09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Amerikan korumacılığı ve ticaret savaşları

Bilimsel teknolojik devrimin ve endüstriyel transformasyona hegemonyacı tepki olarak görebileceğimiz Amerikan korumacılığı, global ticaretin bu eğilimine ve dünya barışına tehdit oluşturuyor

Amerikan korumacılığı ve ticaret savaşları
A+ A-
KUNTAY GÜCÜM

Oksijen 16-22 Aralık 2022 sayısında Paul Krugman’ın The New York Times’dan “Ticaretin Barış Getirdiği Günler Geride mi Kaldı” başlıklı makalesini çevirerek yayınladı. Krugman, ticaret aracılığıyla barış teorisinin güç kaybetmesini şu olguyla açıklıyor:

“Dünya ticaret sisteminin oluşumunda ABD şimdilerde milli güvenlik bahanesiyle ticarete yeni kısıtlamalar getiriyor ve anlayışsız bir tavırla ne zaman isterse bunu yapmaya hakkı olduğunu iddia ediyor. Trump yönetimi aynı tutumu aldığında geçici bir delilik olarak görülüp ciddiye alınmayabilirdi. Ama aynı şeyi Biden’ın kurmayları için söyleyemeyiz çünkü hem iktisadı hem de tarih biliyorlar.”

Krugman iktisat ve tarih bilgisine dayandırarak yükselen Amerikan korumacılığının Trump yönetiminin öznelliğinden değil Amerikan hegemonyasının nesnel ihtiyaçlarından beslendiğini tespit etmiş oluyor.

Amerikan korumacılığı ve ticaret savaşları - Resim : 1

ÇİN GÖRÜŞÜ: TÜRBÜLANS DÖNEMİNE GİRDİK

Çin Komünist Partisi 20. Kongre Raporunda aynı olgu daha derin analizle yer alır:

“Bilimsel ve teknolojik devrim ve endüstriyel transformasyonu yoluna devam ediyor ve uluslararası güç dengelerinde Çin’e devam eden gelişmede yeni stratejik olanaklar sunan anlamlı değişim gerçekleşti. Aynı zamanda, bununla birlikte, yüzyılda bir defa görünen salgının geniş etkileri oldu; küreselleşmeye karşı tepki artıyor, tek taraflılık ve korumacılık yükseliyor. Ekonomik canlanma yavaş, bölgesel çatışmalar ve kargaşa sık görülüyor ve global sorunlar daha şiddetli bir hal aldı. Dünya yeni bir türbülans ve dönüşüm dönemine girdi.”(1)

Çin’in 2035’e uzanan hedeflerini de içeren 14. Beş Yıllık Planının Gelişme Ortamı başlıklı birinci maddesinin içinde şu tespit bulunuyor:

“Uluslararası ekonomik ve siyasi manzara karmaşık ve istikrarsız. Tek taraflılığın, korumacılığın ve hegemonyanın dünya barış ve gelişimini tehdit ettiği yeni bir çalkantılı değişim dönemine girdik.”(2)

Çin resmi metinleri, mevcut koşullarda tek kutupluluk, korumacılık ve hegemonyacılığın birleşik politika olduğunu ve dünya barışını tehdit ettiğini, bu manzaranın bilimsel teknolojik devrim ve endüstriyel transformasyonun sonucu olarak ortaya çıktığını söylüyor. Çin hükümeti önümüzdeki 10 yıl için türbülans dönemi tespiti yapıyor.

TRUMP’IN DELİLİĞİ Mİ ABD’NİN NESNELLİĞİ Mİ?

Krugman’ın yanılgısı Trump dönemi korumacılığının geçici delilik olarak göründüğünü söylemesidir. İlave gümrük vergileriyle başlatılan ticaret savaşları dar kadronun inisiyatifine değil, alüminyum ve çelik sektörlerindeki tekellerin ortak kararına dayanıyordu. Amerikan Ticaret Bakanlığı 2017’de bu iki sektöre yönelik soruşturma başlattı ve hem Amerikan tekellerini hem de Çin’in Washington’daki ticari ataşeliğini görüş belirtmeye davet etti ve tutanakları bakanlık sitesinde yayınladı. Amerikan firmalarının tamamı korumacı poltikalara başvurulmazsa ortaklarını AR-GE yatırımlarına ikna edemeyeceklerini ve Amerika’nın inovasyondaki öncü rolünü koruyamayacağını savundu. Ticaret Bakanı 2017’de yürütülen soruşturmalara dayanarak 11 Ocak 2018’de çelik (3), 19 Ocak 2018’de alüminyum (4) ithalatları hakkında Başkan’a raporlar sundu. Başkan’ın kararları bu raporlara dayanıyor.

