12 Ocak 2025 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aşı karşıtlarının akıl ve bilimle mücadelesi

Günümüzde aşı karşıtları Kovid-19 salgınının başlaması ve sosyal medya kullanımının artması ile atağa geçtiler. Sosyal medya raporlarına göre aşı karşıtı içerikli reklamlar yayınlayan iki dernek öne çıktı: Birincisi Dünya Civa Projesi Derneği (WMP), ikincisi Zorunlu Aşılamayı Durdurun Derneği (SMV)

Aşı karşıtlarının akıl ve bilimle mücadelesi
A+ A-
SELÇUK ERSOY / KUNMİNG - ÇİN

Kovid-19 salgınının başlaması ile dünya ekseni kaydı. Dünyadaki her ülke ve bireyin ekonomik anlamda etkilendiği, zenginlerin daha da zenginleştiği buna karşılık fakirlerin daha da fakirleştiği bir dönem yaşıyoruz. Kimimiz yakınlarımızı kaybettik, kimimiz de o özgür günlere dönmenin hayaliyle yaşıyoruz. Dünya üzerinde herhangi bir kişi bile yoktur ki şu salgının bitmesini istemeyen. Acılar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz ama insanoğlu doğası gereği geleceğe umutla bakmak ister. Şu an tek umudumuz ise Kovid-19’a karşı yapılan aşılardır. O eski günlerimize dönmenin yegane yolu aşılardan geçmektedir. Bilim insanları gecelerini gündüzlerine katıp bizleri bu dertten kurtarmaya çalışırken, sosyal medya ve ana akım medya "Çin aşısı mı yoksa Alman aşısı mı" gibi hiçbir bilimsel yanı olmayan bir tartışmanın içinde boğuluyor. Daha vahim olan ise Türkiye tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş ölçüde aşı karşıtlarının seslerinin yükselmesi. Peki nereden çıktı bu aşı karşıtları? Kaynakları ve beslendikleri yerler neler? Onun için aşı karşıtlığının tarihçesine bakmak lazım.

AŞI KARŞITLIĞININ TARİHİ

Dünyadaki ilk aşı karşıtlığı hareketi, İngiltere'de 18. yüzyılın başlarında kendini gösterdi. O dönemde en çok can alan salgın çiçek hastalığıydı. Edward Jenner adlı cerrahın 1796 yılında çiçek aşısını bulduğunu dünyaya açıklaması ile Amerika Birleşik Devletleri'nde ve İngiltere'de yaygın aşılamaya karşı tepkiler başladı. Tepkilerin nedenlerini siyasi, dinsel ve sağlık yönünden itirazlar olarak sınıflandırabiliriz. En büyük tepki ise dinseldi! Din adamları aşının hayvanlardan geldiğini ve hayvanlar Hristiyan olmadığı için aşıların yapılmaması gerektiğini savunuyorlardı.

Aşı karşıtı ilk dernek 1879’da William Tebb tarafından Amerika'da kuruldu. İngiltere kökenli bir iş insanı olan Tebb, genç yaşlarında Hristiyan radikallerden eğitim aldı. Kendini içki karşıtı, vejeteryan ve yemek reformcusu olarak tanıtıyordu. Spiritüalizm ve Teozifizm ilgi alanlarıydı. Amerika'da, zorunlu çiçek aşısına karşı 13 kez dava açtı ancak hepsini kaybetti. Toplumdan bir kesimin desteğini de alan Tebb, yürüttüğü kampanyalarla bir çok eyalette zorunlu çiçek aşısında geri adım atılmasını sağladı. Aşı zorunlu olmaktan çıkarılınca, salgın yeniden başladı. Çok öğreticidir Tebb, ailesini alarak salgından Londra'ya kaçtı. Siyasi olarak radikal bir liberal olan Tebb, bir çok liberal dernekte yöneticilik yaptı. Aşıların zararlarını kanıtlayamasa da kurduğu dernekler sayesinde dönemin en zengin insanlarından biri haline geldi. Bugünkü aşı karşıtlarının fikir babası olan Tebb 1917’de yaşama veda etti, bıraktığı vasiyette gerçekten öldüğünden emin olunması için öldükten sonra en erken bir hafta sonra yakılmasını istemişti.

