13 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Alevilere Düşmanlıkta Başı Çekenler

Alevilere Düşmanlıkta Başı Çekenler
A+ A-
Murat İnce

Türkiye vatan savaşı mücadelesinde önemli bir aşama kaydetmişken, içte ve dışta çok yönlü bir savaşım içindeyken, bölücülük illetine tutulmuş kesimlerde kışkırtmalar devam ediyor. Türkiye halkını birbirine düşürecek projelerin canlandırılması yönündeki bu faaliyetlerin durdurulması gerekiyor.

Geçen aylarda İstanbul/Pendik’te Alevi vatandaşımızın evinin duvarına çirkin işaretler koyanlar halk düşmanıdır ve yakalanarak hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Hiçbir vatandaşımız bu kötü tavrı tasvip etmez. Pek çok şey geride kaldı ve kalıntıları da sökülüp atılacaktır.

Ancak, bu çirkin girişimi bahane ederek, Alevilerimizi kışkırtanlara da müsamaha gösterilemez. Hem Alevileri “Alevi halklar” safsatasıyla bölük pörçük hale getirmek için çalışacaksınız ve hem de Alevilere yapılan haksızlıklara karşı çıkacaksınız öyle mi? Kim inanır buna?

Tek bir Alevimizin canının yanması hepimizin canını yakar. Alevilerimizi ateşe süren PKK/HDP açısından hava hoş! Onlar için Türkiye kargaşaya sürüklensin de ne olursa olsun! Aleviler onların umurunda mı? ABD’nin paramiliter organizasyonu PKK ve onun ülkemiz içindeki temsilciliği HDP’nin, Alevilerimize sahip çıkma sahtekârlığına inanmak için saf olmak gerekir!

Türkiye karşıtı girişimlere ses çıkarmayan hatta destekleyen HDP ile destekçileri, Pendik’teki istenmeyen olayı bahane ederek Alevi vatandaşlarımıza yönelik art arda açıklamalarda bulundular. Aşağıda bunlara değineceğiz ve amaçlarının ne olduğuna açıklık getirmeye çalışacağız.

ALEVİLERE YÖNELİK SALDIRI

1980 öncesi, sonrası ve şimdilerde iç kargaşalıklarda mezhepsel faktörler hep kullanagelmiştir. Türkiye’de iç istikrarı bozmaya yönelik eylemliliklerde Aleviler kullanılmak istendi. Sünni/Alevi çatışması yaratmaya çalışan emperyalistler hep etnik ve dini meselelere el attılar. ABD’nin piyonu PKK’da bu durumdan sonuna kadar yararlanma taktiği izledi.

Son yıllarda azalsa da Alevi vatandaşlarımıza yönelik çirkin kışkırtmalar olmakta. Özelliklede Alevilerin oturduğu apartman girişlerine korkutmaya yönelik yazılamalar yapılmaktadır. Konunun hassasiyeti tüm kesimlerce bilinmektedir. O nedenle Alevilerin huzurunu bozacak girişimler hem devlet katında ve hem de PKK/HDP gibi oluşumlar hariç, partiler tarafından kabul görmemektedir ve gerekli tedbirlerin alınması yönünde çabalar gözlenmektedir.

19 Ekim tarihinde Pendik’te yine Alevi bir vatandaşımızın oturduğu evin duvarına çirkin sözler ve “X” işareti konularak tehdit edildi. Bunun üzerine özelliklede PKK ile kuyruğundaki örgütler ve Alevicilik yapan kuruluşlar harekete geçerek peş peşe açıklamalarda bulundular. Olayı kınamak tabi ki herkesin hakkı! Ancak bu olayın üzerinden politik çıkarsamalara yönelmek ve olayı büyülterek kışkırtıcılık yapmak doğru değildir.

