Arap dünyası Avrasya’da yerini alıyor
Çin, 2005-2021 yılları arasında Arap ülkelerindeki 214 milyar dolarlık yatırımları ile en büyük yatırımcı konumunda. 2021 yılında Çin-Arap ülkeleri ticari hacmi 330 milyar doları aşarak yeni bir rekor kırdı.
2021 yılının ağustos ayında büyük bir yenilgi yaşayan Amerikan askerlerinin kaçarcasına Afganistan’dan çekilmesi ve 20 yıllık işgalin Afgan halkının zaferi ile sonuçlandığı günlerde; dünyanın en fazla silah ithal eden ülkelerinden Suudi Arabistan, Moskova’da Rusya Federasyonu ile askeri işbirliği anlaşması imzalıyordu. Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Prens Halid bin Selman’ın Rus Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile verdiği görüntü Washington’da “ihanet” yorumlarına yol açmıştı.
Amerikan dış politikasına yön veren kurumlardan Foreign Policy (FP) dergisi, Suudi Arabistan’ın Rusya’yla, hem de Afganistan’da yaşanan felaket görüntülerin yaşandığı zamanda vardığı anlaşma ve Çin’le artan stratejik ilişkileri karşısında ABD’nin yeni bir stratejiye ihtiyacı olduğunu belirten uzun bir analizi yakınlarda yayımladı. “Riyad ve Tahran’ın neredeyse her konuda birbiri ile rakip olmasına rağmen her iki ülkenin de Rusya ve Çin’e destek vermesi” diye başlayan FP analizi, ABD’nin girdiği çıkmazı açıkça gösteriyor
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) 23 milyar dolarlık anlaşmayı iptal ederek ABD’den F-35 savaş uçağı alımını iptal etmesi, Arap ülkelerinin birer birer Suriye ile diplomatik ilişkilere tekrar başlaması ve Çin Halk Cumhuriyeti ile artan stratejik ilişkiler, ABD sonrası Yeni Dünya’nın ayak seslerini kulaklarda çınlatıyor.
ÇİN-ARAP İLİŞKİLERİNİN TARİHSELLİĞİ
Tarihi iki bin yıl öncesine dayanan Çin-Arap ilişkileri, Hz. Muhammed’in İpek Yolu vasıtasıyla ileri Çin medeniyetinden etkilenmesi sonucu “İlim Çin’de de olsa talep edin, çünkü ilim talep etmek her Müslümana farzdır.” söylemi sonrası İslam dünyasında Çin’e yönelik ilgi daha da artmıştır. Batı dünyasında ancak 17. yüzyılda Vestfalya Anlaşması ile ülkelerde elçilik bulundurmanın başlatılmasından yüzlerce yıl önce, Hz. Osman zamanında 651 yılında Çin’de düzenli olarak bulunan bir elçi gönderilmesi ile Çin-Arap ilişkilerinin tarihsel temelleri atılmıştır.
ÇİN-ARAP İLİŞKİLERİ
1950’lerde Arap ülkelerinin emperyalizm ve sömürgeciliğe karşı mücadeleleri, Çin tarafından büyük destek görmüştür. Mısırlı lider Cemal Abdül Nasır’ın Süveyş Kanalını millileştirmesinin en büyük iki destekçisi Sovyetler Birliği ve Çin olmuştur. 1956 yılında İngiltere, Fransa ve İsrail’in Mısır’a karşı emperyalist-siyonist savaşına karşı dönemin Çin Başbakanı Zhou Enlai, Nasır’ı arayarak “Çin hükümeti Mısır hükümetine 20 milyon İsviçre Frangı nakit parayı karşılıksız olarak hibe etmeye karar verdi.” diyerek desteklerini iletmiştir.
Aynı dönemde Cezayir’deki Ulusal Bağımsızlık Savaşı başta olmak üzere Lübnan ve Filistin gibi Arap ülkelerinin de Batılı saldırganlığa karşı mücadeleleri Çin tarafından desteklenmiştir.
KUŞAK VE YOL GİRİŞİMİ’NİN ÖNEMLİ ETKİSİ
Yukarıda belirtilen olgular, Çin ile Arap dünyası arasındaki ilişkilerinin kökeninin maddi değil tersine sonuna kadar sınıfsal ve ortak mücadeleden doğan kardeşliğe bağlı olduğunu göstermektedir. Bu temelde inşa edilen siyasi ve ekonomik ilişkiler, Xi Jinping’in 2013 yılında ilan ettiği Kuşak ve Yol Girişimi’ne (KYG) Arap coğrafyasında görülen büyük ilgi sonucu daha da artmıştır.
Çok Kutuplu Uluslararası Düzen’in iyice belirgin hale gelmesi, Körfez ülkelerine de dış politikada daha bağımsız tutum fırsatı sunuyor. Özellikle Çin ve Suudi Arabistan ile artan siyasi ilişkiler ve ticari hacim, Suudi Arabistan’ın “2030 Vizyonu” ile KYG’ın örtüşmesi ile birlikte değerlendirildiğinde önümüzdeki yıllar açısından da önemli jeopolitik gelişmelerin ipucunu veriyor.