1970'LERDE ABD'DE ALEVLENDİ

1970’lerin ortasında Amerika'da DTP (Difteri, Tetanoz, Boğmaca) aşılarının güvenliği konusunda bir tartışma başladı. Londra'daki Great Ormond Street Çocuk Hastanesi 36 çocuğun DTP aşısı olduktan sonra nörolojik rahatsızlıklara maruz kaldığını iddia eden bir rapor yayınladı. Bu raporla birlikte televizyon belgeselleri ve gazetelerde ürkütücü haberler yapılmaya başlandı. Bu şekilde kamuoyunun dikkatini çektiler. Sonuç olarak DTP aşısı yaptıran aileler ciddi anlamda azaldı. Aşı konusunda yaratılan kafa karışıklığının sonucunda üç büyük boğmaca salgını başladı, en çok zarar gören ülke yine İngiltere oldu. Üç büyük boğmaca salgınının başlaması üzerine İngiltere'de bağımsız bir uzman danışma komitesi kuruldu. DTP aşılarının bağışıklık ve zararları konusunda araştırmalar yapıp sonuçlarını yayınladılar. Sonuç: Aşılar bağışıklık sağlıyordu ve zararsızdı.

YİNE İNGİLTERE

1970’lerin sonunda İngiltere'de Gordon Stewart adlı bir doktor nörolojik bozuklukları DTP aşısına bağlayan bir dizi vaka raporu yayınlayarak yeniden tartışmalara neden oldu. Halk içinde ve kısmen doktorlarda kafa karışıklığına neden oldu. Bazı anketlerde doktorların hastalara aşı tavsiyesi konusunda isteksiz oldukları ortaya çıktı. Buna karşın İngiltere Ulusal Aşılama ve Bağışıklık Komitesi (Joint Committee on Vaccination and Immunisation) araştırmalara başladı. Ulusal Çocuk Ensefalopati çalışmasını başlattı, İngiltere'de nörolojik hastalık nedeniyle hastaneye yatırılan 2 ila 36 aylık her çocuğu belirleyip, aşılama ile riskin artıp artmadığını değerlendirdi. Sonuçlar aşıların nörolojik rahatsızlıklarla bir ilgisi bulunmadığıydı. Aşı karşıtları tarafından açılan bütün davalar, aşıların zararlı olmadığının bilimsel olarak kanıtlandığı gerekçesiyle düştü.

1998'de İngiliz doktor Andrew Wakefield bağırsak hastalığı ve otizmin MMR (kızamık, kabakulak, kızamıkçık) aşısı ile olan ilişkinin araştırılmasını önerdi. Birkaç yıl sonra aşının kullanıma sunulmadan önce düzgün bir şekilde test edilmediğini iddia etti. Medya bu dedikoduları yayınlayarak halkın aşı güvenliğine karşı korku ve kafa karışıklığını ateşledi. Wakefield'ın makalesini yayınlayan The Lancet dergisi 2004 yılında makaleyi geri çekmesini istedi. İngiltere'de Bağımsız Genel Tıp Konsey'i Wakefield'ın çıkarları için bu iddiayı ortaya attığını açıkladı. Aşının çocuklara zarar verip vermediğini öğrenmek isteyen ailelerin kendisine yüklü miktarda para ödedikleri ortaya çıktı. İngiliz Genel Tıp Konseyi, 2010 yılında Wakefield'ın doktorluk diplomasına el koyarak, doktorluk yapamayacağı konusunda karar verdi. 2011 yılında gazeteci Brian Deer, Wakefield'ın verileri tahrif ederek bilimsel sahtekarlık yaptığını ve araştırmalarından yasadışı gelir elde etmeye çalıştığını kanıtlayan bir dizi haber yayınladı.

MMR aşısının güvenliğini değerlendirmek için çok sayıda araştırma yapılmasına rağmen, bunların hiç birinde aşı ile otizm arasında herhangi bir bağlantı bulunamadı.

Aşı karşıtlarının akıl ve bilimle mücadelesi - Resim: 1

AŞILARDA CIVA KULLANIMI

Aşılarda çok az miktarda ve koruyucu olarak kullanılan Tiomersal (Thiomersal), içerisinde civa bileşiği olan antibakteriyel ve antifungal bir maddedir. 1930'lardan beri aşıların ömrünü uzatmak ve aşının bakteri üretmesini engellemek için kullanılan bu madde, aşı karşıtlarının en büyük malzemesi. Aşı karşıtları, Tiomersal’ın çocuklarda otizm, dikkat eksikliği, aşırı duyarlılık bozukluğu ve konuşma bozukluğuna yol açtığını iddia ediyor. 2001 yılında Amerikan Tıp Enstitüsü'nün Bağışıklama Güvenliği İnceleme Komitesi (The Institute of Medicine's Immunization Safety Review Committee) aşı karşıtlarının iddialarının doğru olup olmadığını araştırmak için araştırmalara başladı. İlk yayınladıkları raporda herhangi bir kanıt bulunamadığı açıklandı, ikinci raporda ise aşılar ile otizm herhangi bir nedensel ve sonuçsal ilişki olmadığı kanıtlandı. Bilimsel kanıtlar tersini göstermesine rağmen aşı üreticileri "satış kaygıları" nedeni ile Tiomersal maddesini aşılarda kullanmamaya başladılar.

