‘Arap milliyetçiler Esad’ı destekliyor’
Şam’da yaşayan gazeteci Sarkis Kassarjian, 26 Mayıs’ta Suriye’de düzenlenecek olan seçimlerde bölgedeki Arap milliyetçilerinin mevcut Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı destekleyeceğini bildirdi.
Suriye, savaşın 10. yılında ikinci kez Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 26 Mayıs’ta sandık başına gidecek. Hem Suriye içindeki hem de uluslararası arenadaki güç dengeleri, 2014 yılındaki bir önceki seçimden bütünüyle farklı. Suriye’nin başkenti Şam’da ve birçok çatışma sahasında gazetecilik yapan Sarkis Kassarjian, ‘Arap dünyasında seçimlerin tanınma olasılığını, bu seçimin döneminin ayırt edici yönü’ olarak görüyor. Kassarjian’a göre 26 Mayıs’tan sonra Suriye toplumunda ‘büyük değişim’ beklentisi var.
2014 yılında Suriye Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılırken Beşar Esad’ın geleceğine ilişkin tartışmaları hemen her gün uluslararası medyada görmek mümkündü. Bugün ‘Esad gidecek mi?’ sorusu geride kalmışa benziyor. Başından beri İran’ın, 2015 yılı 30 Eylül’ünden itibaren de Rusya’nın aktif desteğini alan Şam, 2021 yılına gelindiğinde dengeleri büyük ölçüde kendi lehine değiştirmeyi başardı. Esad yönetimi büyük kentleri tamamen kontrol altına aldı, muhalif etiketi taşıyan grupları İdlib’e gönderdi, Fırat’ın doğusundaki sorunun çözümüne ilişkinse şimdilik bekliyor. Bu resme ek olarak ülke, pandeminin de ağırlaştırdığı ekonomik kriz koşullarında 26 Mayıs’ta seçimlere gidiyor.
Şam’da yaşayan gazeteci Sarkis Kassarjian, ülkedeki duruma ilişkin uluslararası siyaset analiz sitesi United World International’ın sorularını yanıtladı.
Genel seçimde kaç aday var? Adayların temel siyasi mesajları nedir? Aralarında siyasi rekabet var mı?
Seçimlerde 51 kişi aday adayı oldu. Anayasa gereği aday adayları Suriye Meclisi’nde 35 milletvekilinin desteğini almalıdır. Bu sürecin işletilmesi sonucu 3 aday kaldı. Mevcut Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Abdullah Sellum Abdullah ve Mahmoud Ahmed Marei. 3 adayın şanslarını değerlendirirsek ikisinin seçilme şansı yok sayılır.
Çünkü Abdullah Sellum çok küçük bir partinin adayı. Partisinin popülaritesi yok. Arap Nasiri Partisi’nden... Mahmut Marei de muhalafet adına BM Cenevre görüşmelerine katılan heyetin adayı. O da Suriye içinde bilinen bir kişilik değil.
Ayrıca ülkede normalde seçim daha doğrusu demokrasi mekanizması bundan önce olmadığı için insanlar, daha bilmedikleri adayı gidip soruşturup, programının ne olduğunu ne vaatler verdiğini araştırmayacak. Bu kültür de yok Suriye’de. Bunun için diğer iki adayın hiçbir şansının olmadığını düşünüyorum.
Seçim Suriye'nin tüm bölgelerinde yapılacak mı? Özellikle Fırat'ın doğusunda seçim çalışmaları düzenleniyor mu?
Seçim havası elbette var. İnsanlar bu seçimi bekliyor. Çünkü seçimden sonra değişim olması bekleniyor. Bu seçimler insanlar için artık bir umut. Sokaklarda posterler var. Beşar Esad taraftarlarının astığı afişler var. Seçim, Suriye Hükümeti’nin kontrolü altında olan bölgelerde yapılacak. Mesela İdlib’de sandık kurulamayacak. Azez’den başlayarak Rasulayn’a kadar Türkiye’nin kontrol ettiği alanlarda, kuzeyde sandık kurulamayacak. Bir de YPG’nin kontrol ettiği bölgeler var. Yalnızca o coğrafyada hükümet kontrolü altında olan alanlarda, sokaklarda ancak seçim merkezleri kurulabilecek. Haseke’de şehir merkezinde, Kamışlı‘da devletin kontrolünde olan yalnızca bir bölgede sandıklar koyulacak.
ŞAM İÇİN PYD İŞGALCİ BİR ÖRGÜT
PYD ile Şam seçim konusunda, sandıkların koyulması konusunda uzlaşabilir mi?
