Amerika, Avrupa’yı bitmeyecek bir savaşa zorluyor!
Rusya’nın Ukrayna’daki operasyonu Avrupa’da giderek artan derin bir ekonomik krize neden oluyor. ABD’nin savaşı uzatmak için başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki devletlere silah üretimi ve sevki için baskı yapması da siyasi krize neden oldu. İşte Almanya’daki yansımaları…
Sanayi ve politika, yeni Savunma Bakanı'nın daha çok silah fabrikası kurmasını bekliyor. Berlin'in askeri kredilerinin 100'den 300 milyar avroya çıkarılması görüşülüyor.” (German Foreign Policy, 17 Ocak 2023.)
Almanya koalisyonu, istifalara yol açacak kadar Ukrayna’ya silah sevkiyatına zorlanıyor. Başbakan ve istifa eden Savunma Bakanı’nın kararsızlığı krizin sebebi olarak değerlendiriliyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz istifa eden Lambrecht’in yerine Aşağı Saksonya İçişleri Bakanı Boris Pistorius’u seçti. Yeni Savunma Bakanı’nın ilk görevleri arasında Alman Leopar tanklarının Ukrayna’ya sevkini sağlamak da var. Medyada bu görev, yeni bakana soğuk duş olarak yorumlandı.
Tek kutuplulukta direten ABD, Avrupa’yı, özellikle Almanya’yı, Rusya’ya karşı “sonuna kadar savaş”a zorluyor. Bu zorlama, sanayicilerin kopmaz bağları ve karşı çıkmalarına rağmen Çin’e karşı tutumu sürdürmek, Alman devlet geleneklerine rağmen Rusya’yı her yönden hedef almak şeklinde cereyan ediyor. Öyle ki, Batı tarafından Kuzey Akım-1 ve 2’ye sabotajı Rusya’nın yaptığı saçma iddiasında bilinçli olarak ısrar ediliyor. Rusya’dan Afrika’ya iletilen gübre nakli AB tarafından engelleniyor ve dünyanın gıda krizine girmesi tetikleniyor. “Rusya’yı yerle bir etme (Russland ruini eren)” çağrısı yapan Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Rusya Devlet Başkanı Wladimir Putin için uluslararası yargılama yolunu açmak için çalışıyor.
NATO karşıtlığı, Atlantik merkezi tarafından zorla önlenmeye çalışılıyor. NATO’nun gittikçe artan zorlamalarıyla da AB ve Almanya’daki kriz derinleşiyor. Bunun neticesi olarak da Almanya’daki koalisyon hükümetinde istifalar patlak verdi.
SİLAHLANMA İVME KAZANMALI
Alman silah tekelleri, savunma uzmanları ve NATO merkezi, istifa eden Savunma Bakanı Christine Lambrecht'in halefi için programı hazırlamışlar. Görevlerden biri de, yeniden silahlanmanın muazzam bir ivme kazanması. Ukrayna'ya uzun vadede her türlü askeri destek sağlanmalı, azalan silah depolarını doldurmak için yeni silah fabrikaların inşası hızlanmalı... Özellikle Ukrayna için mühimmat üretimi özel bir yer tutuyor. NATO verilerine göre, Ukrayna silahlı kuvvetleri günde 10 bine yakın top mermisi ateşliyor. Bu ABD'nin aylık üretiminin (14 bin) üçte ikisi kadar tutuyor. Federal Meclis'in Savunma Komiseri Eva Högl, "Siyaset ve endüstri"nin "hangi yeni üretim hatlarına ihtiyacımız olduğuna dair birlikte bir plan geliştirmesi" gerektiğini talep ediyor. NATO'da, -İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin yaptığı gibi- “değişikliklere” ihtiyaç olduğu söyleniyor. Jens Stoltenberg bir yandan Ukrayna'ya silah sevkiyatını öte yandan NATO üyelerinin de Kiev’e silah desteğini sürdürmesi için "üretimi artırmayı" talep ediyor. İttifakın Brüksel'deki karargâhında "İkinci Dünya Savaşı ile paralellik kuruldu" deniliyor. O dönemde ABD "savaşa 2 binden az uçakla girdi" ama sonunda "300 bin uçak inşa etti" deniliyor. Alman Meclisi'nin silahlı kuvvetlerden sorumlu komiseri Eva Högl’e göre, "Yeni üretim kapasiteleri olmadan yapamayız." Savunma Komitesi Başkanı Sara Nanni de (Yeşiller), "Önümüzdeki birkaç yıl içinde üretimi artırmamız gerekecek" diyor.
Ukrayna birlikleri geçen yaz günde 5-6 bin top mermisi ateşlerken, bu rakam şimdi günde 10 bine çıktı. Bunun Ukrayna'ya yapılan tedarikler açısından sonuçları şöyle: ABD savaştan önce aylık ürettiği top mermisi sayısını 14 bine çıkardı. Washington, bu bahara kadar sayıyı ayda yaklaşık 20 bine çıkarmayı ve ardından da 2025'e kadar ikiye katlamayı planlıyor. Tabii ki, bu bile Ukrayna için öngörülen en yüksek tüketimi karşılamaya yetmiyor. Rheinmetall de cephane üretimini buna göre artırıyor. Şirket, 2022'nin sonunda İspanyol mühimmat üreticisi Expal Systems'i devraldı ve Aşağı Saksonya, Unterlüss'te yeni bir fabrika, ayrıca Macaristan ve Várpalota'da bir patlayıcı fabrikası inşa ediyor. Orada 2024'ten itibaren orta kalibre mühimmat üretilecek.