ÇÖKEN UYGARLIĞIN YANSIMALARI

Günümüzde aşı karşıtları Kovid-19 salgınının başlaması ve sosyal medya kullanımının artması ile atağa geçtiler. Özellikle Facebook grupları, Whatsapp grupları ve Twitter'da örgütlenmektedirler. Kendilerini "toplum sağlığına sahip çıkan bir avuç activist" gibi gösterseler de arkalarındaki ekonomik destek hiç de öyle görünmüyor. Facebook'un reklam verenler raporu açıklanınca, aşı karşıtı içerikli büyük bütçeli reklamların %54'ünün iki dernek tarafından verildiği ortaya çıktı. Birincisi: Eski Amerikan Başkanı John F. Kennedy'nin yeğeni olan ve adı skandallarla anılan Avukat Robert F. Kennedy Jr.'un başkanı olduğu Dünya Civa Projesi Derneği (WMP).

İkincisi: Sözde sağlıklı yaşam savunucusu Larry Cook'a ait olan Zorunlu Aşılamayı Durdurun Derneği (SMV). Cook yaptığı paylaşımlarla ciddi bir kitleyi etkiliyor. Ancak yürüttüğü faaliyetlere karşı tepkiler de fazla. Cook'un paylaşımlardan etkilenen bir annenin aşı yaptırmadığı ve 4 yaşındaki çocuğunu kaybettiği ortaya çıktı. Birçok aile, sosyal medyada küçük bir çocuğun ölümüne neden olduğu için Cook'u suçladı.

Aşı karşıtı bu derneklerin bütçeleri milyon dolarlarla ölçülürken, sosyal medya reklamlarına harcadıkları paralar ise hiç de azımsanmayacak düzeyde.

Aşı karşıtları Edward Jenner'ın çiçek aşısını bulduğu günden beri hep varlar. Bilim karşıtı, akıl karşıtı komplo teorileri hep çürütülse de "sahte bilim" üretmekten vazgeçmiyorlar. Kullandıkları tezler ve kaynakları hep aynı. Hepsinin siyasi eğilimi Neo-liberalizm. Tarihte hep kaybettiler, bugün de kaybediyorlar ve hep kaybetmeye devam edecekler. Kullandıkları tezler zaman içerisinde değişse de kafa karıştırmaktan başka hiç bir işe yaramıyorlar.

TÜRKİYE'DE TUTMAZ

Henüz üçüncü faz klinik aşı deneyleri bitmemiş olmasına rağmen "Acil Durum Kullanım Onayı" ile başta sağlık çalışanları Türkiye'de ve Dünyada aşılama başladı. Türkiye'de büyük çoğunluğu Sinovac firmasından karşılanan aşıların testleri yine Cumhuriyet'in yetiştirdiği Türk Doktorlar tarafından yapılmaktadır. Anadolu insanı Cumhuriyet'in bilim ışığında yetiştirdiği o Türk Doktorlarına güvenir. Bu nedenle Türkiye'de aşı karşıtlığı hiçbir zaman tutmamıştır ve tutmayacaktır.

KAYNAKLAR:

https://www.historyofvaccines.org/content/articles/history-anti-vaccination-movements

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Edward_Jenner

https://en.m.wikipedia.org/wiki/William_Tebb

https://www.who.int/vaccine_safety/committee/topics/thiomersal/en/

https://www.google.com/amp/s/evrimagaci.org/facebooktaki-asi-karsiti-reklamlarin-yarisindan-fazlasi-sadece-2-kisi-tarafindan-kontrol-ediliyor-8051/amp

https://finance.yahoo.com/news/meet-larry-cook-villain-behind-164513141.html

https://www.aydinlik.com.tr/haber/asi-savaslari-ve-turkiye-nin-cesur-tavri-228594

Son Dakika Haberleri