Antakyalı depremzedeler: Birine ev yaparken biri köyünü terk etmesin
6 Şubat depremlerinin en fazla etkilediği Hatay’ın Antakya ilçesinde TOKİ konutları için kamulaştırılan alan tartışmalara neden oldu.
Toprakları için mücadele eden köylüler, Aydınlık’a konuştu, alanın hemen yanı başında devlet arazileri olduğunu belirttiler, tarım arazilerine dokunulmamasını istediler.
Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Dikmece Mahallesine ait toprakların, ‘acele kamulaştırma’ kararı ile Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) devredilmesine karşı köylülerin mücadelesi sürüyor. Zeytin ve tarım arazilerinin kamulaştırmaya dahil edilmesine karşı çıkan köylüler, “Bu araziler bize dedelerimizden kaldı, asırlardır bu topraklarda çiftçilik yapılıyor. Köylü toprak olmadan burada yaşamını nasıl sürdürecek?” diye sordu.
TOKİ konutları için kamulaştırılan topraklarda, Dikmece, Kuzeytepe ve Karaali mahallelerine ait zeytin bahçeleri bulunuyor. Aynı topraklarda hububat ürünleri ekimi de yapılıyor. Köylüler, Amanos Dağlarının eteklerinde konut için devlet arazilerinin bulunduğunu belirttiler, “Üstelik devlete ait bu araziler hem bedava hem de depreme dayanıklı yerler.” dediler.
‘VALİMİZİ KÖYE DAVET EDİYORUZ’
Köylülerin ‘mücadeleyi nasıl sürdüreceğiz?’ toplantısına katıldık. Aydınlık’a konuşan köylüler, yetkilileri köye davet ettiler.
Dikmece Mahallesi Muhtarı Sezgin Yurtsever, “Firmaların topraklarımızı almaya çalışmasına karşı mücadele yürütüyoruz. Hatta evlerimizi bile almaya yelteniyorlar. Köyümüzün içini bile ölçüp, biçiyorlar. Köyde 12 kişilik bir heyet kurduk. Görüşmelerimizi bu heyet yapıyor. Karakol komutanı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ile görüştük. Görüşmelerimiz hiçbir sonuç vermedi. Sayın valimizle AFAD toplantısında görüşmek için gece saat 22.00’ye kadar bekledik, görüşemedik. Yetkililer, başta sayın valimiz, Dikmece mahallesine gelip, bizimle görüşsünler. Yine biz konutlara değil, yapıldığı yere karşıyız. Devletin, başka arazileri var, bomboş duruyor ve sağlam zemin.” diye konuştu.
Köyün girişinde zenginlerin toprakları olduğunu da belirten Yurtsever, “Buralara değil, tarım ve zeytin ağaçları olan çukur yerlere konut yapmak istiyorlar. Neden o yerleri almıyorlar? Biz de depremzedeyiz.” dedi.
‘DEVLETİN ARAZİLERİ VAR’
Üretici Ali Esmer de şöyle konuştu:
“Biz bu hatalı kamulaştırmaya taraftar değiliz. Biz de depremzedeyiz, birine konut yaparken diğer depremzedeyi ateşin içine atmayalım. Bizim de evimiz, arazimiz, zeytinliklerimiz yok olacak. Bizler yetkililere soruyoruz, ne yapacağız? Hemen köyün yanında Amanos Dağlarının eteği sağlam zeminli, evleri devletin arazisine yapmalarını öneriyoruz.”
Köylülerin toplantısına katılan Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu da köyün hemen üst tarafında olan dağlık bölgeye dikkat çekti. Karasu şöyle konuştu:
“Bölgedeki hazine arazisi 38 binlik konut için çok uygun olmasına rağmen neden zeytinlikler ve neden tarım arazisi? 5 etaplık ve 38 binlik konutlar, TOKİ tarafından bu arazilere yapılmak isteniyor. Kamulaştırılan alan, yapılmak istenenin 5 katı, geriye kalan alanda neler yapılacak? Oradaki kamulaştırmanın amacı ne? Zeytin yönetmenliğine göre zeytin ağaçları kesilemez, bizler de köylümüzde birlikte buna müsaade etmeyeceğiz. Buradaki zeytinler 50-300 yaş arasında, zeytinyağımızın ve zeytinlerimizin kalitesini başka yerde bulamazsınız.”
ASIRLIK ZEYTİN AĞAÇLARI KESİLECEK
Çiftçi Hasan Üzgün:
“Köyümüz zeytini, havası ve endemik bitkileri ile cennet. Acele kamulaştırma kararı ile yüz binlerce ve asırlık zeytin ağaçları kesilecek. Bu köy yaşanmaz hale gelecek ve köyümüzü terk etmek zorunda kalacağız, bizler yaşam alanlarımıza sahip çıkmak istiyoruz. Evet, konuta ihtiyaç var ama gidin dağın eteğinde hazine arazileri var, oralara konut yapın, bizim yüz yıllık emeğimizi, zeytinlerimizi kesmeyin. Bu toprakların talan edilmesine ve üç-beş firmaya peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz.”
BELEDİYE BAŞKANI’NDAN HATAY’A DESTEK ÇAĞRISI
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Hatay’ın son durumu hakkında bilgi verdi.
Hatay’da 96 bin 654 tane binanın ya ağır hasarlı ya da acil yıkılacak durumda olduğunu belirten Savaş, “23 bin 65 insanımızı depremde kaybettik. Kimliği tespit edilemeyen insanlarımız ve 210 kayıp vatandaşımız var. Acımız çok büyük.” dedi.
EN BÜYÜK EKSİK: BARINMA, İŞ YERİ, OKUL
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile görüşmelerinin olumlu bir şekilde devam ettiğini belirten Savaş, şöyle devam etti: “Şu anda bakanlık tarafından 30 bin 749 bina yapılması için ihaleye çıkıldı. Hatay’da 220 bin konut yapılacağı konuşulmakta. Bu konutları bitirme şansımız yok. Ama bir yerlerden başlanması önemli. Geçici iş yerleri yapıldı ve okullar açılsın diye de çalışmalar yapılmaya başlandı. Hatay’ın en büyük eksiği barınma, iş yerleri ve okul ihtiyacıdır.
‘ALT YAPI SORUNUNA YETİŞEMİYORUZ’
Deprem bölgelerinde 8 bakanlığın, Kızılay ve AFAD’ın da devreye girerek gücümüzün yetmediği yerlerde bizlere destek olması ve el uzatmaları lazım. Ekonomik desteğe de ihtiyacımız var. Hatay’daki bütün kurumlar artık depremzede. Bu kadar ağır travmaya çok büyük ekonomik destek gerekiyor. Antakya ve Defne’deki bütün mahallelerimizin altyapısı gitmiş durumda. Ayrıştırma çalışmaları yerinde yapıldığı için de bu kadar fazla yaşanan altyapı sorunlarına yetişemiyoruz. İller Bankası, AFAD ve DSİ’den destek aldık ama bize daha fazla destek lazım.”
‘HATAY, AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN’
Savaş, şehirdeki esnaftan iş adamına, sanatkârdan kamu kurumlarına kadar herkesin çok zor durumda olduğunu da belirterek Hatay’ın bir an önce ‘Afet Bölgesi’ ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Savaş, Afet Bakanlığı kurulması çağrısı da yaparak, “Riskli binaların ve bölgelerin tespit edilerek ona göre hazırlıklı olmamız lazım. Deprem şans değil. Gelecek nesillere de sağlıklı şehirler bırakmak için hükümetin bir an önce bu konuda önlemler alması lazım.” dedi.