24 Ekim 2024 Perşembe
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aleviler Avrupa’nın tuzağına düşmedi

Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun (AABF), Avusturya Devleti’nin Aleviliği İslâmiyet’in dışında ayrı bir inanç olarak tanıdığını duyuran açıklamasının yankıları sürüyor. 264 Alevi kuruluşu ve çok sayıda Alevi Dedesi bölücü girişime karşı çıktı.

Aleviler Avrupa’nın tuzağına düşmedi
A+ A-

Avrupa’da Alevileri bölmek ve Türk milletinden koparmak için devreye sokulan “İslâm dışı Alevilik” projesine Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden sonra Avusturya da katıldı. Avusturya, AABF’nin talebiyle bir grup Alevi’yi “kendine özgü inanç” nitelemesiyle İslâm’ın dışında olarak kabul etti.

AABF, 21 Nisan günü Viyana’da düzenlediği basın toplantısında, Avusturya Devleti’nin Aleviliği İslâmiyet’in dışında kendine özgü bir inanç olarak kabul ettiğini belirtti. AABF, sıradaki hedeflerinin Avusturya Devleti’nde okullarda “Aleviliğin İslam dışı bir din topluluğu” ders olarak okutmak olduğunu açıkladı.

AABF Başkanı Özgür Turak, kararı ve amaçlarını “Tanınma iki aşamadan geçiyor. Birincisi inanç topluluklarının kaydı, ondan sonra da diğer inançlara tanınan hakların alınabilmesi için din topluluğu statüsünde tanınma. Bir yılda bunları tamamlamayı düşünüyoruz.” sözleriyle ilan etti.

Avusturya Din Kurumu Kültür Ofisi Başkanı FlorianWelzig, Kathpress isimli gazeteye konuşarak gelişmeyi doğruladı. Kathpress haberi, “Avusturya'daki Özgür Alevi Din Topluluğu’na devlet tarafından statü verilmiştir.” başlığıyla verdi. Gazete, Welzig’in hukuki süreçler tamamlandıktan sonra, Federal Şansölye'nin web sitesinde AABF’nin sicile dahil edileceğini aktardığını yazdı.

AVUSTURYA İSLÂM MEZHEBİ OLARAK TANIYORDU

Türkiye’den 264 Alevi kuruluşu, onlarca Alevi-Bektaşi inanç önderi ve binlerce vatandaş bölücü girişime karşı çıktı. Alevilik, Avusturya’da İslam’ın bir kolu olarak görülüyor ve Alevi cemaatinin talepleri doğrultusundaki özel haklarla İslam Yasası hükümlerine tâbî tutuluyordu. Avusturya’da Aleviler için belirlenmiş haklar olmasına rağmen AABF, mevcut statünün Aleviliği İslâmiyet’in içinde kabul etmesine karşı çıkıyor ve “Alevilik İslâm dahil hiçbir dinin parçası değildir.” diyor.

Avusturya’nın AABF’nin başvurusunu kabul etmesiyle Aleviler ikiye bölünecek. Bir grup “İslâmi Aleviler”, diğer grup da “İslâm dışı Aleviler” olarak yoluna devam edecek. İki grubun da kendilerine özel yasal hakları olacak. Yaşananlara Avusturya’daki Aleviler de tepkili.

AYDINLIK BÖLÜCÜLERİ GÜN GÜN TAKİP ETTİ

Aydınlık, bölücü girişim kamuoyuna yansımadan konuyu 20 Nisan’da gündeme getirdi. Gelişmeleri gün gün takip eden Aydınlık, AABF’nin açıklamalarını izini sürdü. Aydınlık’ın manşet haberlerinin ardından Türkiye’deki Alevi kuruluşları ve inanç önderleri harekete geçti. Aydınlık, İslâm dışı Alevilik projesine karşı çıkan tüm Alevi kuruluşlarına ve inanç önderlerine de sayfalarını açtı. Sinsi plana karşı mücadelenin sesi oldu.

