25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aşı çalıştayından uyarı: Kararsızlığa yasayla önlem alalım

İstanbul Üniversitesi'nin düzenlediği 'Salgında Toplum Bağışıklığı ve Kamu Yararı' çalıştayının sonuç bildirgesinde aşı kararsızlığına karşı yasal düzenlemeye gidilmesi istendi

Aşı çalıştayından uyarı: Kararsızlığa yasayla önlem alalım
A+ A-
TOPLUM SERVİSİ

İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü tarafından İstanbul Tıp Fakültesi’nin desteği ile düzenlenen “Salgında Toplum Bağışıklığı ve Kamu Yararı” çalıştayı sonuç bildirgesinde aşı kararsızlığına karşı yasal düzenlemeye gidilmesi istendi.

İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülbin Gökçay, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak tarafından yapılan çalıştayda salgına yönelik alınması gereken önlemler hukuksal, sosyolojik ve toplum sağlığı açısından masaya yatırıldı. 19 Ağustos 2021’de yapılan çalıştayda şu isimler konuşma yaptı: Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı ve Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Adem Sözüer, İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Özgülnar, İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, İktisat Fakültesi İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırma Merkezi Müdürü ve Sağlık Bakanlığı Sosyal Bilimler Kurulu üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gonca Keskindemirci, Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevtap Metin. Çalıştayın sonuç bildirgesi önceki gün açıklandı. 6 maddelik bildirgede aşı olan annelerin emzirmeye devamı için tedbirler alınması istendi. Hızlı aşılama ile birlikte maske, sosyal mesafe, kalabalıkların azaltılması gibi halk sağlığı önlemlerinin de disiplinli biçimde uygulanmaya devam etmesi zorunluluğu vurgulandı. Bildirgede ayrıca şu vurgular yer aldı:

OKULLARDA BULAŞI AZALTACAK UYGULAMALAR

l Pandemi dönemi okul sağlığı araştırmalarında: 12 yaş altı nüfusta, hastalanan öğrenci ve öğretmenler virüsü evinden ya da sosyal hayatından kapmakta, hastalığın okulda yayılımı sınırlı kalmaktadır; yayılım olduğunda da bu öğretmenden öğretmene biçiminde olmaktadır, öğrenciden öğrenciye bulaş az görülmektedir. Eğitim süreleri öğrencilerin sınıflarda uygun sosyal mesafeyi sağlayacak biçimde düzenlenmeli, sınıflar 20 dakikada bir havalandırılmalı; HES kodu takibi yapılmalı; karantina kuralları uygulanmalı; öğrenci ve öğretmenlerden temaslı ya da bulgusu olan okula gelmemeli; eller sabunla yıkanmalı; aşılı olanların da özellikle kapalı alanlarda maske ve mesafe kurallarına uymaları sağlanmalı; öğretmenler ders sırasında ve bina içinde maske takmalıdırlar.

ÇATIŞMA HUKUKSAL OLARAK ÇÖZÜLMELİ

l Aşı bir yönü ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve Anayasamızda düzenlenen bireysel bir hakka, vücut ve beden bütünlüğüne müdahale eden bir eylem; diğer yönü ile kamu sağlığının korunması için zorunluluğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir eylem olmaktadır. Bu durumda oluşan, Bireysel Haklar ve Kamu Yararı çatışmasının çözümü, tıbbi zorunluluğu ve kanunda açık bir şekilde düzenleme olmasını gerektirmektedir. Bulaşıcı ve salgın hastalıklarda alınacak tedbirleri ve yetkileri düzenleyen en temel kanun düzeyindeki hukuki düzenleme olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun (UHK) mevcudiyeti, Anayasa Mahkemesi kararlarından anlaşılacağı üzere kanunilik koşulunun karşılandığı anlamına gelmemektedir. Kovid-19 salgını ile mücadelede geliştirilen aşıların olunması zorunlu tutulduğu takdirde, buna uymayanların ne tür yaptırımlarla karşılaşabileceğine dair UHK’da yaptırımlar gösterilmiş değildir. Aşılama ile sağlanacak kamu yararı meşru zeminin hukuk sisteminde oluşturulması gerekmektedir. Yapıldığı dönem itibariyle, Türkiye’nin en önemli toplum sağlığı sorunlarında başarılı olan 1930 tarihli Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun, Kovid-19 mücadelesinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

BELİRSİZLİKLER GİDERİLMELİ

l Kovid-19 aşıları bakımından kişi, aşı olmama tercihinde bulunurken sadece kendi sağlığı ile ilgili değil başkalarının ve toplum sağlığı üzerinde de olumsuz şekilde etkili olabilecek bir karar vermektedir. Aşı olan ve olmayan biçimindeki farklı konumlardakilere farklı kuralların uygulanması, hukuken eşitlik ilkesine aykırılık veya ayrımcılık olarak görülemez; farklı yükümlülük ya da sınırlamalar getirilmesi eşitlik ilkesinin ihlali sayılmaz. Aşı olmayanlara seyahat, eğitim vb. toplu etkinliklere katılmaları için PCR testi yükümlülüğü yüklemek ve bunu yerine getirmediklerinde faaliyetlere katılmalarını yasaklamak hukuka aykırı sayılmayacaktır. Ücretsiz yapılan PCR testi ölçülü bir yükümlülük ve sınırlama iken, kapsamlı hak yoksunlukları için, hukuki eksiklik ve belirsizliğin giderilmesi acil bir zorunluluktur. Kovid-19 tedbirleri ve bu tedbirlerden en etkili olan Kovid-19 aşılarının yapılması için hukuki dayanakların TBMM tarafından bir an önce kanunen düzenlenmesi zorunludur. Söz konusu zorunluluk sadece hukuki bakımdan değil, Türkiye’nin salgınla mücadele başarısının devamı için en etkili tedbir olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış aşılanma gereğinin başarısı bakımından da geçerlidir.

