Aromasıyla, kokusuyla yerli muz tüketelim

Gümüş, “Bu memleketin vatandaşıyım diyen herkes yerli malı tüketmeli. Kendi ürettiğimizi tüketelim. Buzdolaplarına yabancı markalı içecekler, kolalar değil, meyve suları koyalım. Mandalinamız, limonumuz, portakalımız var... Bugünlerde birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Üretimimiz fazlasıyla var, üreticiye destek olalım, yerli muz yiyelim. Aromasıyla, kokusuyla, bizim damak tadımıza en uygun olanı yerli muz. Yerli muzumuza, yerli üreticimize destek olalım.” diye konuştu. “Yerli muzu koklayarak al, alınca tadına hayran kal” diyen Gümüş, muzsuz yerli malı haftasının kutlanamayacağını belirtti.

‘MANDALİNA DAĞITALIM’

Ahmet Şeref Gümüş, toplumun DNA’sının ve çocukların damak tadının bozulduğunu ifade ederek, 20 yıl önce Yerli Malı Haftası dolayısıyla yaptıkları bir etkinliği de şöyle anlattı:

"Yıllar önce Bozyazı Kaymakamına ve Tarım Müdürlüğüne bir öneri yapmıştık. O zaman muz üretimi azdı, ithalat fazlaydı. Bölgeye gelen 33-07 plakalı araçlar dışındaki bütün arabaları durdurarak, muz ikram edelim, dedim. Kabul ettiler, polis durdurdu, biz de herkese muz ikram etmiştik. Bugün portakalda, mandalinada sorun var, üreticimiz zor durumda. Devletin kurumları, bu konuda adımlar atabilir. Üreticiden alınacak mandalinalar, portakallar, muzlar, ihtiyaç sahiplerine dağıtılabilir. Bununla ilgili çok fazla fikir geliştirilebilir.”

Çocukların yerli malından uzaklaştığını da belirten Gümüş, “Marketten tavuk almıyoruz, çocuklar yürüyen tavuk eti yemiyor, ‘Bu ne biçim tavuk’ diyorlar. Yoğurt mayalıyoruz, onun da tadını sevmiyorlar. Toplumun DNA’sıyla oynuyorlar. Toplumu yeniden yerli mala teşvik etmeliyiz.” dedi.

ÇİLEK ZAMANI İTHAL ÇİLEK GELDİ

Ahmet Şeref Gümüş, Anamur’da turfanda çilek üretiminin başladığı bilgisini de verdi. Başladı başlamasına ama birden Mısır’dan çilek ithalatı da başladı. Gümüş, ithalatı yapan kişilerin Anamur çileğinin ihracatını yapan tüccarlar olduğunu bildirdi, ihracatçı birliklerini uyardı. Gümüş şöyle konuştu:

“Çilekte tam işler rayına giriyor derken bazı ihracatçı arkadaşlarımız bizim çilekte rakibimiz olan ülkelerden çilek ithal etmeye başladı. Pandemi döneminde de bazı ihracatçılar, Yunanistan çileğini aldı, Türk çileği diye Rusya’ya Türk patentiyle gönderdi.

“Siz, Türk çiftçisini yok sayamazsınız. Bu ülkenin havasını teneffüs edeceksiniz, bu ülkenin suyunu içeceksiniz, bu ülkede ticaret yapacaksınız, utanmadan kalkıp çiftçiye ihanet edeceksiniz. Millet olarak birlik ve beraberliğimizi sağlamalıyız. Senin yaptığın uluslararası ticaret kurallarına aykırı olmayabilir ama sen de hiç mi vicdan yok. Üretici çileği yeni çıkardı, tam satacakken ithal çilek geliyor. Bırak garibanı 3 kuruş kâr yapsın.”