HDP’NİN AÇIKLAMASI

PKK’nın HDP’si sazan gibi olayın üzerine atladı ve HDP’nin sözde “Halklar ve İnançlar Komisyonu” açıklamada bulundu. Komisyon, “halklar” ile etnik köken ve “inançlar” denilerek dini farklılıkları ayrılığa dönüştürecek projeler üretmekle görevli. Türkiye halkını sayısız etnik ve dini bölünmeye teşvik eden projelerin hayata geçirilmesi için HDP canla başla çalışıyor. Zaten asıl işi de bu!

HDP’nin yaptığı açıklama özetle şöyle: “Katillerin dahi cezalandırılmadığı bir ülkede Alevilere karşı her türlü nefret suçunun ve hakaretin rahatlığı nedeniyle, Alevilere yönelik tehditlerin boyutları her geçen gün artarak devam ediyor. Failleri koruyan kararlar, Alevileri ülkede, ‘güvercin tedirginliğiyle’ yaşamak zorunda bırakıyor. Alevi vatandaşlara yapılan sözlü, yazılı ve fiziki saldırıların artmasının en önemli nedeni, kullanılan ayrımcı siyasi dil ve tek adam rejimine ait kamu otoritesinin işlenen nefret suçlarına karşı etkili tepki göstermemesidir.” Peki, gerçek böylemi? Hangi somut verilere dayanarak bu türden açıklamalarda bulunulmaktadır? 15 Temmuz 2016 Amerikancı FETÖ darbe girişimi öncesi ile sonrasının bir karşılaştırmasını yapmak neden bu çevrelerin aklına gelmez? Dün ile bugün arasındaki değişimleri görmeden yapılacak her tahlil yanlıştır ve gerçeği açıklayamaz. Açıklama önyargılarla dolu. Birincisi, “Alevilere yönelik tehditlerin boyutları her geçen gün artarak devam” etmiyor. Devam eden şey; Amerikancı FETÖ ile PKK’ya karşı sürdürülen kararlı mücadeledir. Bu mücadele meyvelerini vermeye başladı. İkincisi; Alevilerimiz “güvercin tedirginliğiyle” yaşamıyor. Türkiye halkının genel olarak yaşadıkları sorunları aynı ülkede oldukları için beraberce yaşıyorlar. Alevilerimizle ilgili istenmeyen girişimlerin olması yanıltıcı sonuçlar çıkarmayı gerektirmez. Üçüncüsü; “ayrımcı dil” düne bakıldığında göze çarpar bir şekilde azaldığını görüyoruz. Hatta bu noktada Alevilerin hassasiyetleri daha dikkatlice takip edilmektedir. PKK, solumsu oluşumlar ile Alevicilerin (Aleviler değil) dillerine pelesenk yaptıkları Maraş, Çorum, Sivas katliamları, faili meçhuller, gözaltında kaybolmaların en sık yaşandığı dönem Amerikancı Gladyo dediğimiz FETÖ örgütünün etkin olduğu dönemlerdir. Bu olgu tespit edilmez ise yanılgı üstüne yanılgı yaşanır. Dördüncüsü, “işlenen nefret suçları”na bakıldığında çoğalma değil azalma görülür. HDP’nin komisyonuna öneriyoruz; elinizdeki verileri karşılaştırmalı olarak açıklayın da öğrenelim!

