21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ankara-Bağdat-Tahran-Erbil hattında hassas temaslar: PKK’nın etrafındaki çember daralıyor

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’nin İran’a giderek ilişkilerde yeni bir sayfa açtıklarını duyurması, Ankara’nın yeni bölgesel stratejisi kapsamında Tahran’a yapılmış bir davet olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, ziyaretin olası sonuçlarını Aydınlık'a değerlendirdi

Ankara-Bağdat-Tahran-Erbil hattında hassas temaslar

Türkiye ile İran arasında zaman zaman bölgesel çekişmelerin yaşandığı aşikâr. Bu çekişme alanları ise hem Türkiye’deki İran düşmanlarının, hem de İran’daki Türkiye düşmanlarının en önemli malzemesi yapılıyor. Uzun yıllardır iki ülke de kendi çıkar alanları kapsamında farklı bölgesel aktörleri desteklerken, ne yazık ki bu ayrılık, terör örgütlerinin daha fazla alan kazanmasına da zemin hazırlıyor. Bunun en önemli örneklerinden biri ise Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ilişkilerde kendini gösteriyor. Ankara yıllar boyunca Barzani ailesiyle yakın işbirliği yaparken, Tahran Talabani ailesiyle daha sıcak ilişkiler kurdu. Bunun sebebini ise bir Haşdi Şabi yöneticisi şöyle açıklıyordu: “Bölgemizin birinci sorunu PKK değil Peşmerge’dir. Irak’ı böldüler ve bir devlet kurdular. Barzani devletine son vermezsek yeni bölünmeleri önleyemeyiz…”

İşte iki ülkenin farklı tehdit algıları, terörle ortak mücadelenin önündeki en önemli engellerden biriydi. Peşmerge ile Haşdi Şabi işbirliğine yanaşmıyor, PKK ise boşluğu değerlendirerek gittikçe palazlanıyordu.

Ancak son günlerde bölgesel dengeleri kökünden değiştirecek bir dizi gelişme yaşandı. Bağdat’ın ABD askerlerini ülkeden gönderme iradesi, Erbil ile ilişkilerini yeniden tazmin etmesi, Bafıl Talabani’nin tamamen Amerikan denetimine girmesi ve KYB’nin Kuzey Irak’ı bölme yönündeki tehditleri, Ankara ve Tahran’ın da pozisyonlarını güncellemesine neden oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 yıl sonra Bağdat ve Erbil’e giderek Kalkınma Yolu kapsamında yeni bir ekonomik ve güvenlik stratejisi kurması, Tahran’ın da bölgeye bakışını etkilemişe benziyor. Bunun en somut göstergesi ise önceki gün Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’nin Tahran’a yaptığı ziyaret oldu. KYB Lideri Bafıl Talabani ise aynı gün Amerika’dan poz veriyordu…

‘KUZEY IRAK İRAN, TÜRKİYE VE SURİYE’YE TEHDİT OLMAYACAK’

Barzani, iki günlük Tahran ziyareti kapsamında İran dini lideri Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Ekber Ahmediyan ve Parlamento Başkanı Muhammed Bakır Galibaf ile ayrı ayrı görüşmeler yaptı. Ziyaret dönüşünde bir basın toplantısı düzenleyen Neçirvan Barzani, “İran'la ilişkilerimizde yeni bir aşamaya girdik.” dedi.

Tahran’daki toplantıların “çok iyi geçtiğini” bildiren Barzani, “Kürdistan Bölgesi'nin İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkileri çok önemli. İran İslam Cumhuriyeti dini lideri ile tanışmaktan onur duydum.” diye konuştu. “İran'la ilişkilerimizde yeni bir aşamaya girdik ve bunu hem yakından takip etmeli, hem de korumalıyız.” diyen Barzani, şöyle devam etti: “İran ziyaretimizde mevcut sorunların çözümüne yönelik çok ciddi bir irade görüyoruz. Kürdistan Bölgesi, bölgede istikrar ve güvenlik unsuru olarak kalmak istemektedir.”
Daha sonra gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Barzani, İran’ın Kuzey Irak’taki operasyonlarına ilişkin şunları söyledi:

