzenlemeler propaganda cinsiyet değiştirme hukuki düzenleme fikir özgürlüğü toplum