18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Almanya Lahey’de yargılanıyor

Aslında Nikaragua'nın daha önce Almanya'ya karşı açtığı dava, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davası sonucunda ortaklaşmıştır. Bugün Almanya’daki koalisyon hükûmeti, Biden politikalarına bağlılığı ısrarla sürdürüyor

Almanya Lahey’de yargılanıyor
Alman basınına göre, AB'nin Çin'den yapılan ihracata yönelik cezalandırıcı tarife hazırlıkları, Şansölye Olaf Scholz'un yakında Çin Halk Cumhuriyeti'ne yapacağı ziyareti gölgede bırakıyor.
A+ A-
ALİ MERCAN

Almanya, soykırıma yardım ve yataklık etme suçundan Lahey'de yargılanıyor. Bunun nedeni, Gazze Şeridi'nde devam etmekte olan soykırımın hesabını vermek zorunda olan İsrail'e silah teslimatıdır. Alman Dış Politika Bülteni German Forein Policy (GFP)’de 11 Nisan’da yayınlanan “Almanya Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanıyor” başlıklı yazıda özetle şu ayrıntılar yer alıyor:

“Almanya ilk kez soykırıma yardım ve yataklık suçlamaları nedeniyle BM'nin en yüksek yargı organına hesap vermek zorunda kalıyor. Nikaragua’nun başvurusu ile ilgili, Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı (UAD)’nda halka açık duruşmalar başladı. Managua, Gazze Şeridi'ndeki savaşta şu anda UAD tarafından olası bir soykırım nedeniyle soruşturuluyor olsa da, Berlin’i İsrail'e silah teslimatlarının yanı sıra siyasi olarak da desteklemekle suçluyor. UAD’ın soykırımın şüpheleri doğrulanırsa, İsrail'e silah ihracatını onaylayan Alman hükûmeti soykırıma yardım ve yataklık etmekten suçlu olarak yargılanacaktır. UAD'den ilk resmi görüşün nisan ayı sonundan önce gelmesi bekleniyor. Bazı Batılı ülkelerde mahkemeler, parlamentolar ve şirketler, uluslararası hukukun açık bir şekilde ihlal edilmesini önlemek için İsrail'le silah anlaşmalarını durdurdu. Gazze Şeridi'ndeki ölü sayısı, yetersiz beslenme veya susuzluktan ölen düzinelerce Filistinli de dâhil olmak üzere 33.400'ü aşıyor.”

Almanya Lahey’de yargılanıyor - Resim : 1
Demo Für Alle, LGBT‘nin tehlikeli sonuçlarını önlemek için Almanya‘da çalışmaya devam edecek.

GÜNEY AFRİKA’NIN BAŞVURUSU ALMANYA’YA SIÇRADI

Aslında Nikaragua'nın daha önce Almanya'ya karşı açtığı dava, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davası sonucunda ortaklaşmıştır. İsrail'i Gazze Şeridi'nde soykırım yapmakla suçlayan Güney Afrika, 29 Aralık 2023 tarihinde Lahey'deki UAD’de dava açtı. Aynı zamanda, Güney Afrika’nın başkenti Pretoria, UAD'nin 11 ve 12 Ocak'ta halka açık bir duruşmanın ardından 26 Ocak'ta bir ihtiyati tedbirle kısmen kabul ettiği birkaç acil başvuruda bulundu. Birleşmiş Milletler’in en yüksek mahkemesi, İsrail'i devam ettirdiği savaşın Soykırım Sözleşmesi'nin II. Maddesinin herhangi bir unsurunu karşılamamasını derhal sağlamaya çağırdı. Çağrıda, İsrail hükümetinin Gazze Şeridi'ndeki sivil nüfusa yeterli gıda ve ilaç sağlamadaki tutumlarına atıfta bulundu. 28 Mart'ta UAD, ikinci bir ihtiyati tedbir kararı aldı. Gazze Şeridi'nde sadece "kıtlık riski" olmadığını; kıtlığın çoktan "başladığını" açıkladı. 27'si çocuk olmak üzere en az 31 kişinin yetersiz beslenme veya depresyondan öldüğünü bildirdi. Bu nedenle UAD, Gazze Şeridi'nde bir kez daha yeterli malzeme tedariki emrini verdi.

Almanya Lahey’de yargılanıyor - Resim : 2
Alman Dış Politika Bülteni German Forein Policy (GFP)’de 11 Nisan’da yayınlanan “Almanya Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanıyor” başlıklı yazı.

ALMANYA, SOYKIRIMA KARŞI YÜKSELEN DALGAYA KARŞI

Bütün Avrupa’da Biden Yönetimi’nin hegemonyacılık ve zorbalığına karşı milliyetçiliğin yükselmesine rağmen, Almanya Koalisyonu ABD’nin emrinde hareket etmeye devam ediyor. Milliyetçiliğin hızla yükseldiği ülkelerin en başındakiler arasında Almanya geliyor. AfD milliyetçi partisi tek büyüyen parti. Bütün partiler içinde ikinci ancak yükselmesi hızla devam ediyor. Bunun yanı sıra Sarah Wagenknect’i de birlikte düşünmek gerekiyor.

Avrupa’daki bu yükselişe karşın AB’nin önde gelen ülkesi Almanya, gelişmeye karşı durmanın en somut örneğidir. ABD-İsrail Siyonistlerinin Gazze’de yürüttüğü soykırıma en açık desteği veriyor. Filistin’in bütün İnsanlık adına yürüttüğü bağımsızlık savaşına karşı soykırım yapanlara ortak oluyor. İsrail’ın meşru olduğu ve HAMAS’ın terörist örgütü olduğu politikalarını savunuyor. Bütün dünyanın ABD-İsrail üzerinde soykırım suçu nedeniyle baskı yapmasına rağmen Biden politikalarına bağlılığı ısrarla sürdürüyor.

