Akhisar Tütün Üreticileri Mitingi ve İşçi Köylü Gazetesi
68 hareketi sadece gençlik değil aynı zamanda işçi, köylü hareketidir. İkinci Tütün Mitingini Ödemiş’te yaptık. Kitlesel katlım, coşku ve heyecan vardı. İşte o zaman İşçi-Köylü gazetesini çıkarmaya karar verdik.
Önce abone kampanyası açtık. Kampanyaya başta Akhisar tütün üreticileri olmak üzere tütün üreticilerini katmaya çalıştık.
1968 yılı 10 Haziran günü Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Fen Fakültesi ve Hukuk Fakültesinde Demokratik Üniversite talebiyle başlattığı boykot ve işgal eylemi, üniversite gençliğinin haklı ve doğru kitlesel eylemidir. 12 Haziran’da Deniz Gezmiş, Doğu Perinçek’in talimatı üzerine İstanbul Üniversitesi'ni işgal etti.
Devrimci gençlerin bu eylemi bir kıvılcım oldu. Aynı yıl İzmir ili Torbalı ilçesinde Atalan ve Göllüce köylüleri, beylerin topraklarını işgal ettiler. 1969’da Manisa Akhisar, İzmir Ödemiş tütün üreticileri kitlesel mitinglerle mücadele alanına çıktı. Daha sonra Aydın Söke toprak mitingi, toprak işgallerini gördük. 1969’da İstanbul Alibeyköy'deki demir döküm fabrikasını 3 bin işçi sendika seçme özgürlüğü talebiyle işgal etti.
68 genellikle sadece üniversite öğrencilerinin eylemleriyle anılır, 68’liler deyince Deniz Gezmiş akla gelir. Oysa 68 hareketi aynı zamanda işçi, köylü hareketidir.
Perinçek'in 10 Haziran 1968'de Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Fen Fakültesi ve Hukuk Fakültesinde Demokratik Üniversite talebiyle başlattığı boykot ve işgal eylemi, üniversite gençliğinin haklı ve doğru kitlesel eylemidir.
YÜRÜYÜŞÜN PLANLANMASI
Genel Başkanımız, Çıkış Yolu programında İşçi-Köylü Gazetesi’ni anlatırken Akhisar Tütün Mitinginden bahsetti. Ben de o mitingin düzenleyicisi olarak gözlemlerimi anlatmak istiyorum.
FKF 3. Kurultayı 1969 yılı Ocak ayında İstanbul’da toplandı. Perinçek, Mart 1968’de FKF Genel Başkanı seçilmesi sonrasında TİP içinde 1966’da başlayan Milli Demokratik Devrim-Sosyalist Devrim mücadelesi hızlandı. Aydınlık Sosyalist Dergi, MDD stratejisini savunan devrimci gençlerin yayın organı idi. FKF 3. Kurultayında Doğu Perinçek ve arkadaşları MDD stratejisini etkili ve güçlü bir şekilde savunarak delegelere kabul ettirdiler ve kurultay kararı çıkardılar. Fakat Veysi Sarısözen’in başını çektiği Sosyalist Devrimciler oy pusulasında Doğu Perinçek’in adını çizerek Genel Yönetim Kurulu’na girmesini engellediler. Bu nedenle Yusuf Küpeli Genel Başkan seçilmiş oldu. Yusuf Küpeli önderlik yetenekleri ve teorik birikimi hiç olmayan sıradan bir militan olarak kaldı. Buna karşın Doğu Perinçek’in FKF üyeleri üzerinde saygın bir yeri vardı.
FKF 3. Kurultayında İzmir örgütünden MDD listesinde yer alanlar seçilmiş oldu. Ali Karşılayan başkanlığında Yönetim Kurulu oluştu. Şubat ayında büroda otururken Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinden bir arkadaş geldi ve şöyle dedi: “Genel Başkan Yusuf Küpeli’nin talimatıdır. Akhisar’dan Ödemiş’e Tütün Yürüyüşü yapılacaktır, yürüyüş için gerekli izin işlemlerini siz yapacaksınız.” Yusuf Küpeli işçi ve köylülerin içinde hiçbir kitle çalışması olmadığı için Ankara, İstanbul ve İzmir’den gelen gençlerin Akhisar’dan Ödemiş’e karayolu üzerinde bir yürüyüş planlamıştı.
