'Akademisyenler bildirisi' kararına karşı oy
AYM, bir grup akademisyen tarafından yayımlanan bildiriye imza atan profesörün görevden uzaklaştırılması nedeniyle yaptığı başvuruda hak ihlali kararı verdi. Karara katılmayan AYM Üyesi Ömer Çınar, bildiriyi destekleyenler olduğu gibi aksi görüşte olan öğrenci ve akademisyenlerin de olduğunu söyledi

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Dilim Dalında Prof. Dr. unvanıyla öğretim üyesi olan İzge Hakan Günal kamuoyunda "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi" olarak bilinen 11 Ocak 2016 tarihli bildiriye imza attığı gerekçesiyle hakkında disiplin soruşturması ve ayrıca terör örgütü propagandası yapma suçundan da ceza soruşturması başlatıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğünce anılan ceza soruşturması gerekçe gösterilerek Günal'ın iki ay süreyle görevden uzaklaştırılmasına 23 Haziran 2017 tarihinde karar verildi. Bu işlemin iptali talebiyle açtığı dava ve daha sonraki istinaf talebi reddedilen Günal, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
MANEVİ TAZMİNAT ÖDENECEK
Başvuruyu inceleyen AYM İkinci Bölümü, özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Ayrıca Günal'a 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmedildi. Kararda, "Söz konusu müdahalenin başvurucunun özel hayatında doğurabileceği olumsuz etkiler de gözetildiğinde idari ve yargısal organlar tarafından konunun tüm yönleriyle ele alındığını ve müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı konusunda ikna edici nitelikte ilgili ve yeterli gerekçelerin ortaya koyulduğunu söylemek güçtür. Dolayısıyla somut olaydaki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk şartını sağlamadığı sonucuna varılmıştır." denildi.
'GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILMA TEDBİRİ ZORUNLU İHTİYACI KARŞILIYOR'
Diğer yandan 5 üyeli AYM İkinci Bölümü üyelerinden Ömer Çınar karara katılmayıp karşı oy yazdı. Çınar karşı oy gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:
"Başvurucu hakkında disiplin soruşturması açılmasına sebebiyet veren bildiriyi destekleyen öğrenciler ve çalışanlar olduğu gibi aksi yönde görüşte olan öğrenciler ve akademisyenler de mevcuttur. Bu nedenle üniversite bünyesinde güvenlik açığının oluşmaması, öğrenciler ile öğretim üyesi olan başvurucu arasında tartışma yaşanmaması gibi nedenlerle üniversite rektörlüğünün görevden uzaklaştırma tedbirine başvurması zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılayan ve meşru amacı olan bir uygulamadır. Yine görevden uzaklaştırma tedbirinin iki ay süreli olduğu nazara alındığında başvurucunun özel hayatına yapılan müdahalenin sınırlı olduğu, aşırı bir külfet yüklemediği ve bu bağlamda kamunun menfaati ile başvurucunun kişisel menfaati arasında adil denge kurulmuş olduğunun kabulü gerekir."