Ak Parti MKYK üyesi Külünk’ten ekonomi uyarıları: Ekonomi politikaları kökten yenilenmeli

Eski İstanbul Milletvekili ve Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Metin Külünk ekonomi konusunda uyarılarda bulundu. Gelir dağılımında uçurumun büyüdüğünü, orta ve dar gelirlilerin mutsuz olduğunu belirten Külünk ekonomi politikalarının kökten yenilenmesi gerektiğini bildirdi. Kamu bankalarının önemine dikkat çeken Külünk, kamu bankalarının sayısının artmasını ve sektörel bazda üretimi destekleyecek kamu bankalarının kurulmasını istedi.

Metin Külünk Sputnik Radyo’da, izlenen ekonomi politikalarını ve sonuçlarını değerlendirdi. Külünk ekonomi yönetimini şöyle uyardı:

GELİR DAĞILIMI BOZULDU

“Neoliberal politikaların önemli sonuçlarından birisi en alttakiler ile en üsttekiler arasındaki mesafenin son derece açılmasıdır. Bu bütün dünyanın gerçeğidir. Ekonomiyi yöneten kamu bürokrasisinin üzerinde en çok hassasiyetle durması gereken konu şudur: En alttaki dilimle yukarıdaki dilimler arasındaki mesafenin kapatılması. Evet kalkınma, evet büyüme elbette ki tereddütsüz. Ancak bu kalkınma, büyümenin merkezinde gelir dağılımı dilimleri arasındaki mesafeyi azaltacak, tamamen üretime, üretmeye dayalı mantığı merkeze koymalıyız. AK Parti alt ve üst gelir grupları arasındaki mesafeyi kapatacak yeni politikaları hayata geçirmek mecburiyetinde.

KAMU BANKALARI

“Finansal sistemin üzerindeki yabancı bankaların etkisi azaltılmalıdır. Bunun yolu nedir? Şu anda 3 kamu bankamız var. Dördüncü, beşinci, altıncı bankalarımız gelmeli. Çünkü yabancıların elindeki bankalar asla ayaklarını bu topraklara basmazlar. O bankalar asla bu toprakların varlığının güçlenmesine yönelik politikalar üzerinden hareket etmezler. Bu topraklara ait değiller. Çünkü onların vatanı yok. Ama bizim bu topraklara ayakları basan ve vatanı olan ve Türkiye’de mevduatı, tasarrufları toplayacak yerli bankalarımızı kurup bu topraklara ait, diğer yabancı bankaların içerideki mevduatlardaki payını aşağıya çekmemiz lazım. Devletinin Vakıf, Ziraat, Halk bankalarının özelleşmemesi Türkiye’ye yönelik operasyonların etki katsayılarını tereddütsüz aşağıya çekmiştir. Pandemiden sonra hükümetimiz düşük faizli ekonomiyi politika olarak benimserken yabancı bankalar bu sürece direnmek için her şeyi yapmaktadır. Sektörel bankacılık dönemi başlatılmalı. Teknoloji bankacılığı, çiftçilik bankacılığı gibi sektör sektör uzmanlaşacak ve de kaynakların firmalara transferinde proje tecrübesi olacak ve o projelerin başarılı olması için iradesini ortaya koyacak bir sektörel bankacılık dönemini başlatmak zorundayız.

İNŞAAT SEKTÖRÜ

“Kamu bankaları inşaat sektörüne verilen kaynakları minimize etmeli. Örneğin biz bu anlamda şunu düşünmeliyiz: İnşaat sektöründeki kredi maliyetlerinin benzerini çiftçilerimize, hayvancılıkla uğraşanlarımıza tanıyalım. Biz bu anlamda bu kaynaklarımızı özellikle petrolün artan maliyeti, gübrenin artan maliyeti karşısında, çiftçilerimizin, hayvancılıkla iştigal eden vatandaşlarımızın bu artan maliyetler karşısında rahat üretim yapabilmeleri için bir kaynağa dönüştürelim. Bizim çok hızlı bir şekilde kaynak planlamasına ihtiyacımız var.”