Benim bu konuda hiçbir tecrübem olmadığı için Muzaffer Doyum arkadaşla birlikte Manisa’ya gittik, Emniyet Müdürlüğüne vardık. Orada bize “Yürüyüş Akhisar’dan başlayacağı için Akhisar Kaymakamlığı’na gideceksiniz. Ancak yürüyüşü düzenleyen Tertip Komitesi üyelerinin Akhisar ilçesinde ikametgahı olması gerekiyor.” dediler.
Bizim Akhisar’da tanıdığımız hiçbir kimse yok. Şimdi ne yapacağız? Akhisar’ın ana caddesinde yürüyoruz, CHP lokali bir kahvehaneye girdik, oturduk, çevreyi gözlüyoruz. Bir masada dört köylü vatandaş, birisi yüksek sesle Cumhuriyet Gazetesi'nden İlhan Selçuk’un köşe yazısını okuyor, yazı Atalan-Göllüce toprak işgalini anlatıyor. Tamam dedim aradığımız insanlar bunlar, bize yardım ederler. Kalktım gazete okuyan köylünün yanına gittim. “Amca biz İzmir’den geliyoruz, üniversite öğrencisiyiz, tütün yürüyüşü yapmak istiyoruz.” dedim. Ben sözümü bitirmeden köylü amca boynuma sarıldı. “Gençler nerede kaldınız, günlerce gözümüz yollarda sizi bekliyoruz. Tütüncünün hali perişan, taban fiyatı çok düşük, yandık bittik. Gençler gelse de bize yol gösterse diye bekliyoruz. Geçen yıl gençler geldi bildiri dağıttı. Bizim cahil köylüler ‘Bunlar komünist bildirisi’ diyerek sobada yaktı. Ben, yapmayın arkadaşlar bu gençler bizim için çalışıyor dedimse de dinletemedim.” dedi. Bizim Düzenleme Komitesi üyeliği sorunu o anda çözüldü. Dilekçemizi yazdık Kaymakam’a verdik ama birçok yasal engel çıkardılar.
Bu olaydan benim çıkardığım ders şudur: “Üreticiler devrimcileşiyor” diyoruz ama köyüne gidip tanışmadan onları dinlemeden bu gerçeği anlayamayız.
YÜRÜYÜŞ MİTİNGE NASIL DÖNÜŞTÜ
Yürüyüş yapılacağı gün Ege Üniversitesi Rektörlüğünden iki otobüs aldım. Erken saatte Akhisar otobüs garajı önünde Ankara ve İstanbul’dan gelecek arkadaşları bekliyoruz. Bir otobüs geldi Ankara’dan benim yönetim kurulundan arkadaşım Reha Pekerten, Perinçek’i tanıyormuş, ben şahsen tanımıyorum. Hemen gittim Perinçek’e yürüyüş hazırlıklarını anlattım. Perinçek, “Ne yürüyüşüymüş olmaz öyle şey, biz burada köylülerle birlikte miting yapacağız. Arkadaşları topla tren istasyonu üstündeki kahvehaneye getir.” dedi.
Kahvehanede toplandık, Ankara’dan gelenlerle birlikte yüz kişiydik. Perinçek Gölmarmara Köyü'nden önder köylülerle birlikte geldi. Perinçek şöyle konuştu; “Şimdi ikişer üçer kişilik guruplar halinde köylere dağılıyoruz, köy kahvelerinde konuşuyoruz, tütün sömürüsünü anlatıyoruz ve mitinge davet ediyoruz, devrimci köylü önderleri arkadaşlar size kılavuz olacak.”
