Akçeli işlerin kralı

İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth önceki gün hayatını kaybetti. İskoçya’da Balmoral Kalesi’nde tatilini geçiren Elizabeth hastaneye kaldırıldığı açıklandıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. İngiliz sömürge anlayışının en önemli temsilcisi olan kraliçenin yerine oğlu Prens Charles geçecek. İngiltere’nin yeni kralı Prens Charles, Elizabeth’in kraliçeliği sırasında genel olarak arka planda duran birisiydi. Paris’te hayatını kaybeden Galler Kraliçesi Leydi Diana’nın da eski eşiydi.

Prens Charles son dönemde ciddi skandallarla gündeme gelmişti. Bağış adı altında rüşvet olduğu iddia edilen paraları aldığı belirtilen Charles’ın körfez ülkeleriyle ilişkileri dikkat çekiyor.

BİN LADİN’İN AİLESİNDEN BAĞIŞ

Charles'ın hayır kuruluşunun, eski El Kaide elebaşı Usame bin Ladin'in ailesinden bağış aldığı iddia edildi.

The Sunday Times'ın haberine göre, İngiltere Veliaht Prensi Charles'ın kurduğu Galler Prensi Yardım Fonu'na 2013'te 1,2 milyon dolarlık bağış yapıldı.

Söz konusu para, 2011'de ABD güçlerince öldürülen bin Ladin'in üvey kardeşleri Bekir bin Ladin ve Şefik bin Ladin tarafından yatırıldı.

Danışmanları, Prensi Charles'ı bağışı kabul etmemesi yönünde uyardı.

Charles'ın resmi konutu Clarence House'dan yapılan açıklamada, bağışın yapıldığı doğrulandı. Galler Prensi Yardım Fonu 1979'da Galler Prensi Charles tarafından kurulmuştu.

11 EYLÜL’DEN İKİ HAFTA SONRA BULUŞTULAR

Charles ve Bekir bin Ladin'in 2001'de ABD'deki 11 Eylül saldırılarından sadece 2 hafta sonra akşam yemeği yediği ortaya çıkmıştı.

St James Sarayı'ndan yapılan açıklamada yemeğin, başkanlığını Prens Charles'ın yaptığı Oxford'daki İslami Araştırmalar Merkezi'ne destek sağlamak üzere aylar öncesinden planlandığı belirtilmişti.

Açıklamada, "Prens Charles Suudi Arabistanlı iş adamı Bekir bin Ladin ile buluşmuş ve İslami inanışın ilkelerini de kapsayan bir sohbet yapmıştır. Bu sohbette bin Ladin, ailesinin Usame Bin Ladin'i yıllar önce reddettiğini bildirmiştir." ifadesi kullanılmıştı.

Açıklamada, bağışın kabulü kararının prens tarafından değil yardım kuruluşunun yetkilileri tarafından kapsamlı incelemeler yapılarak alındığı belirtildi.

3 MİLYONLUK ÇANTA

İngiltere’nin yeni kralı Charles’ın, haziranda da Eski Katar Başbakanı Hamad bin Casim Al Sani'den içinde 3 milyon dolar nakit para bulunan çantaları kabul ettiği ortaya çıkmıştı.

Katar’ın eski başbakanından 2011 ve 2015 yılları arasında üç kez, bir çanta içinde nakit olarak 1’er milyon dolar alarak, toplam 3 milyon dolar bağış kabul eden Prens Charles, artık nakit bağış almamaya karar verdi. PA haber ajansı, haberi bir kraliyet kaynağına dayandırdı. Sunday Times gazetesi geleceğin İngiltere kralının, 2007-2015 yılları arasında Katar hükümetine liderlik eden Şeyh Hamad bin Jassim'in Galler Prensi Yardım Fonu'na (PWCF) yaptığı katkıları şahsen kabul ettiğini belirtmişti.

PA haber ajansına konuşan bir kraliyet kaynağı, “Nakit para derhal Prens Charles’ın hayır kurumlarına aktarıldı ve parayı kabul etmeye karar verenler onun hayır kurumlarıydı” dedi.

BAĞIŞ KARŞILIĞINDA VATANDAŞLIK

İngiltere'de bir Suudi Arabistan vatandaşının Prens Charles'ın vakfına bağış karşılığında şeref unvanı ve vatandaşlık alması iddialarına karşı soruşturma başlatıldı. Basında yer alan iddialara göre, Prensin Vakfı, bağış karşılığında bir Suudi Arabistan vatandaşına kraliyet şeref unvanı ve İngiliz vatandaşlığı sağlamakla suçlanmıştı.

Prensin Vakfı, İngiltere Veliaht ve Galler Prensi Charles’ın yönetimde olduğu bir yardım vakfı olarak biliniyor.

1925 Şeref (Suistimallerin Önlenmesi) Yasası kapsamındaki suç iddialarıyla ilgili soruşturma başlattığını ifade eden İngiliz polisi, Prensin Vakfı’yla bağlantı kurduğu bilgisini paylaştı.

Vakfın polise soruşturmayla ilgili bir dizi belge sağladığı vurgulandı. Polis açıklamasında “Bu belgeler mevcut bilgilerle birlikte gözden geçirilmiştir. Değerlendirmeye göre soruşturma başlatılacak. Kefaletle herhangi bir gözaltı veya ifade verme olmadı” denildi.