Çin’in büyüyen pazarı ve enerji ihtiyacı, Arap devletlerinin stratejik önemini de artırıyor. Ayrıca Çin’in dünya pazarları ile ticari bağlantısını sağlayan Cebelitarık, Hürmüz, Malakka ve Bab-el-Mandeb Boğazlarının ikisi, Arap dünyasında yer alıyor. Çin’in günlük petrol ihtiyacı olan 10 milyon varilin yarısı Arap dünyası ve Hürmüz Boğazından geçiyor.
Çin, KYG kapsamında 2014'te Cezayir ve Mısır, 2016'da Suudi Arabistan ve BAE ile, 2014'te Katar, 2015'te Irak, 2016'da Fas ve Umman ile stratejik ortaklıklar kurdu. Ocak 2022 itibarıyla 20 Arap devleti Çin ile Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında enerji, yatırım, ticaret, finans, altyapı ve ileri teknoloji gibi çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzaladı.
Çin ve Arap devletleri 2004'te Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumu'nu ve 2013'te Çin-Arap Devletleri Fuarı'nı kurdular. 2018'de Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Çin-Arap Devletleri İşbirliği Eylem Bildirgesi imzalandı.
ARAP DÜNYASININ EN BÜYÜK YATIRIMCISI
Çin, 2005-2021 yılları arasında Arap ülkelerindeki 214 milyar dolarlık yatırımları ile en büyük yatırımcı konumunda. 2021 yılında Çin-Arap ülkeleri ticari hacmi 330 milyar doları aşarak yeni bir rekor kırdı.
Ayrıca Çin ve Arap ülkeleri arasında uzay çalışmaları ve tıbbi işbirliği konularında da son yıllarda önemli gelişmeler yaşandı. 2021'de Çin ve Arap devletleri, önümüzdeki yıllarda Çin-Arap devletleri uzay teknolojisi işbirliğinin temelini oluşturacak olan Çin-Arap Devletleri Uydu Navigasyonu Planı’nı imzaladı. 2020'nin başındaki Kovid-19 salgınının Çinli medikal şirketler Sinopharm ve Sinovac, Kovid-19 aşılarını üretmek ve depolamak için BAE ve Mısır ile iş birliği anlaşmaları imzaladı.
Xİ JİNPİNG’İN ZİYARETİ VE YENİ İVME
Çin Devlet Başkanı Xi’nin 2022 Aralık ayı başında Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret, Çok Kutuplu Dünya Düzeninin Çin ve Arap dünyasına sunduğu fırsatlar ve bu düzenin oluşumunda aynı zamanda birincil etkileri olan iki tarafın yeni işbirliği mekanizmaları oluşturmaları açısından not edilmesi gerekiyor.
Xi’nin ilk defa düzenlenen olan Çin-Arap Ülkeleri Zirvesi ile Çin-Körfez İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde 15’e yakın ülkenin devlet başkanları ve dışişleri bakanlarıyla görüştü. Xi, Suudi Arabistan, Kuveyt, Filistin, Mısır, Sudan, Irak, Fas, Cezayir, Lübnan ve diğer Arap ülkelerinden liderlerle bir araya geldi. Bu toplantılarda Xi, “Arap ortaklarının bağımsız kalkınma mücadelesine verdiği desteği yineledi ve hem Çin hem de Arap devletleri, uluslararası çok taraflılığa duydukları güçlü güveni paylaştıklarını” vurguladı. Xi’nin 6 yıl sonra Riyad’a yaptığı tarihi ziyarette Arap ülkeleri ile Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS’i genişletmek, milli paralarda ticaret gibi konular ise Washington’un korkulu kabusu oldu.
YENİ DIŞİŞLERİ BAKANI AYAĞININ TOZUYLA
ÇKP’nin 20. Genel Kongresi sonrası önceki Dışişleri Bakanı Wang Yi’den boşalan koltuğa getirilen Qin Gang, görevi alır almaz soluğu Kuzey Afrika’da aldı. Mısır’da Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile ilk Çin-Arap Devletleri Zirvesi'nin sonuçlarının uygulanmasını hızlandırma konusunda anlaştılar. Mısır'ın başkenti Kahire'deki görüşmelerinde Qin, geçen ay zirvenin başarılı bir şekilde toplanmasını yeni dönemde Çin-Arap ilişkilerinin geliştirilmesinde bir "dönüm noktası" olarak selamladı.
Çin ile Arap Birliği arasında enerji, altyapı, finans, eğitim, teknoloji ve diğer önemli alanları kapsayan düzinelerce işbirliği anlaşması imzalandı.
JEOPOLİTİK KIRILMA HIZLANIYOR
Çin Devlet Başkanı ve Dışişleri Bakanının Arap ülkelerini ziyareti, dünyadaki jeopolitik kırılmayı hızlandıracak. İki tarafın işbirliği sadece ekonomik değil, Uygur meselesi ve “Tek Çin Politikası” açısından Amerikan propagandasına boyun eğmeyen Arap ülkelerinin tutumu göz önüne alındığında aynı zamanda ideolojik bir birlikteliği de yansıtıyor. Diğer yandan Çin’in de geçmişten bugüne Filistin davasına desteği bunu kanıtlar nitelikte.
Çin’in barışçıl politikasının etkisi ile yakın gelecekte İran nükleer meselesi, Suriye krizi, İsrail-Filistin meselesi, İran-BAE adalar anlaşmazlığı gibi ABD’nin kışkırttığı sorunların aşılarak bölgesel barışa ulaşılmasının da başlayacağını ayrıca söylemek mümkün.