PKK/HDP vekili Ali Kenanoğlu, TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde şunları söyledi: “Alevilere yönelik nefret söylemi ve tehdit rutin şekilde devam etmektedir. Bu rutinliğin yöntemlerinden birisi olan Alevi evlerinin işaretlenmesi vakalarına yetkililer “Sarhoş veya çocuk işidir” diyerek bireysel duruma indirgeme eğilimindedir. Bu rutinliğin hız kesmemesinin nedeni kamu otoritesinin hiçbir şekilde harekete geçmemesinden kaynaklanmaktadır.” Alevilere yönelik “rutin” şekilde devam eden “nefret” söylemlerinin çetelesi ellerinizde olduğuna göre açıklayın! Ağzınızı kapatan mı var? FETÖ’nün PKK gibi hendeklere gömüldüğü andan itibaren somut durum ve göstergeler hiç te sizin söylediğiniz gibi değil. Ve artık Alevilerimizi, “Sivas, Maraş, Çorum gibi Alevi katliamlarının acısını ve öfkesini üzerinden atamamış Alevi toplumu benzer trajedileri yaşama riski taşımaktadır.” Sözleriyle korkutmayınız ve kışkırtmayınız. Şu sarf edilen sözlerin gerçeği yansıtmadığını söylemeye bile gerek yoktur. Zaten zatın PKK/HDP vekili olması her şeyi açıklamaya yetiyor. Bu tavır Alevileri güçlendirmemekte, tam tersine güçlü olan yönlerinin de tahrip olmasına yaramaktadır. Alevilerimizin kardeşleri Sünnilerle beraber, daha doğrusu millet olarak emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadeleyi bulandırmakta, telaşa düşürmektedir. İşte PKK/HDP’nin vekilinin istediği de tamda budur.

PKK/HDP çizgisinde hareket eden Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada: “Devşirilmiş toplumlarda ırkçılık ait olamama duygusunun yansımasıdır. Devşirmelik devşirilenden kan bedeli ister. Tarih bize gösteriyor ki Anadolu ve Mezopotamya topraklarının halklarına uygulanan insanlık suçları ile ortadadır. Ermeni ya da Rum isen kılıç artığı, Türkmen isen güvenilmez, Kürt isen bölücü, Arap isen pis çöl toplumu, Alevi isen ekmeği yenmeyecek (…)” denilerek soruna yeni bir boyut katıyor. Şu açıklamanın neresi doğru? Türkiye bile diyemeyen DAD kalkmış Türkiye halkına, Türk milletine bizim dilimizin el veremeyeceği aşağılık tanımlamalarda bulunuyor. Yetmezmiş gibi barış içinde birada yaşayan farklı etnik ve dini kökenli vatandaşlarımıza ağıza alınmayacak, yalan yaftalar asıyor.

DAD iyice kendini kaybederek, “Bizedir güvercin tedirginliği hani. Kökümüze musallat olacaksan bilesiniz ki Aleviler halklardır. Kürt'tür, Arap'tır, Türkmen'dir, Arnavut'tur, Çerkes'tir, Rum'dur, Ermeni'dir.” cümlesini arsızca kuruyor. Türk milletini Türk/Kürt diye bölmeye çalıştılar yetmedi! Şimdi sıra Türk milletinin bir parçası olan can Alevilerimiz üzerinden bölücülüğün diğer türünü harekete geçirmek. DAD bununla da yetinmiyor cumhuriyetimizle de hesaplaşmayı amaçlıyor: “Geçmişe gitmeye gerek yok 97 yıllık Cumhuriyet tarihi cesaretimize, tüm işkencehaneleri de tanıktır.” Diyerek düşmanlığını dışa vuruyor. Alevileri tanımlamak sizin haddinize değil. “Alevi Halklar demokratik yaşam ısrarında olan politik halklardır.” Sözleri Alevileri bağlamaz Kürtçüleri bağlar. Kürtçülüğün, beyinlerini esir aldığı bu PKK artıklarının HDP ile beraber kapatılması en çok Alevilerimize yarayacaktır. Ayrıca ne demek Alevi halklar? Yetmedi mi artık her şeye bölücülüğün gözlüğüyle bakma saçmalığı? PKK/HDP Anadolu Alevilerini Kürt Alevi'si, Türk Alevi'si, Arap Alevi'si ve bir de Zazaistancıların Zaza Aleviliğini eklersek geriye bir şey kalmıyor. Çok parçalı Alevilik, Alevilik olmaktan çıkar ve başka bir şeye benzer!

ALEVİCİLERİN AÇIKLAMALARI

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Genel Sekreteri Erdal Kılıçkaya, Pendik’te Alevilerimize yönelik “Alevilere ölüm” yazısı ve X işaretine ilişkin yazısı baştan sona kin ve çarpıtmalarla dolu! Yazının neresini ele alsan dökülüyor.

