22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aşıda kamuculuk salgını bitirir

Aşı ve ilaç gibi stratejik ürünlerin devlet sorumluluğunda olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Uzbay, ‘Aşı ve ilacı tekstil gibi pazarlarsanız sorunlar ortaya çıkar. Dünya kapitalist sistem ile mutlu değil, insanlık yeni bir ekonomik model üzerinde uzlaşmak zorunda’ dedi

Aşıda kamuculuk salgını bitirir
A+ A-
ÖZLEM KONUR USTA

Dünyanın büyük bir kısmı Kovid-19 aşılarına ulaşamıyor. Gelişmiş ülkelerin kendi vatandaşlarını aşılaması da kesin çözüm olarak görülmüyor. Salgın, sağlıkta kamu hizmetlerinin önemini acı bir deneyimle dünyanın gözüne soktu. Şimdi tartışma aşı formülünün hakkının paylaşımına gelip dayandı. Üsküdar Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı ve Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay salgının yeni bir ekonomik düzeni dayattığını söyledi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın da, salgını ancak bütün dünyanın birlikte hareket etmesi ile yenebileceğimizi ifade etti.

Aşı üreten şirketlerin fikri mülkiyet haklarının salgını yenebilmek amacıyla devredilmesi tartışılıyor. Prof. Dr. Faruk Aydın, salgının başından bu yana dünyanın aşı konusunda birlikte hareket etmesi gerektiğini savundu. Aydın’a, “Ülkelerin gücü aşı üretimi için yeterli mi?” diye sorduk. Aydın, “Geçmiş tecrübesi olan, alt yapısı olan, bilim insanı olan, denetim mekanizması olan yerlerde bu yapılabilir. Sağlık Bakanlıkları, ara ürün, son ürün ve çeşitli mekanizmalarla bunu denetler. Aşının sahibi devletler olacak. Dünyanın tehlikeden kurtulması için insanlık birlikte hareket etmeli. Hangi ülkenin alt yapısı hangi tür aşıya yakınsa onu üretebilir” diye yanıtladı.

TEKRAR KEŞFETMEK ZAMAN KAYBI

Aşının her ülkede tekrar keşfedilmesinin üretimi geciktirdiğini söyleyen Aydın sözlerine şöyle devam etti: “Patentini alanların üretimi yeterli gelmiyor. Yıllık 2 milyar doz aşı üretiliyor. Dünyanın hatırlatma dozu ile birlikte yılda 24 milyar doz aşıya ihtiyacı var. Aşılamasının tamamlayan ülkeler yeni varyantlar nedeniyle yeniden aşılanma ile karşı karşıya. Jonas Salk 1955'te geliştirdiği aşı ile dünya çapında çocuk felcinin sona ermesine yardımcı oldu. Salk'ın çalışmaları bilimin bulaşıcı hastalıklara karşı bir siper olabileceği umudunu verdi. 1955'te gazeteci Edward R. Murrow'a verdiği bir röportajda Jonas Salk, bir aşının patentli olması gerektiği fikrini reddetti. ‘Güneşin patentini alabilir misin?’ sorusuyla, aşısının doğal ve gerekli olduğunu söyledi. Bilim tarihinde onu minnetle anıyoruz.”

SOSYAL DEVLET KAVRAMI GÜÇLENDİ

Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aşı ve ilaç gibi stratejik ürünlerin ticari hale gelmesinin gelişmiş ülkeler de dahil tüm dünyanın sorunu olduğunu söyledi. Uzbay, “Dünya kapitalist sistem ile mutlu değil, insanlık yeni bir ekonomik model üzerinde uzlaşmak zorunda” dedi.

Sağlığın temel insan hakkı olduğunu söyleyen Uzbay sözlerine şöyle devam etti: “İnsanların güvenlik ve emniyetinden olduğu gibi sağlıktan da devletler sorumlu. Pandeminin bize gösterdiği en önemli sorunlardan biri sosyal devlet kavramının güçlendirilmesi. Sağlık ticarileşti. Artık Sosyal Güvenlik Kurumundan sigortanızın olması yeterli değil. Kamuda hizmet gerilerken iyi hekimler özel sektöre geçiyor. İyi sağlık hizmeti almak için belli bir para sarf etmeniz gerekiyor. Buna da herkes ulaşamıyor. Sağlık hizmetinde olmazsa olmazlar var. Pandemi yayılıyor ve her gün insanlar ölüyor. Rahim kanserini tedavi eden bir ilaç bulunsa bunu yalnızca parası olanlar mı almalı. İlaç ve aşı serbest piyasa içinde tekstil ya da kozmetik ürünü gibi pazarlanmaya kalktığında ciddi sorunlar ortaya çıkıyor. Bugün Afrika’ya neredeyse hiç aşı ulaşmıyor. Birçok ülke aşılama programında çok geride. Dünya ABD, Avrupa Birliği, Japonya’dan ibaret değil. Bu ülkelerde aşılama olacak, ulaşamayanlar da sessizce bekleyecekler ve biz ölmelerini mi izleyeceğiz? Bir buluşun koruma altına alınması ve buluşu yapanların da takdir edilmesi, kazanca sahip olmaları gerekir. Fakat ticari firmaların bu işe girmesi fiyatı artırabilir. Stratejik önemi olan, temel insan hakkı olan ilaç ve aşılar sosyal devlet koruması altında geliştirilmeli. Çevrenizi sınırlarla çevirip bunun dışında kalamazsınız. Savaşlar çıkar, o insanlar gelir, salgınlar sizi de yakalar.”

İLAÇ ENDÜSTRİSİNİN İNSAFINA BIRAKILAMAZ

Aşının geliştirilmesinin aynı eğitime sahip insanlarca çok da zor olmadığını ifade eden Uzbay, “Üretebilir mi” tartışmasının konunun esasının gözden kaçmasına neden olduğunu söyledi. Uzbay, “Kanser tedavisi gibi olmazsa olmaz ilaç ve aşı gibi ürünler ilaç endüstrisinin insafına bırakılamaz. Alt yapı, uzman eleman ihtiyaç. Uzman elemanı ekonomik olarak tatmin etmelisiniz. Üretmek için o iklimi yaratmak ve alt yapıyı kurmak gerekiyor” dedi.

Koronavirüs Aşı Tayfun Uzbay faruk aydın