25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Anayasa ise anayasa... Eyvallah!’

Üç ay sonra Kılıçdaroğlu, katıldığı bir TV programında daha öte şeyler söyledi: 'Anayasa'da etnik kimlik tanımı yapılmaması gerekir. Üst kimlik olarak ‘Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı’ tanımı uygundur' diyordu.

‘Anayasa ise anayasa... Eyvallah!’
A+ A-
TURHAN ÖZLÜ

Kılıçdaroğlu’nun 2011 Seçim Bildirgesi’nde yeni anayasanın temel ilkeleri 12 başlık halinde sıralanmıştı. Ama değiştirilmesi teklif edilemeyecek maddelerle ilgili tek sözcük yoktu. Oysa Türkiye’ye dayatılan yeni anayasa için hedef alınan en başta o değiştirilemez maddelerdi.

Mayıs 2011’de, genel seçime 10 gün kala “10 Başlıkta CHP’nin Anayasa Vizyonu” açıklandı. “Etnik kökene gönderme yapmayan bir yurttaşlık anlayışı” temel ilke olarak belirlendi.

Belgede “Türk” adı yoktu. Yerine “Türkiye Cumhuriyeti halkı” ifadesi konulmuştu. “Tasada ve kıvançta ortaklık ve bir arada yaşama arzusuna dayalı ulus anlayışı” ifadesi yer alıyordu ama o ulusun adı anılmıyordu.

12 Haziran 2011 genel seçimlerinden sadece beş gün sonra Tayyip Erdoğan’ın Anayasa için “kapılarını çalacağız” sözlerine Kılıçdaroğlu, “Biz hazırız, samimiyiz”, anayasa ise anayasa... Eyvallah” yanıtını veriyordu.

KILIÇDAROĞLU: ÜST KİMLİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ YURTTAŞI OLSUN

Üç ay sonra Kılıçdaroğlu, katıldığı bir TV programında daha öte şeyler söyledi: “Anayasada etnik kimlik tanımı yapılmaması gerekir. Üst kimlik olarak ‘Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı’ tanımı uygundur” diyordu.

“Etnik kimlik olmasın” sözünün bir tek anlamı vardır: Anayasa’da Türk adı olmasın! Yani, mevcut anayasada yer alan “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık ile bağlı olan herkes Türktür” ifadesi çıkarılmalıdır!

FETÖCÜ ABANT TOPLANTISINDA İLK KEZ BİR CHP’Lİ

Kılıçdaroğlu’nun bu ifadesi Fethullahçı Abant Platformu’nun 26. toplantısı Sonuç Bildirgesi’nde de yer aldı: “Anayasada vatandaşlığı tanımlamaya gerek yoktur” deniyordu.

Takiye ustaları, Anayasadan Türk adının çıkarılmasını bu formülle ilân ediyordu.

28. Abant Toplantısı’nın (10 Şubat 2013) Sonuç Bildirgesi de aynı doğrultudadır: “Hiçbir resmi belgede, Türk vatandaşlığının sosyolojik bir tanımı olmamalıdır. Sadece T.C vatandaşlığı kavramı üzerine odaklanılmalıdır. Devlet, herhangi bir üst kimlik tasarlama girişiminde bulunulmamalıdır.”

‘Anayasa ise anayasa... Eyvallah!’ - Resim: 1

Gündemi anayasa olan Abant toplantısına CHP tarihinde ilk kez bir temsilci katıldı. Hem de genel başkan yardımcısı düzeyinde. “Cemaatin Parti içindeki temsilcisi” diye anılan Erdoğan Toprak toplantıda bir de konuşma yaptı.

ÖCALAN: YENİ ANAYASA ETNİSİTEYE NÖTR OLMALI

Vatandaşlık tanımının değiştirilerek “Türk” sözcüğünün Anayasadan çıkartılması talebinin ilk ve asıl sahibi PKK’dır.

Öncesi de var ama Öcalan “Anayasa etnisiteye nötr olmalı” diye formüle ettiği görüşünü 20 Ağustos 2009 günü Tayyip Erdoğan’a iletti.