“İran’ın önemli bir komşumuz olduğunu yineliyorum. Kürdistan Bölgesi hiçbir zaman komşuları için bir tehdit unsuru olmayacaktır ve olamaz. Her ne isimle olursa olsun Kürdistan Bölgesi’nde bulunan herhangi silahlı bir güç, Kürdistan topraklarını kullanarak İran topraklarında bir saldırı düzenleyip Kürdistan Bölgesi’ne dönemez. Bunu hiçbir komşumuz için kabul etmemiz mümkün değildir. Kürdistan Bölgesi de bu prensip doğrultusunda gerek komşumuz Türkiye, gerek İran, gerek Suriye ile ikili ilişkiler içerisinde olmayı sürdürecektir. Bu çerçevede İran’ın güvenlik endişelerini giderecek şekilde çok önemli adımlar atılmıştır. Bu sorunun köklü bir şekilde çözümüne ilişkin doğru yoldayız. Aynı şekilde ilgili taraflar da Kürdistan Bölgesi’nin hassasiyetlerini gözetlemeli, ki gözetiyorlar. Umarım bu tutumlarını sürdürürler ve bir daha İran ile Kürdistan Bölgesi görüşmelerinde bu tür konular gündeme gelmez.”

Neçirvan Barzani, iki ülkenin sorunların çözümünü kolaylaştıracak bir mekanizma oluşturulması üzerinde prensipte anlaşmaya vardıklarını bildirdi.

REİSİ: DÖNÜM NOKTASI OLMASINI UMUYORUZ

İran Cumhurbaşkanlığı da Reisi-Barzani görüşmesine ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamaya göre Reisi, Kuzey Irak heyetinin İran’a gerçekleştirdiği ziyaretin karşılıklı diplomatik, güvenlik, ekonomik ve kültürel ilişkilerin iyileştirilmesinde bir “dönüm noktası” haline gelmesini umduğunu söyledi.
Kuzey Irak topraklarının İsrail ve İran karşıtı gruplar tarafından Tahran'a karşı kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Reisi, “'İslam Devrimi karşıtı unsurların silahsızlanması ve bölgedeki varlığının son bulması bir zarurettir. Düşmanlar ve kötü niyetli tarafların dostane ve yakın ilişkilerimizi bozmasına izin vermemeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Güçlü ve birleşik bir Irak’ın İran için kritik öneme sahip olduğunu belirten Reisi, Irak'ın güvenliğini kendi güvenlikleri olarak gördüklerini söyledi.

Mehr Haber Ajansı da, “Neçirvan Barzani'nin İran ziyareti neden önemli?” başlığıyla yayınladığı bir analizde, şu ifadelere yer verdi:

“Son on yılda Tahran ile Erbil arasındaki ilişkilerde zaman zaman sorun ve kesintilere neden olan konulardan biri de sınırdaki İran karşıtı grupların faaliyetleridir. Neçirvan Barzani'nin Tahran ziyaretiyle birlikte Kuzey Irak’taki yetkililerin ve komutanların İran'la etkileşim düzeyinin artması ve Kürdistan Bölgesi’nde İran İslam Cumhuriyeti'nin ulusal güvenliğine karşı herhangi bir eylemi önlemek konusunda ciddi adımların atılması bekleniyor. Irak'ın Kürdistan Bölgesi, Bağdat ve Tahran ile işbirliği ve koordinasyon içerisinde ortak sınırı daha dikkatli bir denetime tabi tutarsa ve bu alanların istikrar ve güvenliği ciddi bir şekilde sağlanırsa, ekonomik ilişkilerin gelişme ihtimali artacak ve bu durum bölge halkına fayda sağlayacaktır.”

TÜRKİYE-İRAN DOSTLUĞU BELİRLEYİCİ

İşte yıllar sonra Erbil ile Tahran arasında kurulan bu diyaloğun bölgeye de önemli yansımaları olacağı değerlendiriliyor. Ziyarete ilişkin Aydınlık’a konuşan Em. Tuğg. Fahri Erenel ve Em. Kur. Alb. Eray Güçlüer, PKK için çemberin daha da daralacağı görüşünde. Erenel Ankara, Bağdat ve Erbil eksenine Tahran’ın da katkı sunacağını, Peşmerge ve Haşdi Şabi’nin daha uyumlu olacağını, KYB’nin de pozisyonunu yeniden değerlendirmek zorunda kalacağını belirtiyor. Güçlüer de aynı şekilde son ziyaretin yeni bir dönemin işaretçisi olduğu kanaatinde.

