Arıkan: İmralı süreci zarar görebilir, dikkatli olmak lazım

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "Bir yanda İmralı süreci devam ederken diğer yanda kent uzlaşısının bir suç olarak görülmesi gibi bir durum söz konusu. Saadet Partisi olarak bizim en büyük itirazlarımız bu konuya. Çelişkili durumlara sürekli karşı karşıyayız." dedi.

'CHP'YE DESTEĞİMİZİ DİLLENDİRİYORUZ'

Partisinin genel merkezinde basın mensuplarıyla iftar programında bir araya gelen Arıkan, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili CHP'ye destek verdiklerini söyleyen Arıkan, "Saraçhane'ye Grup Başkanvekilimiz Bülent Kaya Bey ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya Bey gittiler, Özgür Bey'le görüştüler. Ben de sürekli telefonla irtibat halindeyim. Gitmememizin özel bir sebebi yok. Cumhuriyet Halk Partisi'nin verdiği mücadelede biz Saadet Partisi olarak üzerimize düşeni, yakışanı, desteğimizi her platformda dillendiriyoruz." dedi.

'MARJİNALLERE KARŞI HERKESİN TEMKİNLİ OLMASI GEREKİYOR'

İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından gerçekleştirilen eylemlerin sorulması üzerine Arıkan, "Sayın Cumhurbaşkanına yasak geldiğinde ben üniversitede öğrenciydim. O zamanlar Cumhurbaşkanı'na gelen yasaklardan dolayı ben de sokaklara çıkmıştım. Sonrasında Refah Partisi kapatılmıştı. Yine bir üniversite genci olarak o dönem partimizin genel başkanı rahmetli Erbakan Hoca'mızdan bir işaret bekliyorduk. 'Sokaklara çıkalım, eylemler yapalım' tabiri yerindeyse biraz da 'taşkınlık yapalım' beklentisi vardı. O gün Erbakan hocamız konjonktüre bakarak sokakların eylem yapma noktasında güvende olmadığına işaret ederek bizi sükunete davet etmişti. Ama ben bugün böyle bir durum olmadığı kanaatindeyim. İnsanlar sokağa çıkmalı, haklı taleplerini dillendirebilmeli. Mutlaka marjinal dediğimiz aşırı uçlar olacaktır. Ona karşı da herkesin temkinli olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Eylemlere ilişkin bazı görüntülere dikkat çeken Arıkan, sözlerini "Camide taşkınlıkların yapıldığını, kamu mallarına zarar verildiğini gördük. Bunlara da aklıselim gençler kendi içerisindeki uygulamalarla engel olacaktır." diye sürdürdü.

'ARKADAŞLARIMIZDAN CHP SANDIĞINA GİDİP OY VERENLER OLDU'

CHP'de cumhurbaşkanı adayı belirlemek için yapılan önseçimle ilgili "Bizim arkadaşlarımızdan da gidip oy kullananlar oldu." bilgisini paylaşarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer partilerden de gidip oy kullananlar oldu. Nasıl ki insanlar içindeki birikmiş duygularını sokakta boşaltıyorlar. Bazı arkadaşlar da sandığa giderek o tepkilerini ortaya koydular. Burada Cumhuriyet Halk Partisi'ne bir görev düşüyor. Oraya giden herkes Cumhuriyet Halk Partili olduğu için gitmediler. Birçok siyasi parti oraya gitti. Ben eminim ki AK Parti'lisi, MHP'lisi de vardır. Cumhur İttifakı'nın aklıselim insanları da o sandığa gidip oy kullanmışlardır.