İSTİFA GELMİŞTİ

Charles’ın eski bir yardımcısı Michael Fawcett, geçen yıl büyük bir bağışçıya şeref unvanı verilmesine yardımcı olduğu iddiaları üzerine Prensin Vakfı'nın genel müdürü olarak görevinden geçici olarak istifa etmişti.

Michael Fawcett, zengin bir Suudi iş insanına unvanla ilgili yardım etmeyi teklif etmekle suçlanmış ve Mahfouz Marei Mubarak bin Mahfouz adlı Suudi vatandaşı 2016 yılının sonlarında fahri bir CBE (bir İngiliz Kraliyeti unvanı) şeref unvanı almıştı.

OFF-SHORE YATIRIMLARI ORTAYA ÇIKTI

Paradise Papers (Cennet Belgeleri), Kyoto Protokolü gibi iklim değişikliği anlaşmalarına ilişkin değişiklikler yapılması için uzun yıllardır kampanya yürüten Charles'ın, bu değişiklikten çıkar sağlayacak bir şirkete off-shore yatırımına ilişkin detayları ortaya çıkardı.

Cornwall Dükü Prens Charles, iklim değişikliğiyle mücadele için imzalanan iki anlaşmada düzenleme yapılması için çağrıda bulunuyordu.

BBC Panorama'nın da incelediği belgelerde, Cornwall Dükalığı'nın anlaşmadaki olası bir değişiklikten çıkar sağlayacak Bermuda'daki Sustainable Forestry Management Ltd adlı şirketin 113 bin 500 dolar değerindeki hisselerini 2007 yılında gizlice satın aldığına dair ayrıntılara ulaştı. Belgelere göre Dükalık Cayman Adaları'ndaki Coller International Partners şirketinin yönettiği dört fona da yatırım yaptı. Cornwall Dükalığı bu yatırımlarla doğrudan ilgilerinin olmadığını söylerken, Prens Charles'ın kamuoyundan gizli bu eylemlerinin 'çıkar çatışması' olduğu görüşü paylaşıldı.

BAYRAKLARI YARIYA İNDİRENLER

Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi, Avrupa Birliği (AB) NATO ve bazı ülkeler Elizabeth’in ölümünden dolayı bayraklarını yarıya indirdi. BM Cenevre Ofisi'nin girişindeki BM bayrağının sabah saatlerinde yarıya indirildiği görüldü. Ürdün 7, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Kuveyt ise 3 gün yas ilan ettiklerini duyurdu. Umman resmi ajansı ONA'da yer alan habere göre, Umman Sultanı Heysem bin Tarık, Kraliyet ailesine ve İngiltere halkına taziyelerini sundu.

Bin Tarık, yas sebebiyle bugün kamu ve özel sektörün yanı sıra yurt dışındaki büyükelçiliklerde bayrakların yarıya indirilmesi talimatı verdi.

KÖLE TİCARETİNİ İTİRAF ETTİ

Charles, İngiltere'nin transatlantik köle ticaretine katılımının dünyada “temizlenemeyecek bir leke” bırakan korkunç bir vahşet olduğunu kabul etti.

Charles, başlangıçta Danimarkalı bir köle ticareti kalesi olarak işletilen ve tahminen 1,5 milyondan fazla Afrikalının köleliğe zorlandığı Osu'daki Christiansborg Kalesi'ni ziyaret etmişti.

Prens olduğu dönem Gana’da 5 Kasım 2018’de yaptığı bir konuşmada bu durumu itiraf eden Charles konuşmasında, birçok Afrikalının İngiltere ve diğer uluslardan gemilerle çoğu Atlantik boyunca bir kölelik yaşamına gönderildiğini belirtmişti.

Charles, bu "derin adaletsizliğin" asla unutulamayacağını söyleyerek, “Gana'nın Birleşik Krallık da dahil olmak üzere Avrupa ülkeleri ile olan ilişkilerinin sancılı dönemi. Köle ticaretinin korkunç vahşeti ve neden olduğu düşünülemez acılar, dünyamızın tarihinde silinmez bir leke bıraktı.” ifadelerini kullandı.

‘EMPERYALİST FAALİYETLERİYLE ÖLDÜ’

Britanya Komünist Partisi kraliçenin ölümünden sonra bir mesaj yayınladı. Emperyalizm vurgusu yapan parti şu ifadelere yer verdi: “Elizabeth Windsor yönettiği krallığı daha fakir, giderek artan gelir ve servet eşitsizliği, açık seçik vurgunculuk, vergi kaçaklığı (ki majesteleri bunun hakkında çok şey biliyor) ve Avrupa'daki vekalet savaşı da dahil olmak üzere tüm hızıyla devam eden emperyalist faaliyetlerle baş başa bırakarak öldü” ifadelerini kullandı. Bir kurum olarak monarşinin başarısızlıkları, kendi dokusuna işlenmiştir. Monarşi; imparatorluk ve sınıf egemenliği boyunca kapitalist sınıfın aktif bir aktörü olmuştur. ‘Britanya'nın Sosyalizme Giden Yolu’ programında, halkın ve onun parlamentolarda, hükümetlerde ve kitle hareketlerindeki seçilmiş temsilcilerinin halka dayanan egemenliğini sahiplenir. Bu, monarşiyle ilgili tüm yetki ve kurumların kaldırılmasını gerektirir.”