21 Ekim 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Almanya’da Cinsiyet Tartışması: Bilim ile hurafe arasındaki çatışma

Son yıllarda transseksüel, biseksüel, non-binary, kuir (queer) gibi toplumsal cinsiyet, namıdiğer “gender” terimleriyle gündelik hayatımızda sık sık karşılaşır olduk. Cinsiyetin kadın ve erkekten ibaret olmadığı, cinsiyetin çok çeşitliliği gibi safsatalar topluma dayatılmakta

Almanya’da Cinsiyet Tartışması:  Bilim ile hurafe arasındaki çatışma
A+ A-

TUĞBA ALMIŞLAR /VATAN PARTİSİ ÖNCÜ GENÇLİK ALMANYA YÖNETİCİSİ

Özellikle batı ülkelerinde özgürlük ve ilerleme adına cinsiyet farkı gibi biyolojik bir gerçeklik reddedilmekte. Çocuklar ve gençler diziler, filmler, televizyon programları ve sosyal medya aracılığıyla etki altına alınıyor. Toplumsal cinsiyet ideolojisi bazı ülkelerde hatta “Kendi Kaderini Tayin Hakkı” yasalarıyla taçlandırılıyor. Bunun en son örneğini Almanya’da görüyoruz. Resmî belgelerdeki isim ve cinsiyet kaydının nasıl değişeceğini 1981’denbu yana düzenleyen Transseksüel Yasası’nın yerine Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasası’nın getirilmesi planlanıyor. Almanya Sosyal Demokrat Partisi, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den oluşan koalisyon hükümeti 30.06.2022 tarihinde hazırladıkları Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasası’nın ayrıntılarını tanıttı. Yeni yasaya göre gelecekte her isteyen nüfus dairesinde basit bir beyanla ismini ve cinsiyetini değiştirebilecek. Cinsiyet kaydı değişimi için öncesinde gerekli olan mahkeme kararı ve mahkeme tarafından talep edilen psikiyatrik raporlar kalkacak. 14 ile 18 yaş arası çocuklar velilerinin izni olması koşuluyla isim ve cinsiyetini nüfus dairesinde değiştirebilecek. Velinin çocuğun kararına itiraz etmesi durumunda çocuğun talebine aile mahkemesi karar verecek.14 yaşını tamamlamamış çocukların ise velileri değişiklik beyanını nüfus dairesine sunabilecek. Ayrıca cinsiyet kaydını bir yıllık bekleme süresinden sonra tekrar değiştirmek mümkün olacak. “Kendi Kaderini Tayin Hakkı” yasa tasarısının yılsonuna kadar Federal Hükûmet tarafından onaylanması bekleniyor.

DAYATILAN CİNSİYET İDEOLOJİSİNE ALMAN BİLİM İNSANLARINDAN TEPKİ

Ancak bu yasa birçok soruyu gündeme getiriyor ve tartışmalara yol açıyor. 1Haziran 2022 tarihinde Alman bilim insanları, öffentlich-rechtlicher Rundfunk’un (kısaltması: ÖRR, Türkçe:kamu yayıncılığı) Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasası’na zemin hazırlamasına da işaret ederek bir açık şikâyet mektubu yayınladılar. Bilimsel gerçeklerin yok sayılarak transseksüellik konusuna ideolojik anlamda yaklaşılmasından rahatsızlık duyan bilim insanları, ÖRR’ye yalan ve yanlış haberlere son vermesi için çağrıda bulundular ve hem Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nu hem de siyasetçileri göreve çağırdılar. Açık mektubu yazanlarla birlikte mektubun ilk imzacıları 120 bilim insanı ve doktordan oluşuyor.(İlk imzaların atılmasından sonraki iki ay içinde imzacı sayısı 1600`lere ulaşmıştır.)

ÖRR’nin transseksüellik hakkındaki yayınlarını inceleyen bilim insanları ve doktorlar ayrıca araştırma sonuçlarını 50 sayfalık bir dosyada topladı. “ÖRR'de biyoloji yerine ideoloji” ismindeki dosya, yayınlanan açık şikâyet mektubunun temelini oluşturuyor. Dosya, çocuk ve gençler için hazırlanan yayınlardan örnekler vererek transseksüellik hakkında sistematik şekilde dayatılan iddiaları ele alıyor.

Aşağıda, ÖRR`nin ideolojik propaganda amaçlı yayınları hakkında bilim insanlarının dosyadaki yorumlarına yer verilecektir.

