Almanya’da sözde darbe AfD’yi durdurmak içindir!
Benedikt Kaiser'e göre, kalıcı bir 'sağcı tehlike' inşa etme çabasındalar. Komplocuları sahneleyip 'Reichsbürger' maskaralığı yoluyla 'aşırı sağa karşı mücadele' dalgasında sörf yapıyorlar. Gerçekte, tek muhalefet olan AfD’yi itibarsızlaştırmak ve iktidara gelmelerini önlemek istiyorlar
Atlantik merkezli olarak NATO’nun doğuya doğru genişlemesi ve çok kutupluluğun önlenmesine yönelik adımlardan birisi de, Almanya’da darbe iddiasıyla “Reich Vatandaşları” grubuna ve bazı şahsiyetlere karşı tutuklamalar oldu. Darbeyi engelleme adımları aslında Atlantik'ten bağımsız Almanya programını savunun AfD (Almanya için Alternatif)’nin önünün kesilmesi idi. İtalya’da Meloni'nin, Fransa’da Marin Le Pen'in ve Doğu Avrupa’dan bazı ülkelerin Atlantik'ten uzaklaşmaları, ABD'yi telaşlandırmakta ve özellikle Almanya’yı arkasına alarak bunu önlemeye girişmektedir.
Almanya’nın doğusunda bazı eyaletlerde birinci parti olan AfD, batıda da son darbe operasyonlarına rağmen gelişmeye devam ediyor. AfD’yi tecrit etmek için “aşırı sağcı, ırkçı” gibi sıfatlar kullanılmaktadır. Bu sıfatlar bütün millî güçler, vatanseverler için kullanılmaktadır. Bu sıfatları millî güçlere atfedenler Avrupa Solu, Yeşiller gibi tamamen Atlantik hegemonyacılığının kontrolündeki güçlerdir. Bu gelişmenin daha iyi anlaşılması ve AfD’nin önlenemeyecek olan yükselişini açıklamak bakımından AfD yetkililerinden Benedikt Kaiser’e* sorular yönelttik:
- Reichsbürger (Reich Vatandaşları) ve hükûmeti devirmek iddiası bir komplo gibi görünüyor. Neden böyle bir yolla AfD suçlu ilan ediliyor?
11 Aralık itibarıyla henüz pek bir şey açıklanmış değildi. Ne biliniyordu: “Reich vatandaşları” adını alanlar sohbet ağı kurdular ve hükûmet karşıtı şeyler yazdılar. “Reich vatandaşları” bir anlamda mezheptirler: Federal Almanya’nın bir “GmbH” (anonim şirket) olduğuna inanırlar. 1918'de düşen Alman İmparatorluğu'na geri dönmek istiyorlar. Basına göre monarşiyi diriltmek ve bunun için bir kral atamayı düşündüler. Gerici, amatörce ve popüler olarak halktan soyutlanmış, dışlanmış bir grupla uğraşıyorlar. Suç işlenirse, böyle bir grupla elbette tedbir alınır. Ancak siyaset ve medyanın bundan ne çıkardığı önemlidir. Önde gelen medya, olaydan iki hafta öncesine kadar ev aramalarından haberdar edildi. Sanıkların isimlerini biliyorlardı. Bu “Reich vatandaşları” çok tehlikeliyse neden anında gerekli tedbirler alınmıyor? Neden her şey devasa bir halkla ilişkiler şovu olarak ayarlanıyor? Bariz bir tehlike ve ülke güvenliğine, özgür demokratik temel düzene yönelik ciddi bir tehlike var mıydı?
Aslında bunların standart bir “Antifa”(**) grubu veya büyük bir şehirdeki suçlu gruplardan farkı var mı? Bunlar açık sorular. Anayasayı Koruma Dairesi ve diğer gizli servisler bu soruları aydınlatmak zorunda: Adı geçenler kışkırtıcılar ve ücretli tutulan fanatikler mi?
'AFD’Yİ SAĞCI TEHLİKE DİYE DURDURMAK!'
Gerçek şu ki, AfD ve çevresinde kalıcı bir “sağcı tehlike” inşa etmek istiyorlar. AfD ve çevresi hakkında aşırı sağcı bir tehlike görüntüsü yaratmak için AfD'nin eski bir milletvekili’nin “Reich vatandaşları” ile temas halinde olduğu söylendi. Eskiden Berlin'de yargıç olan bu kişiye karşı iktidar bloğu bir komplo sonucu çıkarıyor. Komplocuları sahneleyip “Reichsbürger” maskaralığı yoluyla “aşırı sağa karşı mücadele” dalgasında sörf yapıyorlar. Toplum “mutlak” bir düşmana karşı kurgulanıyor. Bu başarılı olacak mı? Göreceğiz. En azından bu sefer sol-liberal siyasetin saldırgan eylemi ve yanılmalarına karşı önde gelen medya organlarında şüpheler artıyor. Almanya'da yayınlanan “Cicero” dergisinde, İsviçre günlük gazetesi “Neue Zürcher Zeitungé ve başka medya organlarında şüphe beyanları artıyor.