Türkiye’nin tarihinde “Nazi” türü faşizm hiçbir dönem yaşanmadı. 12 Mart ve 12 Eylül Amerikancı darbeler bile Nazilerle karşılaştırılamaz. Nazi iktidarı dönemi üzerine yeterince kaynak var ve bunlar incelendiğinde görülecektir ki “Nazizm” insanlık tarihinin en kanlı diktatörlüğüdür. Wilhelm L. Shirer’in 3 ciltlik “Nazi İmparatorluğu” kitabı doğrudan gözlemlerle ve günlük tutarak hazırlanmıştır. İlgililerine öneririz! İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Hitler’in çizmelerini giyen ABD emperyalizmi de dünya insanlığına karşı büyük kötülükler, suçlar işlemiştir. AABK Genel Sekreteri Erdal Kılıçkaya yazısında “Naziler iktidara geldiğinde” diyerek zoraki Türkiye ile karşılaştırmalarda bulunuyor ve gerçeği eğip büküyor. Uzun yıllar Almanya’da yaşamış ve aralıksız politik mücadele içinde bulunmuş biri olarak söylüyoruz; Kılıçkaya sahte solcu dünya görüşüyle tarihle ve gerçeklerle adeta alay etmektedir.

Erdal Kılıçkaya, Anadolu Alevilerinin o engin hoşgörüsüne zerre kadar sahip değil. Onları her daim zayıf gösterme, dirençlerini kırma ve boyun eğmelerini sağlayacak telkinlerde bulunmayla iyi yaptığını zannediyor. Oysa Alevilere yapılacak en büyük kötülüklerin başında PKK/HDP tipi bölücülere, fitne fesat yuvasına çalışmaktır. Şu klişe sözlerin hiç bir anlamı yoktur: “Korkutmak, sindirmek, yaşamı Alevi'ye zehir etmek”! Asıl, bugün Alevilerin içine korku salanlar, sinmelerine neden olanlar ve yaşamlarını zehir edenlerin başında emperyalizm ve onunla kader birliği içindeki PKK/HDP ile aynı kulvarda koşanlar geliyor ve AABK yöneticileri de buna dâhildir. Anadolu Alevileri dün ile karşılaştırılamayacak kadar daha iyi bir konumdadır. Bu gerçeğe sırt dönenler Türkiye’yi tanımıyor. AB fonlarından ve emperyalist devletlerin sunduğu olanaklardan yararlanarak Alevilerimizi Türkiye’ye karşı kullanmak en büyük ihanettir. AABK yöneticileri sizler Türkiye (vatanınız demiyoruz!) için bu güne kadar hangi olumlu çalışmada bulundunuz? Lütfen örnekleri sıralar mısınız veya dişe dokunur bir örnek verebilir misiniz? Sözde “Ermeni soykırımı” yalanını savunursunuz, sözde “Dersim soykırımını” savunursunuz, sözde “Rum soykırımını” savunursunuz ama iş Türkiye’yi savunmaya geldi mi düşmanla birleşirsiniz. Alevileri vatansız bırakmak için bin dereden su getirmede üstünüze yoktur!

AABK Sekreteri işi çığırından çıkaracak suçlamalarda bulunmayı da ihmal etmiyor. Şu sözlere bir bakar mısınız:“Bu coğrafyanın Alevileri X işareti ile gelen katliamlar yaşarken, bu ülkenin Müslümanları, Türkleri, Kürtleri, aydınları, akademisyenleri, sendikaları, medyası, sivil toplum kurumları ne yaptı?” Haydi, gelinde yanıt verin bakalım? Cümle baştan sona yanlış ve ortada hiçbir şey bırakmıyor! Peki, Türkiye’de geriye ne kaldı? Alevilerimizi yalnızlığa, marjinalliğe, içe kapanmalarına, hem kendilerine ve hem de birlikte yaşadıkları insanlara yabancılaşmalarını öneren sayın yönetici ne dediğinin farkında değil! Beyefendi “akıl” vermeyi de unutmuyor: “Bu ülkenin Müslümanlarını, Türklerini, Kürtlerini, Aydınlarını, Akademisyenlerini, Sendikalarını, Medyasını, Sivil Toplum Kurumlarını Vicdanlı olmaya çağırıyoruz. İş işten geçmeden bir karar verin.”

