Altaylı savcıyı hedef aldı

Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin davada sanıklardan Enver Altaylı, soruşturma ve duruşma savcısının, cinayete kendisini bulaştırmak için çaba gösterdiğini iddia etti. Altaylı, “Sayın savcı rabbimin sillesini elbette yiyecek. Elinden geleni ardına koyma sayın savcı. Seninle bu dünyada hukuk önünde hesaplaşacağız. Öbür dünyada da yaptıklarının hesabını rabbime vereceksin.” dedi.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile eski istihbaratçı Enver Altaylı'nın da aralarında bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar Levent Göktaş, Mehmet Narin, Aydın Köstem, Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ile taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır ile başka suçtan tutuklu Enver Altaylı ise cezaevinden SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı.

Davada tanık olarak dinlenen Aslıhan Yıldız, “Sanıkları tanımıyorum. 2002 yılında ABD Büyükelçiliğinde çalışıyordum. Portakal Çiçeği sokağında elçiliğin lojmanı vardı. Olay günü de akşam 7'den sonra oradaydık. Lojmanlara uzak mesafede araç içindeydik. Daha sonra Kuğulu Park'tan aşağı gidince çok fazla polis aracı gördük. Aşağı gidince polisler bizi durdurup kimlik kontrolü yaptı.” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ İFADESİNİ HATIRLAYAMADI

Cinayet gününde silah sesi duymadıklarını kaydeden Yıldız, “Dikkatimizi çeken bir durum olmadı. Cinayeti ertesi gün öğrendik. 1-2 gün sonra da emniyetten ifadeye çağrıldık.” şeklinde konuştu.

Mahkeme Başkanı’nın, önceki ifadesinde olay günü şüpheli bir araçtan bahsettiğine ilişkin beyanlarını hatırlatması üzerine Yıldız, bu konudaki soruyu, “22 yıl önce olduğu için çok net hatırlamıyorum. Ama doğrudur. Eğer bunu üslerimize rapor olarak bildirmişsem doğrudur.” şeklinde cevapladı.

Tanık ifadeleri sonrasında Cumhuriyet Savcısı, Fetullah Gülen ile ilgili nüfus kaydı durumunun Adalet Bakanlığı aracılığıyla Dışişleri Bakanlığından sorulmasını, sanık Nuri Gökhan Bozkır'ın mevcut delil durumu ve kaçma şüphesi nedeniyle tutukluluk halinin devamını istedi.

Sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır da "Bu bir cinayet davası. Tek somut delil olan ADD'deki görüntüleri bulduğunuz için mahkemenize teşekkür ediyorum. Benim orada şüpheli şahıslar arasında olmadığım ortaya çıkmıştır. Keşifle, takiple suçlandığım bu davada, ADD konferansı ve MİGROS görüntülerinde olmadığım nettir. 1 gün bile tutuklu kalmamam lazım.” şeklinde konuştu.

'YAPTIKLARININ HESABINI RABBİME VERECEKSİN'

Enver Altaylı da savcının bu işe kendisini bulaştırmak için olağanüstü çabaları olduğunu savunarak şöyle devam etti:

“Hukuku ayaklar altına alan bu filmleri yapan zatın, savcılık makamında oturmasına devletim adına üzülüyorum. Benim alnım açık. Milletime olağanüstü hizmetlerim oldu. Türkiye'de hukukun ayaklar altına alınmadığını gösteren bir karar verin. Ben burada rabbim ile beraberim.

"Sayın savcıyı rabbime havale ediyorum. Rabbimin sillesini elbette yiyecek. Elinden geleni ardına koyma sayın savcı. Seninle bu dünyada hukuk önünde hesaplaşacağız. Öbür dünyada da yaptıklarının hesabını rabbime vereceksin. Ülkem adına utanıyorum, yazıklar olsun.”

TAKİP EDEN ŞÜPHELİLERİN ARAŞTIRILMASI İSTENİLDİ

Davanın sanıklarından Levent Göktaş, mahkemeden, “Eskişehir ADD'de tespit edilen kişilerin görüntülerinin ve Migros'ta Hablemitoğlu’nu takip ettiği belirtilen 3 kişinin görüntülerinin ANKARA TEM'e gönderilmesini talep ediyorum. Çünkü Kapan diye programdan bu kişilerin tespiti yapılabilir.” şeklinde talepte bulundu.

Göktaş'ın avukatı ise Hablemitoğlu’nun evini gören apartmanın kamera kayıtlarının delil listesinden çıkarıldığını, bu kayıtların akıbetinin belli olmadığını iddia edip duruşma savcısına yönelik eleştirilerde bulundu. Diğer sanıklar da haklarında uygulanan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını ve beraatlerine karar verilmesini talep etti.