11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Alman Sanayi Federasyonu: Çin’e yaptırımların bedeli ağır olur

Atlantik merkezi ABD’nin NATO’yu doğuya, hatta Pasifik’e kadar genişletme planları Avrupa üzerindeki baskı ve ekonomik gerilemeyi körüklüyor. Alman Sanayi Federasyonu Başkanı Siegfried Russwurm Çin pazarının Alman endüstrisi için önemine dikkat çekip uyarıyor: Sonuçları çok dramatik olacak

Alman Sanayi Federasyonu: Çin’e yaptırımların bedeli ağır olur
Alman hükümeti, Rus doğal gazını Almanya'ya taşıması planlanan Kuzey Akım 2 boru hattı projesini durdurma kararı almıştı.
A+ A-
ALİ MERCAN

Alman sanayiciler, Çin'e karşı planlanan yeni yaptırımlar konusunda ülkelerini uyarıyor. Koalisyon ortağı Yeşiller’in başını çektiği Çin’e karşı sert yaptırım planları, sanayi başta olmak üzere Almanya’ya büyük kayıplar verdirebilir. “Alman politikacıları ve medyası, Çin'in Sinciang bölgesinde olduğu iddia edilen insan hakları ihlallerine ilişkin olarak yeni yaptırım çağrılarında bulunuyor. Böylece BM insan hakları komiseri Michelle Bachelet'in ziyaretini sabote ediyor ve Alman endüstrisini tehlikeye atıyorlar.” (German Foreign Policy, GFP 30 Mayıs)

Federal Hükümet Çin'e karşı yatırımları daha da ağırlaştırmayı öngörüyor. Dış politika gözlemcilerine göre BM insan hakları komiseri Michelle Bachelet’in, insan hakları konulu müzakereleri sırasında, yeni yaptırımlar için tartışmalar başlatılıyor. Hem sağlıklı gözlem ve incelemeler sabote ediliyor, hem de Alman sanayisi tehlikeye itiliyor.

ÇİN’E YAPTIRIMIN ETKİSİ

Alman Sanayi Federasyonu Başkanı Siegfried Russwurm “Yaptırım talep eden herkesin Çin pazarının Alman endüstrisi için muazzam öneminin farkında olması gerekir.” dedi. Russwurm özetle, Çin Halk Cumhuriyeti'ne karşı ekonomik savaşın tırmanmasının, zaten Rusya’ya karşı yaptırımlardan ağır darbe almış olan Alman ekonomisine ciddi zararlar verebileceğini söyledi.

Bütçesi Başbakanlık tarafından karşılanan Alman Dış Politika Vakfı (DGAP)’nın Rusya uzmanları da 27 Mayıs bülteninde şu sonucu kaydettiler: “Daha pahalı gaz seçeneklerine yönelmek, devam eden petrol gaz boykotları ve yükselmeye devam eden enerji fiyatları Alman ekonomisine ağır yükler bindiriyor. Enerjiye bağımlı olan ekonomide Almanya, çekirdek sektörler yanında ekonomik yapısının da bazı kısımlarını kaybedebilir. Buna karşılık yaptırımlar Rusya’ya önemli bir zarar vermez.”

Alman Sanayi Federasyonu: Çin’e yaptırımların bedeli ağır olur - Resim : 1
Alman Sanayi Federasyonu Başkanı Siegfried Russwurm, “Yaptırım talep eden herkesin Çin pazarının Alman endüstrisi için muazzam öneminin farkında olması gerekir.” dedi.

AVRUPA’YI BEKLEYEN SINAV:  ATLANTİK Mİ, AVRASYA MI?

Alman politikacılar ve medya yeni yaptırımlar talep ederek Batı ile Çin arasında (Rusya ile de) gerilimi daha da tırmandırmaya başladılar. Avrupa Parlamentosu Çin Delegasyonu Başkanı Reinhard Bütikofer (Yeşiller), Mart 2021'de Çin’e uygulanan AB yaptırımlarını "yumuşak eylem" olarak nitelendirdi, “Şimdi daha fazlası yapılmalı, artık önde gelen görevlilere karşı da harekete geçilmeli.” dedi. (deutschlandfunk.de 25.05.2022) Ayrıca, “Alman şirketleri Sinciang'tan çekilmeli. Zaten Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısından bu yana da birçok Avrupalı şirket Rusya'dan çekildi.” dedi. Kısa bir süre sonra, Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller), Halk Cumhuriyeti'nin gerçekten önemli bir ticaret ortağı olduğunu doğruladı; ancak her şeye rağmen, 'Çin ile ticarette mevcut bağımlılıklar azaltılmalıydı'. (Zeit.de, 26.05.2022) Aynı günlerde Spiegel dergisinde, “Çin’in suçlarına karşı yaptırım” çağrıları yer aldı.

Alman Sanayi Federasyonu: Çin’e yaptırımların bedeli ağır olur - Resim : 2
Atlantik merkezi ABD’nin NATO’yu doğuya, hatta Pasifik’e kadar genişletme planları
Avrupa üzerindeki baskı ve ekonomik gerilemeyi körüklüyor.

'SADECE LİBERAL DEMOKRASİLERLE İŞ YAPARSAK....'

