Anfa-Güvenlik'te işçiler Türk-İş'e geçti: Güvenlik-iş’ten üye atağı
Güvenlik-İş Sendikası, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ANFA Güvenlik’te örgütlenmesini tamamladı, yetki belgesini aldı Genel Başkan Ömer Çağırıcı, sendikanın, işçileri baskıyla üye yaptığı iddialarına yanıt verdi: Baskıyı biz değil Hak-İş yapmıştı. İşçiler şimdi memnun.
Türk-İş'e bağlı Güvenlik-İş Sendikası, kamuda ve özel sektörde örgütlenmeyi sürdürüyor. Sendika son olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ANFA Güvenlik’te örgütlendi. Sendika Genel Başkanı Ömer Çağırıcı, ANFA’da örgütlenme aşamasında işçilere baskı yapıldığına yönelik iddialara yanıt verdi. Çağırıcı, geçci işçiler ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT)'inde çalışan işçilerin sorunlarına ilişkin de değerlendirmede bulundu.
Güvenlik-İş Sendikası, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ANFA Güvenlik’te örgtülenmesini tamamlayarak yetki belgesini aldı. Ömer Çağırıcı, sendikanın, işçileri baskıyla üye yaptığı iddiasıyla kamuoyuna yansıyan süreci anlattı:
“Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB)'nde, ANFA Güvenlikte yaklaşık 3 bin 700 arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımız 4-5 yıldır sendikal sürecin içindeler. Bu arkadaşlarımız Hak-İş Konfederasyonuna bağlı sendikaya üyeydiler. Bu arkadaşlarımızın ilk üye oluşları, ilk sendikalı oluşları talimatla oldu. Ondan sonra bir sendika değiştirme süreci yaşadılar. Bunu da bu arkadaşlarımız zorla, istemeyerek, hatta e-devletleri alınarak talimatla Hak-İş’e bağlı sendikaya bu arkadaşlarımız üye yapıldı. Ama esas konuşacağımız şeyler şimdi başlıyor. Bu arkadaşlarımız şimdi özel güvenlik görevlileri sendikalı olunca, kendilerini güvenli bir limana sığınmış gibi hissetmeleri lazım. Ama bu arkadaşlarımızın yaşadığı o kadar acı tecrübeler oldu ki, bir özel güvenlik görevlisi gece çalışır sabah işten çıkar. Kanun da der ki 'senin istirahat etmen lazım, 11 saat dinlenmen lazım, uyuman lazım'. 11 saat dinlendikten sonra siz kanun gereği o insanı tekrar işe çağırırsınız. Özel güvenlik görevlisi arkadaşlarımız Ankara Büyükşehir Belediyesinde gece çalışıyor, görevini layıkıyla yapıyor. Sabah diyorlar ki 'hadi Osmanlıspor’un maçı var maça geleceksin'. Adamı zorla götürüyorlar maça. Bu adam maçtan çıkıyor, sonra aynı gece tekrar nöbete gidiyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki bürokratların, o zaman belediye başkanı olan ailenin doğum günlerine dahi özel güvenlik görevlilerini götürüyorlar. Bütün seçim çalışmalarında dahi özel güvenlik görevlilerini kullandılar. Kanunda “Özel güvenlik görevlisini görevi dışında hiçbir işte çalıştıramazsınız, görevi dışında başka hiçbir şey yaptıramazsınız” denir.”
ANFA Güvenlikte çalışanların kendisine “Başkanım bizi zorla sendikaya üye yaptılar ama bu sendika hiçbir zaman kesinlikle bizim yanımızda olmadı” dediğini aktaran Çağırıcı, işyerinde örgütlenme sürecinde yaşananlara ilişkin şunları söyledi:
İŞÇİLER: HAK-İŞ'E ZORLA ÜYE YAPILDIK
“Bizim bütün bölge ve şube başkanlarımız, Güvenlik-İş Sendikası'nın tüm dava arkadaşları, tüm teşkilatlarımız 2 ay boyunca Ankara'da yatıp Ankara'da kalktılar. Dokunmadık, temas etmedik özel güvenlik görevlisi bırakmadılar. Bize sahada çalışan arkadaşların dediği tek şey var; 'Eğer siz de Hak-İş'e bağlı Özgüven-Sen gibi olacaksanız, lütfen bizi sendikalı yapmayın.' Burada yaşanan en acı şey şu, sendika insanlara güç verir, burada ise insanları yıkmışlar. insanların işini kolaylaştırmaktan çok insanların işini zorlaştırmışlar. Biz arkadaşlara; 'Toplu sözleşme sizlerle beraber yapılacak. Aranızdan temsilciler seçilecek, her şeyi birlikte yapacağız.' dedik. Arkadaşlarımız da 'Biz size güveniyoruz.' diyerek sendikamıza üye oldular.”
