Ankara Valisi Nevzat Tandoğan neden intihar etti?
Dr. Neşet Naci Arzan cinayetinin Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan tarafından kasten örtbas edildiği, hatta zorla başkasına yüklenildiği de ortaya çıkar. Tanık olarak çağrıldığı mahkemede sanık durumuna düşen Tandoğan bunalıma girmiş, 9 Temmuz 1946 tarihinde hayatına son vermiştir

1929-1946 yıllarında Ankara Valiliği ve Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Nevzat Tandoğan (1894, İstanbul-9 Temmuz 1946, Ankara) neden intihar etti?
16 Ekim 1945 tarihinde Ankara'da Anafartalar Caddesi’ndeki Çocuk Esirgeme Kurumu Apartmanı'nda Dr. Neşet Naci Arzan özel muayenehanesinde devrin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kazım Orbay'ın oğlu Haşmet Orbay tarafından yedi kurşunla vurularak öldürülmüştür.
Bülent Ecevit'in babası Dr. Fahri Ecevit'in muayenehanesi de öldürülen Dr. Arzan'ın muayenehanesiyle komşuydu.
Cinayet sırasında Dr. Fahri Ecevit korkudan kapılarını kilitler ve kendisini banyoya hapseder.
Tek parti devrinin ceberrut Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan, Haşmet Orbay'ın Robert Koleji'nden arkadaşı olan ve aynı evi paylaşan Reşit Mercan'ı polis marifetiyle makamına getirtir ve bu cinayeti mutlaka üstlenmesi gerektiğini emreder.
Mercan da Ankara Valisi'nin tehdit ve şantajlarından bunaldığı için işlemediği cinayeti mecburen kabullenmek zorunda kalır.
Ertesi gün karakola gidip teslim olur.
"Cinayeti ben işledim" der.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı jet hızıyla hazırladığı cinayet dosyasını Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk eder.
Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde adil bir yargılama yapılmadığına şahit oluyoruz.
Mahkemede gerçek kâtil Haşmet Orbay tanık sıfatıyla yer almaktadır.
Mahkeme heyeti görgü tanıkları Hizmetçi Sultan, Apartman görevlisi İzzet ve Maliye Bakanlığı Özel Kaleminde Mümeyyiz olarak çalışan Celadet Conk'a "Bak bakalım, orada gördüğünüz kâtil burada bulunan Reşit Mercan mıydı?" diye sorulmamıştır.
Taraflı hareket eden Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, Reşit Mercan'a işlediği cinayet iddiasıyla 20 sene ağır hapis cezası vermiştir.
Genelkurmay Başkanı'nın oğlu gerçek katil Haşmet Orbay ise "zabıtayı şaşırtmak, katilin ele geçmesini güçleştirmek ve feci cinayetin aleti olan tabancayı ruhsatsız olarak taşımak suçundan sadece 1 yıl hapis ve 10 lira hafif para cezasına" çarptırıldı.
Dosya tasdik için Yargıtay'a gönderildi.
Yargıtay, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu ve cinayet dosyasını yeniden görüşülmek üzere Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştir.
OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
GERÇEK KÂTİL
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan adil yargılamada, kâtilin devrin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kazım Orbay'ın oğlu Haşmet Orbay olduğu ortaya çıkmıştır.
Cinayetin Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan tarafından kasten örtbas edildiği, hatta zorla başkasına yüklenildiği de ortaya çıkar.
Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını Yargıtay'da bozduran ve gelişmelerin seyrini Vali Tandoğan aleyhine olacak şekilde değiştiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Fahrettin Karaoğlan, 16 Haziran 1946 tarihinde otomobilinde ölü olarak bulunmuştur.
Tanık olarak çağrıldığı mahkemede sanık durumuna düşen Ankara'nın 17 yıllık Vali ve Belediye Başkanı, aynı zamanda CHP Ankara İl Başkanı Nevzat Tandoğan bunalıma girmiş, 9 Temmuz 1946 tarihinde kafasına bir kurşun sıkarak intihar etmiştir.
1946 genel seçimleri, 21 Temmuz 1946 tarihinde yapılmıştır.
Ankara'nın tanınmış doktorlarından birisi olan Dr. Neşet Naci Arzan'ın aynı zamanda Ankara'daki Sovyet Rusya Büyükelçiliği'nin özel doktorluğunu da yaptığını, 1945 yılında Bosnalı müslümanlar için de maddi yardım topladığını, Haşmet Orbay ile Rusya lehine casusluk yaptığı da Ankara kulislerinde dillendirilmektedir.
Haşmet Orbay'ın babası Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kazım Orbay görevinden alınarak pasif bir görev olan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Üyeliği'ne atandı.
Anası Mediha Orbay ise Enver Paşa'nın kız kardeşiydi.
Mediha Orbay oldum olası garip davranışları olan bir hanımefendiydi.
Hayatta karşılaştığı felaketler bu davranışlarını daha da tuhaflaştırmıştı.
İlk olarak çok sevdiği, onunla gurur duyduğu abisi Enver Paşa'nın Orta Asya macerası ve orada şehit düşmesi, daha sonra oğlu Haşmet'in mahkum olması, kocasından boşanması, diğer abisi Nuri Killigil Paşa'nın silah fabrikasındaki patlamada parçalanarak ölmesi, kocası Kazım Orbay'ın 1964'te ve nihayet ilk kocası Adana Valisi Cevdet Tahir Bey'den olan oğlu Orhan Belbez'in 1976 yılında yaşamlarını yitirmeleri ruh dünyasında büyük sarsıntılara yol açmıştır.
Bayan Orbay elinde daima bir deste iskambil kağıdıyla fala bakmaktan büyük bir zevk alıyordu.
ÂŞIK VEYSEL'İ ULUS'A SOKMADI
Eski Antalya Milletvekili (1965-1969) Osman Yüksel Serdengeçti 1944 yılında DTCF öğrencisiyken tutuklanır ve kendisini bir anda Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'ın karşısında bulur.
"Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek; ikincisi ise, askere çağırdığımızda askere gelmek."
Vali Tandoğan kılık-kıyafetini beğenmediği ünlü halk ozanımız Aşık Veysel'i Ulus'a sokmamıştır.
NOT: Ankara cinayeti davasında şahit olan Celadet Conk 1970'li yıllarda Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğünde Uzman olarak çalışmaktaydı.
Kendisini tanırım.
Osman Yüksel Serdengeçti ile Osman Bölükbaşı'nın Çankaya Alaçam Sokağındaki evinde tanışmıştım.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.