İlk gittiğimiz kahvede konuşacağız ama benim hiçbir tecrübem yok, aklıma geldiği gibi konuştum. Meğer köylüler dünden hazırmış, “Biz mitinge geliriz.” dediler. Akşam olmuş karanlık basmıştı ama biz yola devam ettik, iki köye daha gittik. Bir köye daha gidelim dedik, köylüler itiraz etti, “O köy uzakta bir dağ köyü, kahveler kapanmıştır gitmeyin.” dediler ama ısrar ettik yanımıza bir kılavuz verdiler yola çıktık. Gerçekten kahveler kapanmıştı, karşımıza köy bekçisi çıktı, bize kılavuzluk eden köylü bekçiye “Bunlar üniversite öğrencisi tütün mitingi için geldiler” dedi. Bekçi bir kapıyı çaldı, kapıyı açan vatandaşa durumu anlattı. Adam bizi içeriye buyur etti, bu gece burada kalabilirsiniz dedi. Şimdi düşünüyorum da, dağ başında gece yarısı kapını üç genç çalıyor sen onları evinde misafir ediyorsun, olacak şey mi? O günlerde üniversite öğrencisinin itibarı o kadar yüksekti ve herkese güven veriyordu ki, bütün kapılar açılıyordu.
Akhisar'daki mitingde kürsüye Kurtuluş Savaşı gazisi Recep Çavuş çıktı, elinde bir Türk Bayrağı vardı. İşçi-Köylü gazetesinin sol köşesindeki bayrak Recep Çavuş’un elindeki bayraktır.
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) devrimci bir sendikaydı. 1969 yılında ilk öğretmen boykotunu büyük bir katılımla yaptı. Akhisar TÖS Şubesi salonunu bize tahsis etti geceleri orada kalıyorduk. Miting sabahı toplandık. Mitingin yönetimini Ömer Özerturgut yapacaktı. Miting alanında toplandık çevremize baktık köylüler toplanmıştı. Özerturgut’un konuşmasıyla birlikte alana girdiler 5 bin tütün üreticisi. Ziraat Mühendisliği Fakültesi öğrencisi Atilla Sarp konuştu, sonra kürsüye Kurtuluş Savaşı gazisi Recep Çavuş çıktı, elinde bir Türk Bayrağı vardı. İşçi-Köylü gazetesinin sol köşesindeki bayrak Recep Çavuş’un elindeki bayraktır.
İkinci Tütün Mitingini Ödemiş’te yaptık. Orada da kitlesel katlım, coşku ve heyecan. İşte o zaman İşçi-Köylü gazetesini çıkarmaya karar verdik. Önce abone kampanyası açtık. Kampanya başta Akhisar tütün üreticileri olmak üzere tütün üreticilerini katmaya çalıştık. Akhisar/Gölmarmara başı çekiyordu çünkü Perinçek orada kamp kurmuştu. İbrahim Evci İşçi-Köylü temsilcisi oldu.
FKF’nin Dev-Genç adını aldığı Kurultay’da Perinçek’in önerisiyle, İşçi-Köylü ve Aydınlık örgütün yayın organlarıdır kararı alındı. Ben Dev-Genç Bölge Yürütme Kurulu Başkanı olarak üyelerimizi İşçi-Köylü satışına yönlendiriyordum. İzmir’de Konak Meydanı'nda, Karşıyaka Vapur İskelesi'nde toplu satışlar yapıyorduk. 1970 yılında İşçi-Köylü Bürosu açtık. Buradan dağıtım yapılıyordu. Sabahları erken saatlerde işçilerin bulunduğu trenlere binerek satış yapıyorduk. İlçelerde köylerde satış yapan önder arkadaşlar vardı. Genel Başkanımızın Çıkış Yolu programında söylediği gibi Söke’de Hüseyin Kaya en çok gazete satan arkadaştı. İşçi-Köylü gazetesi 15 günde bir çıktığı için satış için uzun zaman vardı.
Akhisar mitinginden sonra devrimci köylüler Türkiye Tütün Üreticileri Sendikasını kurdular. Sendika sadece Akhisar’da değil tütün üretimi yapılan bütün bölgelerde örgütlendi, 12 Mart 1971 darbesinden sonra kapatıldı. İşçi-Köylü Gazetesi yayınlarından Ocak 1971 tarihli “Tütün Üreticileri! Birleşelim Mücadele edelim!” broşüründe bu mücadele anlatılıyor.