SÜREÇ NASIL GELİŞTİ

Aydınlık’ın ulaştığı AABF Basın Sorumlusu ve Welgmedya ile Özgün TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Demir, 13 yıldır bu karar için mücadele ettiklerini aktardı. Hz. Muhammed, Hz. Ali ve 12 İmama inanan Alevileri kafaları karışık olarak tanımlayan Demir süreci şöyle anlattı: “Ben Dersimli bir Aleviyim. İslam’la ve diğer hiçbir dinle alakamız yok. Niçin bizim adımıza İslâm temsilcileri ya da kendisini Müslüman gören Aleviler konuşuyor? İşte bu saiklerle Avusturya Devleti’ne başvurduk. Başvurularımız Avusturya Yüksek Mahkemesi tarafından reddedilmişti. AİHM’e gittik ve orası kabul etti. Bir sene sonra Avusturya’dan ve bizden savunma istedi. Süreç sonunda da AİHM’le ters düşmek istemeyen Avusturya İnanç Kurumu bize uzlaşı teklif etti. Biz de tanındıktan sonra bu görüşmeyi yapacağımızı söyledik. Ve o şekilde bizi tanıdıklarını kabul eden bir resmi yazı yolladılar.”

AABF NEYİ SAVUNUYOR?

AABF yöneticileri hem bireysel hem de kurumsal olarak görüşlerini kamuoyuyla paylaştı. 21 Nisan’da yapılan basın toplantısında önce merkezin yazılı açıklaması okundu. Kararın Türkiye’ye örnek olacak bir siyasî adım olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:“Alevilik ve Aleviler başka hiçbir inancın tarihsel hastalıklarından, mitolojik varyasyonlarından yola çıkılarak yok sayılamaz. Heterodoksist anlayışlar adı altında hiçbir inancın, dinin bir alt kolu, mezhebi ya da sapkınlığı olarak görülemez. Aleviliğin inanç ve yaşam alanı hiçbir dinle doğrudan kesişmez. Alevi mitolojisi, felsefesi ve ritüel dünyası İslam dahil birçok dinle ayrışır.”

Aleviliğin 2013 yılında İslâm Yasası altında tanımlanmasıyla yok sayıldığı dile getirildi: “Avrupa’daki Alevilerin inanç özgürlüğüne dair sahip oldukları tüm kazanımlarının riske atılmasıyla birlikte zincirleme hak kayıplarıyla karşı karşıya kalmaması için İslam Kanunu dışında ‘Aleviliğin kendine özgü bir inanç’ olarak tanınması mücadelesini 13 yıllık bir süreçle tamamlamış olduk. Bu mücadele Avusturya başta olmak üzere Avrupa toplumunun Alevilik gibi inançlar konusunda yanılgılarını ve bakış açılarını düzeltmeye, yenilemeye bir vesile olacaktır. Ortadoğu’da başta İslam olmak üzere birçok dinin baskısı altında kalan inançların anlaşılması ve haklarının savunulup korunmasına fırsat olacaktır.”

‘İSLÂM KIRINTILARINDAN KURTULUYORUZ’

Yazılı açıklamanın okunmasından sonra soru-cevap bölümüne geçildi. AABF Başkanı Özgür Turak, bu bölümünde amaçlarını din topluluğu statüsünde de tanınmak, eğitim müfredatına girmek ve özel imtiyazlardan faydalanmak olarak aktardı. Turak, Almanya ve İsveç’in tamamıyla Türkiye’de de aynı kararı istediklerini kaydetti. Turak, bir katılımcının ‘İslami Alevilerle birleşir misiniz’ sorusuna “İslâm Yasası’na tabi olmaktan çıkarlarsa olabilir. İslâm Yasası kırmızı çizgimiz” sözleriyle yanıt verdi.