ÇİN’E KARŞI KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKIYOR

Bu politika Üçlü Koalisyonun Rusya’ya karşı kendi ayaklarına kurşun sıkarak gaz almasıdır. Rusya ile ekonomik ve ticari ilişkileri kestiği politikaların devamıdır. İsrail’in olduğu gibi, yenilmesi kesin görünen Ukrayna’ya silah yardımı için çok yüksek meblağlarda avro ayırmaktadır. Bunun yanında bütün Alman ekonomi devlerinin ısrarlarına karşın Çin’le de ilişkileri bozmakta ve Biden’in Pasifik’te Çin’i kuşatma hareketlerine eşlik etmektedir. Bu konudaki gelişmeler de yine 11 Nisan tarihli GFP’de şöyle değerlendirildi:

“AB'nin Çin'den yapılan ihracata yönelik cezalandırıcı tarife hazırlıkları, Şansölye Olaf Scholz'un yakında Çin Halk Cumhuriyeti'ne yapacağı ziyareti gölgede bırakıyor. Scholz'un hafta sonu birkaç gün sürecek bir ziyaret için orada olması bekleniyor ve bu ziyaret onu önce Chongqing ve Şanghay metropollerindeki Alman şirketlerinin alanlarına, ardından da Başkan Xi Jinping ve Başbakan Li Qiang ile görüşmek üzere Pekin'e götürecek. Tartışmanın ana konusu, Batı ile Halk Cumhuriyeti arasında hızla yoğunlaşan ekonomik savaş koşullarında, Çin'deki Alman iş dünyasının geleceğidir. Bu, hem Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Alman yatırımlarındaki son rekor artış hem de Çin'in ihracatındaki, özellikle de rüzgâr türbinleri ve elektrikli otomobiller gibi Alman şirketlerinin pazardaki konumlarını tehdit eden iklim geçiş teknolojilerindeki mevcut patlama için geçerlidir. 84 milyon nüfuslu Almanya ve 1,4 milyar nüfuslu Çin’in gelecekte hangi dünya pazar paylarına sahip olması gerektiği sorusu giderek daha fazla ortaya çıkıyor. Aynı zamanda Alman Ordusu, Asya-Pasifik bölgesindeki Çin karşıtı varlığını genişletiyor.”

KOALİSYON LGBT’Yİ ONAYLADI MİLLİYETÇİLER MÜCADELEDE

12 Nisan’da, Alman Federal Meclisi, Federal Hükümetin “Kendi Kaderini Tayin Yasası" (LGBT) adını verdiği taslak lehinde oy kullandı.

AfD paralelinde faaliyet yürüten “Aile ve Eşler İçin Herkesin Sözcüsü” Demo Für Alle adına Hedwig v. Beverfoerde, açıklamasında şunları söyledi: “En başından beri bu projenin ciddi sonuçları konusunda uyarıda bulunduk. Cinsiyet girişinin önündeki tüm engelleri kaldırarak, biyolojik cinsiyetleriyle çatışan çocuklar ve ergenler, ergenlik engelleyicileri, karşı cins hormonları ve cerrahi müdahaleler de dâhil olmak üzere geçiş yolunda devam etmeye ikna edilebilir.”

Beverfoerde bu durumu şöyle açıklıyor: "Çocukların korunmasına karşı bu yasa kara bir gündür. Kendi Kaderini Tayin Yasası'nın kabul edilmesiyle, kimlik çatışmaları yaşayan binlerce çocuk ve genç, trans lobisinin cazibesine kapılmış olacaktır.

“Birçok ülkenin ergenlik engelleyicilerinin kullanımını yasakladığı ve sayılarının hızla arttığı bir zamanda bu oylama yapılıyor. İngiliz Sağlık Servisi (‘Cass Review’) tarafından yaptırılan kapsamlı bir çalışma, yakın zamanda isim ve zamir değişiklikleriyle sosyal bir geçişin tıbbi geçişi körüklediğini ve çoğu gencin biyolojik cinsiyetleriyle uzlaştığını gösteriyor. Alman hükümetinin çocuğun yüksek yararını hâlâ önemsediğini kanıtlamasının tek bir yolu var: Uluslararası örnekleri takip etmeli ve ergenlik engelleyicileri, karşı cins hormonlarını ve reşit olmayanlar için cerrahi müdahaleleri yasaklamalı.”

Demo Für Alle, LGBT’nin tehlikeli sonuçlarını önlemek için Almanya’da çalışmaya devam edecek.

ALMANYA’NIN POLİTİKALARINA KARŞI TÜRK TOPLUMUNUN TUTUMU

3,5-4 milyon vatandaşımızın yaşadığı Almanya’daki bu gelişme en çok Türk toplumunu ilgilendiren bir konudur.

Okullarda milliyeti ve kökeni ayırt edilmeden bütün çocuklara LGBT propagandası yapılmakta, uygulamalara göz yumulmakta, karşı çıkanlar dışlanmaktadır. Oradaki vatansever bütün kuruluşlarımız Avrasya yönünde hareket eden kuruluşlarla ilişkiler kurmalı ve ortak mücadele yolları bulmalıdır. Aynı zamanda Türk toplumunu örgütlemek için var olan ve kurulacak kitle örgütleri için önemli bir alandır. Bu yol “Güçlü Devlet Üreten Türkiye” mücadelesine katkıdır.

Almanya Soykırım Gazze Afrika ABD