Altın madeninin faaliyeti durduruldu
Erzincan’ın İliç ilçesinde kurulu olan altın maden şirketi 5 gün sonra siyanür sızıntısını doğruladı. Açıklamanın ardından bakanlık, maden şirketinin faaliyetlerinin durdurulduğunu duyurdu
Erzincan’ın İliç ilçesinde faaliyet gösteren Türk ve Kanadalı firmanın sahip olduğu Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından işletilen maden işletmesi kompleksinden su kaynaklarına siyanür sızmasına ilişkin şirketten 5 gün sonra açıklama geldi. Şirket, dökülen siyanür miktarının 8 kilogram olduğunu ve temizlendiğini öne sürdü. Şirketin açıklamasının ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, madenin faaliyetlerinin durdurulduğunu ve çevresel iyileştirme çalışmaları tespit edilene kadar tesisin faaliyetlerine izin verilmeyeceğini duyurdu.
İnternet sitesi üzerinden açıklama yapan Anagold Madencilik, 21 Haziran günü bir döküntünün meydana geldiğini doğrulandı. Ancak şirket yaptığı açıklamada sosyal medya ve kamuoyuna yansıyan haberlerde yer alan 20 ton siyanür iddiasının ise gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. Açıklamada şöyle denildi: “Maden sahasında gerçekleşen solüsyon döküntüsünün içerisindeki toplam siyanür miktarı yaklaşık 8 kg'dır. Sosyal medyada yer alan asılsız iddialara göre tonlarca siyanür döküntüsü olduğu ve Fırat Nehri'ni etkilediği iddiaları tamamen yanlıştır.”
ŞİRKETE EN ÜST SINIRDAN CEZA
İliç Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ilçe jandarma komutanlığı tarafından oluşturulan bir ekip, 22 Haziran 2022 günü bölgeye giderek gerekli araştırma ve incelemelerde bulunmuştu. Çevre kirliliğine neden olan madene üst sınırdan 16 milyon 441 bin lira idari para cezası veren Bakanlık, savcılığa da suç duyurusunda bulunmuştu. Bakanlığa bağlı Çevre Denetim ekipleri, gerekli analizleri yapmak üzere numuneler topladı. Yapılan incelemede; boru hattından kaynaklanan sızıntının tesis sınırlarının dışına taşarak eğimli arazide aktığı, mevsim itibarı ile alt kotta bulunan dere yatağında herhangi bir su akışı bulunmadığı, dolayısıyla kuru dere yatağına ulaşan herhangi bir kirlilik olmadığı açıklandı. Ancak söz konusu tespitin analiz raporları ile de teyit edilebilmesi amacıyla Çevre Laboratuvarı tarafından gerekli analizler yapılmak üzere numuneler alındı. Temizleme çalışmalarının yeterli olup olmadığının tespiti için de 27 numune daha alındı.
‘İDDİALAR ÇELİŞİYOR, KAYGILIYIZ’
Aydınlık’a açıklamalarda bulunan Kemaliye Belediye Meclis Üyesi ve Sarıçiçek Doğa Koruma Derneği Başkan Yardımcısı Etem Kılıç, Kemaliye ve çevresinin eşsiz özellikleriyle hem doğal hem kültürel birçok dünya değerine sahip, evrensel bir alan olduğunu belirtti. Kılıç, “Bu bölge yakınlarında faaliyet gösteren başta altın madeni olmak üzere demir, bakır gibi maden firmalarının akınına uğramış durumda. Son günlerde İliç altın madeninden zehirli atıkların kuru derelere ve hatta karasu ırmağına karıştığı gözlenmektedir. Bu konuda bizim bir gözlem ve tahlil yapma olanağımız maalesef yok. Resmî kurumlar ile kamera kayıtları ve iddialar çelişiyor. Kaygılıyız. İliç de olan biteni öğrenemiyoruz. Resmî açıklama ile idare ediyoruz” diye konuştu.
‘DENETLEME EKİPLERİ YOK’
“İşin ilginç tarafı dünya çapında altın madenine izin veriyorsunuz ama oluşacak tehlikelere karşı ne bir laboratuvar ne bir gözlem kulesi ne bir ciddi çevre denetleme ekibi yok” diyen Kılıç, şöyle devam etti: “Ağır metal tahlilleri yapan yerler Ankara'da. Pahalı tahliller. Bu bölgede devlet acilen planlı takip, denetleme ve günlük tahlil yapılan sistemleri kurmak zorunda.”
‘HER GELENE RUHSAT VERİYORLAR’
Yukarı Fırat havzasının çok değerli, doğal ve tarihi alanlar olduğunu anlatan Kılıç, “Birbirinden lezzetli farklı lezzette su kaynaklarının bulunduğu bu bölgeden tutun da ta Basra körfezine kadar alan, bu madenler yüzünden tehdit altında. Sivas, Divriği, Kemaliye, Arapgir, Malatya; bu bölgelerin su havzası Sarıçiçek Yaylası ve etkileşim bölgesi. Bu bölge tamamen demir madeni ruhsatı alan firmaların talanı haline geldi. Ankara'da oturup bölgeyi ve ekolojik dengeyi bilmeyen yetkililerin, her gelene maden ruhsatı dağıttığı iddiaları var. Olacak şey değil. Bir yanda çok tehlikeli altın madeni diğer yanda yaylalarımızı tehdit eden demir madenleri, bölgeyi yok edecek büyüklüğe ulaşmak üzere. Ne yapalım? Bizi bu coğrafyadan silmeye kalkan bu hoyrat girişimlere kapılıp bu eşsiz dünya bölgesini yok mu edelim? Reddediyoruz. Dünya su krizine girerken en değerli su kaynaklarını ve eşsiz kentlerimizi bu vahşi madencilere mi verelim?” diye konuştu.
‘ÇALTI ÇAYI BÖLGESİ İNCELENMELİ’
Sariciçek yaylasında ve Divriği ile arada kalan bölgede ayrıca Çaltı çayını besleyen küçük derelerde de demir maden işletmelerinin tehdit oluşturduğunu belirten Etem Kılıç şöyle devam etti: “En ufak bir yağmurda kuru derelere dökülen pasalar, Çaltı çayına akıyor ve karasu ırmağına doluyor. Yakın bir gelecekte Keban Baraj Gölü iflas edecek. Elazığ DSİ, Çaltı Çayı bölgesini acilen incelemeli.”