Toplantıda konuşan AABF Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya da “Biz İslam Yasası’na teslim olmadık. Devletlerin bizleri paramparça etmesine direndik ve 'asla ve asla İslam Yasasına girmeyeceğiz' dedik. Avrupa'da Aleviler, Alevi Yasası ile tanınmalı. Avusturya Hükümeti bizi arayarak kararı bildirdi. Dünya Alevilerine hayırlı uğurlu olsun. Artık kendine özgü Aleviliği göreceğiz. İslam kırıntılarından kurtulacak bir Alevi hareketinin öncülüğünü yaptığımızdan dolayı gururluyuz.” dedi.

Aleviler Avrupa’nın tuzağına düşmedi - Resim : 1

Türkiye’deki Alevi kuruluşları AABF’nin girişimine karşı peş peşe bildiriler yayımladı. Dernek, vakıf ve birliklerin oluşturduğu 264 Alevi kuruluşu, çok sayıda Alevi Dedesi Avusturya’daki girişime karşı tepki gösterdi. Açıklamalarda AABF’nin tezleri kesin bir dille reddedildi, “Alevilik İslam’ın özüdür ve başka Alevilik yoktur.” denildi.

AABF’ye verilen yanıtların başını İstanbul merkezli Karacaahmet Sultan Dergâhı ve Anadolu merkezli Ocakzadeler Meclisi öncülük etti. Karacaahmet Sultan Dergâhı’nın bildirisine 250 Alevi kuruluşu imza attı. Ocakzadeler Meclisi’nin bildirisine de 300’e yakın Alevi Dedesi ile 12 Alevi derneğiimza atarak katıldı. Bu iki bildirinin yanı sıra Alevi Dernekler Federasyonu Pirler Meclisi ile İstanbul Alevi Derneği, Çankaya Cemevi Derneği ve Bozcaada Cemevi de AABF’ye yanıt verdi.

‘HEP EMPERYALİSTLERİN İLGİ ODAĞI OLDUK’

Karacaahmet Sultan Dergahı Başkanı Muharrem Ercan, açıklamasındaşunları söyledi: “Bizler bu vatanın kurucu unsuru, asli sahibiyiz. Allah, Muhammet, Ali ve onun yolunda giden Alevi İslam inancının sonsuza kadar savunucusuyuz. Bizim İslam anlayışımız kırkların meclisinden beri süre gelen yol erkan, mürşitlik, pirlik, rehberlik, rızalık, müsahiplik yoludur. Bizim İslam inancımız Kerbela'da Hz. Hüseyin'i şehit eden zihniyeti ve anlayışı reddeder. Şu an güzel vatanımızda Atatürk'ün bize emanet ettiği Cumhuriyet, laik, sosyal, hukuk devletinde isteklerimizi almak için, sorunlarımızın çözümü için mücadelemizi sürdürüyoruz.”

Aynı toplantıda Aydınlık’a konuşanAlevi Vakıflar Federasyonu Başkanı Haydar Baki Doğan da emperyalist ülkelerin Türkiye'nin içişlerine karışmak istediğine dikkat çekti: “Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllardan beri gerek coğrafi konumu gerek toplumsal yapısı gerek emperyalist ülkelerin hepsinin ilgi odağı olmuştur. Güçsüz bir ülke olması bütün Avrupa, Amerika vs. emperyalist ülkeler tarafından her zaman arzulanan bir durumdur. Almanya'nın, Avusturya'nın veya diğer devletlerin Türkiye'nin iç meselelerine karışarak, inanç ve etnik meselelerine karışarak bunları kaşımak istemesi kendi devlet anlayışlarına göre doğru olabilir. Fakat bugün bizim Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayanlar ve Türkiye devletini yönetenler olarak Türkiye'de yaşayan azınlıklara diğer unsurlara karşı son derece demokrasi ve insan hakları bağlamında yaklaşıp bu sorunların hiçbirinin emperyalist ülkeler tarafından kaşınmasına izin vermemeliyiz.”