Bu politik çağrılardan sonra Alman Hükümeti Çin’e yatırımların ağırlaştırılmasına yöneldi. Bunlardan en önemlisi Volkswagen (VW) otomobil tekeline karşı zorlayıcı yaptırımlardı. Rusya gibi Çin’e karşı da yaptırım çağrıları üzerine Alman Sanayi Federasyon Başkanı Siegfried Russwurm "Sadece liberal demokrasilerle iş yaparsak, o zaman dünya bir ihracat ülkesi olan Almanya için oldukça dar hale gelecek" diye uyardı. Uzmanlar, Alman sanayisinin doğrudan ve dolaylı etkileriyle, tüm temel endüstrilerin kaybı dahil olmak üzere yapısal hasara dikkat çektiler. Çin'e karşı yenilenen yaptırımlarla, büyük kayıpların nasıl önleneceği tamamen belirsizdir; örneğin, Almanya’nın kilit sektörü olan otomotiv sanayisi, otomobillerinin üçte birini Halk Cumhuriyeti'nde satıyor. Russwurm, yeni yaptırım isteyen herkesin Çin ile ticaretin Alman ekonomisi için öneminin farkında olması konusunda uyardı: "Sonuçları çok dramatik olacaktır."

ASYA DUVARINA ÇARPAN YIKILIR

Rusya’ya karşı yaptırımların Almanya ve AB’ye geri döndüğü defalarca görüldü. Köln Alman Ekonomi Enstitüsü (IW)‘nin yakınlarda açıkladığına göre salgın sırasındaki yüzde 4,9 düşüşün ardından bu yıl 1,75’ten daha düşük bir büyüme bekleniyor. Kriz öncesi durumun bile altında kalınacaktır. Bu sonuçlarda Rusya’ya karşı enerjiden kaynaklı yaptırımlar ve Ukrayna sorunu bahanesiyle Rusya’yı hedef alma önemli rol oynamaktadır.

Atlantik merkezi ABD’nin NATO’yu doğuya, hatta Pasifik’e kadar genişletme planları Avrupa üzerindeki baskı ve ekonomik gerilemeyi körüklüyor. Yaptırımlar en başta Avrupa’yı vuruyor.

BACHELET'İN TEMASLARI

Bachelet, geçen hafta sonu Sinciang'ı da içeren altı günlük Çin gezisini sonuçlarını açıkladı. Bachelet, gezi amacının insan hakları durumunun ayrıntılı araştırılması ve Devlet Başkanı Xi Jinping, Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Sinciang'taki bölgesel hükümet temsilcileriyle görüşülmesi değil, aynı zamanda yargı ve otorite makamlarıyla doğrudan buluşmalar olduğunu belirtti. Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarından aktivistlerle bir araya gelen Bachelet "Çin'in bir tabandan katılım geleneği var." dedi. BM Komiseri, diğer şeylerin yanı sıra, kadın haklarını korumaya yönelik yasal reformları, cinsel tacize karşı daha sert cezaları ve aile içi şiddetle mücadeleyi memnuniyetle karşıladı; ayrıca Beijing'in yoksulluğu ortadan kaldırma konusundaki etkileyici başarılarının altını çizdi. Bachelet, zorla çalıştırmaya karşı iki uluslararası sözleşmenin onaylanmasının ilerleme olduğunu da belirtti. Ancak artık uyum kontrol edilmeli ve ihlaller önceden önlenmeliydi.

GÖRÜŞMELERİ ABD BALTALADI

Bachelet, Sinciang'taki durumla ilgili olarak, Sinciang'ın uzun süredir cihatçı terörün sahnesi olduğunu, terörizmin toplum için ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguladı. Ancak terörle mücadele “insan hakları ihlallerine yol açmamalıydı.” Çin hükümeti, Batı'da sert bir şekilde eleştirilen “kampların” resmi adı olan Mesleki Eğitim ve Öğretim Merkezleri (VETC) sisteminin artık "çözüldüğü" konusunda Bachelet’e güvence vermişti. BM insan hakları ofisi ile Çin hükümeti arasında düzenli temaslar kurulması ve gelecekte "önemli değişim ve işbirliği" sağlamak için bir çalışma grubu kurulması kararlaştırıldı.

Ziyaret BM insan hakları komiseri tarafından 17 yıl aradan sonra yapıldı. İki taraf arasındaki görüşmelerde ilerleme varken, gezi Batı tarafından sistematik olarak baltalandı. Etkili medya organlarında şu haberler yer aldı: ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Bachelet'in Halk Cumhuriyeti'nde kalmasının 'bir hata' olduğuna karar verdiklerini söyledi. Bu açıklamayı takiben kaynağı belirsiz belge ve resimler yayınlandı. Bunlar üzerine Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile bir video konferansta Çin hükümetinden kamuoyu önünde bir açıklama talep etti, Berlin, Beijing üzerinde baskısını artırdı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Bachelet'in hafta sonu gezisini bir kez daha sorguladı ve onun ‘yönlendirilmiş olmasından’ bahsetti. Böylece, Batılı güçler, kısa bir süre içinde ikinci kez, Birleşmiş Milletler'in arabuluculuk yoluyla çatışmayı yatıştırma ve müzakereler yoluyla ilerleme sağlama çabalarını baltaladı.

Son Dakika Haberleri