Çağırıcı, işçilerin Güvenlik-İş'e baskıyla üye yapıldığına dair iddialara ise şöyle yanıt verdi:
“ABB'nin emekçileri zaten baskı denilen şeyden yılmışlar artık. Melih Gökçek döneminde tavan yapan bir baskı ve bir zulüm. Mustafa Tuna döneminde hafif bir rahatlık. Ondan sonra Mansur Yavaş döneminde sadece kendi işlerini yapıyorlar. Eğer biz baskı yapmış olsak, benim bütün teşkilatım yaklaşık 30 kişi, 70 gün Ankara'daydık biz. Niye ben 30 kişiyi Ankara'da 70 gün ağırlayayım? Baskı yapıyorsak biz Hak-İş gibi çok rahat yaparız. Asıl baskıyı yapan kendileri. Bütün kamuda, bütün bürokraside, hatta özel sektörde bile... Virüs gibi adeta her yere yayılıyorlar. 'Telefonla oturduğumuz yerden biz talimat veririz. Biz burayı üye yaparız.'; bundan 3-4 sene öncesine kadar bunu yapıyorlardı. Artık yapamıyorlar. Niye? İşçinin de gözü açıldı. Artık kamu bürokrasisi de bunlara müsaade etmiyor. Artık iktidar da buna müsaade etmiyor. Kendileri şu an sahada gerçekten sendikacılık ve sendikacılık anlayışını geliştiremedikleri için, artık sendikal hayatta kendilerine tutunacak bir dal bulamıyorlar.”
İBB'DE ÖRGÜTLENME DÖNEMİ
Yakın zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)'nde örgütlenmeye başlayacaklarını belirten Güvelik-İş Başkanı, “İstanbul Büyükşehir Güvenlik AŞ'de 10 bin emekçi arkadaşımız var. Yaklaşık 3 aydır saha araştırmalarını yapıyoruz. Arkadaşlarımızla temas ettik. Lokasyonlarımızı belirliyoruz.” bilgisini verdi.
İBB'de de Hak-İş'in baskısı olduğunu ifade eden Çağırıcı, şöyle devam etti: “Baskı dönemi sendikanın yetki döneminde oldu. Bunu bütün emekçiler söylüyor. Kendileri 'Sendikamızdan memnun musunuz, değil misiniz?' diye anket yapıyor. Yüzde 98 memnuniyetsizlik çıkıyor. Hak-İş Konfederasyonu adeta işveren temsilciliği yapıyor. Aslında işverenlerin de bir nevi arayıp da bulamadığı bir sendikal yapı. Ama biz bundan rahatsızız. Sendikal oranımız zaten, 15 milyon sigortalı insanda 2 milyon sendikalı... Bugün Türkiye'nin en büyük işçi konfederasyonu biziz. Kamuda çalışan tüm güvenlik görevlisi arkadaşlarımız sendikalı. Ama özel sektörde maalesef sendikalılık oranımız çok düşük. Güvenlik-İş ve Türk-İş olarak, sendikasız tüm işçileri sendikalı yapma derdindeyiz.”
Ömer Çağırıcı yeni dönem toplu sözleşmelerine ilişkin de şu önbilgileri verdi: “Öncelikle özel güvenlik görevlisi olan işçilere değerli olduklarını hissettireceğiz. Temsilci seçimleri yapacağız. Kendileri bu zamana kadar hiç kimseyi seçmemişler, şimdi kendilerini seçecekler. Biz buradaki temsilcilerimizle ve tüm lokasyondaki arkadaşlarımızın seçeceği insanlarla beraber bir toplu sözleşme taslağı yapacağız. Arkadaşlarımız bütün toplu sözleşme süreçlerine şahit olacaklar. Ülkemizde ekonomik şartlar belli. Elektriğe, doğalgaza, oraya buraya gelen zamlar belli. Bunların gerçek enflasyon üzerinden değerlerini ele alacağız ve özel güvenlik görevlilerinin özellikle yaptığı işleri ele alıp ona göre bir toplu sözleşme taslağı hazırlayacağız.
GEÇİCİ VE KİT’LERDEKİ İŞÇİLERİN DURUMU
Türkiye Haber-İş Sendikası ile Türk Telekom arasında geçen günlerde imzalanan sözleşmeyi verimli olarak değerlendiren Çağırıcı Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın imza töreninde yaptığı açıklamaya değindi. Çağırıcı, şunları söyledi: “Genel Başkanımız, geçici işçilerin hâlâ kadroya geçmediğini, geçici sürelerinin devam ettiğini belirtti. Orada KİT'lerde çalışan bizim emekçi arkadaşlarımızın kadroya geçmediğini söyledi. Daha sonrasında Çalışma Bakanımız Sayın Vedat Bilgin de orada anlamlı bir konuşma yaptı; 'Benim genel müdürlüğüm zamanından beri devam eden geçici bir işçilik, nasıl bir geçici işçilik ki hâlâ devam ediyor. Bu Çalışma Bakanlığı olarak bizim önümüzde olan bir süreç.' dedi. KİT'lerde çalışan arkadaşlarımızın da bakanımız göreve geldiğinden beri sorunun çözümüne odaklı çalışmalar yapıyor. İnşallah yakın zamanda da bu arkadaşlarımızın kadroya geçeceğine biz inanıyoruz.”