23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Amatör tiyatrolar mekan istiyor

Evlerde veya kafeteryalarda prova yapan amatör tiyatro toplulukları, imkansızlıklara rağmen oyun çıkarıyor. Sahne Oyuncugiller topluluğu, uyuşturucu tehlikesini tiyatro sahnesine taşıdı

Amatör tiyatrolar mekan istiyor
A+ A-
ALİ ULUSOY

Uyuşturucu bağımlılığı konusunu tiyatro sahnesine taşıyan “Sahne Oyuncugiller” tiyatro topluluğu, prova yapacağı bir mekana ihtiyaç duyuyor. Tamamen gönüllü bir oluşum olan topluluğun en büyük ihtiyacı, aynı sorunu yaşayan birçok amatör topluluk gibi, hem prova yapabilecekleri hem de gösterilerini sunabilecekleri sabit bir mekan. Topluluğun üyeleriyle tiyatro sevdasına başlama maceralarını, oyunlarını ve yaşadıkları zorlukları konuştuk.

Sahne Oyuncugiller, oyunlarını doğrudan hayatın içinden çıkarıyor. Mart ve Nisan aylarında sahneye koydukları oyunlardan birisi olan “Kahverengi Hayatlar”, uyuşturucu bağımlılığının bir gencin hayatını nasıl mahvettiğini sarsıcı biçimde ortaya koyan bir oyun oldu. 31 Mart’ta Ataşehir Novada AVM Cemal Süreya Kültür Merkezinde izlediğimiz oyun, aileler ve gençlerin uyuşturucu tehlikesine karşı farkındalık kazanması açısından oldukça etkileyici bir içeriğe sahip, gerçek hayat hikâyesinden uyarlanmış bir oyun. “Bugün Bana Yarın Sana” adındaki diğer bir oyunları ise huzurevlerini konu alıyor. Tek perdelik “trajikomedi oyun” olarak sunulan gösteride de küresel salgın döneminde huzurevlerinin yoğunlaşması konu ediliyor.

Amatör tiyatrolar mekan istiyor - Resim : 1

Sahne Oyuncugiller ile Erkan Yücel Kültür Merkezi’nde (EKM) buluştuk. “Oyuncugiller” gibi çoğul bir ifadeyi kendilerine isim olarak almış olan topluluğun üyeleri, söyleşimize de toplu halde geldiler ve tüm içtenlikleriyle çevremizi sardılar. Sohbetimize kendilerini tek tek tanıyarak ve tiyatro macerasına nasıl başladıklarını öğrenerek başladık. Konu konuyu açtı ve tiyatroların sorunlarına kadar geldi. Aralarındaki birlik, dayanışma, sevgi ve uyum öyle güzel ki sekiz kişiyle yaptığımız söyleşi, sanki tek bir kişiyle konuşuyormuşuz gibi ya da sanki provası alınmış bir oyun gibi, akıcı bir sohbete dönüştü. Tiyatroya dair yaptıkları tarif ise oldukça etkileyici:

Amatör tiyatrolar mekan istiyor - Resim : 2

“Tiyatronun en güzel tarafı; normal hayatta, mesela çevreyi temizleyen bir insanı gördüğünüzde, onu sadece görüp geçebilirisiniz. Ama sahnede, sadece etrafı temizleyen birini oynayan bir oyuncuyu izlediğinizde, onu alkışlarla karşılayabiliyorsunuz. Aslında hayatın merkezinde olması gereken bir şey tiyatro.”

“Sahne Oyuncugiller”i tanıyalım.

İbrahim Özaydın: 2018’den beri Sahne Oyuncugiller’le birlikte çalışıyorum. Daha önceden Elazığ Şehir Tiyatrosunda çalışıyordum. Ondan önce de Antalya’da Kepez Belediye Tiyatrosundaydım. İstanbul’a geldikten 2-3 ay sonra Derya ile tanıştım. Kafalarımız da uyuşunca beraber tiyatro yapmaya başladık. Tiyatrodan başka tutunacak dalımız da yoktu zaten. Bizim gibi insanlar öyledir aslında, sahneye çıkmadığın zaman sürekli batıyor gibisin. Var olduğumuzu hissettiğimiz tek yer sahne. İstanbul’a geldiğimde sahne arkadaşlarıyla tanışmak benim için büyük bir şanstı. 4-5 yıldır beraber çalışıyoruz ve çok güzel oyunlar çıkarıyoruz. “Bugün Bana Yarın Sana” adlı oyunumuzdan çok umutluyum.

