‘DEM Parti’nin ne olacağına NATO karar verir’

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis açılışında DEM Parti sıralarına giderek tokalaşması tartışılmaya devam ediyor. Tokalaşma sırasında Bahçeli'nin yanında, “açılım” adı altında PKK'ya zemin kazandıran sürecin önemli figürlerden olan, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yer alması dikkat çekti.

Buluşmanın hemen ardından Meclis Grup Toplantısı’nda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da “13 Ekim’de 'Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm' diyerek Amed’de on binlerle mitingde olacağız. Amed’den barışın sesini Ukrayna’ya, Tayvan’a kadar ulaştırmak istiyoruz.” açıklamasında bulundu.

‘DÜNE KADAR AYM’YE ‘DEM’İ KAPATIN’ DİYORDU’

Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Bahçeli’nin iktidarın yeni anayasa konusunda halkoyuna gitmekten çekindiği için Meclis’te işi bitirme politik planlamasıyla eşgüdümlü olarak bir savruluşta olduğunu söyledi. Üçüncü şöyle devam etti:

“150 yılda 3 kıtada 3 devlet kurup pek çok mücadeleye öncülük eden Türk milliyetçiliğinin tarihsel birikim ve müktesebatıyla Devlet Bahçeli’nin ‘milliyetçilik algısı, tutumu ve politikaları’ derin bir çelişkiyi yansıtır.

"Düne kadar Anayasa Mahkemesine DEM’i kapatmadığı için ‘haklı olarak’ ağzına geleni söyleyen Bahçeli, birdenbire iktidarın yeni politik planlamasıyla eşgüdümlü olarak sarkastik bir savruluşla, tam tersi bir tutumla DEM’e ‘Türkiye partisi’ olma çağrısı yapıyor.

"Bahçeli’nin siyasi anlayışında birbirinin tam zıddı uygulamaları savunmak sıradan bir şey. Anlaşılıyor ki anayasa değişikliği için halkoyuna gitmekten çekiniyorlar, bu işi Meclis’te bitirmek istiyorlar.”

‘DEM PARTİ’NİN NE OLACAĞINA NATO KARAR VERİR’

“Hangi şartlarda bir anayasa yapılacak? Meçhul!” diyen Prof. Üçüncü, devamında şunları söyledi:

“Ağız bükmelerinden ilk 4 madde ve 66. maddenin sulandırılacağı açık, zira başka değişecek madde yok, zaten hepsini değiştiler. Devlet Bahçeli, neoliberal bir milliyetçiliği savunuyor. Neoliberal milliyetçiliğin yolu zorunlu olarak NATO ile kesişir. NATO’cu İslamcılık, NATO’cu solculuk ve NATO’cu milliyetçilik aynı bileşkede toplanıyorlar.

"Bu dış dinamiklerin dayattığı bir gündemdir. DEM Parti’nin ne olacağına kendisi karar veremez, NATO ve küresel sistem karar verir. Bunu Bahçeli dahil herkes biliyor. Söz konusu ucuz gösteri kamuoyunu ikna etmek adına yapılıyor.

Türkiye maalesef önemli stratejik kararları almakta, milli çıkarlarını koruyacak bir siyasi perspektif oluşturmakta yetersiz, çekingen ve edilgen davranıyor. TBMM partilerinin tamamı esasen tek bir parti gibi hepsi neoliberal, hepsi NATO’cu. Söylem ve dekorlarının farklı olması onları farklı yapmıyor.”

‘TÜRKİYE HİMAYESİNDE KÜRDİSTAN KURULSUN POLİTİKASI’

“DEM Parti Türkiye Partisi olur mu?” sorusuna yanıt veren Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan, “’DEM Parti Türkiye Partisi olsun’ demek Türkiye himayesinde bir Kürdistan kurulsun demektir.” ifadelerini kullandı. Tanhan, şöyle konuştu:

“Soruya cevap verirken önce şu gerçeği saptamak zorundayız: ABD, PKK’nın silahlı güçlerini Suriye’ye, Irak’a ve İran’a yıkıcı ve bölücü amaçlarla yerleştirmiştir. Dolayısıyla Kürtçü bölücülüğe ilişkin belirlenecek her politika, yalnızca ülkemizi değil saydığımız ülkeleri de yakından ilgilendirmektedir.