İki komutan da Türkiye’nin bölgesel planlarına İran’ı dahil etmesinin önemine işaret ederken, ABD’nin bu işbirliğinden rahatsız olacağını da özellikle vurguluyor.

‘IRAK’IN TERÖRDEN TEMİZLENMESİ İRAN’IN İŞBİRLİĞİ İLE SAĞLANABİLİR’

Emekli Tuğgeneral, TASAM Başkanı Prof. Dr. Fahri Erenel:

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın Irak ziyareti iki ayaklıydı. Aynı gün Bağdat'ta Muhammed Sudani ve Erbil'de Neçirvan Barzani ile görüştü. Ancak İran'ın da mutlaka bu süreç içerisinde yer alması gerekiyordu. Irak'ta Şiiler hakim, yani Şii nüfus %50'nin üzerinde. Bu açıdan İran'ın Irak içerisindeki etkisi biliniyor. Bu Kalkınma Yolu Projesi’nin de hem güvenliğinin sağlanması hem de Irak’ın kuzeyinin terör örgütlerinden arındırılması ancak İran'ın da içinde olacağı bir işbirliği ile mümkün olabilir. Şimdi Irak ve Türkiye ayağı tamam. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ayağı da tamam. Ancak İran, Süleymaniye bölgesinde Talabani ile ilişkisini sürdürüyor. Bu vesileyle PKK'ya bir şekilde yol veren İran meselesini görmezden gelmek pek mümkün olmazdı. İran mutlaka bu sürecin içinde yer almalıydı. Bence Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı görüşmelerden sonra Neçirvan Barzani'nin Tahran’a gitmesi, bu Kalkınma Yolu Projesi’nin İran’ın da menfaatine olacağının bir mesajı olabilir.

“İran, Irak’la tüm temasını Süleymaniye üzerinden sağlıyor. Ancak Süleymaniye'nin hemen güneydoğusunda, İran sınırına çok yakın bir noktada Amerikalılar yeni bir üs açtılar. İran bundan ciddi şekilde rahatsız. Bence özellikle son İsrail-İran çatışması ve İran'ın karşısında yer alan Batılı ülkelerin yaptığı açıklamalar da bu süreçte etkili oldu. İran’ın, bölgesel gelişmeleri de dikkat alarak burada Türkiye'nin de Irak'ın da içinde yer alacağı bir ekonomik yapılanmanın, bölgesel işbirliğine ve güvenliğe katkı yapacağını düşündüğünü değerlendiriyorum.

‘KYB YENİ BİR EKSEN ÇİZMEK ZORUNDA’

“Talabani Amerika'dayken Barzani’nin de İran'da olması tesadüf değil. Bu ziyaretler mutlaka önceden bellidir. Talabani’nin giderken İran'dan onay aldığını da düşünmüyorum. Zaten Amerika buna müsaade etmez. Onun oraya gidiyor olması, aslında PKK'ya yol açıyor olmasıdır. Biliyorsunuz haberler vardı, Türkiye’nin olası operasyonuna karşı bine yakın PKK’lının Irak’ın kuzeyine gönderildiğine dair. Dolayısıyla terör örgütü bir yerden bir yere doğru kaygılarken bundan mutlaka Amerika'nın haberi vardır ve işbirliği olan unsurlara da haber veriyordur. Ancak bu süreçte KYB de kendisine yeni bir eksen çizerek Amerika ve KDP ile ilişkilerini dizayn etmek zorunda kalabilir.