“Türk adını anayasadan çıkartın” demenin büyük tepki toplayacağı bilindiği için talepler, “anayasa etnisiteye nötr olsun” gibi bir kamuflajla sunulmaktadır.

KILIÇDAROĞLU: TÜRK VEYA KÜRT GİBİ İFADELERİ KULLANMAYALIM

Kılıçdaroğlu da ilk günlerden itibaren Öcalan’ın formülünü benimseyenler arasına katıldı. “Türk veya Kürt gibi ifadeler kullanmadan genel vatandaşlık, Cumhuriyete bağlılık tanımı” üzerinde çalıştığını söyledi.

Anayasada Kürt adı yer almadığına göre bu sözlerin bir tek anlamı vardır: Anayasada Türk adını kullanmayalım!

Kılıçdaroğlu giderek daha açık konuşmaktadır: “Anayasa’da etnik kimlik tanımı yapılmamalıdır. Her etnik kimlikten insanımız var bizim. Hangisini yazacaksınız? Biz, bir üst kimlik tanımı yapacağız, o kadar, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı tanımı, bir yurttaş tanımı” diyordu.

Kılıçdaroğlu ve TESEV’ci ekibinin, parti içinden ve dışından gelen tepki ve eleştirilere yanıtı da tam bir psikolojik savaş cambazlığıdır: “Etnik kimlik üzerinden siyaset yapmayın!

“Asıl etnikçiliğin Türk adını kaldırarak yapıldığını” söyleyen İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’e karşı Parti yönetimi eliyle linç kampanyası yürütüldü.

Kılıçdaroğlu ile birlikte Türk milletini savunmak, bölücü Kürt milliyetçiliğini eleştirmek CHP’de artık disiplin suçu sayılıyordu.

Öcalan, “Sizin Türk ulusçuluğu dediğiniz faşist bir örgütlenmedir” gibi hakaretleri bu ortamda yaptı. CHP’den bir tepki duyulmadı. Meydan PKK’ya bırakılmıştı.

KILIÇDAROĞLU: CHP’NİN İDEOLOJİSİ YOK

“Etnisiteye nötr anayasa”,”kırmızı çizgileri olmayan anayasa”, “ideolojisiz anayasa” gibi kavramlar bu süreçte imal edildi.

Kılıçdaroğlu anayasayı da aşarak konuyu CHP’ye kadar uzattı: “CHP’nin ideolojisi yok!”

Abdullah Gül, 2 Ekim 2011 günü Meclisin açılışında yaptığı konuşmada, “Anayasa hiçbir ideolojinin mührünü taşımamalı” diyordu. Gül, ileriki bir tarihte anlayışlarını “sil baştan yazmak şartıyla yeni bir anayasa” diye anlatacaktır.

“Hiçbir ideolojinin mührünü taşımamalı” fikri aslında en sinsi ve en ideolojik tavırdır. Türkiye’yi dönüştüren, milli devleti tasfiye hedefli ideolojinin gizlenmesi için üretilmiş bir kavramdır.

PERİNÇEK: İDEOLOJİSİZ DEVLET DE OLMAZ, ANAYASA DA

Genel Başkan Doğu Perinçek’in uyarıları ise Türkiye’yi ayağa kaldırıyordu:

“Dünyada patlıcan musakka belki ideolojisiz yapılabilir, ancak ideolojisiz yapılamayacak bir şey varsa, o da anayasadır.

“Devletlerin hedefleri ve stratejileri, ideolojiktir. Devletler, kuracakları toplumu anayasada belirler ve devletin esas örgütlenmesini de o topluma göre düzenler. O nedenle Anayasa, bir bakıma devletlerin toplum modellerini, programlarını belirleyen hukuki metinlerdir.

“Devletlerin esas örgütlenmeleri, organlarının düzenlenmesi, yetki ve görevlerinin belirlenmesi, hepsi ideolojiktir.