‘TÜRK VE İSLÂM ANADOLU’YU HAZMEDEMİYORLAR’

Ocakzadeler Meclisi’nin Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelmiş 12 Alevi kuruluşunun imzasıyla yayınladığı bildiride de Avusturya’daki gelişmelerin kabul edilemez olduğu vurgulandı:

“Atalarımızdan öğrendiğimiz üzere Alevilik, İslam’ın özüdür ve başka bir Alevilik de yoktur. ‘La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah, Aliyyen Veliyullah’ yani ‘Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir, Ali Allah’ın velisidir’ cümlesi bu gerçeği en net şekilde ortaya koymaktadır. Allah’sız, Muhammed’siz, Ali’siz, Hz. Fatıma’sız, Ehlibeyt’siz, On İki İmam’sız bir Alevilik düşünülemez. Aleviliği, İslâm dairesinden koparmaya çalışan bu sapmalar er geç tarihin çöplüğüne yuvarlanacaktır. Bu tür sapmaları ve sonuçlarını tarihsel birikimimiz dışında algılarsak bizler açısından saflık ve bilgisizlik olur.”

Bildiride AABF’ye yönelik sert ifadeler yer aldı. Alevilerin sorunlarının uluslararası güçlere dayanılarak ele alınması “işbirlikçilik” olarak nitelendi: “Aslında, bu gelişmeleri; yönlendirme, görevlenme, işbirlikçilik şeklinde değerlendirmeli. Bu yönde de kamuoyunu bilgilendiriyor ve siyasi otoriteleri de uyarıyoruz. Neden Avrupa ‘Alevi sever’ oldu? Aslında Türk toplumunu Alevi-Sünni olabildiğince parçalamak, birbirine düşürmek temel amaçtır. Avrupa, Anadolu gibi müstesna bir coğrafyanın İslam/ Türk toplumunun elinde olmasını hiçbir zaman hazmedemedi.”

‘SORUNLARIMIZI EMPERYALİSTLERE MEZE ETMEYİZ’

Açıklamanın ardından Aydınlık’a konuşan Ocakzadeler Meclisi Sözcüsü Ali Timurtaş Özmen, ülkenin hiçbir sorununu emperyalistlere meze etmeyeceklerini dile getirdi:

“Alevilerin sorunları Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunlarıdır. Başka hiçbir devleti, hiçbir milleti ilgilendirmez. Başka devletlerin iç meselelerimize karışmasını ve karıştırılmasını hoş karşılamayız. Maalesef bilgisizlik nedeniyle Almanya ve Avusturya’daki gelişmelere sempatiyle bakan insanlarımız oluyor. Çünkü herkes detaylara hâkim olamıyor. Bu iş birlikçi çevreler gerçekleri gizleyerek, sanki o kararlar hayırlı kararlarmış gibi lanse ediyorlar. Peki, niçin sempati ile bakılıyor? Devletimiz Alevileri ortada bıraktığı için. Emperyalist devletler önümüze altın tepsi de sunsalar, bu cennet vatanın bir sorununu onlara meze edecek değiliz. Ancak devletimiz de bu gelişmelerden bazı sonuçlar çıkarmalı. Öz evladı Alevilerin taleplerine kulak vermeli. Hz. Ali’nin ‘Devletin dini adalettir’ buyruğundan yola çıkarak inanç vecibelerimiz için eşitlik istiyoruz.”

TÜRKİYE’DEN YALNIZCA 2 BUÇUK DESTEKÇİ BULDULAR

Avusturya’da Aleviliği İslâm dışı bir inanç olarak tanıtan AABF Türkiye’de aradığını bulamadı. Ayrılıkçı girişime destek Avrupa’yla sınırlı kaldı. Aydınlık’ın ses getiren haberleri ve Alevi kuruluşlarının yanıtları üzerine AABF’ye bir destek açıklaması yayınlandı. Avrupa merkezli haber kaynaklarında yayınlanan açıklamada “500’ü aşkın Alevi kurumundan tam destek: Avusturya’da Aleviler kazandı, coşkuyla karşılıyoruz.” denildi.

