Arjantin’den sonra İran da başvurdu: BRICS İttifakı büyüyor
Arjantin’in ardından İran da resmen BRICS üyeliği başvurusu yaptı. Batı’da krizin derinleştiği bir dönemde BRICS, çok kutuplu dünyanın inşasında öncü bir ittifak olarak genişliyor. Üyeler, IMF’ye muhtaç kalmıyor; güvenlik ve kalkınmanın her alanında kurumsal işbirliği yapıyor.
İran, BRICS’e katılmak için resmi başvuru yaptı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade pazartesi günü yaptığı açıklamada, BRICS’in “geniş yönleri olan çok yaratıcı bir mekanizmaya sahip" bir yapı olduğunu söyledi. Tahran'ın başvuruyla ilgili BRICS’le "bir dizi istişare" yaptıklarını da sözlerine ekledi. Gelişen dünyanın beş büyük ülkesi Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın baş harfleriyle anılan BRICS İttifakı’na, daha önce Arjantin de katılmak istediğini dile getirmişti. Dünya nüfusunun yüzde 40’ını ve GSYİH’sının yüzde 30’una ev sahipliği yapan BRICS, yalnızca bir liderler platformu değil, aynı zamanda kurumsal bir ittifak yapısı. Arjantin ve İran’ın BRICS’e katılmak istemesi de bununla ilgili.
BAŞVURULAR, BATI’YA YANIT
Başvurunun zamanlaması da anlamlıydı. Batı’nın Rusya’ya karşı yaptırımları ağırlaştırmayı konuştuğu ve NATO’nun Madrid Zirvesi’nin toplandığı bir zamanda, Çin’in ev sahipliğinde BRICS Liderler Zirvesi yapıldı. Çin ve Rusya liderleri, Zirve’de Batı’nın yaptırımlarını ve Soğuk Savaş zihniyetini eleştirdi. Çok kutuplu dünyayı inşa sürecinde BRICS’in öncü bir rol oynayacağını ilan etti. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in davetlisi olarak 24 Haziran’da BRICS+ toplantısına katıldı ve bir konuşma yaptı.
Reisi, konuşmasına BRICS’in dönem başkanlığını yapan Xi Jinping’in başarılı liderliğini kutlayarak başladı. Ardından “gelişen ekonomileri bünyesinde toplayan öncü bir kurum olan BRICS’in dünyadaki yeni eğilimlere uygun model ve inisiyatiflerle şekillendirmeyi başardığını” söyledi. Birbirini tamamlayan ekonomiler ve kültürel çeşitliliğiyle BRICS üyelerinin karşılıklı ihtiyaçlarına yanıt veren, ulusal ve ülkeye özgü kalkınma deneyimlerini küresel refah ve barışı güçlendirecek şekilde paylaşan bir yapı olduğunu belirtti. Reisi son olarak İran'ın jeopolitik konumunun onu BRICS'i enerji kontrol noktalarına ve büyük küresel pazarlara bağlamak için istikrarlı ve güvenilir bir ortak haline getirebileceğini ifade etti.
Zirveden üç gün sonra İran Dışişleri, resmi başvurunun yapıldığını duyurdu. Dışişleri Sözcüsü Hatipzade, süreci “İran Dışişleri Bakanı resmi başvurunun yapıldığını ilan etti ve bu bağlamda Çin lideri (Xi Jinping), Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi konuşma yapmak üzere BRICS Zirvesi’ne davet etti.” sözleriyle anlattı. Hatipzade ayrıca “İran’ın üyeliğinin BRICS’in tüm taraflarına değer katacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova da İran ve Arjantin'in BRICS'e üyelik başvurusunda bulunduğunu doğruladı. Zaharova sosyal medyada yaptığı açıklamada, "Beyaz Saray, Rusya'nın dünyadan bağlantısını kesmenin yollarını düşünmeye devam ederken İran ile Arjantin BRICS'e katılmak için başvurdu.” ifadelerini kullandı.
Arjantin Devlet Başkanı Alberto Fernandez de geçen hafta BRICS+ toplantısında ülkesinin ittifaka tam üye olmak istediğini söylemişti. Arjantin’in, neoliberalizmin acı reçetelerini ve IMF dayatmalarını tecrübe etmiş bir ülke olarak BRICS’e katılması ayrıca anlamlı.
ÜYELER IMF’YE MUHTAÇ DEĞİL!
BRICS, Batı’da resmedildiği gibi gevşek bir liderler forumu değil, tek kutuplu dünya düzenine alternatif sunan kurumlar oluşturmuş bir ittifak mekanizması. Bunların başında ise Yeni Kalkınma Bankası (NDB) ve Koşullu Rezerv/İhtiyat Fonu Düzenlemesi (CRA) geliyor. Birincisi Dünya Bankası’na, ikincisi ise IMF’nin Özel Çekme Haklarına (SDR) alternatif. 2015’ten beri faaliyette olan Yeni Kalkınma Bankası, 100 milyar dolar gibi önemli bir rezerve sahip.
