Asya/Avrasya kahramanını uğurlarken...

Atatürk aramızdan ayrıldığında cumhurbaşkanı sıfatını taşıyordu. Vefatı üzerine dünyanın dört bir yanından yollanan mesajlar Ankara’ya ulaştı.
Bunların en etkili, duygu, anlam yüklü olanlarının Asya’dan/Avrasya’dan gelmiş olması kuşkusuz dikkat çekicidir. Asya/Avrasya kahramanını en içten duygularla uğurladı.
Öte yandan, emperyal devletlerin sınırlarını kanla çizmeye çalıştığı Batı Asya’yı 15 yıl gibi çok kısa bir sürede deyim yerinde ise bir “Barış Adasına” dönüştürmüş olması Batılı liderleri şaşkına çevirmişti. Ölümünden sonra Batılı liderlerin yayımladıkları mesajlar da bu açıdan dikkat çekicidir.
10 Kasım 1938’de Asya (devrimci) aslanını, dünya (barış) güvercinini uğurladı. İşte bazı örnekler:
-Hindistan Kongre Partisi lideri ve gelecekteki başbakanı: Pandit Nehru
Atatürk, gençlik günlerimde benim kahramanımdı. Büyük zaferin haberini hapishanede duyduğumuz zaman buna nasıl sevinip, nasıl kutladığımızı unutamam. O’nun dinamizmi, yılmak ve yorulmak bilmezliği insanda büyük bir etki yaratıyordu. Çok istediğim halde onu ziyaret etme fırsatını bulamadım. O, Doğu’da modern çağın yapıcılarından biridir. Onun en büyük hayranları arasında bulunmaya devam ediyorum.
-Delhi Gazetesi
Hindistan Millî Meclisinde Atatürk üstüne yazılmış şiirler, mersiyeler okundu, saatlerce gözyaşı döküldü.
-Hint Parlamento Heyeti Başkanı: Sucheta Kripalani
Atatürk, yalnız Türk Milleti’nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.
-Muhammed İkbal (Pakistan Millî Şairi)
Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken O’nun bakışıyla cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.
-Eski Afgan Kralı Emanullah Han (Atatürk’ün 1928’de Ankara’da ağırladığı, eşinin ülkesine döner dönmez peçeyle mücadele başlatması üzerine darbe ile indirilen lider)
Roma’da evimizde radyo dinliyorduk. Kara haberleri duyunca kalbimizden vurulmuş gibi olduk. Büyük Ata’nın kaybı karşısındaki elem ve üzüntülerimi ona kendi huzurunda belirtmek üzere İstanbul’a geldim. Eğer gelmeseydim bu sonsuzluğa göçen büyük insanın önünde ağlamasaydım, bu sonsuz ayrılığa katlanamazdım. Büyük arkadaşımın tabutu önünde durdum, eğildim, ağladım.