AABF’yi 500’ü aşkın Alevi kurumunun desteklediği iddia edildi ancak 16 imzacı görüldü. İmzacıların 13’ünün yurt dışı örgütlenmesi olması dikkat çekti. "Çatı örgütler” olduğu öne sürülen kurumların bileşenlerine dair açık kaynaklarda sağlıklı bilgiye rastlanmadı. İslâm dışı Alevilik girişimcilerini destekleyen bildiriye Türkiye’den yalnızca 3 kurum katıldı. Türkiye’den AABF’yi destekleyen kurumlardan biri olan Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) ise kendi içinde ikiye bölündü. ADFE Pirler Meclisi, ADFE Genel Merkezi’nin AABF’yi destekleyen açıklamasına karşı ‘Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz’ başlıklı bir manifesto yayınladı. Böylece AABF’nin Türkiye desteği 2 buçukta kaldı. 

Tezlerinin arkasında duramadılar

Aydınlık’ın “İslam dışı Alevilik” projesinin Avusturya ayağını deşifre eden haberleri AABF ve Türkiye’deki destekçilerinde panik yarattı. Alevi tabandan büyük tepki gören girişimle ilgili AABF ve destekçileri yeni açıklamalar yaptı.

Açıklamalarda “İslam dışı Alevilik” planına katılanların tezlerinin arkasında duramadığı görüldü. Minderden kaçan, kelime oyunu yapan yeni söylemlerde “Ali’siz Alevilik” söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı iddia edildi. Ancak birkaç gün önce “Alevilik başlı başına kendine özgü bir dindir… Şu andaki Alevilerin kendi yarattığı Ali kültü ile dört halife Ali kültü arasında hiçbir benzerlik yok” denilmişti.

‘AABF, PKK’ya yakın çatı örgütünün içinde’

SETA'nın hazırladığı “PKK'nın Avrupa Yapılanması” kitabında AABF’nin PKK’nın çatı örgütü olduğu iddia edilen ‘Demokratik Güç Birliği’ isimli platformda yer aldığı belirtiliyor. SETA çalışmasında şöyle aktarılıyor: “Bunun dışında içinde PKK’nın bileşenlerinin de yer aldığı ‘Demokratik Güç Birliği’ isimli oluşum da örgüte çeşitli alanlarda destek sunmaktadır. Söz konusu oluşum şu örgütlerden meydana gelmektedir: Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), Avusturya Türkiyeli İşçi-Gençlik Federasyonu (ATİGF), Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu (FEYKOM), Avusturya Göçmen İşçiler Derneği (AGİD), Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF), Avusturya Alevi Kültür Merkezi (AKÖ), Viyana Dersim Doğa ve Kültür Derneği ve Avusturya Nazım Hikmet Uluslararası Kültür Derneği.”

AABF ayrıca seçimlerde yaptığı HDP’ye destek çağrılarıyla da biliniyor. Mehmet Ali Çankaya’nın “Vicdanımızla dertleşiyoruz. HDP, Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için kilit parti. HDP’nin barajı geçmesi için bütün halkları davet ediyoruz. HDP yüzde 10'u geçmezse zaten Tayyip Erdoğan kazanacak. Avrupa Konfederasyonu bileşenleri olarak Turgut Öker’in HDP’de aday adayı olması için oy birliğiyle karar almıştık. Sonuna kadar arkasındayız ve destekleyeceğiz" açıklaması bulunuyor.