'İKTİDAR MENSUPLARI İÇİN BİR TEK SAVCI GÖREVLENDİRİLMEDİ'

"Adaletin herkese doğru şekilde işlemesi gerektiğini düşünüyorum. 'Bendense adaletin farklı mekanizmaları işlesin. Karşıdansa adaletin farklı mekanizmaları işlesin.' Biz buna karşı çıkıyoruz. Yakın bir zamanda devletin bir bakanı kendi kurumuna dezenfektan sattı. O bakanı çiçeklerle yolcu ettik. Geçmişte bir belediye başkanı yine iktidarın önemli bir ismi tarafından şehri parsel parsel satmakla suçlandı. O hala bugün siyaset sahnesinde boy gösterebiliyor. Beş tane belediye başkanı görevden alındı. Üç tane bakan görevden alındı. Onlarla alakalı bir tek savcı görevlendirilmezken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile alakalı bu kadar savcıların, kolluk güçlerinin teyakkuz haline geçmesi, bizim itirazımız buna. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes yargılanabilir, ifade verebilir. Hakkında soruşturma açılabilir. Ama kendinden olan bir insana bu kadar müsamahakâr davranırken muhalefetin en ufak bir hatasından sonra bu tip uygulamaları yapmayı doğru bulmuyoruz. Bir yanda İmralı süreci devam ederken diğer yanda kent uzlaşısının bir suç olarak görülmesi gibi bir durum söz konusu. Saadet Partisi olarak bizim en büyük itirazlarımız bu konuya. Çelişkili durumlara sürekli karşı karşıyayız."

'ANAYASA PAZARLIKLARINDA YOKUZ TÜRKİYE'NİN CERRAHİ BİR MÜDAHALEYE İHTİYACI VAR'

Şamil Tayyar gibi bazı isimlerin, diploma meselesinden yola çıkılarak, 'CHP anayasa değişikliği için

Meclis'te uzlaşsın, Cumhurbaşkanlığı seçiminde koşulları değiştirelim, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ın üçüncü kez adaylık engelini kaldıralım, İmamoğlu'nun diploma meselesini de kaldıralım' minvalinde önerileriyle ilgili Saadet Partisi'nin böyle bir pazarlığa nasıl yaklaştığı sorulan Arıkan, şu cevabı verdi:
"Saadet Partisi hiçbir pazarlık noktasında olmaz. Anayasa maddelerinin şunu al bunu ver kısmına hiçbir zaman girmez. Kişiye has uygulamaların, bundan dolayı maddelerin değiştirilmesi doğru bulmuyorum... Bu tip kapalı kapılar ardındaki yapılan görüşmelerden veya şunu al bunu ver siyasetinden ziyade, Türkiye'deki problemlerin cerrahi bir müdahaleye ihtiyacı var. Kökten ve çözümle alakalı gelecek anayasa değişikliklerine biz varız."

'İMRALI SÜRECİNE ZARAR VERME İHTİMALİ VAR, DİKKATLİ OLMAK LAZIM'

Kent Uzlaşısı ile alakalı soruya da yanıt veren Arıkan, şu değerlendirmede bulundu:
"Sayın Bahçeli'nin Ekim ayında başlatmış olduğu sürecin akamete uğramaması için, oranın zarar görmemesi için, böyle bir karar çıkma ihtimalini yüksek görüyorum. Sayın İmamoğlu'nun Kent Uzlaşısı suçundan suçlanmamasını, ceza almamasını o şekilde değerlendiriyorum. Kayyum atanmaması da buna bağlanabilir. Burada tabii 50 yılda Türkiye'nin en önemli problemlerinin biri, Kürt meselesi çözüme kavuşturulmak üzere gibi, sağlıklı bir süreç yürüyor. Saadet Partisi olarak bu sürecin sağlıklı işlediği ve çözüme yaklaşıldığı noktasında idik. Ama bu son sürecin oraya da zarar verme ihtimali var. Dikkatli olmak lazım. Bir kazanım elde edildi, bir yerlere gelindi. Gerek İmralı'dan yapılan açıkama, siyasi partilerin bu süreçte alakalı önemli bir kısmının destek sağlamasını, akamete uğratmadan sağlıklı bir şekilde yetiştirmemiz gerekir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik Kent Uzlaşısı suçlaması olmadı ama Şişli var, Esenyurt var, onlara Kent uzlaşısı ile ilgili suçlama yapıldı.
"İktidarın tam olarak nerede durabildiğini ben kendim adına kestirmiş değilim. MHP'nin durumu net, Sayın Bahçeli'nin durduğu yer net. Ama iktidar hala çelişkili bir durum ortaya koyuyor."