Şam’ın PYD bölgelerinde sandık koyması söz konusu değil. Öyle bir şey olmayacak. Çünkü Şam için PYD işgalci bir örgüt. Meşruiyeti olmayan, kendi kendine silah zoruyla belli bölgeleri kontrol eden, kendini oradaki insanlara dayatan bir örgüt olarak görülüyor. Son dönemdeki bazı resmi söylemlerde, Suriye Demokratik Güçleri terör örgütü olarak da nitelenmeye başlandı. Resmi televizyonlarda, haberlerde, Suriye Demokratik Güçleri terör örgütü olarak geçiyor. Şam bu yapıyı ‘terör örgütü’ olarak değerlendirdiği için Şam’ın terör örgütünün bölgelerinde sandık koyması ihtimal bile değil. Terör örgütü dediğinde El Nusra ile aynı kefeye koymuş oluyor. Tabi ki Şam her zaman El Nusra’nın çok daha tehlikeli olduğunu dile getiriyor. Ama Nusra’dan sonra belki de en tehlikeli örgüt Suriye Demokratik Güçleri olarak nitelendiriliyor Şam tarafından.
ARAP MİLLİYETÇİLER ESAD’I DESTEKLİYOR
Cumhurbaşkanı Beşar Esad somut olarak Suriye halkına ne vaat ediyor?
Suriye halkının ya da Esad’ı destekleyenlerin en önemli gerekçesi, Esad’ı kendi hayatlarını, mülkiyetlerini, ülke güvenliğini ve laikliğin garantörü ve koruyucusu olarak görmeleri. Esad’ı seçmelerinin nedenleri budur. Çünkü Esad’sız bir Suriye, kaos ortamına, bir Libya kopyasına dönüşebilir. Ya da dışarıyla bağları olan her dini grubun her azınlığın kendi başına hedefleri olduğu, siyaseti olduğu Lübnan gibi bir devlete dönüşebilir.
İkincisi, örneğin Arap milliyetçilerinin Esad’a büyük destek verdiğini görüyoruz. Hem Suriye’de hem Arap dünyasında. Örneğin Mısır’da, Cezayir’de, Tunus’ta ve başka yerlerde Esad’ı destekleyenler Arap milliyetçiliği üzerinden destekliyorlar. Ayrıca bir Kürt yapılanması oluşmaması için garantörü Esad olarak görüyorlar, Suriye’deki Arap milliyetçiler de dışarıdaki Arap milliyetçileri de.
SURİYE’NİN ARAP LİGİ’NE DÖNÜŞÜ YAKIN
Seçimlerle birlikte düşünüldüğünde Suriye'nin Arap Birliği’ne dönmesi, Arabistan'la istihbarat görüşmeleri… Bütün bunlar yeni bir dönemin işareti mi?
Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesinin artık yakın bir mesele olduğunu düşünüyorum. İstihbarat görüşmelerinden sonra sadece Suudi Arabistan’la değil birçok ülkeyle görüşmelerden sonra artık bu meselenin seçimlerin ardından gerçekleşeceğini değerlendiriyorum. Kişisel görüşüm bu yönde. Ayrıca ister Suudi Arabistan ister Mısır girişimleri, bu yolda girişimler. Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesi. Arap ülkelerini yeniden siyaseten bilhassa Türkiye sorununda müttefik olarak birleşmiş bir vizyonla çıkmasını sağlamak. Bence şu anki bütün planlar bu yönde.
TÜRKİYE TUTUM DEĞİŞTİRİRSE SURİYE DE DEĞİŞTİRİR
Suriye'de aradan geçen 10 yılda çarşıda pazarda Türkiye algısı durumda? Şam'da siyasilerin son Türkiye değerlendirmesi bunca zaman sonra ne şekilde?
Suriye sorununda tek bir bakış olmadığı için Türkiye’ye de bakış tek değil. Suriye’de iki kanattan söz edebiliriz. Bir, mevcut yapıyı destekleyen kesim. O tarafta Türkiye Hükümeti’ni ‘düşman’ gibi görme vizyonu var. İki, muhalif kanat. Onlar da Türkiye’yi bir kurtarıcı olarak görüyor.
Ancak bu bakışlar Türkiye’nin siyasetini değiştirmesiyle değişebilir. Çünkü bu tip görüşler Suudi Arabistan için de geçerliydi ancak Suudi Arabistan’ın siyaseti değiştirme ya da eski siyasetinden vazgeçme işaretleriyle bu algı da değişti toplum içerisinde. Sonunda bu siyaseten ortaya çıkan bir görüş. Bundan önce böyle değildi. Türkiye sevilen bir ülkeydi. Suriye’de yeri olan etkisi olan bir ülkeydi. Bunun için Türkiye Hükümeti’nin tavrındaki herhangi bir değişikliğin buradaki bakışı da değiştireceğini düşünüyorum.