Ticaret Bakanının yürüteceği soruşturma ve sonrasında sunacağı rapora ilişkin prosedür 1962 tarihli Ticaret Genişleme Kanunu 232. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ticari bloğun kurulmasında önemli bir adım oluşturan kanun, Kennedy’nin ilk 2 yıllık başkanlığı döneminde senatodaki en önemli yasama zaferi olarak kabul edilir.

Soruşturmalarda Jupiter Aluminum Corporation adına konuşan yetkili şunu söylemişti: “Çin bugün üretimini, tehlikeli kapasite fazlasıyla sonuçlanacak şekilde artırıyor. Çin’de iş yaratmak ile Birleşik Devletlerde finansal performans arasındaki bu mücadele adaletsizdir.”

İş yaratma amaçlı ekonomi istihdam/emek merkezli ekonomiyi, finansal performans liberal kapitalizmi, adaletsizlik ise bilimsel teknolojik devrimin yeni halkasında ikincinin birinciyle artık rekabet edemediğini ifade ediyor. Sürecin baştan itibaren nasıl işlediği, tek taraflılık ve hegomonyacılıkla birleşen korumacılığın Birleşik Devletler açısından nesnelliğini gösterir.

Nesnellik, 250 yıl sonra ilk defa küresel ticaretin hegemonyayı desteklememesinden kaynaklanıyor. Hatta son birkaç on yılda küresel ticaretin hegemonya üzerinde yıpratıcı sonuçları oldu. Bu süreç bilimsel teknolojik devrimden ve endüstrinin transformasyonundan bağımsız değil. Marx’ın 18. yüzyılın başında “dış ticaretin uygarlaştırıcı etkisi”(5) olarak tarif ettiği sürecin, bu sefer İngiltere değil Asya ölçeğinde benzerinin yaşandığı söylenebilir mi?  

YENİ KORUMACILIĞIN SALDIRGAN BİÇİMİ

2008 krizi sonrasında genel olarak korumacılığın arttığını biliyoruz. Salgın dönemi ulusal dış ticaret rejimlerinin liberal karakterini önemli ölçüde aşındırdı. Türkiye de aynı döneminde ilave gümrük vergilerini ulusal üretimi desteklemek için kullanan ülkelerden oldu. Dış ticarete konu olan ürünlerin önemli bölümüne koruma sağlanmaya çalışıldı.

1929’da uluslararası ticaretin yüzde 60’a kadar daraldığı düşünülüyor. Fakat 1950-2020 arasında global mal ihracatını gösteren grafikten de anlaşılacağı gibi, (6) küresel ticaret korumacılığa rağmen daralmadan devam edebildi. Bu da yeni korumacı politikaların küresel ticaret eğilimleriyle uyum sağlayabildiğini gösterir.

2008 sonrasının 1929’dan en önemli farkı, tarife korumacılığının yerini, tarife dışı korumacılığın/yeni korumacı araçların almasıdır. Yeni korumacı araçlar ilk defa anti-tröst yasaların türevi olarak 1930’larda ABD’de gündeme gelmişti. O dönemde de ABD’nin elinde saldırgan içeriğe sahipti ve ABD’nin hegemonyasını yansıtıyordu; ama henüz global ticaretin karşı tezine dönüşmemişti.

Küresel ticareti daraltabilecek adımlar daha yoğun olarak Trump değil, Biden döneminde gündeme geldi. 18 Aralık’ta Çin Ticaret Bakanlığı, Dünya Ticaret Örgütünde yapılan ABD’nin 15. Ticaret Politikası Gözden Geçirmesine ilişkin basında gelen soruya cevap verirken, Amerikan tek taraflılığının ve korumacılığın küresel ticaret sisteminde sapmaya yol açtığını, global tedarik zincirlerini tehdit ettiğini açıkladı. Aynı hafta ABD’nin yarı iletken ve yüksek teknoloji ürünlerinin ihracına getirdiği kısıtlamalara karşı Çin Hükümetinin DTÖ nezdinde dava açacağı duyuruldu.

Biden’ın enflasyon ve çevre planı kapsamında yürürlüğe soktuğu korumacı politikalar ABD’nin Avrupa Birliği ile çelişkilerini de derinleştiriyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Amerikan korumacılığının Atlantik’in iki yakası arasında sübvansiyon yarışı ve “maliyetli ticaret savaşı” başlatabileceğini söyledi.