- Tutuklular hangi kesimden?
Daha önce de belirtildiği gibi, hedef alınanlar kendilerini “Reich vatandaşları” olarak adlandırıyor. Dağınık ve parçalanmış küçük gruplar halinde Almanya çapında yaklaşık 20 bin üyeleri var. Bugünkü gibi kriz anlarında fenomen akışı yoğunlaşıyor. Bu terimle yeni politik yoğunluğu ve saflaşmayı izah etmeye çalışıyorum. Bugün yaşadığımız sosyal, ekolojik ve ekonomik krizler (enerji krizi, mali kriz, göç krizi, enflasyon vb.) yalnızca kendi başlarına analiz edilebilecek ve anlaşılabilecek münferit olaylar değildir. Birlikte ilerler, birleşirler. Sonuç olarak, krizler daha yoğun, daha konsantre hale gelirler. Böylece var olan, baskın olan için yararlı hale gelirler.
Koşullar ve onlardan yararlananlar, daha tehlikelidir. Ama aynı zamanda o kadar karmaşık hale geliyorlar ki bazı kafalarda insan, konuyu anlamak için basit yanıtlar arıyor. Kafa karıştırıcı hale gelen bir dünyayı nihayet basit ve hızlı bir şekilde açıklayabilmek! Böylece, tarikatlarla daha kolay bağlantı kurulabilir. Örneğin, “Reich Vatandaşları” nüfusun geniş kesimlerinde kökleri olmayan, Federal Almanya’nın gerçek olmadığı tezindeki her şeyi, Alman İmparatorluğu (bazen 1871'den, 1914'ten, 1937'den zamanlar) ve sonrasından hayalleri yaşıyorlar. Mümkünse, eski imparatorluğu geri yüklemek istiyorlar. Monarşist-feodal hakimiyetle sorunlar ortadan kalkacaktı. Bu tür kriz “analizleri” tabii ki gerçek değil. Gerçek analize girmemek için durum siyah beyaza boyanıyor. Bunlar gerçeklerden kaçışlar, onları ters yüz etmek ve ideolojik savurganlıklardır.
“Reich vatandaşları” için tutarlı bir siyasi ve ideolojik genel çizgi bulunamıyor, sadece küçük sahneler ve “bilinçsiz bir yığın”a özgü çelişkiler. Ayrıca dayanılan net bir sosyal çevre veya taban yok; katılımcılar tüm sınıflar ve tabakaların bireysel üyeleridir. “Reichsbürger” ideali potansiyel kriz çözücüler değil, ancak kendisi krizin bir sonucudur–genel kafa karışıklığının ve genel muhalifliğin çaresiz sonucudurlar. Ama yine de şunu soralım: Bu kadar marjinal ve tehlikeli bir grup mudurlar? Güya çılgına dönen vatandaşlar aslında 80 milyonluk devlet için somut bir tehdit oluşturuyorlar mı? Bu konuda birçok şüpheler var ve biraz daha sakin ve tarafsız düşünmek gerekir. Tartışma tavsiye edilir, buna ihtiyaç var.
AfD ve onun “Reich Yurttaşları” ile ortak yürümesi hakkında toplumsal histeri ve bağlantı kurmak, bağlantı hatlarını eşitlemek veya inşa etmek veya kabartmak niçin: Gerçekte, tek muhalefeti AfD’yi itibarsızlaştırmak, iktidara gelmelerini önlemek istiyorlar. Bunun için “ilişkilendirerek suçlu” yöntemini kullanmak çokça olduğu gibi kullanılıyor: “A kişisi B kişisini tanıyor, dolayısıyla A, B gibi düşünüyor, dolayısıyla B'nin planlamış olabileceği şeyden A da ortak sorumlu olabilir...”
- AfD, Almanya genelinde gelişmeye devam ediyor. Operasyonlar bu geliştirmeyi durdurmak için olabilir mi?
Almanya'da AfD'yi yıpratmak ve önünü kesmek için çok şey deneniyor.
AfD de ayrıca tekrar tekrar anlamsız gaflar ve hatalar yapıyor. Ama genel olarak, ulusun paryası olarak tasvir edildi ve alenen medyadan, sivil toplum (vb.) tarafından kitlesel olarak dışlanmaya çalışıldı. Ancak AfD'nin böyle olmadığını bilmelisiniz. İdeolojik bir kadro partisi değil yek pare bloktur.
