AOSB Başkanı Ali Bahar: Aynı ürünün maliyeti 1 liradan 3 liraya çıktı
AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bahar, artan maliyetlere dikkat çekti. Enerji, girdi maliyeti, finansman, nitelikli iş gücü planlamasına dikkat çeken Bahar 'Bütün bunları ileriye doğru koordine edebilirsek, ihracatta ve üretimde Türkiye'nin önünün daha da açık olacağını düşünüyorum' dedi
Tarımın ve turizmin merkezi Antalya, Türkiye'nin 4. büyük Organize Sanayi Bölgesi ile de ülke ekonomisinde adından söz ettiriyor. Döşemealtı ilçesinde, 750 hektar alanda faaliyet yürüten Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB), kentin içinde bir üretim kenti. Burada 283 fabrika etkin çalışıyor, 17 bin 500 kişi ise istihdam ediliyor.
Türkiye ekonomisine yıllık 24 milyara yakın katkı sağlayan AOSB, 750 milyon doları bulan ihracat hacmini artıracak hızlı hamleler yapıyor. Şimdi sırada bir Teknokent var. AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar ile sanayicilerin sorunlarını, taleplerini ve hedeflerini konuştuk.
ENERJİ VE GİRDİ SORUNU
Bahar, öncelikle enerji ve girdi maliyetleri sorununa değindi: "Salgının etkisi dünyada birçok taşı yerinden oynattı. Enerji, lojistik ve girdi maliyetleri açısından her şey çok değişti. Türkiye, burada yaklaşık 2,5 milyar insana 3 saatlik uçuş mesafesinde olmasının avantajını yaşıyor. Enerji, lojistik ve girdi maliyetleri artarken ihracatta da artış söz konusu. Burada kur etkisini de görebiliyoruz. Ancak Türkiye'nin içerisinde de ciddi lojistik ve ham madde sorunları var. Türk sanayicisi duruma çok hızlı ayak uydurabilen bir yapıya sahip. İhracatta yüzde 25 civarında bir artışımız var. Aynı oranda elektrikte artış gözlemliyoruz. Bir malı sadece yerinde üretmeniz yetmiyor. Kullanacağınız hammaddelerin dünyadaki fiyatları her an değişiyor. Hatta bulunamıyor. Bulsanız da bu kez, konteyner ya da TIR bulup göndermede sorunlar yaşıyorsunuz. Hadi tüm bunları yaptınız, finansmanda büyük sorunlar çıkıyor önünüze."
'SANAYİ VE ÜRETEN ÖNEMLİ HALE GELDİ'
Ali Bahar, önceden 1 liraya üretilen ürünün şu anda 3 liraya üretilebildiğini, bu durumun da kredi rakamlarını etkilediğini ifade etti. Bahar şöyle devam etti: “Sanayiye, üretime sağlanan kredibilitelerin yeniden gözden geçirilmesi çok önemli. Bu olmazsa, finansman sağlanamayacağı için aynı miktarda mal yeniden üretilemeyecektir, arz (üretim miktarı) kısıntısına gidilecektir. Daha az üretim sonuç olarak fiyat ve enflasyon artışı olarak halkın karşısında çıkacaktır. Kredi Garanti Fonu desteği yaratılmalı. Salgın öncesindeki miktar kadar değilse de üretimin, sanayinin kullandığı kredi garanti fonlarını doğru ve gününde ödeyen kişiler için, o limitlerin tekrar aynı miktarda kullandırılmasının gündeme alınması gerekir.
“Türkiye Cumhuriyeti'nin sanayisi ve üretenleri çok önemli hale geldi. İşin enerji tarafına, girdi maliyeti tarafına, finansmanına ve nitelikli işgücünün sanayiye katılmasına bakmak lazım.”
'SANAYİ BÖLGEMİZ BİLİM HAVZASI OLACAK'
Uzun zamandır meslek edindirme ve teknik lise konusunda fikir ve projeler geliştiren AOSB, eylül ayında AOSB Teknik Koleji'ni eğitimin hizmetine açtı. Sanayi sektörüne nitelikli işgücü kazandırmayı hedefleyen okulda eğitim, yemek, ulaşım ve kıyafetler ücretsiz. Eğitim çalışmalarında üst düzeyde makine ve elektronik aletler kullanılıyor. Ali Bahar, okulla ilgili de şu ayrıntıları aktardı: "Her yıl 280 öğrenci alacağız. Yabancı dil öğrenmeden öğrencilerimizi buradan mezun etmeyeceğiz. Rehberliği ön planda tutuyoruz.”
AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, sanayi üretiminin çağın teknolojik gelişmeleri ile uyumlu hale getirilmesi ile ilgili hedeflerini şöyle açıkladı: "60'a yakın kuluçka firması, 60'a yakın Start-Up firmamız ve arkasında 1'er dönümlük alanlarda, 30'a yakın ArGe ve inovasyon yapan firmamız olacak. Kafanızda şöyle canlandırın: Bir okul, yanında teknopark ve hemen yanında bir üniversitemiz (Bilim Üniversitesi). Biz, burayı bilim havzasına çevirmek arzusundayız. Oxford Üniversitesi'nin tespitine göre, fabrikaların yüzde 80'i ya şu anda yaptığı işi yapmayacak ya da evrilerek güne uygun işler yapacak. Burada sanayicimize bir asist yapmış oluyoruz. Teknik liseden doğru insanları çıkartıyoruz, teknoparkta bilim, inovasyon ve ArGe alanında gelişen bir atmosfer yaratıyoruz ve diğer taraftan üniversitelerimizden bilimle donatılmış insanları getirmek istiyoruz. İşte bu 3 temel değerin, 7,5 milyon metrekarede 300'e yakın fabrikamıza taşınacağını düşünürsek, o zaman fabrikalarımızın geleceğe doğru nasıl evrileceği konusu netleşmiş olur.”