1) İNTERSEKSÜELLİK, EŞCİNSELLİK VE TRANSSEKSÜELLİKTERİMLERİNİN BİRBİRİNE KARIŞTIRILMASI

İnterseksüellik, eşcinsellik ve transseksüellik terimlerinin birbirine karıştırılması trans-lobisinin stratejisinin bir parçasıdır. İnterseksüellik üzerinden eşcinselliği ve transseksüelliği savunup, interseksüel kişilerin haklarından faydalanmak istenilmektedir. Oysa Uluslararası İstatistiksel Hastalık Sınıflandırması (İngilizce: International Statistical Classification of Diseases; kısaltması: ICD) interseksüelliği cinsel gelişim bozukluğu olarak tanımlar ve bu tür fizyolojik bozuklukları “cinsiyet uyuşmazlığından” ayırır. Trans lobisinin baskısı nedeniyle, ICD-10’un ruh sağlığı bozukluğu olarak adlandırdığı “transseksüalizm”, ICD’nin yeni versiyonu 11’de açıkça böyle anılmamaktadır.

2) BİYOLOJİK CİNSİYET DEĞİŞİR İDDİASI

İnsanların cinsiyetlerini değiştirdikleri gerçek dışıdır, çünkü kimse biyolojik cinsiyetini değiştiremez. Sadece birincil ve ikincil cinsiyet özellikler tıbbi müdahalelerle karşı cinse benzetilir. Trans erkekten erkek ve trans kadından kadın olarak bahsetmek yanlıştır.

3) KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI YASASI

Bugün Almanya’daki transseksüel insanlar, kanun önünde cinsiyetlerini resmen değiştirebilmeleri için uzun ve zor bir süreçten geçiyorlar. “Kimse, kim olduğunu ve kim olmak istediğini, senden daha iyi bilemez.” gibi ifadeler ile Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasası savunuluyor. Bu mantığa göre mesela kendini Hz. İsa sanan veya öldüğünü düşünen Cotard Sendromlu (Yaşayan Ölü Sendromu) bir vatandaşın, olduğunu iddia ettiği kimliği de tanımak gerekir. Ayrıca Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasası`nın kadınlar üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı ediliyor.

4) YANLIŞ BEDENDE DOĞMA İDDİASI

Beden ve ruh bir bütündür. Ruh olmadan beden yaşayamaz ve beden olmadan ruh olmaz. Beden “yanlış” olmaz. Kişi kendisini bedenine ait hissetmeyebilir. Fakat bu durumda sorun bedende değildir. Ruh ve beden arasındaki her türlü cinsel uyumsuzluk, ruhsal bir rahatsızlığa işaret eder. Sonuç olarak ruh tedavi edilmeli, beden değil.

5) DOĞUM YAPAN VE REGL OLAN ERKEK İDDİASI

Bir erkeğin doğum yapması mümkün değildir. Trans ve interseksüel insanlar sadece kadın ise doğum yapabilirler. Aynı şekilde bir erkek regl olamaz.

6) TRANSSEKSÜEL GENÇLERİ İNTİHAR ETMEYE TEŞVİK EDEN HOŞGÖRÜSÜZ TOPLUM İDDİASI

Transseksüel gençlerin intihar oranının, transseksüel olmayan gençlere göre daha yüksek olduğu hiçbir kanıt sunulmadan topluma atfedilmektedir. Birçok araştırmanın gösterdiği gibi, bundan psikolojik komorbiditelerin (bir hastada aynı zaman diliminde meydana gelen iki veya daha fazla hastalığın birlikte bulunması durumudur) sorumlu olabileceğinden söz edilmiyor.

7) KADIN VE ERKEĞİN DOĞASINDA FARK YOKTUR İDDİASI

Kız ile erkek çocuklar arasında davranış farklılıklarının olmadığı, cinsiyetin sadece bir anlatı olduğu, cinsiyetin oyuncak ve giyim ile ortaya çıkan sosyal inşacılık olduğu iddiaları yanlıştır. Kız ve erkek bebekler arasında dahi bariz davranış farklılıkları vardır ve bunlar ampirik çalışmalar ile birçok kez ispatlanmıştır.