AABF’nin baş destekçisi konfederasyon Atatürk’ü hedefi aldı

AABF’nin İslâm dışı Alevilik girişimine destek açıklamasının başını çeken Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Tunceli Harekâtı’nın başlangıcının 85. yılıyla ilgili bir mesaj yayımladı. AABK, “Soykırımın adı Dersim 38” başlıklı yazılı açıklamasında isim vermeden Atatürk’ü hedef aldı. 4 Mayıs’ta basında yer alan metinde “Bugün artık onlarca belgede açıkça görüldüğü gibi Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı ve ilgili diğer yetkililer Dersim’i “ziyaret” ederek büyük kırımı bizzat hazırlamışlardır” denildi. Tunceli Harekâtı’nın yapıldığı yıllarda Cumhurbaşkanı Atatürk, Başbakan İsmet İnönü’ydü.

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Dersim 1938 Soykırımı Cumhuriyet tarihinde Alevi toplumunun maruz kaldığı en büyük kitlesel kırımının öteki adıdır… Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu olarak Seyit Rıza başta olmak üzere idam edilen kanaat önderlerini; Dersim’in Pirleri, Dedeleri, Seyitleri şahsında kırımın bütün kurbanlarını büyük bir saygıyla anıyoruz.”

HDP, aniden Aleviler için kampanya başlattı

Avusturya’da Aleviliği İslâm dışı bir inanç olarak tanıtan girişiminin ardından terör örgütü PKK’nın TBMM’deki uzantısı HDP,“Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı” kampanyası başlattı. Tunceli’de kampanyanın tanıtım toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın yanında İslâm dışı Alevilik tezlerinin teorisyenlerinden Turgut Öker de hazır bulundu.

Aynı zamanda HDP MYK Üyesi ve eski milletvekili olan İslâm dışı Alevilik tezlerinin teorisyenlerinden Turgut Öker’in Avrupa’daki Alevi örgütleriyle sıkı ilişkileri bulunuyor. Öker, Avusturya’da Aleviliği İslâm dışı bir inanç olarak tanıtan AABF yöneticilerinin akıl hocası konumunda.

Sancar, Alevilerin en büyük azınlık olduğunu ve tarih boyunca devlet tarafından hep ezildiğini iddia etti. ABD provokasyonlarını Türk devletine mâl eden Sancar, Alevilerin sorunlarının devletin onlarla yüzleşmesi, özür dilemesi ve statü verilmesinden geçtiğini öne sürdü. Sancar’dan sonra söz alan Tülay Hatimoğulları da HDP’nin raporunu aktardı. Hatimoğulları Diyanet İşleri Bakanlığı’nın lağvedilmesini istedi.

Kürdistancı Beşikçi’den de destek

AABF’nin İslâm dışı Alevilik girişimine ilk destek HDP’den gelmişti. HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada AABF’yi özel olarak kutlamıştı. AABF’nin ve Avrupa merkezli kuruluşların bölücü tezlerine bir destek de ‘Bağımsız Kürdistan’ fikrinin ateşli savunucularından İsmail Beşikçi’den geldi. Beşikçi, İslâm dışı Alevilik tezlerinin başını çeken bir haber sitesinde 29 Nisan günü yayınlanan uzun yazısında Aleviliğin ayrı bir din olduğunu iddia etti. Türkiye’deki Alevileri “kafaları karışık” olarak niteledi. Beşikçi, Aleviliğin eski Türklerle alakası olmadığını, Zerdüştlükten geldiğini de ekledi.

Beşikçi şöyle yazdı: “Hâlbuki Alevi ise Müslüman değildir, Müslüman ise Alevi değildir. Alevilik, Yahudilik gibi, Hıristiyanlık gibi, Müslümanlık gibi, Budizm gibi farklı bir dindir, farklı bir inançtır. ‘Alevi bir Müslüman’ım’, ‘Müslüman bir Alevi’yim’ kavramları da içten çelişkili kavramlardır. Aleviliğin bir mezhep olmadığını, ayrı bir inanç, ayrı bir din olduğunu belirtmeye çalışıyorum… Şiilik şüphesiz Müslümanlıktır. Bu çok açıktır ama Alevilik de Şiilik değildir. Bu da çok açıktır…”

‘Bu projelere dahil olmak utançtır’