RUSYA İLE MÜHİMMAT YARIŞI
Savunma Bakanının istifasına yol açan süreç geçen yıl başladı. GFP 16 Aralık 2022’de şu değerlendirmeyi yaptı: Ukrayna’yı “son neferine kadar savaşa devam” diye kışkırtan Batı, bu talebin karşılanması için yeterli savaş gereçlerini de ulaştırmayı öngördü. Silah tekeli Rheinmetall, mühimmat üretimi için yeni tesisler inşa ettiğini ve fabrikalarının üretimini hızlı bir şekilde artıracağını duyurdu. Ukrayna silahlı kuvvetleri o kadar çok ateşliyor ki, Batılı silah üreticileri mühimmat yetiştiremiyor. Haftalık tüketim, ABD'nin aylık üretiminin üç katının üzerinde. Üretim kapasitesinin inşasında var gücüyle ilerleyen sadece ABD değil. Alman Rheinmetall de, özellikle bir İspanyol mühimmat fabrikasını devralarak üretimini de artırıyor. NATO ülkelerinin hedefi, Rusya'nın cephane üretimine yaklaşmak.
SİLAH SANAYİİ KOALİSYONU ZORLUYOR
Bu bağlamda tüm sektör yoğun bir işbirliği için Koalisyon’a bastırıyor. Rheinmetall'in patronu Papperger, "büyük hacimli yatırımları vaktinde gerçekleştirebilmek" için "siyasetten gelecekteki satın almalarla ilgili planlama" istiyor. Alman Güvenlik ve Savunma Sanayii Federal Birliği'nin (BDSV) Genel Müdürü Hans-Christoph Atzpodien, bir sonraki savunma bakanıyla ilgili olarak şunları söylüyor: "Sanayicilerle işbirliği yapma isteğinin mümkün olduğunca belirgin olacağını umuyoruz.” Högl bu talebe katılıyor: "Siyaset ve ekonomi, hangi yeni üretim hatlarına ihtiyacımız olduğuna ve mevcutlardan neyin işe yaradığına dair birlikte bir plan geliştirmeli."
Alman askeri bütçesinin öngörülen silahlanma planları için yeterli olmadığı görüşü hakim. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “11/12 Temmuz NATO zirvesine kadar bazı üye devletlerin yüzde iki katkı barajını minimum hedef olarak ilan etmelidirler” dedi. Polonya bu yıl kendi savunma bütçesini ekonomisinin yüzde üçüne çıkarmak istiyor ve uzun vadede yüzde beş hedefliyor. ABD, yüzde 3,47 ve Yunanistan'ın yüzde 3,76’ya ulaştı. Högl, finanse edilen ek harcamanın 100'den 300 milyar avroya çıkarılmasını da istiyor.
NATO’NUN HIZINA YETİŞEMEDİLER
“Savunma Bakanı Lambrecht'in istifası, Başbakan Scholz'a da gölge düşürdü.” Alman Devlet Kanalı ARD’den Alfred Schmidt Savunma Bakanı’nın istifasını “ikili liderlik boşluğu” olarak yorumladı. Schmidt özetle, “Savunma Bakanı Lambrecht'in (SPD) istifası ikili bir liderlik başarısızlığı gösteriyor. Bakan ve Başbakan durumun ciddiyetinin farkında değiller: Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı tırmanıyor, Alman ordusuna ayrılan 100 milyar avro mantıklı harcanmalıydı. Net açıklamalar için NATO’daki ortaklar cevap bekliyor.” diyor.
Bakanın gösterecek başarısı yok. Sadece ABD'den yeni savaş uçakları ve helikopterleri yolda. Eksikliklerin listesi ise çok daha uzun: Cephane ve yeni ekipmanlar için çok az sipariş var. Ukrayna'yı silahlandırma ve özellikle tank tartışmasında net bir çizgi yok. İki temel soru da cevapsız kalıyor: Ordu nasıl yeni personel almayı planlıyor? Gelecekte Almanya'nın güvenlik politikası nasıl olmalı? Pek çok cevaplanmamış soru yanında, "dönüm noktası" ilanı boş bir talep olarak kalıyor. Değerlendirmelere göre Alman ordusu NATO’nun hızlı tepki gücüne ayak uyduramıyor.
Ramstein, Rheinland-Palatinate'de yapılacak NATO ülkeleri toplantısının ön görüşmelerine kim liderlik ediyor? Scholz zayıf iletişim kuruyor, baskı altındaymış gibi görünüyor. Scholz, iktidarda boşluk bırakıyor. Bütün medya Lambrecht’in halefi hakkında spekülasyon yapıyor. Şansölye bunu kendi kontrolünde tutsaydı daha iyi olurdu. Alman Ordusu’nun silahlara, personele ve siyasi liderliğe ihtiyacı var. Şimdi bakanlığın başındaki bir sonraki kişi bunu harekete geçirmeli. Schmidt’in yorumunda belirttiği otorite boşluğunu Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un partisi ile birlikte liberaller ve partilere dağılmış olan Atlantikçiler dolduruyor. Yeni Savunma Bakanı Pistorius ile birlikte medya “Almanya tam olarak savaşın içinde” yorumlarını yapıyorlar.
Tek kutupluluğun hızla yıkıma gittiği ve Asya Çağı’nın yükseldiği günümüzde, Batı silahlarının savaşta sonuç belirlemesi mümkün gözükmüyor. Avrupa’da politik ve ekonomik çevrelerde ve Doğu Avrupa’da yükselen itirazlar bu gerçeği fazlasıyla gösteriyor.