Türkiye hakim sınıflarının politikası, ABD ile birlikte PKK’yı etkisizleştirmektir. PKK'nın kökünü kazımak değildir. Bu politika, ‘DEM Parti Türkiye Partisi olsun’ süsüyle sunulur. Bu politika öyle dillendirilir, fakat genellikle ABD desteğiyle Kürt halk kitlelerini ABD çıkarları doğrultusunda kullanma programını içerir.

"Turgut Özal’lardan beri ABD’nin inayetine bel bağlamıştır. Bir de bölgedeki gerici güçlere, şeyhlere ve ağalara! ABD izin verir ve desteklerse, PKK etkisiz hale getirilecektir. O nedenle bu politika, ABD’yi ikna etmek üzerinde odaklanır; daha doğrusu ABD’ye yalvarmak!”

‘İSRAİL'E HİZMET EDEN BİR GAFLET’

“’DEM Parti Türkiye Partisi olsun’ demek Türkiye himayesinde bir Kürdistan kurulsun, DEM Parti'de bu planın muhatabı olsun demektir. Çünkü PKK'nın etkisiz hale getirilmesi olarak anlatılan plan aslında PKK'yı bölge ülkelerinin üzerine sürme ve himaye etme planıdır.

"İsrail tehdidinin yükseldiği bir süreçte tekrar gündeme gelen bu plan savaş ortamında yaşanacak güç dengelerindeki değişmelerde PKK'yı kullanma hayalidir. Oysa PKK, ikinci İsrail planının olmazsa olmazıdır. İsrail'in bölgede kullanacağı en önemli güçtür. Bu planı dile getirenler İsrail uşaklarıyla İsrail tehdidini engellemeye çalışan aslında İsrail'e hizmet eden bir gaflete sahiptir.

DEM Parti'nin ‘Türkiye partisi’ olması için ilk etapta Anayasa değiştirilecek ve Türk milleti tanımı Anayasa’dan çıkarılacaktır. O zaman ortada Türkiye kalmayacağı için PKK partisinin bu ülkenin partisi olması mümkün olacaktır. Başka bir yol yoktur.”

‘NASİHAT VERENLER TÜRKİYE PARTİSİ OLMAKTAN ÇIKAR’

DEM Parti'ye bu nasihati daha önce CHP’nin verdiğini, şimdi ise MHP’nin vermeye başladığını belirten Tanhan, devamında şunları vurguladı:

“Türkiye'nin önünde ise PKK'nın kökünü kazıma gündemi vardır. Türkiye bölge ülkeleriyle işbirliği halinde PKK'nın kökünü silahla kazımak zorundadır. Bu Vatan Partisi'nin planıdır ve mutlaka uygulanacaktır.

1. DEM Parti Türkiye'nin şakağına dayanmış PKK tabancasıdır. Kendisi PKK'nın silahı, kolu ve bacağıdır. Aletin özne olması mümkün değildir.

2. DEM Parti içinde Türkiye hakim güçleriyle uzlaşma düzlemi ABD çıkarlarının ışığında olabilir. Bunu yapanların hiçbiri ‘Türkiye Partisi’ olamaz. Yani DEM Parti'ye Türkiye Partisi olun nasihati verenler Türkiye Partisi olmaktan çıkar ABD Partisi olurlar.

3. DEM Parti Türkiye'yi bölme hedefi nedeniyle hep Türkiye düşmanı güçlerle birleşmek zorundadır. İsrail'i Batı Asya'da açıktan destekleyen tek güç PKK'dır. Türkiye düşmanlarıyla hareket edenden Türkiye partisi olamaz.

DEM Parti'nin elini sıkabilirsiniz. PKK ile uzlaşabilirsiniz. Ancak onları Türkiye partisi yapamayacağınız gibi, kendinizde milli niteliklerinizden kopar, kepaze olursunuz.”