Vatanseverler ve her türden muhalefet üyesi için AfD bir rezervuardır (Toplanma alanı). Bunların arasında piyasacı-liberal güçler de var, sosyal-yurtsever, devletçi olduğu kadar, Batı yanlısı ve Batı karşıtı vb. de var.
İçsel çeşitliliği nedeniyle, AfD ülke çapında göze çarpan tek gerçek muhalefet partisidir.
Bu nedenle izole edilmeli, işaretlenmeli ve sonunda imha edilmelidir.
O kadar çabuk olacağını sanmıyorum. “Reichsbürger” olayından sonraki ilk ankette bile AfD ülke çapında yüzde 15'ten yüzde 15,5'e yükseldi. Büyük bir artış değil ancak bu tür medya ritüellerinin bile partiyi hemen alt edemediğini gösteriyor. Elbette AfD iftira kampanyalarından rahatsız. Daha önce ulaşılamayan bireylerde bağlantı kurmayı ve popülasyonlar oluşturmayı zorlaştırıyor. Bu aynı zamanda hegemonik sol-liberallerin hedefidir. Kampanyanın hedefi: Hâkim kanaat önderliğini pekiştirmek, muhalif hareketleri tasfiye etmek veya en azından toplumun kenarlarında ve hatta ötesinde izole edip paryalaştırmak.
- Tüm bunların NATO'nun doğuya doğru genişlemesiyle ilgisi var mı?
Bu konu açıkça iç siyasetle ilgilidir. Sistemi sol-liberal güçlerin yeniden biçimlendirmesine daha fazla yer yok. Kritik unsurların (Alman devlet geleneğini savunanların) güvenlik aparatından temizlenmesi öngörülüyor. Ama aynı zamanda her yerde var olan bir “sağdan gelen tehlikenin” sahnelenmesi sözkonusu. Bu tehdit öne sürülerek “Hizaya sokulmuş” bir düzenin oluşturulması öngörülüyor. Bu tür projeler için korku yaratmak her zaman için etkili bir tahakküm aracı olmuştur. AfD Danışmanı Marvin T. Neumann “Tagesstimme” çevrimiçi platformunda kısaca şöyle dedi: “Her halükarda, çok etnisiteli, liberal toplum ancak maksimum sansürle hayatta kalabilir. Propaganda, belirli korku mekanizmaları ve yozlaşmış renkliliğin devam eden varlığı toplum karnavalı olarak sürdürülebilir. Ancak böyle bir gelecek, kurumsallaşmış çatışma ve zorla totaliter şişirilmiş bir 'derin devlet'. Bu konuda daha fazla bir şey söylenemez. Umarım Federal Almanya Cumhuriyeti'ndeki Türkiye kökenli yurttaşlar oyunu görüyordur!”
Benedikt Kaiser’in açıklamalarından anlaşılacağı gibi bütün Avrupa’da olduğu gibi Almanya’da da millî devleti savunan güçler şahsında AfD ilerleyecektir. Küresel saflaşma, Atlantik hâkimiyetinin geri dönüşü olmayacak şekilde çöktüğü şartlarda Avrupa’yı arkasında tutmak için her yolu deniyor. Almanya’daki darbe senaryosu tam anlamıyla bir Atlantik operasyonudur ve Almanya’nın devlet olarak bağımsızlığını savunların tasviyesini amaçlamaktadır. AfD’nin tasfiyesini esas alan bu operasyon tam tersi sonuç verecek ve Avrupa sathında görüldüğü gibi Atlantik’ten uzaklaşan güçler gelişmeye devam edecektir.
DİPNOT:
* Benedikt Kaiser, Chemnitz'de (Saksonya) siyaset bilimi okudu. Araştırma görevlisi, editör ve yayıncı olarak çalışmaktadır. Kaiser politik alanda faaliyet gösterir. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin konformist olmayan kampında yorumcu ve analist. Siyasi anlayışı “Dayanışmacı Vatanseverlik”tir. Kaiser düzenli olarak Die Kehre ve Sezession, Komentar gibi ulusal ve uluslararası dergilerde yazılar yazmaktadır (Macaristan) ve Tekos (Belçika). Fransa'dan önemli dergiler için - éléments ve Nouvelle Ecole – için Almanya muhabiridir.
(**) Antifa hareketi, ABD'de faaliyet gösteren ve hedeflerine politik reform yerine doğrudan eylem yoluyla ulaşmayı amaçlayan özerk eylemci grupları içeren militan, sol kanatlı, antifaşist bir politik aktivist harekettir.