Türkiye halkına yönelik aşağılayıcı dile yabancı değiliz! AABK’yı başından beri yakınen izleyen biri olarak bu türden söylemleri biliyoruz ve de ilk değil. İlk olan Alevilerin dışındakilere yönelik olarak “Ve kendi insanlığını sorguladı mı?” yönlü sözlerdir. AABK yöneticisine ilk önce kendisini sorgulamasını ve bu akil olmayan, kışkırtıcı dili bırakmasını öneriyoruz. Nedir bu hiddet ve Alevilerimize ne yararı olacak? Bunun üzerine düşünmesini salık veririz. Anlarsa tabi! Kılıçkaya, kendileri dışındakilere karşı şu cümleyi utanmadan kurabilmektedir: “Bu ülkenin namuslu, haysiyetli, şerefli ve vicdanlı insanları olun.” Gerçi Anadolu’da bir söz vardır; “Kötü söz sahibinindir” diye, kıssadan hisse!

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Pendik’te yaşanan olay üzerine yazılı bir açıklama yaptı. HDP dili ile konuşmayı marifet belleyen ABF yöneticilerinde, etnik kökene dikkati çekerek saldırıyı kınamaları olağan hale geldi. İşte ABF’nin açıklaması: “Alevi evlerinin işaretlenmesi, Kürt işçilerin darp edilmesi, Ermenilere yapılan ırkçı saldırılar; bunlardan sadece bazıları… Son dönemde bu tür saldırıların daha çok ayyuka çıkmasının sebebi ise yönetenlerin kullandığı ayrımcı dil, saldırıların artmasının sebebi ise önceki suçların failinin meçhul olarak kalmasıdır. Bir doğruyu dile getirirken on yanlışı içine sokarak açıklama yapmak buna denir. Pendik’te istenmeyen çirkin bir olay yaşanmıştır. Pendik Kaymakamlığı faillerin bulunması için gerekli girişimlerde bulunmuştur. Sizin göreviniz, yaşanan olayın açıklığa kavuşması için yardımcı olmaktır. Alevi vatandaşımızın evinin duvarına yazılan çirkinliği bahane ederek, PKK/HDP jargonuyla konuşmak ABF yöneticilerine yakışmıyor!

‘‘Alevi düşmanlığı bitmiyor.‘‘ başlıklı Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSAKD) açıklamasında şu ifadeler yer alıyor: ”Ülkede işsizlik, açlık, yoksulluk had safhada, ama Alevilere düşmanlık unutulmuyor. Partiler kurulur, hükümetler değişir, ülkelerde yeni sınırlar çizilir ama asla Alevi düşmanlığından vaz geçilmez.” Tamam, dediğiniz gibi olsun! O halde çok haklı olarak sormazlar mı; siz ne yapıyorsunuz? Alevilerin, PKK/HDP bölücülüğünden uzak tutulması üzerine bir çalışmanıza rastlamadık, yok. Tam tersine PKK/HDP ile sahte solun gölgesinde kalmış bir PSAKD ile karşı karşıyayız. Emperyalist merkezlerin Anadolu Alevilerini; İslam dışı Alevilik olarak örgütlemeye çalışmalarına, Ali'siz Alevilik çıkışlarına, Alevi milleti, Türk Alevileri, Kürt Alevileri, Zaza Alevileri, Arap Alevileri, Ermeni Aleviler, Hıristiyan Aleviler diyerek paramparça edilmelerine karşı hangi mücadeleyi örgütlediniz, verdiniz? Alevilerin dostları ile düşmanları kimlerdir üzerine hangi net ifadeler kullandınız? Yok, yok yok!