BRICS’in Kalkınma Bankası Başkanı Marcos Troyjo, 23 Haziran’da yapılan BRICS Liderler Zirvesi’ne bankanın faaliyet raporunu sundu. “NDB, gelişen ülkelerin neler başarabileceğinin kanıtıdır.” diyen Troyjo, bu zamana kadar 80’den fazla projeye 30 milyar doların üstünde kredi verildiğini açıkladı. Önümüzdeki beş yılda yeni projelere 30 milyar dolar tahsis etmeyi ve yerel paraları güçlendirmek için özel çalışmalar yapmayı planladıklarını ilan etti. Troyjo, Yeni Kalkınma Bankası’nın yeni üyelerini de kutladı. Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri ve Uruguay da bankaya katılarak 280 milyonluk bir nüfusu yeni dünyanın finansal işbirliğine dahil ettiler. Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz’in “küresel ekonomik ve siyasi güç dengesinde radikal bir değişim” diye tarif ettiği Yeni Kalkınma Bankası, Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında faaliyet yürüten Asya bankalarıyla da yakın işbirliği içinde. İpek Yolu Altın Fonu, Asya Altyapı Kalkınma Bankası, Avrasya Kalkınma Bankası, Çin’in kurduğu ikili kalkınma ve milli varlık fonları ile birlikte değerlendirildiğinde BRICS üyelerinin önünde yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir finans kaynağı açılıyor. Üstelik bu kredi ve fonlar, IMF ve Dünya Bankası gibi “acı reçeteler” dayatarak ya da ülkenin tüm ekonomi politikasını değiştirme şartıyla da verilmiyor.
BRICS ülkelerini IMF’ye muhtaç kalmaktan kurtaran en somut mekanizma ise Koşullu Rezerv Anlaşması (Contingent Reserve Agreement, CRA). Yeni Kalkınma Bankası’yla aynı yıl yürürlüğe sokulan finansal yapı, üye ülkelerin kısa vadeli bütçe dengesi krizlerini aşması için bir fon oluşturuyor. En son Yunanistan örneğinde IMF karşıtı vaatlerle iktidara gelen Aleksis Çipras liderliğindeki Syriza partisinin, ödeme sorununu aşamadığı için nasıl IMF’ye muhtaç kaldığı hatırlardadır. CRA, 100 milyar dolarlık fonuyla, üye ülkelerin benzer bir krize düşmesi halinde imdada yetişmeyi amaçlıyor. Böylece BRICS hükümetleri, örneğin Yunanistan’da olduğu gibi memur ve emekli maaşlarını ödeyemedikleri zaman, kalkınma rotaları ve milli ekonomi siyasetlerini terk edip IMF’yle anlaşmak zorunda kalmayacaklar.
TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK FIRSAT
BRICS’in kurmuş olduğu kurum ve mekanizmalar bunlarla sınırlı değil. Çok geniş bir alanı kuşatan forumlar ve zirvelerle tecrübe paylaşımı ve ortak politika için eşgüdüm yapılıyor. Son BRICS Zirvesi’nde kabul edilen Beijing Deklarasyonu’nda yer alan birkaçı şöyle sıralanabilir: BRICS İş Konseyi, Bilişim Teknolojileri Çalışma Grubu, Terörle Mücadele Çalışma Grubu, Uyuşturucuyla Mücadele Çalışma Grubu, Polis Eğitim Programı, Dijital Ekonomi ve E-Ticaret Çalışma Grubu, Finans Düşünce Kuruluşları Ağı, Ödemeler Görev Gücü, Yeni Sanayi Devrimi Ortaklığı, Üretimin Dijitalleştirilmesi Ortaklığı İnisiyatifi, Teknoloji Transferi Ağı, Gümrükler Karşılıklı Yönetim ve İşbirliği Anlaşması, Ortak İstatistik Merkezi.
BRICS yalnızca dünya nüfusunun yarısına yakınını temsil etmesiyle değil, geçen sene dünya büyümesinin tam olarak yarısını karşılamış olmasıyla da sıyrılıyor. Asya ülkeleri Çin ve Hindistan ekonomi ve nüfusun ana eksenini oluşturuyor. Güney Afrika gibi dünyanın en dinamik nüfusu Afrika’ya açılan bir kapısı var. Brezilya, Latin Amerika’nın en büyük ülkesi. BRICS’in, aynı Şanghay İşbirliği Örgütü gibi yükselen Asya’nın lokomotiflerinden biri olacağını söylemek yanlış olmaz. İran’ın Şanghay İşbirliği Örgütü’ne tam üye olduktan sonra BRICS için de başvurması anlamlıdır.
“Tarihin sarkacı Asya’ya kaydı.” ve “Üretimin ağırlık merkezi artık Asya’da.” tespitlerinin hükümet düzeyinde dile getirildiği bir süreçte Türkiye’nin önünde açılan fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Batı’nın krizi ve dünyadaki değişim, BRICS gibi örgütlerin de hızla öne çıkmasını sağlıyor. Aydınlık yazarı Adnan Akfırat’ın köşesinde vurguladığı gibi Türkiye’nin de BRICS’e katılım başvurusu yapmasının tam zamanıdır.