Tepkilerin bu düzeyde olması, Birleşik Devletlerin yeni korumacı araçları ulusal üretimi desteklemenin ötesinde hegemonyayı koruma amacıyla kullanmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden de ABD’nin yeni korumacı araçları kullanma yöntemleri, global ticarete ve tedarik zincirlerine tarife korumacılığını da aşan düzeyde müdahalelerle sonuçlanabilir. ABD’nin Biden dönemi, yeni korumacı politikaların ortaya çıkmış en saldırgan biçimlerinden biri olabilir.

ABD’NİN YENİ ÇAY PARTİSİ Mİ BAŞLADI

2021 Temmuz ayında serbest ticaret anlaşmaları hakkında yaptığın çalışmada şu sonuca ulaşmıştım: Dünya Gümrük Örgütü’nün sitesinde yürürlükte olan 506 bölgesel ve iki taraflı ticaret anlaşmalarının listesi yer alıyor.(7) 2020 yılında imzalanmış 13, 2021 yılında imzalanmış ise 41 anlaşma var. 2021 yılı rakamının yüksek olması, AB’den ayrılan Birleşik Krallığın AB kapsamındaki anlaşmaları yenilemesinden kaynaklandı. Listede yer alan anlaşmaların 366 tanesi, yani yürürlükteki anlaşmaların yaklaşık 3/4’ü 21. yüzyılda imzalanmış. İstişareleri devam eden 133, imza aşamasında 29, müzakereleri devam eden veya tamamlanmış 120 anlaşma var.

Verilere baktığımızda önümüzdeki birkaç on yıl serbest ticaret anlaşmaları ve serbest ticaret bölgeleri çağı olabilir. Geçtiğimiz sene imzalanan Doğu Asya’da Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Anlaşma’nın (RCEP) yürürlüğe girmesi de başka coğrafyalardaki bölgesel ticaret anlaşmaları arayışlarını hızlandırabilir.

STA’lar menşe esasına, gümrük birliği ise serbest dolaşım esasına dayanır. Bu da Gümrük birliklerinin bağımlılık yaratırken serbest ticaret anlaşmalarının hem ulusal dış ticaret rejimlerinin geliştirilmesine hem de hegemonya amacı taşımayan yeni korumacı politikalarla global ticaretin uyumunun sağlanabilmesine imkân verir.

Bilimsel teknolojik devrimin ve endüstriyel transformasyona hegemonyacı tepki olarak görebileceğimiz Amerikan korumacılığı, global ticaretin bu eğilimine ve dünya barışına tehdit oluşturuyor.

16 Aralık 1773’de Boston’da göstericiler, İngiliz sömürgeciliğinin dayattığı dış ticaret rejimini protesto etmek için İngiliz gemilerindeki Çin menşeli çayları denize döktüler. Bu olay tarihe Boston Çay Partisi olarak geçti ve Amerikan Bağımsızlık Savaşının başlangıcı kabul edildi.

Amerikan korumacılığı 249 yıl önce olduğu gibi hegemonyaya yeni müdahalede bulunuyor. Bu sefer Çay Partisi sömürgeci ilişkilerin tasfiyesini değil hegemonyayı korumayı hedefliyor. Uluslararası ticaret ve Çin menşeli mallar yine parti masasında.

DİPNOTLAR

1 Full text of the report to the 20th National Congress of the Communist Party of China 2022-10-25 23:06

https://www.fmprc.gov.cn/eng/zxxx_662805/202210/t20221025_10791908.htm

2 Outline of the People's Republic of China 14th Five-Year Plan for National Economic and Social Development and Long-Range Objectives for 2035

https://cset.georgetown.edu/wp-content/uploads/t0284_14th_Five_Year_Plan_EN.pdf

3 the Effect of Imports of Steel on the Natıonal Security an Investigation conducted under section 232 of the Trade Expansion act of 1962, as Amended https://www.commerce.gov/sites/commerce.gov/files/the_effect_of_imports_of_steel_on_the_national_security_-_with_redactions_-_20180111.pdf

4 the Effect of Imports of Aluminum on the National Security an Investigation Conducted under Section 232 of the Trade Expansion Act of 1962. https://www.commerce.gov/sites/commerce.gov/files/the_effect_of_imports_of_aluminum_on_the_national_security_-_with_redactions_-_20180117.pdf

5 Karl Marx, Grundrisse, 1. Kitap, Çeviren: Arif Gelen, Sol Yayınları, Ankara, 2013, s. 167.

6 https: //www.statista.com/statistics/264682/worldwide-export-volume-in-the-trade-since-1950/

7 https://findrulesoforigin.org/en/home/agreements?culture=en

Son Dakika Haberleri