22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Anadolu uygarlıkları gerçek yerini bulmalı’ Havva İşkan'dan safsatalara yanıt: Elinizi arkeolojiden çekin!

Patara Antik kentinin kazı başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Likya uygarlığı ile ilgili buluşları anlattı. İşkan, arkeoloji alanında ilgi çekmek için yanıltıcı yayınlar yapan sosyal medya hesaplarını da uyardı.

‘Anadolu uygarlıkları gerçek yerini bulmalı’ Havva İşkan'dan safsatalara yanıt Likya uygarlığı buluşu... Patara Antik Kenti Kazı Başkanı açıkladı!
A+ A-
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ

Prof. Dr. Havva İşkan Işık, arkeoloji bilimine dair yanıltıcı yayınlar yapan sosyal medya hesaplarına tepki gösterdi. 17 Şubat’ta Habertürk’te katıldığı Zaman Çizgisi programından bir kesiti sosyal medya hesabından paylaşan arkeolog İşkan, videonun altına yazdığı açıklamada, donanımsız ve bilimdeki gelişmeleri takip etmeyen kişilerin arkeoloji alanında yazmalarının yarardan çok zarar verdiğini belirtti. İşte o açıklama;

“Instagram, Facebook ve X (Twitter) üzerinden arkeoloji paylaşımları yapan bazı hesapların, bu videoda kısaca dile getirdiğim olguyu akıllarından hiç çıkarmamalarını rica ediyorum. Çünkü artık, Wikipedia’dan alınan metinlerle, örneğin “bir Yunan kenti olan Perge” gibi cümlelerle başlayan anlatımlara ve özellikle daha fazla takipçi elde edebilmek için saçmalayan çöp gibi yorumlara muhatap olmak istemiyorum. Zira bu, bilime açıkça hakaret etmektir.

Çabalarını, arkeolog olmamalarına rağmen kendilerini güncelde tutma gayretlerini takdirle karşıladığım ve mensubu olduğum bilim dalını doğru bilgiyle, görsellerle daha geniş kitlelere ulaştıran, farkındalık yaratan hesapların sahiplerine ise teşekkür ediyorum.

Bilimin; maceraya, kanıtsız kanaate, atıl olmuş bilgiye ve (utanarak yazıyorum) ezoterik saçmalıklara ihtiyacı yoktur; ve bizler de ortada dolaşan Indiana Jones’lar değiliz. Dolayısıyla; arkeolojiye dair okudukları son kitap olasılıkla 1950-1960’ların Bean yayınları olanlar, Google üzerinden eriştikleri yazımları bile analitik bir irdelemeyle okuyamayacak kadar donanımsız olanlar, ellerini ve kalemlerini çeksinler lütfen arkeolojiden; yarar değil zarar veriyorlar çünkü…”

ANADOLU UYGARLIKLARI İÇİN GERÇEĞİN YERİNİ BULMASI

Programda, Patara antik kentindeki araştırmalar hakkında bilgiler veren kazı başkanı Havva İşkan, Likya medeniyeti ile ilgili şunları anlattı;

“Biz 1988 yılında Patara’da kazılara başladığımızda, Likya bölgesinin tarihi milattan önce 8. yüzyılda başlatılıyordu. Şimdi burada yapılan kazılardan gelen bilgilerle ve Patara kazılarında yetişmiş olan, öğrencilerimiz olan değerli meslektaşlarımızın başka Likya kentlerinde yapmış oldukları kazılarla Likya coğrafyasının tarihi milattan önce 11 bininci yıla kadar indirildi. Biz geldiğimizde Likya, Helen uygarlığının bir parçası olarak değerlendiriliyordu. Dillerinin farklı, soylarının farklı, her şeylerinin kadim Anadolu ile bağlantılı olduğunun bilinmesine rağmen bilim camiasının çok büyük bir kısmı bu uygarlığı bu şekilde nitelendiriyordu. Bu değişti. Şimdi Likya, artık Anadolu’nun en kadim uygarlığı olan Lui’lerle bağlantılı bir uygarlık, bir halk ve bir kültür olarak kabul görüyor. Bu sanıyorum sadece Patara özelinde değil, sadece Likya coğrafyası özelinde değil, tüm Anadolu uygarlıkları için de gerçeğin kendi yerini bulması açısından son derece değerli ve kıymetli bir olgudur.”

Arkeoloji