‘ASYA KITASININ ATA’SI’
-Çin Basını
Biz Çinliler, hepimiz bu yasa katılıyoruz. Zira büyük bir milletin, çok sevilen Büyük Atasının ölümü, yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır. Atatürk, bütün Asya kıtasının Ata’sıdır.
-Abdüsselam Arif (Eski Irak devlet başkanı)
Atatürk bir çocuk bırakmadı, lakin daima sen babamsın, hayatımın sebebisin, velinimetimsin, senin adın gönüllerimizde daima sevgi ve takdir ile yaşayacak bir büyük millet bırakmıştır.
-Tahran Gazetesi
Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır. Bu gibi dehalar ancak görünüşte ölürler. Çünkü gerçekte milletlerin anlayışlarında derin ve silinmez izler bırakan eserleriyle daima yaşarlar.
-Japon Basını
Cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye’nin dış ve iç politikasının özelliğini oluşturan alışkanlıkları yıkan gerçekçilik, onun orijinal dehasının ürünüydü. Atatürk’ün ölümü sırasında Türk dış politikasının ana amacı, Yakın Doğu’da, Balkanlarda ve Batı Asya’da barış ve istikrarı korumak, bu bölge milletleri arasındaki anlayışı pekiştirmekti.
-Alman İllustrierte Dergisi
Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye’ye bakılarak bugünden ölçülebilir.
Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır.
Buram buram Asya, özgürlük, kurtuluş, emperyalizme karşı mücadele kokan sıcak mesajların yanı sıra Atatürk’ü tanımış bazı şahsiyetlerin tanıklığı da önemlidir.
-A.B.D. Eski Büyükelçisi: General Charles Sherrill (Atatürk’e büyük bir hayranlık duyan kişi)
Unutmamalıdır ki Kemal, Dumlupınar’da parlak bir strateji kabiliyeti göstermiş ve düşmandan çok azlık olan Türk kuvvetlerinden gereğince yararlanmayı bilmiştir.
Dünya üzerinde istila orduları, Yunanlılar’ın uğradıkları büyük bozgun gibi bir yenilgiyle pek az karşılaşmışlardır. Mustafa Kemal, başarılarının çoğunu tükenmek bilmeyen sabrı sayesinde elde etmiştir.
-General Mc Arthur (Ünlü ABD’li komutan Mc Arthur, 1932’de Dolmabahçe’de Atatürk’ü ziyaret eder. Atatürk Amerikalı generali o sırada toplantı halindeki Türk Dil Kurultayı’na götürür.)
Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye’nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir. Ben, Atatürk’ün sadık arkadaşlarından biri olmakla büyük bir iftihar duyuyorum.

‘KENDİSİNİN BULUNMAYACAĞI ZAMANLAR İÇİN ÇALIŞIYORDU’
-İngiltere’nin eski Ankara Büyükelçisi: Sir Percy Loraine
Bazı Kimseler Atatürk’ü diktatörler arasında saymıştır. Bence bu görüş yanlıştır ve yanlış yola götürür. Atatürk bilimle, kendisinin bulunmayacağı zamanlar için çalışıyordu. Kendisinden sonra da yaşayacak bir hükümet sistemi ve yönetim kurmağa gayret ediyordu. Kendi görünüşleri uymağa halkı zorlamakla değil de, inançlarını öğretmeğe ve ideallerini açıklamağa uğraşıyordu.
-ABD Başkanı: Franklin Delano Roosevelt
Kemal hakkında almış olduğum malûmat çok tazedir. Bu husustaki bilgilerimi kendisini çok iyi tanıyan birisinden temin ettim. Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri Birliği Hükümeti’nin tanınması hakkında Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa’nın en kıymetli, en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana verdiği cevapta bunun Türkiye Cumhurreisi Mustafa Kemal olduğunu söyledi.
-Fransa Cumhurbaşkanı Alber Lebrun
Hayatını memleketinin şanlı canlanmasına hasretmiş olan ateşli vatansever ve büyük devlet adamının kaybolduğu şu anda Türkiye’nin yasına derin bir hisle iştirak etmekteyim. Türkiye Cumhuriyeti’nin maruz kaldığı kaybı Fransız Milleti en derin teessürleri ile hissetmektedir.

Sonuç: Soğuk Savaş yıllarında Batı’dan Türk aydınlarına basın-yayın yolu ile iletilen iletiler Çörçil’in ne kadar büyük bir devlet adamı olduğu şeklindeydi. M. Kemal Türklere unutturulmak istendi; öteki Batı Asyalı milletlerin bilincinde karalandı. Batılı emperyal güçlerin Türkiye ve Batı Asya’nın öteki uluslarını baskı-denetim altına almak için başka çareleri yoktu. Şimdilerde sisler dağılıyor, Yüceltilen Çörçil’in eli kanlı bir zalim olduğu gizlenemez hale gelirken, M. Kemal Atatürk’ün adı güneş gibi ışıldıyor; yolunun/programının mazlumlar için çıkış yolu, dünya için kalıcı barış yolu olduğu ortaya çıkıyor.