8) TOPLUMSAL CİNSİYET VE KUŞAK ÇATIŞMASI

Toplumsal cinsiyeti dayatmanın bir başka yolu da yeni cinsiyet tanımlarını popüler, zamanın ruhuna uygun olarak gösterip, farklı farklı cinsiyet tanımlarına anlam veremeyenleri de homofobik, zamanın ruhuna ayak uyduramayan üst kuşaklar olarak tanıtmak. Fakat mesele kuşaklar arası bir çatışma değil. Çatışan bilim ve ideoloji, iki cinsiyete karşı, cinsiyet seçme özgürlüğüdür.

9) İNTERSEKSÜELLİK CİNSİYETİN BİR ÇEŞİDİDİR VE NORMALDİR İDDİASI

Tıpın interseksüelliği bir hastalık olarak değil de cinsel gelişimdeki farklılıklar olarak adlandırma iddiası yanlıştır. İnterseksüellik neredeyse her zaman ağır hastalık belirtileri ile ilişkilidir. Bu sebeple tıp, interseksüelliği cinsel gelişim bozukluğu olarak sınıflandırır (yeni yürürlüğe giren ICD-11 içinde bu geçerlidir).

10) FEMİNİZME YÖNELİK ‘TRANSFOBİ’ SUÇLAMASI

Trans haklarını eleştiren feminist gruplar ‘transfobi’ suçlaması ile karşı karşıya kalıyorlar. Eleştirileri, trans kadınların rahimlerinin olmamaları veya regl olamamaları gibi gerekçelere indirgeniyor. Oysa eleştirilerin merkezinde trans haklarının kadınların çıkarlarıyla çatışması var.

11) ÇOK SAYIDA CİNSİYET VARDIR İDDİASI

Sadece kadın ve erkek yoktur, birçok cinsiyet vardır gibi söylemler bilim dışıdır. İki çeşit germ hücresi vardır: yumurta ve sperm. Yani biyolojide kadın ve erkek olmak üzere sadece iki tane cinsiyet vardır. Dolayısıyla ikiden fazla cinsiyetin olduğunu göstermenin tek yolu, en azından üçüncü bir germ hücresinin varlığını kanıtlamaktır.

Toplumu Bir Çıkmazın İçine Sokan Toplumsal Cinsiyet İdeolojisi

Görüyoruz ki, kadın ve erkek olmak üzere iki tane cinsiyetin olduğu bilimsel gerçekliği inkâr ederek, kadın ve erkek harici başka cinsiyetlerin olduğu yalanları normalleştirerek bilimin nesnelliğine dahi saldırılmakta. Eşitlik ve özgürlük adına, kültürel yozlaşmanın bayrağını çekenler, gerçekleri dışlayarak, yalanlarını meşrulaştırma çabaları içindeler. Kimliklerdeki cinsiyet girişinin kolaylıkla değiştirilebilir olması ve cinsiyet çeşitliliğinin yasal olarak tanınması biyolojik gerçeği değiştirmiyor. Öyleyse Almanya’da hazırlanan ve kimi batı ülkelerinde uygulanan Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasaları hangi sorunları çözecek? Yasayla hedeflendiği gibi transseksüel ve interseksüel kişilerin hayatı kolaylaşacak mı? Son dönemlerde konuyla ilgili çıkan haberleri incelemek dahi bu soruyu yanıtlamak için yeterli.

Aşağıda olmayan sorunları çözerek, yaratılan sorunlara ilişkin bazı örnekler verilmiştir:

  • Biyolog Marie-Luise Vollbrecht (açık şikâyet mektubunu örgütleyen bilim insanlarından biri) Berlin’deki Humboldt-Üniversitesi’nde toplumsal ve biyolojik cinsiyet üzerine konferans verecekti. Üniversite,bir öğrenci grubunun protesto düzenlediğini duyurduktan sonra güvenlik endişesiyle konferansı iptal etti.
  • İngiltere’de bir felsefe profesörü, insanların biyolojik cinsiyetlerini değiştiremeyeceğini savunduğu için transseksüel lobisi tarafından istifaya zorlandı. Baskılara daha fazla dayanamayan profesör görevinden ayrıldı.
  • Alman Öğretmenler Derneği Başkanı Heinz-Peter Meidinger’e göre, ilkokul ve anaokullarındaki ‘üçüncü cinsiyete’ yönelik tuvalet girişimleri ebeveynler, çocuklar, öğretmenler veya okul yöneticileri tarafından talep edilmiyor. Dışarıdan, siyasetçiler tarafından okullara dayatılıyor. Ayrıca Meidinger, ‘üçüncü cinsiyete’ yönelik tuvaletlerin cinsiyet eşitliğine olumlu bir katkı sağlamayacağı gibi ayrımcılığı da teşvik edeceğini düşünüyor.
  • Erkek olarak dünyaya gelmiş, ancak kendisini kadın ilan etmiş ve sporda kadın kategorisinde yarışmalara katılan sporcular fiziksel özellikleri nedeniyle kadın rakiplerinden daha avantajlılar. Gerçekleşen haksız rekabetler sebebiyle Uluslararası Olimpiyat Komitesi kadın sporcular lehine yeni yönerge yayınladı. Aynı şekilde Uluslararası Yüzme Federasyonu, ergenlik dönemini erkek olarak geçirmiş trans sporcuların kadın kategorilerinde yarışmasını yasakladı.
  • İngiltere’de yapılan bir araştırma sonucu, trans mahkumların kadın cezaevlerinde diğer mahkumlardan beş kat daha fazla cinsel tacizde bulunduğunu gösterdi. Birkaç ay önce ABD’de, kadın cezaevinde trans bir mahkûm (hücredeki) bir kadına vahşice tecavüz etti. Aynı şekilde yine ABD’deki bir kadın cezaevinde trans bir mahkûm iki kadın mahkûmu hamile bıraktığı için erkek cezaevine yerleştirildi.
  • Sunday Times’ın araştırmasına göre, üniseks (her iki cinsiyet için de uygun) umumi soyunma odaları kadınlar için tehlike oluşturuyor. Yüzme havuzu ve spor merkezlerinin soyunma odalarında bildirilen cinsel saldırı ve taciz vakalarının neredeyse % 90’ı üniseks soyunma odalarında meydana geliyor.
  • Yüzlerce cinsel suç davalarına bakmış Alman ceza avukatı Udo Vetter, Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasasının getireceği tehlikelere işaret etti. Vetter, devletin bu yasayla örneğin teşhircilik suçunun cezasız kalmasının önünü açtığına dikkat çekti. Almanya’da teşhircilik suçu sadece erkekler için suç sayılır ve bir erkek kendini kadın ilan ederek rahat rahat alenen teşhircilik yapabilir.
  • Berlin Sosyal Mahkemesi 2021 yılında, bir kapsamında trans bir hastanın jinekoloji kliniğinde mi yoksa üroloji kliniğinde mi tedavi olmasına ilişkin soruyu ele aldı ve belirleyici faktörün hastanın ‘yasal cinsiyeti’ değil biyolojik cinsiyeti olduğuna karar verdi.
  • Londra`daki Tavistock kliniği (İngiltere’nin en büyük transgender kliniği) hakkında, Ulusal Sağlık Servisi (National Health Service) tarafından kapatılma kararı alındı. Ulusal Sağlık Servisi’nin soruşturma kapsamında görevlendirdiği çocuk doktoru Hillary Cass’ın değerlendirme raporuna göre klinik, çocuklara ve ergenlere gerekli muayeneler yapılmadan çok kolayca ergenlik engelleyicileri veriyor. Klinikte tedavi olmuş ve bugün pişmanlık duyan yüzlerce genç ve aileleri toplu dava açmaya hazırlanıyorlar.
  • Erkekler tarafından işlenen suçlar kadınlara atfediliyor. İskoçya’da bir polis, yasal cinsiyet kaydına dahi bakılmadan, bir erkek zanlının kendisini kadın olarak tanımlaması durumunda, işlenen bir tecavüz suçunun kadın tarafından gerçekleştirildiğini kaydediyor. Bir erkeğin kendini kadın ilan etmesiyle veya bir kadının kendini erkek ilan etmesiyle girilen yanlış cinsiyet kayıtlarından elde edilen verilerle olası sorunların görünmez kılınması veya çıkartılan sonuçlarla yanlış kararların alınması muhtemeldir.

Burada sıralanan örnekler buz dağının görünen kısmının ucunun ucu. Görüldüğü gibi kendi kaderini tayin hakkı yasaları sorun çözmüyor, yeni yeni sorunlar yaratıyor. Toplumsal cinsiyet ideolojisi bilimi, sporu, tıbbı, hukuku, kadını, çocuğu, edebiyatı, sanatı, insanın bulunduğu her alanı, insanın merkezde olduğu her şeyi hedef almakta. Bu sebeple ilim yerine LGBT’yi mürşit kabul edenlerin sonu hurafeler dünyasıdır.

LGBT