Avusturya’daki bölücü hamleyle ilgili Çankaya Cem Evi Derneği Başkanı ve Hüseyin Gazi Cemevi Dedesi Hüseyin Öz, Aydınlık’a konuştu. Öz, AABF çalışmalarının hem inançsal hem de siyasi olarak çok yanlış bir girişim olduğunu belirtti. Hüseyin Öz şunları söyledi: “Aydınlık, Avusturya’daki gelişmelere mercek tutarak çok önemli bir hizmet yaptı. Çünkü bu girişim hem Alevi itikadına yönelik bir asimilasyon çalışması, hem de Türkiye’ye yönelik bir provokasyon hazırlığıydı. AABF’nin Alevilik tezlerini tartışma gereği görmüyorum. Alevi kaynakları ve değerleri tartışmaya mahal vermeyecek kadar açıktır. Aleviliğin İslâm dışında olduğunu iddia etmek sinsi niyetlerin haricinde ciddi de bir çelişkidir. ‘Hak, Muhammed, Ali’ diyoruz. Hak kim Allah’tır. Muhammed kim, Allah’ın son hak din İslâmiyeti yaymakla görevlendirdiği elçisi. Ali kim Muhammed’in elçisi. Tarihsel metinlerimiz, örgütlenme yöntemlerimiz, deyişlerimiz, dualarımız hepsi ortadadır.”

‘EMPERYALİST MÜDAHALE’

“Son yıllarda emperyalist devletler kılıfı minareye uydurarak meselelerimize çok müdahale etmeye başladılar.” diyen Öz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir takım küresel vakıflar aracılığıyla maddi yardımlarla bazı kesimleri teslim aldılar. Örneğin Alman vakıfları, İsveç vakıfları cem evleri yapımına destek oluyor. Araştırma projelerine destek oluyor. Ne işiniz var sizin Alman’la İskandinav’la? Bu konuları gündeme getirince ‘Biz hiçbir devletten para almıyoruz, iftira ediyorsunuz’ diyorlar. O vakıflar sonuç olarak o devletlere bağlı. Peki bayram değil, seyran değil; Alman’ı ve İskandinav’ı bizi niçin öpüyor? Herkes bunun üzerine düşünmeli. Son kertede parayı veren düdüğü çalıyor ve hem akıl dışı hem de Türkiye karşıtı savlar ortaya çıkıyor. Dünya’daki adaletsizliğin sorumlularından olan Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik projelerinde yer almak bir Anadolu insanı için utançtır.”

Doğu Perinçek ve Aydınlık’a saldırdılar

Bölücünün şahidi CIA’cı

Aleviler üzerine oynanan sinsi oyunları deşifre eden haberlerimiz üzerine AABF yöneticilerinin sahip olduğu medya organlarında Aydınlık Gazetesi ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hedef alındı. Gerçek ad kullanılmadan, müstear isimle yayınlanan bir yazıda “Devlet'in kasasına göz dikmiş derinlerin çanağından beslenenler özgünce kendi yol erkanını sürdürmek isteyenleri İslam çemberinde eritme peşindeler”, “Hodri meydan gidin türkülerinizi deyişlerinizi saz ile semah ile cem ile Kerbela’da, Kâbe’de yapın görelim din kardeşliğinizi”, “devletin derin iş birlikçi asimilasyoncu ajanları” gibi ifadeler kullanıldı.

Yine AABF yöneticilerinin sahip olduğu başka bir kaynakta yapılan haberde de, AABF başkan ve yöneticilerinin sözlerini kelimesi kelimesine yayınlamış olmamıza rağmen Aydınlık’ın iftira attığı, karalama yaptığı öne sürüldü. CIA’yla iş birliği yaptığını kendi ağzıyla belirten eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’e dayandırılarak ithamlarda bulunuldu. Eymür’ün Perinçek ve Aydınlık ile ilgili iddialarının gerçek dışı olduğu mahkemelerce saptanmıştı.

Son Dakika Haberleri