“Devletlerin yurttaşlarıyla kamusal ilişkileri de ideolojiktir. Dolayısıyla devletin ve yurttaşın özgürlük alanlarını belirleyen bütün anayasal düzenlemeler ideolojiktir.”

KURULUŞ YILDÖNÜMÜ BİLDİRİSİNDE TÜRK ADI YOK

Gazetelerde ilân olarak yayınlanan CHP’nin 89. kuruluş yıldönümü bildirisinde Türk ve Türk ulusu kavramına yer verilmedi. “Yurttaş egemenliği” ifadesi kullanıldı. Yeni anayasa için belirlenen tavır ilânlara da yansıtılmıştır. Bir yıl sonra verilen 90. yıl ilânları da aynıdır.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun CHP’li üyeleri milletvekili andından “Büyük Türk milleti önünde” ifadesinin çıkarılmasını teklif ettiler. CHP tabanında ve milletvekilleri içinde tepkiyle karşılanınca teklifte düzeltme yapıldı. “Büyük” sözcüğünden vazgeçilerek “Türk milleti” ifadesi korundu.

Nerede Türk, Türk milleti adı geçiyorsa peşine düşülüyordu.

Doğu Perinçek ise Silivri’den uyarmayı sürdürüyordu:

“Türk milleti olmazsa Türkiye Cumhuriyeti olamaz. Olmayan Cumhuriyet’in yurttaşı da olamaz. Hiç kimse günümüz dünyasında milleti olmayan bir devlet gösteremez. Çağımızda insan unsurunu “yurttaşlar diye tanımlamış bir devlet varsa haritada yerini göstersinler biz de öğrenelim.”

“Tarihten silemeyeceğiniz bir kavramı, anayasadan silmeye kalkarsanız, o anayasa sizin başınıza yıkılır.” (Aydınlık 22 Ekim 2012.)

‘Anayasa ise anayasa... Eyvallah!’ - Resim: 2

RIZA TÜRMEN: TÜRK ADINDAN VAZGEÇELİM

Yeni Anayasa sürecinde tıkanma yaşandığında öne atılan yine CHP oldu. Genel Başkan Yardımcısı Rıza Türmen’in bir gazetede, “Etnik kimliğe dayalı vatandaşlık yanlış” başlıklı yazısı bölünme anayasasına atılan can simidiydi.

Türmen yazısında açıkça ve aynen, “Türk sözcüğü ortak kimlik işlevi görmüyor” diyor ve şunları ekliyordu: “Türk sözcüğü, “farklı etnik kimliğe sahip yurttaşları kapsamıyor, etnik bir üst kimliğe dayanan bir vatandaşlık tanımından vazgeçmek önkoşuldur, olmazsa olmazdır.”

Meclis Anayasa Komisyonu’nun üç CHP’li üyesinden biri olan Türmen en başından beri bu görüşlerin sözcülüğünü yapan kişidir. Türmen, tıpkı Sezgin Tanrıkulu gibi parti içinde dokunulmaz konumdaydı. Bizzat Kılıçdaroğlu tarafından himaye ediliyordu.

Kılıçdaroğlu, kendisinin dile getirmekten çekindiği konuları bu kişiler eliyle açıklamaktadır.

HDP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI CHP MİLLETVEKİLİ

‘Anayasa ise anayasa... Eyvallah!’ - Resim: 3

CHP Milletvekili Rıza Türmen 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’nin “adayımız ol” teklifi götürdüğü isimdir. Teklifin Kandil’in onayıyla yapıldığı açıktır. “HDP’nin adaylık teklifinden onur duydum” diyen Türmen, teklifi kabul etmedi, çalışmalarını CHP içinde sürdüreceğini belirtti.

Biz Rıza beyi Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek isterdik, bunu hak edecek geçmişe sahip” diyen HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, “Anayasal ve insan haklarına yaklaşımı bakımından Kılıçdaroğlu’na tarif ettiğimiz Cumhurbaşkanı adayı oydu” demişti.

DEVAM EDECEK...
CHP Kemal Kılıçdaroğlu Yeni Anayasa