YÜZDE 30 KUŞKU İLE YAKLAŞIYOR

“Araştırma sonuçlarına göre, yurttaşlarımızın yüzde 30’a yakını Kovid-19 aşı uygulamalarına kuşkuyla yaklaşmaktadırlar. Bunların büyük çoğunluğunu aşı kararsızları oluşturmaktadır. Aşı kararsızlığını etkileyen faktörlere yönelik tedbirler ile kısa-orta vadede olumlu sonuçlar alabiliriz. Aşı kararsızı yurttaşlarımızın tereddütlerini giderecek ekonomik, sosyal ve hukuki düzenlemelere ivedilikle yönelmez isek, önümüzdeki dönemde aşı kararsızlıklarında artış kaçınılmaz olabilir. Aşı politikasında, araştırmaların ortaya koyduğu sonuçların dikkate alınması, aşının toplumda benimsenmesini kolaylaştıracaktır.”

AŞI HIZI GENÇLERE TAKILDI

Kovid-19'la mücadele kapsamında 18 yaş üstü nüfusun yüzde 75'inden fazlasına en az iki doz aşı yapılan illerin sayısı 33'e ulaştı. 7 ilde ise bu oran yüzde 80'in üzerine çıktı. Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, nüfusu genç illerde aşılamanın daha yavaş gittiğini söyledi.

İki doz aşılama oranlarında ilk sıraları alan Muğla, Kırklareli, Ordu, Amasya, Çanakkale, Eskişehir ve Osmaniye'de oran yüzde 80'in üzerine çıktı. Edirne, Balıkesir ve Burdur'da 18 yaş üstü nüfusun yüzde 79'undan fazlası, Zonguldak, İzmir, Bartın, Giresun ve Aydın da yüzde 78'den fazlası aşılandı.

İki doz aşılanma oranlarının yüzde 75-78 aralığında olduğu iller ise Manisa, Artvin, Sinop, Bilecik, Tekirdağ, Çorum, Uşak, Isparta, Ankara, Mersin, Kastamonu, Samsun, Çankırı, Ardahan, Bolu, Antalya ve Tokat oldu. Türkiye genelinde 18 yaş üstü nüfusta en az iki doz aşılanma oranı yüzde 65-75 aralığında olan il sayısının da 35'e çıktığı görüldü. Bu kapsamda, toplam 68 ilde, 18 yaş üstü nüfusun yarısından fazlası aşılandı.

Aşılanma oranlarının en az olduğu 5 il, Şanlıurfa (yüzde 50,5), Diyarbakır (yüzde 55,1), Batman (yüzde 55,1), Muş (55,6), Siirt (yüzde 56,4) olarak kayıtlara geçti.

Son bir ayda Ankara'nın yüzde 71,3 olan 18 yaş üstü nüfusta iki doz aşılanma oranı yüzde 76,7'ye, İstanbul'un yüzde 64,9 olan oranı yüzde 71'e, İzmir'in ise yüzde 73,7 olan oranı yüzde 79'a çıktı.

BİR AN ÖNCE EKSİK DOZLAR TAMAMLANMALI

Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. M. Necmi İlhan, hedef nüfustaki her 4 kişiden en az 3'ünün en az iki doz aşısını yaptırdığına işaret eden İlhan, şöyle konuştu:

"Ülke genelinde en az çift doz aşılanma oranlarının yüzde 80'ler düzeyine gelmesiyle toplumsal bağışıklığa çok daha yakın olmamız mümkün olacak. Bu oranları yakalamamız, Kovid-19'un yeni varyantlarının yayılmasını da engelleyecek ve salgınla çok daha güçlü bir şekilde mücadele etmemizi sağlayacak. Son dönemde günlük aşılama hızının yavaşladığını görüyoruz. Bunun en önemli nedenleri arasında gençlerin aşıya yeterince ilgi göstermemesi yer alıyor. Aşılama oranı yüzde 65'in altında olan düşük illere baktığımızda da buralarda genç nüfusun daha fazla olduğunu görüyoruz. Bazı gençler ne yazık ki Kovid-19'u oldukça ağır geçirebiliyor. Ayrıca hastalığı hafif geçirse bile yakınlarına, büyüklerine bulaştırma ihtimalleri bulunuyor. Bu nedenle aşı olmayan gençlerimizi bir an evvel aşılarını olmaya, varsa eksik dozlarını tamamlamaya davet ediyoruz."

BURCU ÇALIK- AA
Koronavirüs Kovid-19 Aşı gençler kararsız