Murat Akcan: 1999 yılından beri bilişimle alakalı birçok iş yaptım. Sahne hayatım aslında zeybek solistliğiyle başladı. Son 5 yıldır da oyunculukla ilgilenmeye başladım. Tiyatro yapma cesaretini bana Derya hocamız verdi. Oynadığım oyunlardan “Kahverengi Hayatlar”, aslında insanların hayatta görmek istemedikleri bazı şeyleri gösterebilir miyiz düşüncesiyle çıktı.

Nisan Çelik: 8 aydır bu ekibin içindeyim. Yıllardır bir tiyatro grubunda yer almak istiyordum. Çok severek beraber olduğum, yer almaktan gurur duyduğum bir topluluktayım.

Ebru Kalyon: Benim ekibe katılışım tesadüfi oldu. Önceden başka bir tiyatro topluluğundaydım. Tiyatro yapma isteğimde bana, üyesi olduğum Vatan Partisi’nin Bahçelievler İlçe Başkanı destek olmuştu ve bir tiyatro hocası getirmişti. O hocamın bir oyununda tesadüfen şimdiki yönetmenimiz Derya hoca ile tanıştım. Sonradan onun ekibine dahil oldum. Bu ekibin bir amacı var ve bence bu çok önemli. Amacı olmayan bir ekiple de olmak istemem zaten. Burada arkadaşlık ve samimiyet çok güzel. İki yıldır buradayım. Şu an çıkardığımız iki oyunu da çok seviyorum. “Kahverengi Hayatlar” sosyal içerikli bir oyun. “Huzurevi” de aslında öyle, ikisini de birbirinden ayırmıyorum. Umarım yeni oyunlar çıkana dek bu şekilde devam ederiz.

Onur Özgün: Ben oyunun rejisiyim. Derya ile arkadaştık. Tiyatronun ortak uğraşımız olduğunu öğrenince bir araya geldik. Asıl çıkış noktamız çocuklardı. Benim bir çocuğum var. Derya da çocuk. Çocuk ruhlu olduğu için aramızdaki iletişim çok güçlü oldu. Bu sayede yola çıktık. 5 yıldır birlikteyiz, çeşitli projelerimiz var. Gönüllülük ilkesiyle yola çıktık, çok güzel bir grubumuz var. Ekibe katılan veya ayrılanlar oluyor ama buradakiler kemik kadro. Arkadaşlıktan öte bir bağ var burada.

İlhan Özdemir: 6 yıldır Derya hocamızla birlikte tiyatro ve kamera önü oyunculuk eğitimleriyle birlikte bir aile gibiyiz. Dışarıdaki insanlara tiyatroyu, arkadaşlığı ve sevgiyi bir bakıma anlatmaya çalışıyoruz. En büyük isteklerimizden birisi, insanların çocuklarına bir şeyleri aşılaması. Şu an sokaktaki insanları gördüğümüz zaman üzülüyoruz. İstiyoruz ki herkes tiyatroyu sevsin, sanatı sevsin ve bir şekilde adım atmaya başlasın. Derya ile başladığımızda bir insanların peşinden koşuyorduk, şimdi ise insanlar bize katılmak istiyorlar, ailemiz giderek büyüyor. Herkesi çok seviyorum.

Servet Aslan: Ben aslında kameramanım. 2013’den beri dizi, reklam gibi büyüklü küçüklü birçok işte yer aldım. Pandemi döneminde Derya’yla ve tiyatroyla tanıştım. Sinema sektöründen geldiğim için, tiyatro ile tanışınca çok etkilendim. Çünkü tiyatrodaki insanlar çok daha samimi ve sanata çok değer veriyorlar. Ayakta tutmaya çalışıyorlar. Bir buçuk yıldır bu ekipteyim ve çok güzel insanlarla tanıştım.

Amatör tiyatrolar mekan istiyor - Resim : 3
‘Kahverengi Hayatlar’ oyunundan

‘BELEDİYELERİN YANITI: DOLUYUZ!’