‘HAŞDİ ŞABİ ANA ROL OYNAYACAK’

“İran'ın Irak’taki en önemli kolu ise Haşdi Şabi. Şimdi anayasal bir yapıya da kavuşturuldu. Haşdi Şabi İran odaklı milislerden oluşan bir yapı. Haşdi Şabi'nin PKK ile yer yer işbirliği yaptığını görüyorduk. Hatırlarsınız Sincar Dağı bölgesinde Bağdat ve Erbil’in PKK’ya karşı yapacağı ortak bir operasyon vardı. Ancak Haşdi Şabi ile PKK birlikte mevziler kazdılar. Fakat bu sürecin üzerinden epey geçti, Irak'ta çok farklı sular aktı. Bu açıdan Haşdi Şabi’nin de artık Peşmerge ile daha uyumlu olacağını ve PKK ile mücadelede ana rol oynayacağını düşünüyorum. Irak Merkezi Hükümeti de biliyorsunuz Türkiye sınırında Zaho’da iki yeni üs açtı. Dolayısıyla Kuzey Irak'la Merkez Hükümet arasında da bir işbirliğinin tesis edildiğini görüyoruz. Tüm bunların, Cumhurbaşkanı’nın Irak hamlesinin sonuçları olduğunu, Kuzey Irak'tan İran'a yapılan ziyaretin de buna uygun planlı bir eylem planının parçası olduğunu düşünüyorum. Böylece Türkiye, Irak ve İran arasında oluşturulan bu yeni yapılanmanın olumlu sonuçlar vereceği kanaatindeyim. Bu Amerika'nın asla istemediği bir şey. Ama devam edecektir.”

Ankara-Bağdat-Tahran-Erbil hattında hassas temaslar: PKK’nın etrafındaki çember daralıyor - Resim : 1

‘PKK İLE MÜCADELEYE OLUMLU YANSIYACAKTIR’

Emekli Kurmay Albay ve ASAM Başkanı Dr. Eray Güçlüer:
“Bu ziyareti olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek lazım. Kesinlikle Türkiye aleyhine değil. Türkiye ile birlikte hareket eden Kuzey Irak Yönetimi’nin İran'a jesti diye düşünüyorum. Yani ‘Biz Türkiye ile hareket ediyoruz ama komşumuz İran’ı da unutmadık.’ diyorlar. Hatta ‘Şimdi Kalkınma Yolu Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Türkiye PKK’yı temizleyecek, biz de destek olacağız. Sen de PKK’yı değil bölgede beni muhatap al.’ mesajı veriyorlar.

‘YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR’

“Yeni bir dönem başlıyor. Bu güzel bir şey. Eski dönem neydi? İran'ın PKK üzerinden bölgeye etkisi vardı. Demek ki yeni dönemde artık PKK değil, Neçirvan'ı muhatap alacaklar. Bu yeni dönem, bölgede PKK'nın olmadığı yeni bir siyasal düzlem, ekonomik düzlem, Irak Merkezi Hükümeti’nin güç kazandığı bir düzlem olacak. İran da bu yeni politik denklemde yerini almak istiyor. Bu olumlu bir gelişme. Sonuçları sahaya da etki edecektir. Mesela Haşdi Şabi konusunda da önemli bir yansıması olabilir. Çünkü Haşdi Şabi’nin bir kolu Irak Ordusu içinde ve Türkiye ile anlaşmaları gereği Sincar-Erbil hattında PKK'ya müdahale edecekler. Bu süreç, Türkiye’nin Erbil ve Bağdat ile birlikte PKK ile mücadelesi üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır.

‘İRAN’IN TAVIR DEĞİŞTİRMİŞ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR’

“Bizim İran’la aramızı iyi tutmamız lazım. Bu aynı zamanda Talabani güçlerinin kendisini düzeltmesinde de bir etki yaratır. Çünkü İran KYB yerine KDP'ye yönelir, Erbil’i muhatap alırsa doğal olarak KYB’nin de KDP'ye olan bağlılığı artar. Aynı gün Bafıl Talabani’nin Amerika olması ise kötü. Yani tesadüf değil bunlar. Barzani İran’a giderken Talabani’nin Amerika’ya gitmesi, İran'ın bölgede tavır değiştirmiş olduğu anlamına geliyor. Bu iyi bir şey.”

Ankara-Bağdat-Tahran-Erbil hattında hassas temaslar: PKK’nın etrafındaki çember daralıyor - Resim : 2

Irak PKK İran Neçirvan Barzani Kuzey Irak