HDP kuyruğundaki Alevici örgütler; PKK/HDP hendeklere gömülür yanı başında demokrasi ninnileri söylerler, PKK/HDP’li belediyelere kayyum atanır ilk ses çıkaranlar bunlar olur, Selahattin Demirtaş’a destekte başı çekerler, seçimlerde HDP propagandası yaparlar… Bu kadar işten sonra Alevilerin var olan, çözüm bekleyen sorunlarına zamanları kalmıyor herhalde!

PENDİK KAYMAKAMININ AÇIKLAMASI

19 Ekim tarihinde Pendik İmamı Azam Caddesi Ay Sokak üzerinde Alevi vatandaşımıza karşı gerçekleşen gerçekleşen çirkin olayın ardından Pendik Kaymakamlığı açıklamada bulundu. Basın duyurusunda: “Fatih Mahallesi sakinlerimiz ile yapılan görüşmede “bugüne kadar herhangi bir olumsuz durumun yaşanmadığı, mahalle sakinlerinin uyum ve huzur içinde yaşadığı ve bu yakın zamanda uyumu bozacak bir olayın gerçekleşmediği” ifade edilmiştir. Suç niteliği taşıyan yazı derhal Cumhuriyet Savcılığı’na iletilmiş, Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı, görgü tanıklarının beyanlarının alınması, kamera kayıtlarının incelenmesi ve olay hakkında adli sürecin başlatılması talimatını vermiştir.

Olay gerçekleştiğinde HDP ile Aleviciler doğru bilgi almak ve halkı galeyana getirecek ezberlenmiş sözlerden kaçınmak yerine, meseleyi alevlendiren bir dil kullanmayı yeğlemişlerdir. HDP açısından her şey gayet normal ve amaçlarına uygundur! Fakat Alevileri temsil ettiklerini söyleyenlerin ve özelliklede Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun saldırgan tavrı ne ile açıklanabilir?

Vatan Partisi Pendik İlçe Başkanı Mevlüt Usta çok haklı olarak olay üzerine şu açıklamada bulundu: “ Ülkemizde Amerika kuvvetleri ne zaman parçalanma ve dağılma sürecine girse vatan düşmanları harekete geçerek etnik ve mezhepsel meseleleri kaşımaya başlamışlardır.(…) Yapılan çirkin saldırıya karşı çıkmak, olayın arkasındaki sebebi ortaya çıkarmaya çalışmak; bu çirkinliğin sebebi ne olursa olsun birliğe ve huzura vurgu yapmak vatanseverliğin vazgeçilmez tavrıdır.

Sağduyunun galip gelmesi, meseleleri büyütmeden ve halkı tedirgin etmeden hal yolunun seçilmesi doğru yöntemdir. Gerek Pendik Kaymakamlığı ve gerekse Vatan Partisi yaptıkları açıklamalarla halkın birliğini bozanlara fırsat tanımamıştır.

ZAVALLILIĞA MAHKÛM ETMEK

PKK/HDP yaptığı propagandalarla Anadolu Alevilerini çaresiz, güçsüz, zavallı gösteriyor. Alevi kelimesini kullandığı her yerde Maraş-Çorum-Sivas katliamlarını hatırlatan PKK/HDP bunu bilinçli yapıyor. Aynı tavrı maalesef Alevicilerde aynen tekrar ediyor. Bir olgunun altını çizelim; zavallı olan Aleviler değil; Amerikancı PKK/HDP’dir, sahte solculardır ve Alevicilik (Aleviciler) yapanlardır.