Sahne Oyuncugiller’in yönetmeni Derya Altınöz sorularımızı yanıtladı.

  • Tiyatro topluluğunu bir araya getirip yönetmenliğini üstlenmeniz nasıl oldu?

Aslında yönetmenliği kabul etmiyorum, biz hepimiz biriz diyoruz. Benim amacım insan kazanmak. Sanatı seviyorum. Bu kadar güzel insanları bir araya toplamak benim hoşuma gidiyor. Enerjilerimiz tutuyor. Neden bir şeyler yapmıyoruz dedim. Birlikten kuvvet doğar dedim ve bir araya gelirsek çok güzel işler yapacağımıza inandığım için bu ekiple birlikteyim.

  • Yaptığınız işe karşı müthiş bir heyecan, istek ve bağlılık var. Bu sinerjiyi nasıl yaratıyorsunuz?

Önceliğimiz para değil de o yüzden. Bu işi gönül bağıyla yapıyoruz. Önceliğimiz insanlara bir şeyler vermek. Profesyonel veya ünlü sanatçılar tanıyorum. İşin içine para girdiğinde insanların tiyatroya bakış açısının değiştiğini gördüm. “Ben rolümü yapar giderim.” mantığı var ama asıl tiyatro bu değil. Tiyatro dekoru taşımaktır, koymaktır, hep beraber ekipçe toplamaktır. Sanat budur. Sahneye çıkıp replik atmak değildir. Yoksa yoldan geçen adamı çevirip şu iki repliği söyle deyin, yapar. Böyle basit sanıyorlar bu işi, çok yanlış.

  • Bir oyun nasıl ortaya çıkıyor?

Oyunu hayattan alıyoruz. Absürt oyunları sevmiyorum. Anlamı olmalı, insanlara bir şeyler vermeliyiz. İlk önce ben analiz yapıyorum. Oyuncuları tanıdığım için rolleri dağıtıyorum. İlk önce tabi oyunu sevmeliyiz, kafamızda oyunu güzelleştiriyoruz, sonra oyuncularımıza rolleri dağıtıp güzel bir iş çıkacağını biliyoruz zaten.

  • Ne gibi teknik zorluklarla karşılaşıyorsunuz? İhtiyaçlarınız neler?

Evde, çay ocaklarında, kafelerde prova almaya çalışıyoruz. Kışın soğuğunda kafe kafe dolaşıp bize prova yeri için müsade etmelerini istediğimi hatırlıyorum. Dekorlarımızı koyabileceğimiz bir depomuz bile yok. Her şeyi evde yapıyoruz. Öncelikli ihtiyacımız Kadıköy gibi merkezi bir yerde düzenli prova alabileceğimiz bir mekan.

  • Oyunları izleyiciyle buluşturmak için sahne bulmak nasıl oluyor?

Belediyelerle görüşüyoruz ama genellikle aldığımız cevap “doluyuz” oluyor. Çok zorlanıyoruz. Sezon başında gidiyoruz ve 3-4 ay boyunca hep dolu olduğu söyleniyor. Bu bana çok gerçekçi gelmiyor. Çünkü önceliği tanıdıklarına veriyorlar.

Asıl ihtiyacımız prova alabileceğimiz sabit bir yerimizin olması. O zaman provanızı aldığınız mekanda gösterinizi de sunabiliyorsunuz. Öyle imkanlarımız olsa neler yaparız. Bizim yaptığımız şu an enstruman sahibi olmadan müzik yapmaya çalışmak gibi.

Bu sadece bizim problemimiz de değil. Birçok gönüllü ekibin mekan probleminden dolayı bir araya gelemediğini görebiliyoruz. Bugün “sanata ve sanatçıya destek veriyoruz” sözü hep söyleniyor ama gerçekten sanatın ve sanatçının arkasında duran belediye veya kurum çok az. Hep birilerinin arkasından yürümen veya birilerinin selamı ile gitmen gerekiyor ki kapıları açsınlar. Gerçekten bu tip imkanlar sağlansa, emin olun öyle ekipler, öyle oyuncular çıkar ki… Hadi diyelim biz kendi imkanlarımızla iyi kötü bir şeyler yapıyoruz ama bunu bir başkası nasıl başarabilecek?

Tiyatro Sahne Oyuncugiller topluluğu