'TRUMP'TAN BİZ NASIL BİR GÜZELLİK BEKLEYEBİLİRİZ'

AK Parti iktidarının içerde olduğu gibi dış politikada da çelişkiler yaşadığını belirten Arıkan, ABD ile ilişkiler konusunda şunları aktardı:
"Sayın Erdoğan bugün Trump'la alakalı 'ikinci Trump döneminin Türkiye için güzel işler yapma fırsatı olabileceğini' söyledi. Trump'tan biz nasıl bir güzellik bekleyebiliriz? Tek kelimeyle dünyayı felakete sürüklüyor. Bizim coğrafyamızla alakalı niyetleri aleni bir şekilde ortaya çıkıyor.
"Daha öncesinde 'Ey Trump!' diye başlayan cümlelerden bugün 'dostum Trump'a geldik. Trump'la müzakere yaparak coğrafyamızın iyi yerlere gelebileceğini düşünüyoruz. Mutlaka bir akıl tutulmasın."

MİLLET İTTİFAKI'NA GÖNDERME

Türkiye'de konuşulacak problemler bir türlü gündeme gelemediği söyleyen Arıkan, "İnsanlarımız aç, insanlarımız geçinemiyorlar. Bütün bunlar bir kenarda, blok halinde dururken bizim bu tip (pamuk şekeri) konuları konuşmamızın ülkede zaman israflı olduğunu düşünüyorum. Eğer 86 milyon insanı kardeşlik hukuk içerisinde yaşatmayı düşünüyorsak, illet, zillet, şer, münafıklar çetesi gibi muhalefete cümle kurmaktan vazgeçmek gerekiyor. Muhalefetin de iktidarın çekmeye çalıştığı bu kutuplaşma siyasetinde uyanık davranarak o tuzağa düşmemesi gerekiyor.
"2014, 2018, 2023 üç sefer cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmış. Üçünün de sonuçları 52'ye 48. İktidar bloğu %52 almış, muhalefet bloğu %48 almış. Muhalefet bloğu da bu 48'i nasıl 50 artı 1 yaparımın yollarını araması gerekiyor. 48'i tutmak değil mesela, 48'i 50-1 yapmanın yollarını aramak gerekiyor. Bugünkü kullanılan dilin, iktidarın 50 artı 1'i tutmaya yönelik bir dil olduğunu, ama muhalefetin de, bizim dışımızdaki muhalefetin kasıtıyla söylüyorum, 48'i 50 artı 1 yapmak derdinden ziyade, 48'i tutmak dili olduğunu kanaatimdeyim." diye ifade etti.

'CHP CUMHURBAŞKANI ADAYI İLAN EDERKEN BİZİMLE GÖRÜŞMEDİ
ADAYLIK İÇİN ÇOK ÇOK ERKEN'

"Cumhuriyet Halk Partisi adayını belirlerken sizinle bir irtibata geçti mi? Saadet Partisi'nin adayı kim?" sorularına da yanıt veren Arıkan,
"Daha seçimleri üç yıl kala Cumhurbaşkanı adaylığının tartışmasını biz baştan beri doğru bulmuyoruz. Bunu Sayın Özel'e de kendisini de ifade etmiştim ziyaret ettiğinde. Çok çok erken.
"2027'nin sonbaharında olacak bir seçimin bugünden adaylar ortaya çıkması Türkiye'de suni gündem oluşturacağını ve gereksiz yerde gündem meşgul edeceğini düşünüyorum. Vakti zamanı gelince bunlar konuşulacaktır.
"Cumhurbaşkanı adaylarının vakti zamanı gelince konuşulması gerektiğini düşünüyorum. CHP, Ekrem Bey'in adaylığını açıklama esnasında bizimle herhangi bir görüşme yapmadı." cümlelerini kullandı.