Almanya’da aile içi şiddette büyük artış: ‘Kadına yönelik şiddet günlük yaşamın bir parçası’

2022 yılında Almanya’da 240 bin 547 kişi aile içi şiddete maruz kaldı. Bir önceki yıla göre yüzde 8,5 oranında artışı ifade eden rakam, Federal İçişleri ve Aile Bakanlıkları ile Federal Kriminal Dairesi’nin tanıttığı bir raporda yer alıyor. 10 Temmuz Pazartesi günü başkent Berlin’de tanıtılan “Aile içi Şiddet” raporunu değerlendiren Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, “Bu tablo herkesi sarsmalı: aile içi şiddet Almanya’da günlük yaşamın bir parçası. Kimse etkilenenleri yalnız bırakmamalı. Aile içi şiddet özel bir mesele değil, toplumun tüm kesimlerinde ciddi bir sorundur. En yakın çevrede şiddet birçok kadını, aynı zamanda çocukları veya bakıma muhtaç olanları da etkiliyor” diye konuştu. Şiddetin sadece vurarak ya da kötü muamele ile başlamadığını da hatırlatan Faeser, “burada psikoterör de söz konusu” diye belirtti. Faeser, “kurbanları güçlendirmek ve olayları şikayet etmeleri doğrultusunda cesaretlendirmek istiyoruz” diye konuştu.

ÖZELLİKLE 30-40 YAŞ ARALIĞI ETKİLENİYOR

Raporda, aile içi şiddetten özellikle kadınların etkilendiğine dikkat çekiliyor. Çiftler arası şiddetin yüzde 9,1 oranında yükselerek 157 bin 818 kurbana ulaştığının bildirildiği raporda, çiftler arası şiddete maruz kalanların yüzde 80,1’inin, genel anlamda aile içi şiddete maruz kaldığı ve yüzde 71,1’inin kadın olduğuna dikkat çekiliyor. Şiddet uygulayan eşlerin yüzde 78,3’nün erkek olduğu kaydedilirken, çiftler arası şiddete maruz kalanların çoğu kez 30-40 yaş aralığında olduğu belirtiliyor. Aile içi şiddette ise özellikle ağırlıklı olarak 21 yaş altındaki kişilerin etkilenmiş olmaları vurgulanıyor.

Rakamları değerlendiren Aile Bakanı Lisa Paus, Almanya’da her iki dakikada bir kişinin aile içi şiddete maruz kaldığını hesapladı. “Her saat 14’ten fazla kadın, çiftler arası şiddete maruz kalıyor” diye konuşan Paus, “Neredeyse her gün bir eş ya da eski eş bir kadını öldürmeye çalışıyor. Açıkça yükselen rakamlar üzücü gerçeği gösteriyor: Kadına karşı şiddet, toplumsal ve günlük bir sorun. Kadınlar üzerindeki gücü korumak için uygulanıyor” diye belirtti. Kadın sığınma evleri ve danışma merkezlerinin bu anlamda önemine işaret eden Paus, “Zor bütçe durumuna rağmen, bu yıl ve gelecek yıl kadın barınakları ve kadın danışma merkezlerinin inşasının finansmanını on milyon avro daha artırabileceğimizden çok memnunum” diye konuştu. Şehir ve taşralarda geniş çaplı ve kolay ulaşılır destek hizmetlerine ihtiyaç olduğunu belirten Paus, “Kadınlar Almanya’nın her yerinde kaçacağı bir alan ve yeterli danışma ve yardım bulabilmeli” ifadelerini kullandı.

KARANLIK ALAN ARAŞTIRMASI BAŞLIYOR

Federal Kriminal Dairesi Holger Münch ise çok sayıda vakanın karanlıkta kaldığını hatırlattı. “Almanya’da her gün 650’den fazla kişi böyle olaylara maruz kaldı” diye hesaplayan Münch, “Bu sebeple bu alanda yardımları hedefe odaklı sunmak ve polisiye önlemleri iyi düşünerek planlamak çok önemli” açıklaması yaptı. Bu hedefe sadece iyi bir veri tabanıyla ulaşılabileceğini ifade eden Münch, “Aile içi Şiddet Tablosu ve çiftler arası şiddet merkezli planladığımız Karanlık Alan Araştırması bu doğrultuda önemli amaca hizmet edecek” diye konuştu. Araştırmanın özellikle kurban ve saldırganları tanımaya yönelik olduğuna dikkat çeken Münch, “Buna yönelik yanıtlar hem baskı hem önleme için değerli ipuçları içeriyor” dedi. Araştırma, mevcut emniyet istatistiklerine ek olarak öngörülüyor.

RAKAMLAR SADECE ARAYANLARA İLİŞKİN

Veriler, somut olarak yardım arayanların sayısının da şiddete uğrayanların ancak bir kısmı olduğuna işaret ediyor. 2022 yılına yönelik verileri paylaşan Federal Aile ve Sivil Toplumsal Görevler Dairesi, 2022 yılında 74 bin 689 kişinin danışma merkezlerini arayarak iletişim kurduğunu paylaştı. Bunların 52 bin 648’i ile danışmak için görüşüldüğünün kaydedildiği raporda özellikle son dönemlerde daha da artan mülteci akımıyla danışma hatlarına yönelik duyuruların daha sık paylaşıldığı bildirildi.

Öte yandan Aile Bakanlığı, karanlık alan araştırması için de kolları sıvadı. İletişim bilgileri nüfus kayıtlarından alınan 22 bin kişinin katılımı öngörülen araştırmanın ilk sonuçlarının 2025 yılında elde olması bekleniyor. İlgili kişilere güncel yaşam koşullarının yanı sıra günlük hayatlarındaki güvenlik ve yüklere dair soruların yöneltilmesi bekleniyor. Araştırmada ayrıca aile içi şiddet, cinsel ve dijital taciz ve emniyet, sağlık, hukuk ve yardım merkezlerine yönelik soruların da sorulması bekleniyor.