İsmet Zeki Eyuboğlu’nun çevirisiyle yayınlanan Hz. Ali Şiirleri'nden (1690 No’lu) birinde şu iki satır geçer: “Düşmanlar kurt gibi ulumaktalar, çok sıkıntı çeker insan onlardan.” Ne doğru ve güzel bir söz! Evet, Anadolu Alevileri bu toprakların yüz akıdır. Onlar tarih boyunca hep iyiden, barıştan, birlikten yana oldular. Yeter ki dost görünen düşmanlar ellerini onlardan çeksin. Bırakın “düşmanlar kurt gibi ulusun” dursun; bu saatten sonra Alevilerimiz onlardan “çok sıkıntı” çekmeyecek!

Alevilerimizle uzaktan yakından alakası olmayan ve kesinlikle bir değil ayrı tuttuğumuz Alevicilik, emperyalist merkezlerin desteğiyle ve onların çıkarlarını gözeten çalışmalarıyla dikkatleri çekiyor. ABD, Türkiye’ye mi saldırdı; Alevicilik ya suskunluğunu korur ya da aynı dille saldırır. Emperyalizm ülkemizin etnik ve dini hassasiyetlerini mi kullanıyor; Aleviciler anında olumlu yanıt verirler. Emperyalizm, İslam'ı ve onun kurucularını mı hedef alıyor; Alevicilik yapanlar suspus olurlar. Kısacası Alevicilik emperyalizmin enstrümanıdır.

KÖR OLMAK!

Toplumun sorunları bir anda bitmez, adım adım biter. Binlerce yıllık gelenekler, alışkanlıklar “yok ol” demekle yok olmuyor. Alevilerimizin de Cem Evlerinin statüsünün resmileşmemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda temsil edilememeleri, Alevi köylerine Camii yapılması, din derslerinin zorunlu olması ve Aleviliğin din derslerinde işlenememesi gibi pek çok sorun çözüm bekliyor. Gerçi Cemevleri artık neredeyse Alevilerimizin yoğun yaşadığı yerde kurulmuş durumda. Bu fiili durum bile meselenin çözümü açısından ipuçları vermektedir.

TRT Türkü’nün bir müdavimi olarak öneriyorum TRT Türkü dinleyin. 365 gün Alevi/Bektaşi değişleriyle, türküleriyle karşılaşırsınız. Hem de Alevi değişleri denilerek duyurulur. Âşık Veysel, Âşık Mahsuni Şerif, Mahmut Erdal, Âşık Daimi, Âşık Davut Sulari, Ali Kızıltuğ vd. türkülerini günlük olarak dinlersiniz. Dün adını bile TRT’de duymadıklarınızı duyarsınız. Yine televizyonlarda Aleviler üzerine programlar yapılır. Alevilerin TV kanalları var ve Alevilik artık toplumda istisnalar hariç genel kabul görmektedir. Aleviler 1980’li, 90’lı yıllarda değiller. Bu değişin görünmesi yeni olanakların hayata geçirilmesini de kolaylaştıracaktır.

Türkiye halkının pek çok sorunu var ve bunları birlik olursak aşabiliriz. ABD emperyalizmi ülkemiz içinde yıkıcılığı çok yönlü destekliyor. Buna teşni olanlardan bazılarına ise şaşırıyoruz! Son Pendik olayı ve ardından yapılan açıklamalar her nedense Merdan Yanardağ’ın o ünlü çıkışını akıllara geliyor: “Bu tarihsel dönemeçte ihtiyacımız olan şey yaratıcı yıkıcılıktır. Yukarıdaki PKK/HDP ve Alevicilik yapanların çıkışlarıyla ne kadarda uyumlu! Adeta onlara “yaratıcı yıkıcılık” yapın deniyor! Anadolu Alevileri kendileri adına “temsil yetkisi” aldıklarını iddia eden ama PKK/HDP kuyruğunda Alevicilik yapanlara desteğini kesmelidir. Kongrelerinde cumhuriyetçilerin kazanması için bugünden kollar sıvanmalıdır. Alevicilik oynayanları federasyonların tepesinden alaşağı etme zamanı gelmiştir ve ortam çok müsaittir.

Son Dakika Haberleri