Arıkbey tekstil'de işçi kıyımı
Konya'da bulunan Arıkbey tekstil'de çalışan 9 işçi Türkiye Tekstil, Örme, Giyim ve Deri Sanayii İşçileri Sendikası'na (TEKSİF) üye oldukları gerekçesiyle işten atıldı.
Bunun üzerine işçiler tekstil önünde basın açıklaması yaparak işlerinin başına geri dönmeyi talep etti. TEKSİF, olayla ilgili hukuki süreç başlattığını açıkladı.
Dünyaca ünlü marka Adidas’a üretim yapan Arıkbey Tekstil’de 9 işçi sendikalı oldukları için işten çıkarıldı. Performans sistemi olmamasına rağmen "performans düşüklüğü" öne sürülerek işlerine son verilen işçiler sendikalarıyla birlikte fabrika önünde basın açıklaması düzenledi. Türkiye Tekstil, Örme, Giyim ve Deri Sanayii İşçileri Sendikası’na (TEKSİF) üye olan işçilerin iş akitleri sona erdirilirken ‘performans düşüklüğü’ gerekçe gösterildi. Ancak Adidas’la çalışan fabrikada performans ölçüm sistemi olmadığı öğrenildi. 18 Mart'ta Beyşehir’deki fabrika önünde sendikalarıyla birlikte açıklama yapan işçiler, işlerine geri dönmeyi talep etti. TEKSİF, durumu Adidas’a da bildirdiklerini, hukuki süreç başlatıldığını belirtti.
İşçilerle dayanışmak amacıyla Beyşehir’de bulunan TEKSİF Genel Başkan Danışmanı Bayram Erdoğan, işverenin Adidas’tan sipariş alabilmek için işçi haklarına saygı duyma sözü verdiğini aktararak, “Adidas’ın yaptığı denetim sonucunda arkadaşlarımızın haksız yere işten atıldığı ortaya çıktı.” dedi. İşçiler seslerini duyurabilmek için İstanbul’da Adidas merkezinin önüne de gideceklerini dile getirdiler.
'İKNA ODALARI KURULDUĞUNU ÖĞRENDİK'
Aydınlık’a konuşan Teşkilatlandırma Uzmanı Bayram Erdoğan, Arıkbey Tekstil’de yaptıkları çalışmada uzun süreli ve zorunlu mesai ile düşük ücret tespit ettiklerini kaydetti. Erdoğan, “Sabah 06.30’dan akşam 21.00'a kadar mesai yaptırıldığını, işçilerin sosyal haklarının olmadığını gördük. 1 aylık işçi de 20 yıllık işçi de asgari ücret alıyordu.” diye konuştu. Erdoğan şöyle devam etti:
“Sendika olarak fabrikaya geldiğimizde işçiler büyük ilgi gösterdiler. Ancak bu ilgi baskı ve tehditlerle dağıtıldı. Sendikalı olmasınlar diye işçilere ikna odaları ve mahkemeler kurulduğunu öğrendik. Sonunda da sendikaya üye olanları attılar. 21 yıllık, 6 yıllık, 5 yıllık işçilere yalandan ‘Performansınız düşük.’ dediler. İnsanların anayasal hakkını kullanmasını engellediler. Bugün de işçiler açıklamamızı izlemesin diye Cuma namazına çıkışlarına müsaade edilmedi.”
MAHALLE BASKISI VE SOSYAL LİNÇ
Erdoğan, fabrika yöneticilerinin Anadolu kültürüne ve Çağdaş Türkiye’ye yakışmayan davranış ve uygulamalar örgütlediğini ifade etti. TEKSİF ve TÜRK-İŞ’in meseleyi çözüme kavuşturmak için zorluklardan kaçmayacağını vurguladı. Erdoğan, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Yöneticiler sendikalı işçilere ‘vatan haini’, ‘ahlâksız’, ‘nankör’ gibi sözler kullanıyor. İşveren tarafı Beyşehir’de güçlü olduğu için topyekûn bir baskı örgütleniyor. Örneğin işçinin birinin yakını fabrikaya mal veriyor, o da ekmeğiyle tehdit ediliyor. Eş ve dostlar devreye sokuluyor. Sosyal medyadaki platformlarda işçiler hedef gösterilerek linç ettiriliyor. Şimdi bütün işçilere ‘Ekmeğinizi biz veriyoruz.’ denilerek şantaj yapılıyor. Hiç kimse yasalardan üstün değildir. Bütün kamuoyunun bildiği gibi sendikalı olmak Anayasamızın 51. maddesiyle güvence altına alınmış bir haktır. Arkadaşlarımızın işlerine dönmesi ve işçilerin anayasal haklarını kullanabilmeleri için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Konuyu Cumhurbaşkanlığına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına da aktaracağız.”